Kerem Aktürkoğlu, ay-yıldızlı grubun Polonya ile 10 Haziran Pazartesi günü oynayacağı hazırlık maçı öncesinde Poznan’da gerçekleştirdiği kampta açıklamalarda bulundu. Hazırlıklarının yoğun geçtiğini, mental ve fizikî olarak şampiyonaya hazır duruma gelmeye yaklaştıklarını anlatan Kerem, “Orada çok büyük kadrolarla oynayacağız, fizikî olarak hazır olmamız gerek, o yüzden yoğun bir kamp dönemi geçiyor. Hepimiz hazırız, memnunuz, çok güzel bir kamp dönemi geçiyor. Arkadaşlık ortamı, münasebetlerimiz yerinde, umarım hepimiz için güzel ve başarılı bir turnuva olur.” dedi. Macaristan ve Avusturya yenilgilerinin moral bozduğunu lakin bunlardan dersler çıkardıklarını aktaran Kerem, İtalya beraberliği hakkında ise şöyle konuştu: “Ozan’ın sakatlığı hepimizi çok üzdü. Ondan önce Çağlar ve Enes sakatlık geçirdi. Çok üzücü şeyler. Futbolun içinde bu türlü şeyler var, bunlara alışık insanlarız ama bu türlü bir turnuvadan önce sakatlanınca hem onlar için hem bizler için büyük bir hayal kırıklığı oluyor. Moral, motivasyon olarak daha çok düşüşe geçebiliyoruz. Onlara tekrar çok geçmiş olsun diyorum. İtalya müsabakası, hazırlık maçı gibi değildi, iki kadro da çok iyi savunma yaptı, ben süre alamadım ama grup arkadaşlarımı tebrik ederim. Zira iyi tertiplere sahip bir kadroya karşı iyi savunma yaptık. Avrupa Şampiyonası’nda savunmayı iyi yapabilmek bizim için önemli olacak. Hamle manasında çok üretken olmayabiliriz ama biz de atak fırsatları vermedik. Grup olarak iyi bir maç geçirdik, hocamız da bunu söyledi. Sırada Polonya maçımız var, çok güçlü bir ekip, kaliteli oyuncuları var. İtalya maçı gibi çok çetin geçecektir. Bizim için bir hazırlık maçı değil zira son provamız. Güç geçecek ama sonunda güzel bir maç olacağına inanıyorum.” “GRUPLARI GEÇTİKTEN SONRA NELER YAPABİLECEĞİMİZİ ÇOK İYİ BİLİYORUZ” Milli kadronun son iki Avrupa Şampiyonası’nda gruptan çıkamadığını hatırlatan Kerem, “Milli ekiple en son 2008’de başarımız var. Ondan sonra çok iyi takımlara sahip olduğumuz halde başarı elde edemedik. Artık tekrar beklenti çok fazla. Geçmişte yaptığımız yanlışları yapmamak için ayağımız yere daha sağlam basıyor. Çok fazla beklentileri karşılama ihtiyacı duyunca kusur yapmaya çok yatkın olabiliyorsun. Biz maalesef o denli bir ülkeyiz. Hem taraftarlar hem futbolcular olarak hisler daha ağır basabiliyor. Maç maç bakarak, maksatları daha az tutarak ilerlediğimiz zaman daha rahat plan yapabiliriz. Öncelikle kümelerden çıkabilmek bizim için daha minimal amaçlardan bir tanesi. Ondan sonra alışılmış ki daha büyük gayeler koyabiliriz.” ifadelerini kullandı. Kerem Aktürkoğlu, “Kamuoyunda çeyrek ya da yarı final beklentilerinin konuşulması üzerinizde baskı oluşturuyor mu?” sorusunu, “Böyle gayeler koyarsak daha fazla baskı altına girmiş oluruz, hem milletçe hem de biz futbolcular olarak. Bir evvelki turnuvalarda kümeleri geçemedik. Bu türlü maksatlar çok güzel, bizleri buralara koymaları, biz de kendimizi oralara koyuyoruz ama önce küçük amaçları aştıktan sonra bu gayelere ilerlemek bence daha mantıklı. Zira kendimizi baskı altına soktuğumuzda istediğimiz performansı alana yansıtamayız. Kümeleri geçebilmek bizim ana amacımız. Ben maksadı biraz daha minimal tuttuğumuz zaman daha güzel başarılar elde edebileceğimizi düşünüyorum. Kümeleri geçtikten sonra neler yapabileceğimizi hem milletimiz hem de bizler çok iyi biliyoruz. Zira çok kaliteli bir ekibe sahibiz ama direkt final, çeyrek final diye hedef koyarsak bence bu bizi çok daha büyük baskı altına alır.” halinde yanıtladı. “EN GÜÇ MAÇIMIZ, GÜRCİSTAN MÜSABAKASI OLACAK” “Grupta favori alışılmış ki herkes için Portekiz ama bence bizim en güç maçımız, Gürcistan müsabakası olacak.” diyen Kerem, “Gürcistan hem turnuvadaki ilk maçımız hem de Gürcistan’ın daha önce Avrupa Şampiyonası tecrübesi yok. Deneyimsiz ekipler ama kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Buraya gelerek çok büyük başarı elde ettiler. Kaybedeceği hiçbir şeyi olmadan oynayan bir ekip, daha büyük başarılar elde edebilir. Bizim en sıkıntı maçımız Gürcistan. O maça çok iyi konsantrasyonla çıkmamız gerek. Ondan sonra diğer rakipleri düşünmemiz gerek. Biz maç maç ilerlemek istiyoruz, en sıkıntı maçımız Gürcistan müsabakası, ondan sonra Portekiz, Çekya maçını düşünmeliyiz. Bu türlü daha büyük başarılara ulaşabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu. Kerem Aktürkoğlu, “Milli kadro son 3 maçında sırf 1 gol atabildi. Gol yollarında sorun yaşadığımızı düşünüyor musun?” sorusuna, “Hazırlık maçları, test maçlarıdır. Son maçlara baktığımızda evet o denli gözüküyor olabilir ama Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde 20 golün 17’sini farklı oyuncu attı diye hatırlıyorum, bu da her oyuncunun gruba katkı sağladığını gösteriyor. Son 2-3 maç üzerinden bakarsak evet o denli gözüküyor ama genele baktığımızda o denli olduğunu düşünmüyorum. Günümüz futbolunda her futbolcudan skor olarak katkı almak çok önemli, biz de o denli kaliteli futbolculara sahibiz. Avrupa Şampiyonası’nda daha farklı olacağına inanıyorum. Zira hakikaten kaliteli ve çok iyi oyunculara sahip bir ülkeyiz. Bu hususta aynı kanıda değilim.” karşılığını verdi. “İTALYA İLE FİNAL OYNAMAK İSTERİM” Kerem, turnuvada karşılaşmak istediği grubun sorulması üzerine ise “İtalya ile final oynamak isterim. Zira son Avrupa Şampiyonası’nın şampiyonu İtalya. O bakımdan onlarla karşılaşmak isterim. Turnuvanın ev sahibi Almanya ile de hangimiz ev sahibiyiz müsabakası yapabilmek için de onlarla karşılaşmak güzel olur. İki ekibi söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı. Milli futbolcu, kümedeki rakiplerden Portekiz’in yıldızı Cristiano Ronaldo hakkında, “Dünya Kupası elemesinde Portekiz’e elenmiştik, ilk kere Ronaldo ile orada karşılaşmıştım. Ronaldo’nun profesyonelliği, futbolculuğu, muvaffakiyetleri herkes tarafından örnek alınıyor. Bir ikon haline geldi. En çok beğendiğim oyunculardan biri. Çok başarılı, milli kadroda ve kulüp bazında yaptıkları çok büyük. Portekiz’i sedece Ronaldo üzerinden kıymetlendirmek de yanlış olur. Çok kaliteli ve iyi bir ekibe sahipler. Dünya Kupası elemesinde karşılaştığımızda bizim için güzel sonuçlanmamıştı. Tahminen son turnuvası olabilir ama işin içinde Ronaldo olunca çok da belli olmaz. Neler yapabileceğini, ne zaman bırakacağını kimse bilemiyor. Çok kaliteli ve çok iyi bir futbolcu. Onun kalitesini bildiğimiz için motivasyon olarak ona göre bir maç geçireceğimizi düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Kerem, BVB Dortmund Stadı’nı çok beğendiğini belirterek, “Çok şanslıyız ki iki maçımızı Dortmund Stadı’nda oynayacağız. Sarı duvar dedikleri stadı, kırmızı-beyaz görmek bizi çok etkileyecektir. Taraftarımızla birlikte orayı düşündüğüm zaman bizi çok büyük bir atmosfer bekliyor. Sabırsızlıkla o günü bekliyoruz.” biçiminde konuştu. “HEPİMİZ ÜLKEMİZ, BAYRAĞIMIZ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ” Kerem Aktürkoğlu, “Hangi bölgede oynadığında kendini daha rahat hissediyorsun?” sorusuna, “Tabii ki birinci konumum sol kanat. Sol kanatta kendimi çok daha rahat hissediyorum. Ama bu sene prestijiyle farklı mevkilerde oynamanın beni daha da geliştirdiğine inanıyorum. Forvet gerisi ve merkezde rahat topla buluştuğum zaman da kendimi rahat hissediyorum. Stabil kanat oyuncusu olup çizgide beklemiyorum, gezerek oynuyorum. Benim için kanat yahut orta saha diye bir konum yok ama kanatta oynayıp içerilerde top aldığım zaman kendimi daha rahat hissediyorum.” karşılığını verdi. Milli kadroda rekabetin en yüksek olduğu mevkinin kanatlar olduğu konusunda ise Kerem, “Çok kaliteli bir grubuz, bu bizim için bir baht. Geleceğe umutla bakabilirsiniz. Kadroda genç ve kaliteli oyuncularımız var, kanat bölgesi de çok yoğun. Rekabet her futbolcu için hudutlarını zorlayabilmek için çok hoştur. Ben de kendimi her seferinde zorlayan bir futbolcuyum, hiçbir zaman ‘Tamam.’ demem, kendimi geliştirmek için daima çalışıyorum, eksiklerimin üzerine gidiyorum. Kaliteli futbolcularla rekabet halinde olmak da beni zorluyor ve beni daha iyi yere götüreceğini düşünüyorum. Sonuçta hepimiz ülkemiz, bayrağımız için mücadele ediyoruz. Ülkeye yararlı kim olacaksa alana çıkacak ve sonuna kadar gayretini verecektir.” değerlendirmesinde bulundu. EURO 2024’te milli kadro için kilit sözlerin “Sabır ve sakin kalabilmek” olduğunun altını çizen Kerem Aktüroğlu, “Çünkü biz hisleriyle hareket eden bir milletiz. Hisleri yoğun yaşayan, hislerine göre hareket eden bir ülkeyiz. Bu turnuva boyunca sakin kalabilirsek, sabırlı olabilirsek zira maçlar 90 dakika… EURO 2008’de de gördük geriden gelerek başarılar elde ettik. Bu turnuvada da her ne olursa olsun ülkemizin desteği bizim için çok önemli. Biz de sabırlı olup, sakin kalarak turnuva boyunca oynayacağımız maçlar boyunca bu sözleri alana yansıtırsak başarı kaçınılmaz olacaktır.” ifadelerini kullandı. “SONUNU DÜŞÜNEN KAHRAMAN OLAMAZ” “Ben her zaman kazanmak için alana çıkıyorum. Evvelden oynadığım ufak bir misket oyununda bile daima kazanmak için oynardım.
Benim çocukluğum, hayatım o denli geçti.” diyen Kerem, şunları kaydetti: “Kazanmak için oynayan bir beşerim. Hiçbir zaman pes etmem. Sonunu düşünmem. Bir laf var, sonunu düşünen kahraman olamaz diye bu benim hayat felsefelerimden bir tanesi, ben alana her zaman kazanmak için çıkarım. Neler yapabileceğimi biliyorum, hudutları asla kendim koymam, hudutları oburlarının koymasına da izin vermem. Kendimi daima geliştirmek üzerine çalıştığım için başarılı olabileceğim ya da olamayacağım mevzuları da biliyorum ama başarısız olduğum hususların da üzerine gitmeyi çok seven bir beşerim. Pes etmemek, sonuna kadar savaşmak en sevdiğim özelliklerimden bir tanesi. Öz güvenli bir futbolcuyum. Öz güven bazen kusur da yaptırıyor, bazen yapamayacağın şeyi de yaptırabiliyor. Bence futbol için en önemli şeylerden bir tanesi öz inançtır. Öz güvenli ile öz inançsız futbolcu arasındaki fark çok büyüktür. En güvendiğim yanlarımdan bir tanesi öz güvenli futbol oynamam.” “HEDEFLERİMDEN BİR TANESİ AVRUPA’DA OYNAYABİLMEK” Büyük turnuvaların futbolcuların mesleğinin üzerindeki tesirinin farkında olduklarını vurgulayan Kerem, “Böyle turnuvalar nitekim her futbolcu için çok önemli. Bu turnuvalar futbolcuların mesleğini A’dan Z’ye götürebilecek bir süreç. Ben de her zaman kendime amaçlar koyuyorum, bu turnuva da amaçlarımdan bir tanesi. Bu turnuvada başarılı performans sergileyip ülkemi, ailemi en güzel şekilde temsil etmek istiyorum. Önüne çıkan fırsatları her insan pahalandırmak ister. Ama öncelikli amacım ülke olarak başarı sağlayabilmek. Ferdî performanslar sonra düşünülür. Önemli olan ülkemizin başarısı, ülkemizle bir yerlere gelebilmek bence daha önemli.” formunda konuştu. Kerem, Avrupa’da beğendiği ligler hakkında ise “İspanya ligini çok beğeniyorum. İngiltere ve İtalya ligi de çok güzel, kaliteli ligler. Bu üç lig benim için en güzel ligler. Sonra Almanya, Fransa geliyor. Alışılmış ki ilk sıra İngiltere. Zira çok güç ama çok kaliteli futbolun oynandığı liglerden bir tanesi. İspanya ve İtalya benim futboluma daha yatkın bir lig ama bakalım. Alışılmış ki her futbolcunun amacında vardır. Amaçlarımdan bir tanesi Avrupa’da oynayabilmek. Bakalım iyisi neyse hakkımızda o olsun.” değerlendirmesinde bulundu.
“KÜÇÜK ÇOCUKLAR GOL SEVİNCİMİ ÇOK SEVİYOR” Kerem, kendisiyle bütünleşen gol sevinci hakkında ise şunları söyledi: “Klasik bir gol sevincim var, nasip olursa şampiyonada gol atarsam onu yaparım. Ne zaman hangi dakikada gol atabileceğini bilmiyor insan. Dakika 90’da galibiyet golünü getiren golü atarsam farklı bir sevinç de yapabilirim. Harry Potter’ı çok seviyorum, zaman zaman gözlük de kullanıyorum. Bir gün taktığımda çok büyük benzetmeler başladı. Ondan sonra nasıl sevinçler yapabiliriz diye düşündük. Bu türlü bir sevinç çıktı, yapınca kötü olur diye düşünüyorduk ama çok sevildi. Küçük çocuklar gol sevincimi çok seviyor, bana daima bu türlü görüntüler atıyorlar. Beni gördüklerinde ‘Abi yapar mısın?’ diyorlar. Bence çok güzel duruyor, kimilerine kötü geliyor olabilir ama bence pek güzel duruyor. Benimle özdeşleştiğini düşünüyorum, yapmaya devam ediyorum, inşallah gol atarım ve yapmaya da devam ederim.” “GALATASARAY’DA HEDEF 25. ŞAMPİYONLUK” Kerem Aktürkoğlu, Galatasaray’ın şampiyonluğa ulaştığı dönemle ilgili, “Bu benim Süper Kupa ile birlikte Galatasaray’da 3. şampiyonluğum. Şampiyon olabilmek, bir dönem boyunca yaptığın gayretin karşılığını alabilmek sahiden çok güzel, tarifsiz bir duygu. Biz de bunu sonuna kadar hak ederek güzel bir şekilde kazandık.” ifadelerini kullandı. “Buraya giydiğimiz formaları bırakıp da geldik, artık milli ekip formasını giyiyoruz, her şey geride kaldı.” diyen Kerem, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Şampiyon olduk, Galatasaray’ın şampiyonluğu da bitti. Galatasaray’da oynuyorum onların maksadı 25. şampiyonluk, benim de gayem 25. şampiyonluk. Ama artık onu kapattıktan sonra buraya geldik, hepimizin maksadı milli ekiple başarılı olabilmek. Kadrolara daha fazla ehemmiyet veren bir ülke olduk. Bence milli ekip sevgimizi hepimizin daha fazla aşılaması gerek. Futbolcular olarak saha içinde rekabet ediyoruz ama burada birbirimizle antrenman yapıyoruz, birbirimizle meselelerimiz yok. Kulüplerde kimileriyle ilgili natürel ki sorunlar olabiliyor ama burada bulunduğumuz süre boyunca milli ekibin ne kadar daha önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Birbirimizle hiçbir sorunumuz yok. Artık sadece milli ekibi destekleyebilirsek turnuva hepimiz için, ülkemiz için çok önemli. Bence aşılamamız gereken şeylerden bir tanesi milli kadro, bayrak sevdası. Benim de naçizane taraftarlarımıza artık kulüp ekiplerini bir kenara bırakıp, ferdi olarak futbolcu fark etmeksizin en azından bu turnuva boyunca milli kadroya odaklanabilirsek, o zaman daha büyük başarı elde edebiliriz. Ekipler devreye girince, kişisel futbolcular üzerinden tenkitler, reaksiyonlar devreye girdiği zaman kazanan ülkemiz ya da kimse olmayacak, kaybeden hepimiz olacağız. Başarılar gelmesini istiyorsak bence en önemli noktalardan bir tanesi kim olursa olsun sonuna kadar destek.” Kerem, “Şampiyonluk kutlamasında alana Barış Manço’nun ‘Dönence’ müziğiyle çıktın. Bunun özel bir anlamı var mıydı?” sorusunu, “Benim çok sevdiğim bir müzik. Özel bir anlamı, özel bir manası yok. Hayatın neler getirebileceğini de bilemiyoruz. İçimden gelen bir müzikti. Onunla çıkmak istedim, onunla çıktım.” biçiminde yanıtladı.
03:32
