34,5387$% 0.16
36,0149€% -0.62
3.004,41%1,45
5.102,00%0,76
20.347,00%0,93
2.706,64%1,31
9.549,89%1,94
ANTALYA – Antalya’da şehir merkezinde başlayıp ilçelere uzanan yapı güvenliği endişesi, çözüm bekleyen kronik sorunlar arasındaki yerini koruyor. Santim santim kayan denize sıfır oteller, konutlar, eğlence yerleri, işgaller nedeniyle S.O.S. veren falezler, Konyaaltı Sahili’nde, Yamazsaz’da, Düden Çayı havzasında, Aksu’da, Kırcami’de seçim vaatleriyle yapılan imar plan değişiklikleri, yapılaşma için tarım vasfından çıkarılan alüvyonlu yerler çok tartışıldı. Ancak şikayet çok, planlamada değişen bir şey yok.
Şehrin merkezinde yıllarca meclis gündemlerine gelen ve meclisten geçirilen ‘15 kat’, ‘60 metre yükseklik’, ‘tarım topraklarına yapılaşma’ müsaadeleri, meslek odalarının açtıkları davalarla durduruldu.
Son 50 yılda portakal kokularının yerini inşaat tozuna bıraktığı Antalya’nın zemin yapısını ve buna ters alınan kararları değerlendiren deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, kentin risk tablosunu şu 7 başlıkta anlattı:
İKİ RİSKLİ ZEMİN: ALÜVYON VE TRAVERTEN: Antalya Körfezi’nin yeri, alüvyon ve travertenden oluşuyor. Deniz tarafında durup Antalya’ya baktığımızda körfezin sağ ve sol yakasında bu iki yapıyı görüyoruz. Kentin doğusunda alüvyon dolgular var. Bu, yerleşim için kötü bir zemin. Antalya Körfezi’nin batısına geldiğimizde travertenler var. Traverten, alüvyona kıyasla izafî olarak biraz daha iyi bir zemin ama çok gözenekli, boşluklu, gevrek, kırılma yapabilecek yapılar. Daha kırılgan kayalar ve gözeneklerinde su meblağlar. Yeraltı kaynaklarından gelen suyun bir kısmını denize aktarmayıp fiyatlar. Deprem dalgaları geldiği zaman direnci fazla olmadığı için kırılganlığı yüksektir. Kentin her yerinde ağırlıklı olarak bu iki yapı karşımıza çıkıyor.
NİÇİN YÜKSEK BİNA YAPILMAMASI LAZIM?: Zira bir binanın yere uyguladığı kuvvet, binanın yüküne eşittir. Ne kadar çok sayıda ve yüksek bina yapılırsa, yük değeri, dolayısıyla yere uyguladığı kuvvet de o kadar fazla olur. Zayıf bir yerde binanın ağır olması çok daha riskli. Antalya’da oturup ben istediğim gibi yükselebilirim diyemezsiniz. Bulunduğunuz yer o denli bir yer değil. Özellikle alüvyonların içerisine deprem dalgaları gelince sıvılaşma yapar. Sıvılaşma çok daha fazla binayı götürür. Dolayısıyla Antalya’nın doğusuna yüksek bina asla yapılmamalı. Batı yakası da kırılgan olduğu için yüksek kattan kaçınılmalı.
‘BU ZEMİN 6-7 KATA UYGUN, ÜSTÜNE İZİN VERMEYİN’: 10-15 katlı binalara itiraz edin, şehir sizin müsaade etmeyin. Bu şehir 6-7 kata kadar yapılara uygun. Bu hududun üstündeki yapılaşma, sadece deprem konusunda değil, her şeyi bozuyor. Antalya’yı 10-15 katlı binalarla dolu hale getirirseniz kente kimse tatil için gelmez. Beton yığını Antalya’nın her şeyini değiştirir. İklimi de dahil. Kentteki herkese sesleniyorum. Birincisi deprem dirençli bir Antalya için, ikincisi yaşanılası bir şehir için bunu kendinize yapmayın lütfen. Çok ağır olmayan, yüksek katlardan oluşmayan, kolonu, kirişi hesaba kitaba göre yapılmış, temeli sağlıklı, yönetmeliğe uygun bir yapılaşma. Böyle olursa Antalya ebediyen hoşluğunu korur. Öbür türlü Antalya’yı yok edersiniz.
‘ANLAMIYORLAR ZİRA VİTRİNE OYNUYORLAR’: Antalya’yı yönetenlerin aklı başında hareket etmeleri lazım. Çok önemli zemin etütleri yapılsın, kaliteli beton kullanılsın, gereğince demir kullanılsın. Devletin yapı ve deprem yönetmeliğine uygun binalar üretilsin ve yüksek yapı yapılmasın. İyi mühendislik ve kurala uygunluk şart. ‘Binaları deprem dirençli olacak şekilde tasarlayın, dirençli materyal kullanın, yönetmeliklere uyun, yüksek binalardan da kaçının’ diyoruz. Aslında söylediğimiz şey basit. Ama bunu anlamıyorlar zira vitrine oynuyorlar. Kimsenin insan hayatıyla oynamaya hakkı var mı ki?
‘DEPREME KADAR HERKESİN GÜZELİNE GİDİYOR’: Burada amaç spekülatif, insanları korkutan bilgiler vermek değil. Ama hakikati de doğru, yalın, tüm çıplaklığıyla, dataya dayalı olarak kamuoyuna göstermek gerekiyor. Kimse birbirini kandırmasın. Sorun rant, rant. Halkın da güzeline gidiyor. Evi yapacak müteahhidin de güzeline gidiyor. Yerel idarelerin de güzeline gidiyor. Çıkar amacıyla, rant için idareleri zorluyorlar, onlar da kabul ediyor. Her adımda kendi sonumuzu hazırlıyoruz. Yaptırmayın, izin vermeyin. Antalya’yı koruyacaksınız. Deprem anında dirençli yapılara güveneceğiz.
‘BU FAYLAR 7-8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETEBİLİR’: Antalya Körfezi’nin doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde önemli deprem üretecek fay sistemleri var. Kentin üzerindeki Göller Bölgesi’nin Beyşehir Gölü bölgesinde doğrultu atımlı faylar var. Körfezin çabucak doğusunda ve Fethiye’ye doğru batısında da eğim atımlı faylar var. Antalya’nın güneyinde de Kıbrıs yayı var. Yani Antalya 4 tarafından deprem jenerasyonları ile çevrili. Bu jenerasyonlar her gün 3-4 büyüklüğünde deprem üretmiyor ama ürettiği zaman 7-8 büyüklüğünde deprem üretebilir. Buralara yakınsınız. Şimdi Antalya’nın merkezinde hiçbir noktada iskan ve imar alanı bu fay sistemlerine 100 kilometreden daha uzakta değil, daha yakında. Kentin yeri de o denli çok sağlam değil. Bu faylardan biri deprem üretirse Antalya çok büyük zarar görebilir.
‘ANTALYA’YA GÜVENLİ DİYEN AĞZINDAN ÇIKANI DUYSUN’: Deprem konusunda önemli bir bilgi kirliliği, dezenformasyon var. Antalya deprem konusunda en güvenli kentlerden biri diyen ağzından çıkanı duysun, ne dediğinin farkında olsun. Bu telaffuzun tetiklediği göçle ve artan nüfusla birlikte, uyarılar yaptığımız alüvyonlu dolgu tabanlarda yapılaşma yayıldı. Bazı yerlerde kazıklar kayaya kadar gidemiyor. O denli fore kazıklı temel yaparsan sağlam kayaya ulaşmadığı sürece bir afette bu kazıklar döner, evler suya batar. Bu tıp zayıf zemin yapılarına yüksek kat çıkan aklını kaybetmiş olmalı.”
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Kristal Yağ’da İşçiler Grevde: İhracatta Rekortmen Ama Emekçiye Zam Yok