32,8290$% 0.05
35,8878€% 0.67
2.547,65%1,87
4.118,00%1,45
16.494,00%1,46
2.414,28%1,83
11.024,33%2,62
Bugün yayınlanan metinde uluslararası problemlere ilişkin net ifadeler yer alıyor. Rusya – Ukrayna Savaşı’na metinde vurgu yapılmışken ilginç olan nokta Çin’in bir tehdit olarak tanımlanması. Metinde, Çin’in, Avrasya ve Orta Doğu’da hibrit faaliyetler yürüttüğünün altı çizilirken, coğrafik sınırları Transatlantik bölgesi olarak belirlenmiş NATO önümüzdeki günlerde büyük bir dönüşüm içerisine girebilir. Dönüşüm sinyalleriyle bir arada NATO’nun kuvvet yapılanması ve örgüt şemasında da birçok yenilik öngörülüyor. Bu yenilikler arasında Türkiye’nin üzerinde ısrarla durduğu hususların neredeyse tamamında Türkiye önderliğinde büyük değişimler gerçekleştirilecek.
ZİRVEDE TERÖRLE GAYRETİN ALTI ÇİZİLDİ
Zirve öncesinde terörle mücadele konusunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda Müttefiklerin ittifak ruhuyla hareket etmesi gerektiğini vurgulamıştı. Zirve Bildirgesi’nde Ukrayna’dan sonra en fazla zikredilen konu terörle mücadele. Önümüzdeki periyotta NATO’daki büyük değişim dalgasından ilk nasibini alacak evraksa Terörle Uğraşa İlişkin Güncellenmiş Politika Kılavuz Unsurları ve NATO’nun Uluslararası Toplumun Terörle Gayretindeki Rolünün Güçlendirilmesine İlişkin Güncellenmiş Eylem Planı.
Belgede güncellenecek kısımlara bakıldığındaysa Türkiye’nin PKK ve DEAŞ’a karşı yürüttüğü operasyonlarda karşılaştığı sorunlar dikkate alınmış gözüküyor. Unutulmamalı ki bazı müttefikler, PKK terör örgütünün Suriye kolu olan PYD’yi “halk” ya da “özgürlük” savaşçısı olarak tanımlamış; Türkiye aleyhinde çeşitli suçlamalarda bulunmuştu. Bu güncellemelerle birlikte, terör tarifine ilişkin müttefiklerin görüşlerinin dikkate alınması gerektiğine karar verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Newsweek mecmuasında yayınlanan röportajında da müttefiklerimizden temel beklentimiz benzer bir terörle mücadele yaklaşımı benimsemeleri ifadelerini kullanması, Türkiye’nin masadan galip kalkan taraf olduğunu gösteriyor.
MÜTTEFİKLERİN SURİYE VE IRAK ÖZELİNDEKİ ÖNYARGILARI KIRILDI
2011 Suriye İç Savaşı sonrasında 2014’te DEAŞ terör örgütünün önce Irak daha sonra da Suriye’ye doğru genişlemesi, terörle mücadele konusunda müttefikleri teyakkuza geçirmişti. BM uhdesinde kurulan DEAŞ ile Mücadele Koalisyonu’na ABD ile birlikte eşbaşkanlık eden Türkiye’nin teröre karşı tutumu daima netti. Terörle nerede ve ne kaideyle olsun mücadele prensibiyle 2015’te DEAŞ terör örgütüne darbe indirmeye başlayan Türkiye, 2016’da Fırat Kalkanı, 2018’de Zeytin Dalı, 2019’da Barış Pınarı ve ardından Pençe-Kartal Harekatları ile Suriye’de DEAŞ’a harekat alanı bırakmadı. Bu devirde bir diğer terör örgütü PYD ile de aktif mücadelesini sürdüren Türkiye, bazı müttefikler tarafından tenkitlere maruz kaldı. Müttefiklik ruhuna alışılmamış kararlara imza atan bazı müttefiklere rağmen Türkiye, insani ve girişimci dış siyaseti çerçevesinde teröre geçit vermedi. Bugün yayınlanan NATO Zirve Bildirgesi’nde başta Irak olmak üzere Suriye’de terör örgütleriyle aktif mücadelede bulunma taahhüdünün müttefiklerce kabul edilmesi, 9 yıl ortadan sonra Türkiye’nin tezlerinin sonunda kabul gördüğünün işareti. 1990’lardan bugüne Irak’ta yuvalanan PKK terör örgütünün kökünü kazımak için hem askeri hem de ekonomik atılımlarda bulunan Türkiye’nin haklı münasebetleri Irak özelinde de anlaşılmış durumda. Zirve Bildirgesi’nde Irak’a vurgu yapılması ve ülkede NATO misyonunun kapsamının genişletilmesi ve Irak güvenlik makamlarına verilen dayanağın artırılması, Türkiye’nin Basra Kalkınma Yolu vizyonuyla ortaya koyduğu bölgesel istikrar vizyonun ne kadar yerinde bir hamle olduğunu bir ispatı niteliğinde.
TÜRKİYE’NİN KARADENİZ’DE ATTIĞI ADIMLAR TAKDİR GÖRÜYOR
1990’larda merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vizyonuyla kurulan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün meyveleri bu günlerde toplanmaya başladı. Denizlerde hır gürün artmasına rağmen Karadeniz’deki barış ve istikrar diğer bölgelere örnek teşkil ediyor. Bölgede sükûnetin garantörüyse Türkiye. 1936 Montreux Boğazlar Mukavelesi ile Boğazlar’ın yegane sahibi Türkiye, izlediği akil siyasetlerle tansiyonun yükselmesine izin vermiyor. 2014’te Kırım’ın ilhakı ve 2022’de başlayan Rusya – Ukrayna Savaşı’nda Türkiye’nin yüklendiği arabuluculuk görevi, savaşın yayılmasının önüne geçti. Dünyanın en büyük hububat ihracatçısı iki ülke arasında patlak veren savaştan başta kıtlıkla cebelleşen Afrika olmak üzere diğer coğrafyaların mağdur olmaması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tabiriyle “elini taşın altına koyan” Türkiye, Türk diplomasisinin başarılı ataklarından olan Tahıl Koridoru ile birlikte sadece bölgesel değil küresel istikrarın da garantörü pozisyonuna yükseldi. 11 Haziran’da Türkiye’nin önderliğinde Romanya ve Bulgaristan’ın Karadeniz güvenliğini tehdit eden deniz mayınlarını temizleme girişimi, Zirve Bildirgesi’nde takdire mazhar oldu.
AVRUPA’NIN KAYNAYAN KAZANI BALKANLAR BİR BARIŞ HAVZASINA DÖNÜŞTÜ
Türk diplomasinin öngörüsü ve vizyonu, bir zamanlar çatışma ve istikrarsızlıkların coğrafyası olarak görülen Balkanları bir barış havzasına dönüştürdü. 1996 yılında kurulan Güneydoğu Avrupa İş Birliği Süreci ve Türkiye’nin önderliğinde tesis edilen Hırvatistan – Sırbistan ve Sırbistan – Bosna Hersek üçlü dayanışma düzenekleri, bölgedeki tansiyonların önüne geçti. Balkanlar artık bir yatırım havzası ve Türkiye’nin Balkanların dönüşümündeki payı yadsınamaz. Bu durum Rusya ve Çin’e odaklanmış NATO’nun dikkatinden kaçmadı ve Balkanlardaki siyasi atmosfer Zirve Bildirgesi’nde alkışlandı.
TÜRKİYE NATO’YA BEDEL KATIYOR
Küresel vicdanın sesi olarak dünyadaki adaletsizlikleri her platformda dillendiren Türkiye, NATO için vazgeçilmez bir müttefik. Askeri bir savunma ittifakı olmanın ötesinde ortak değerleri vurgulayan bir örgüte dönüşen NATO’nun bu telaffuzunu devam ettirebilmesi için Türkiye’ye ihtiyacı var. Terörle mücadele ve insan hakları konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğindeki Türk diplomasisinin vizyonu sadece müttefiklerin güvenliği için değil, aynı zamanda uluslararası barış ve istikrarın koruması için de hayati kıymet taşıyor. Rusya – Ukrayna Savaşı’nda da görüldüğü üzere sahada ve masada her türlü yükü göğüsleyen Türkiyesiz bir NATO, bir savunma örgütünün ötesine geçemeyecek bir yapılanmaya sahip.
KAYNAK: TRT HABER
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Rusya’nın Bizi Yıldırma Gayretleri Ters Tepiyor
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.