32,8366$% 0.07
35,8400€% 0.64
2.549,57%1,94
4.120,00%1,53
16.506,00%1,53
2.415,87%1,90
11.024,33%2,62
Malatya Turgut Özal Üniversitesinde, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga’nın iştirakleriyle “Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür” konferansı düzenlendi.
Konferansa Vali Yardımcısı Reşit Özer Özdemir, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İlhan Erdem ve Prof. Dr. Orhan Gündüz, Genel Sekreter Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Abuzer Yeşil, İl Müftüsü Ramazan Dolu, SGK İl Müdürü Tekin Kutlu, Vakıflar Bölge Müdürlüğü Destek Hizmetleri Şube Müdürü Mehmet Günay, Araştırmacı Zeynep Demirkol, İl Kültür ve Turizm Müdürü Yener Oba, akademik ve idari işçi ile çok sayıda öğrenci katılım sağladı.
Bir Daha 15 Temmuzlar Yaşanmasın Diye: Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür konferansı, söz ve müziğinin Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersan Çiftçi’ye ait olduğu “Uyandı Bir Millet” marşının video olarak yayınlanması ile başladı.
“Uyandı Bir Millet” marşının ardından açılış konuşmalarını gerçekleştiren Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Erdem, “Bugün 15 Temmuz’u anmak için bir ortadayız. 15 Temmuz tarihimizde hakikaten çok önemli bir gün. 15 Temmuz, darbeler geleneğinin son darbe teşebbüslerinden biri olarak tarihimize geçti ama bugüne kadar yapılan darbelerde olmayan bir durumla karşılaştık 15 Temmuz’da. Devlet ve millet bir araya gelerek hain darbe teşebbüsünü bertaraf etmiş ve darbe gerçekleşmemiştir. Bu açıdan hakikaten tarihimizde önemli bir günü ifade etmektedir. Binlerce yıllık devlet geleneğine sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu tip tehlikeleri bertaraf edecek güce ve kudrete sahiptir ama bunu milletiyle birlikte yaptığı zaman, bu güç ve kuvvet bambaşka bir kıymet arz etmektedir dedi.
Prof. Dr. İlhan Erdem Kurtuluş Savaşı’nda görmüş olduğumuz millet ve devlet birlikteliğini aynı şekilde 15 Temmuz’da da yaşanmış olduğunun altını çizerek, Maalesef dünyamızda hâkim güçler toplumları dizayn etmek için bu tip teşebbüsleri teşvik etmektelerdir. Ülkemizde de bu tip teşebbüsler zaman zaman olmaktadır ve hükümran güçler toplumları ve devletleri dizayn etmeye çalışırken 15 Temmuz’da olduğu gibi yüce dinimiz İslam’ı dini bir referans alarak bir darbe teşebbüsünde bulunmuşlardır. Maalesef hükümran güçlerin bu hevesleri daima devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak demokrasimiz, siyasetimiz güçlendikçe bu darbelerin başarılı olma ihtimali olmayacaktır.” diyerek konuşmalarına son verdi.
Vali Yardımcısı Reşit Özer Özdemir ise konuşmalarında, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün 8.yılını yaşıyoruz. Demokrasi tarihimize bir kara leke düşmüştür ve bu kara lekeyi de Allah’ın müsaadesiyle yine Türk milleti silmiştir. Türk milleti demokrasiye âşık bir millettir. Zira daha düne kadar ‘Padişahım çok yaşa!’ diyen bir millet; iş başa düştüğü vakit, dünyanın şimdiye kadar icat edilmiş en iyi sistemi olan demokrasiye inanmış, itibar etmiş bir millet bunu özümsemiştir. Dünya milletleri içerisinde hiçbir millet yoktur ki Türk milletine değinmeden kendi öz tarihini yazabilsin. Böylesine gücü, kudreti, sınırları aşmış, dünyaya şamil olmuş çok büyük bir medeniyetten bahsediyoruz. Tabi bu kadar büyük bir millet ve kadim bir kültür olunca dünyadaki şer odaklarının dikkatini çekiyoruz ve hedef haline geliyoruz dedi.
Anadolu coğrafyasının tarihin en eski devirlerinden beri her zaman için pahalı bir coğrafya olduğunu belirten Reşit Özer Özdemir, “Buraya gelen medeniyetler ve devletler, buradaki yoğun uğraşlar sonucunda burada kalabilmiştir. Burada en uzun süre kalan milletlerden birisi de Türk milletidir. Biz Anadolu aşığıyız ve topraklarımızı seviyoruz. Buradan başka gidecek bir yerimiz de yoktur. 15 Temmuz’da biz bunu bir kez daha ilan ettik.” sözlerine yer verdi.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Battalgazi Konferans Salonunda düzenlenen konferansta Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga konuşmalarına, hain darbe teşebbüsünün üzerinden 8 yıl geçtiğini ve devlet-millet bütünleşmesiyle, çok vahim sonuçlar doğurabilecek büyük bir badirenin atlatıldığını belirterek başladı. Göktolga, “15 Temmuz’a giden sürecin ekonomik, toplumsal, psikolojik, siyasi vb. boyutlarıyla analiz edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda 8 yıldır önemli çalışmalar yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Devam etmesi de gerekiyor. Ancak, bu hain darbe teşebbüsünün benzerlerinin yaşanmaması için hem millet hem de devlet olarak hepimize önemli sorumluluklar düşüyor dedi.
Tekrar aynı sorunu/sorunları yaşamamamız için her bireyin, sorumlu her kişi ve kurumun uzmanlık alanı çerçevesinde tedbirler alınması için kafa yorması, somut teklifler oluşturması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga, “Bu bağlamda önemli adımlar atıldı, atılmaya devam ediliyor. Bizlerin de eğitimciler olarak uzmanlık alanımız çerçevesinde bu sürece katkı sunma sorumluluğumuz var. Bu sorumluluk çerçevesinde, biz eğitimcilere düşen en önemli misyonlardan biri, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür jenerasyonlar yetiştirmek” sözlerine yer verdi.
Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga konuşmasını, konunun değerinin daha iyi anlaşılması için, darbe teşebbüsünde aktif olarak bulunmuş olan bazı isimlerin savcılık sözlerinden örnekler vererek sürdürdü. Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga, fikri hür kuşaklar yetiştirmenin değerine dikkat çekerek, “Fikrin hür olması; kişilerin üstte saydığımız zihinsel faaliyetleri gerçekleştirirken, mümkün olduğunca “özgün” kalabilmesiyle mümkün. Pekala, özgün kalabilmek nasıl mümkün kılınabilir? Aslında bu sorunun yanıtı, eleştirel düşünce tarifinde gizli: Eleştirel düşünme, inanç ve aksiyona yönelik bir rehber olarak gözlem, tecrübe, akıl yürütme veya irtibattan toplanan veya bunlar tarafından üretilen bilgileri aktif ve ustalıkla kavramsallaştırma, uygulama, analiz etme, sentezleme ve/veya değerlendirmeye yönelik entelektüel bir süreçtir tabirlerine yer verdi.
Vicdanın Arapça “vecede” kökünden geldiğini ve “vecede” fiilinin mastar kalıbı olan “el-vucud” sözünün beş duyu organı aracılığı ile “bulma”yı ifade ettiğini belirten Prof. Dr. Göktolga, “Vicdan; en genel manada, kişinin kendi ahlâk kıymetlerini dolaysız bir biçimde bizatihi yargılamasını sağlayan iç yeti ya da kişiyi bunu yapmaya yönelten iç duyudur. Dolayısıyla, vicdanen sağlıklı kararlar verebilmek için kişinin vicdanını dinlerken hür olması gerekir. Nihayetinde dinlediğimiz, dinlememiz gereken kendi vicdanımız, kendi iç sesimizdir. Çocuklarımıza dini değerleri, ahlaki değerleri, toplumsal kuralları öğretelim; ama kendi vicdanlarını oluşturmalarına da müsaade edelim” diyerek vicdanı hür kuşaklar yetiştirmenin kıymetine dikkat çekti.
Son olarak irfanı hür kuşaklar yetiştirmenin altını çizen Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga, Cemil Meriç’in “İrfan kendini tanımakla başlar. Kendini tanımak, önyargıların köleliğinden kurtulmaktır, önyargıların ve palavraların. Tecessüsü madde dünyasına çivilemeyen, zekâyı tepelere kanatlandıran, uzun ve çileli bir nefis terbiyesi, irfan.” tarifine yer vererek, “irfanı ilimden ayıran sadece zekâyı değil, ruhu da beslemektir: İlmiyle amel etmek ve nefs terbiyesi de irfana dâhildir. İrfanı hür jenerasyonlar yetiştirmek de, sadece zihni değil, kalbi de mutmain etmekle mümkün. Dört helal çıkarın beş haram çıkardan büyük olduğuna inanmak ve çocuklarımızın da buna inanmasını sağlamaktır. Sadece kendini ve kendinden olanları değil, tüm insanlığı düşünmeyi öğrenmek ve öğretmektir irfan” dedi.
Prof. Dr. Oğuzhan Göktolga, “İrfanı hür jenerasyonlar yetiştiremezsek, haramzadeler diye çarşaf çarşaf yayın yapanların, boğazına kadar harama batmasına engel olamayız maalesef” dedi.
Diğer Bursa Haberleri İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Yütso Meclis Başkanı Timur Sevi Hayatını Kaybetti
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.