DOLAR

34,1852$% 0.07

EURO

37,2072% 0.12

GRAM ALTIN

2.948,05%0,40

ÇEYREK ALTIN

4.987,00%0,08

TAM ALTIN

19.887,00%0,08

ONS

2.680,07%0,24

BİST100

8.992,77%0,41

Öğle Vakti a 12:54
Bursa HAFİF YAĞMUR 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,1852

EURO 37,2072

ALTIN 2.948,05

BİST 100 8.992,77

Öğle 12:54

13°

Muharririn Huzursuzluğu: Yazınsal Tutkunun İzinde

ad826x90

Şirvan Erciyes’in metinleri gerçek edebiyat tutkunları için bir haz niteliğinde, okurunu daha ilk satırlarda kıskıvrak kendine bağlıyor. Yazıya bir göz atma fikrinde olanlar bile bu çekimden kendilerini kurtaramayabilirler. Çünkü bir edebi şölen vaat eder daha en baştan. Derin bir hassaslıkla kaleme alınan bir metnin, okurunda yankı uyandırmaması aslında düşünülemez.

Erciyes’in tamamı kitap eleştirilerinden oluşan yeni kitabı ‘Yazınsal Tutkunun İzinde’, yakın zamanda okuruyla buluştu. Zengin, doyurucu, sorgulayıcı, ele aldığı metni didik didik eden bir kitap… Tahminen yazdığı bir kitap üzerine öbürleri daha önce defalarca yazmıştır ama Şirvan Erciyes, o kitap üzerine ilk kez yazıyormuş gibi bir duygu uyandırıyor okurunda. Çünkü anlatımında, üslubunda, mevzuyu ele alma biçiminde bir özgünlük ve yenilik var. Müşahedeleri keskin. Satır ortalarına olması gerektiği kadar bir mizah serpiştirdiği okurun gözünden kaçmıyor.

Metinde her şey kıvamında. Metnin ve metinde anlatılan roman kahramanlarının hislerini kılcal damarlarına kadar deşecek detaya inmesine rağmen, okuru gereksiz detaylara maruz bırakacak bir anlatım yoluna girmiyor ama anlattığı şeyi eksik de bırakmıyor Erciyes. Romanın konusunu uzun uzadıya anlattığı bazı yazılarında oluşan kusuru ise, bir usul olarak romanı okura yaşatarak telafi etmeyi biliyor. Ele aldığı romanların yazarlarıyla kahramanları arasındaki ilişkiye yer vermesi ise hayli ilgi çekici. Muharrire karşı acımasız olmadığı gibi, iltimas da geçmez. Şirvan Erciyes’in kalemi sözgelimi kötü bir romanı okuruna okutacak kudrette bir özgünlük ve canlılıkla donanmış diyebiliriz çünkü anladığımız kadarıyla yazmak Erciyes’te bir görev değil, tutku. Bir paradoks gibi görünebilir ama bu tutku onu da aslında bir taraftan yazmaya mecbur kılmıştır güya.

‘BİLEREK, İSTEYEREK, TUTKUYLA VE AŞKLA EDEBİYATI SEVDİM’

Yazar, sadece bilgisi ve gözlemleriyle değil, sezgisiyle yazdığına dair güçlü bir izlenim bırakıyor okurunda. Bir eleştirmen olarak tanıdığımız Erciyes’in bir romancıda olması gereken sezgiye sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz bu yüzden. Sadece huzur değil, anlam da katıyordur hayatına yazmak. Kitabın giriş kısmında şu cümleleri okuyoruz:

“Giderek daha dar bir kitlenin uğraşı olan edebiyat, sadece edebiyata tutkuyla bağlı, edebiyat sezgisine sahip olanların anlayacağı anlam ve paha sorunu benim açımdan. Başka türlü yaşamak istemedim, yaşantısını farklı uğraşlarla manalandıran insanlar tanıdım, yaşantısına hiçbir anlam katma sıkıntısı olmayan, mananın ne olduğunu bilmeyenler de. Ben bilerek, isteyerek, tutkuyla ve aşkla edebiyatı sevdim. Okuma ve yazma uğraşına harcadığım emek sayesinde ben olabildim.”

Yazınsal Tutkunun İzinde, Şirvan Erciyes, 176 syf., Ürün Yayınları, 2024.

Eleştirmenliğin neredeyse bitmeye yüz tuttuğu, hatta edebiyat havzasında kasten unutturulduğu bir zamanda yazmanın, eleştirmenliğin sancıları da elbette çepeçevre kuşatacaktır yazarı.

‘HİÇBİR ZAMAN ÇOK KOLAY YAZAN BİRİ OLMADIM’

“Zaman zaman yaptığım işi sorgulamadım değil. Öyle ya niye yazıyordum? Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranamadığım bu işi, para da kazanmadığıma göre niye yapıyordum? Hiçbir zaman çok kolay yazan biri olmadım, üç-beş dakikada okunup bitecek bir yazı, günlerimi ya da haftalarımı alıyordu.”

Eleştirmenliğin tamamlamadığı bir edebiyat ortamı, etrafa ancak bir çürüme kokusu yayar. Uydurma ve içeriksiz kitap tanıtımları, birbirini göklere çıkaran ahbap-çavuş yazar kümeleri, tek kaygısı para kazanmak olan tacir içgüdülü yayınevleri, kendisinin dev aynasındaki imgesini herkese el çabukluğuyla ‘büyük yazar’ diye yutturmayı başaran yazar taslakları, bizim farz ettiğimiz ama gerçekte mevcut olmayan hayali okurlar… İyi edebiyatın ve kişilikli müelliflerin çanına ot tıkayan ve onları adeta görünmez kılan.

Yazmayı ve edebiyatı bir tutku olarak yaşadığını belirten Şirvan Erciyes, ‘Yazınsal Tutkunun İzinde’ kitabıyla, bu çürüme kokularını dağıtmanın da ilan edilmemiş mütevazı bir manifestosuna kendince bir katkıda bulunmuş oluyor.

Yazmak her zaman çileli bir uğraş olmuştur. Çalakalem yazmalardan söz etmiyorum elbette. Edebiyatı derinden yaşayıp yazanlar, içlerinde her zaman ilacı olmayan bir kuşku da taşırlar. Aslında bu kuşkuya bir haz ve anlam katmanın doyumu da eşlik eder ama sıkıntı her zaman tortusunu bırakır. ‘Yazınsal Tutkunun İzinde’, müellifinin psikolojik ve edebi dünyasını önümüze sererken, okurunu da bir bakıma hem düşünmeye ve hem de bir çeşit kendi iç huzursuzluğuyla baş başa bırakıyor. Çünkü bir biçimde okurun yüzeysel okumalarını yüzüne vurmuş oluyor.

BİR DÖNEM UNUTULMUŞ KADIN MÜELLİFLERİN ROMANLARI

Şirvan Erciyes’in dili ve anlatımı dinamik, anlattığı şey bütün canlılığıyla okurun zihninde canlanıyor. Sözler bazen imajlara dönüşür. Kitapta Vedat Türkali’nin romanı ‘Bir Gün Tek Başına’yı anlatırken, kendimizi şu satırları okurken buluyoruz mesela:

“Günsel ve Kenan buluşma yeri olarak genellikle Çınaraltı’nı seçerler, yağmurlu bir gün burada buluşup taksiyle Rumelihisarı’na doğru yola çıkarlar, Küçükbebek’i geçince araçtan inip yağmura aldırmadan yürümeye başlarlar. Günsel Kenan’ın koluna girer, deniz kıyısında araçların gürültüsü ve soğuk denizin hışırtısı arasında kalan karanlıkta coşkuyla sarılıp öpüşmeye başlarlar. Oturdukları kırık bank, soğuk, yağmur umursama alanı içinde değildir, sadece aşk ve arzu vardır. Rumelihisarı ve deniz bu çiftin ilk öpücüğüne şahit olmuştur istemeden.”

‘Yazınsal Tutkunun İzinde’ kitabında, bir dönem unutulmuş, daha sonra hakları gecikmeli de olsa teslim edilmiş kadın muharrirlerin romanlarının kendine yer bulmuş olması da epey dikkat çekici. Suat Derviş, Şükûfe Nihal ve Peride Celal bunların en bilinenleridir. Ama asıl önemli olan, feminist bir yorumlamanın bu anlatılara besbelli bir biçimde nüfuz etmiş olması. Kitapta kadın hassaslığının kendini hissettirdiği pek çok satıra rastlamak mümkün. Keskin gözlem yapmanın bu hassaslıktan kaynaklandığı çok açık. İnsana içeriden bakmak için, müellifin kendi iç dünyasına eğilmesi kaçınılmazdır.

Bir eleştirmen sadece iç dünyasıyla ve gözlem gücüyle sınırlı kalamaz elbette. Sorgulayıcı bir bakış açısı, hiç bitmeyen bir okuma macerası, her şeyi yeni öğreniyormuşçasına bir merak ve duyarsızlıkla kol kola yürüyen önyargıların kuşatmasının yarattığı o bıktırıcı karamsarlığa karşı sabır ve inadı elden bırakmadan direnmesi kaidedir. Edebiyatın ve yazının kırılgan dünyasını ayakta tutacak şey yazma inadıdır. Müellifin veya eleştirmenin etrafındaki vasat insan bolluğu, birçok zaman yazmanın beyhudeliğini kanıtlamaya çalışır. Pek çok yazı insanı zaman içinde kendini bu vasat insan denizine bırakır ve yitip masraf.

(HABER MERKEZİ)

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Nazarlıklar, Yalnızlıklar, Sürgünler

HIZLI YORUM YAP