DOLAR

34,5721$% 0.14

EURO

36,1848% -0.19

GRAM ALTIN

2.963,20%0,05

ÇEYREK ALTIN

5.046,00%0,08

TAM ALTIN

20.124,00%0,09

ONS

2.669,27%-0,08

BİST100

9.367,77%3,72

İmsak Vakti a 06:20
Bursa AÇIK 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,5721

EURO 36,1848

ALTIN 2.963,20

BİST 100 9.367,77

İmsak 06:20

18°

Ne Hayattan Ne Ölümden Korkan Dev Bir Kadın: Azra

ad826x90

Liz Behmoaras, şahsen takip ettiğim müelliflerden, ona genel tanımlamayla bir biyografi yazarı desem ayıp etmiş olmam herhalde. Nerede merak uyandıran bir isim ya da dönem var, onun kaleminden okuyoruz. Behmoaras, bu kez kendisi hakkında çokça yazı ve biyografi yazılan Azra Erhat’ın biyografisini ‘Küçük Dev Kadın Azra’ isimli kitapta topladı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında dünyaya gelen Azra Erhat, genç Cumhuriyet döneminde büyüyüp onun ülkelerine inanarak çalışan ve üreten biri. 10 parmağında 10 beceri; gazeteci, yazar, mütercim, akademisyen, filolog, arkeolog, Mavi Anadoluculuk tezinin kurucu ve savunucusu. Kendini gelişime adamış, periyodunun edebiyatçılarıyla yakın arkadaş… Halikarnas Balıkçısı’nın ortadaki yaş farkı nedeniyle biraz çekimser durduğu, oysa yaşadığı büyük aşkın ardında cesurca duran bir kadın aynı zamanda…

Şehirler, ülkeler arası ömründe birçok kişiyi etkileyen Azra Erhat’ın yaşamını kitabın yazarı Liz Behmoaras’la konuştuk.

Siz birçok alanda tarihî kişinin biyografisini yazmış birisiniz. ‘Küçük Dev Kadın Azra’ kitabını yazma nedeniniz neydi?

İnandığım şu ki; hiçbir biyografi kahramanı tesadüfen seçilmez. Onunla yaşam hikayesini yazan arasında kâh şuurlu kâh bilinçaltı olduğundan gizli diyeceğimiz bir bağ vardır. Benim Azra’yı seçmemin nedeni kendimi bildim bileli çok hürmet duyduğum iki özelliğe sahip olduğundandı: Cesaretli ve çalışkandı.

Bu hasletler sayesinde genç Cumhuriyet’in kültürel hayatına çok büyük, adeta devasa katkıları oldu. Kendisini, ‘Ne Ömürden ne de ölümden korkan Küçük Dev Kadın’ diye tanımlayarak kitabımı bitirmem ondandır. Bence hayatının harika bir özetidir bu tanımlama…

‘AZRA ERHAT DAİMA ŞEFFAFTIR’

Kitabın önsözünde de belirtmişsiniz ‘Azra Erhat üzerine birçok kitap yazılan biri’ diye… Sizi ‘Küçük Dev Kadın Azra’ kitabını yazarken en çok ne zorladı ve en çok neye şaşırdınız? Doğru bildiğiniz ne yanlış çıktı ya da neyi tahminen de bilmediğinizi fark ettiniz?

Tam olarak kitap değil de kişiliği ve yaptıkları hakkında kısa ya da uzun makaleler, bir de şahsen kaleme almış olduğu çocukluk ve gençlik anıları mevcuttu. Bunları birincinin gördükçe açıkçası, “Ben bu çalışmalara yeni bilgi olarak ne katabilirim?” diye kendimi sorguladım. Ancak biyografi, yazdığınız kişi hakkında sadece doğru bilgiler vermekten ibaret olmayıp, onları temel alarak özgün bir bakış açısıyla okura yansıtmaktır. Ben bu maksada ulaşmak için Azra Erhat hakkındaki tüm yazıları uç uça koyup, onlara çok sayıda sözel anlatılarla görsel gereç katarak bir sentez oluşturdum ve edindiğim yeni gereç üzerinde düşünerek yazdım. Doğru bildiğim doğru çıktı, çünkü Azra Erhat’ın ömrü ve yaptıkları daima şeffaftır. Ancak okuya okuya ve onu tanımış olanları dinleye dinleye, hüsranla biten ilk ve tek evliliği, gazetecilik yılları, devrin aydınlarıyla son derece ahenkli, ailesiyle çok sıcak bağlantıları gibi hayatında pek bilinmeyen periyotlara ve olgulara ışık tutabildim.

‘AİLESİ AYDIN AMA GÜZELLİĞİ ÖNEMSİYORLAR’

Kitabı okurken özellikle başlarda ailenin diğer fertleri gibi güzel olmadığını düşündüğünü ve güya öyle hissettirildiğini düşündüm. Siz ne demek istersiniz?

Besbelli yakınları epey aydın olmalarına rağmen, devrin de etkisiyle hoşluğun bir kız çocuğun neredeyse olmazsa olmazı, en önemli özelliklerinden biri gibi görenlerden. Çünkü o devirde bir genç kız için güzellik eşittir ebeveynlerinin gönlünde yatan en ülkü gelecek, yani eli ayağı düzgün ve natürel epeyce varlıklı bir erkekle evlenip, sağlıklı çocuklara sahip olması. Ancak güzel değil, üstelik de parasızsa, ‘ne yazık ki’ ‘evde kalıp’ ekmeğini kazanmak için çalışmak zorunda kalacak, pek çok meslek dalı ona kapalı olduğundan da ‘en iyisi’ öğretmenlik yapacaktır, bahtsız genç kızımız.

Azra’nın akademik mesleğini, usta çevirmenliğini, derin düşünce yazılarını, turizm sektöründeki harikulade atılımlarını büsbütün ‘güzel olmama’ gibi bir itici güce borçlu olduğuna inanmak, kanımca ona büyük haksızlıktır. Elbette bu düşünce yapısı en azından çok gençken geleceğinin inşasını etkilemiş, ona bir ölçü yön vermiştir. Ama hesaba katılacak daha pek çok etken vardır hayat çizelgesini oluşturan. Örneğin her tür bilgiye, bilime sonsuz merakı, hiç dinmeyen öğrenme açlığı, çalışma ve odaklanma yeteneği ve natürel hümanizması…

Küçük Dev Kadın: Azra, Liz Behmoaras, 304 syf., Kırmızı Kedi Yayınları, 2024.

Cevat Şakir (Halikarnas Balıkçısı’yla) aralarında büyük bir aşk var. Ortalarındaki yaş farkı, tanıştıkları mavi yolculuk… Bunlar hakkında araştırma yaparken ve yazarken ne hissettiniz? Bir de her kaynağı okunmanız, incelemeniz gerekiyor. Çok vaktinizi aldı mı bu anlamda?

Tutkulu ve çıkarsız, karşılıklı bir aşka duyulan saygıyı duydum. Birbirlerine karşı besledikleri hisleri artık ünlü olmuş şu cümleleriyle örnekleyeyim: Azra’dan Balıkçı ’ya: “…Senin canın canın bazen bir paketçik, bir bez olur ve senin cebine girer, bütün gövdesi bir yanak olur yanağına dayanır, el olup avucuna girer. … Kızın, arkadaşın olur. Her kezinde da ne olursa olsun, senin olmanın sevinci içindedir” Ve Balıkçıdan Azra’ya: “Sende bütün insaniyeti seviyorum. Sen dünyanın bana verdiği mükafatsın”

Biyografi yazarken, arşiv çalışmaları ile hayatta kalan eş dostla söyleşileri kapsayan araştırma yaklaşık bir yıldır, buna ‘ısınma turu’ ismini verdiğim, yazdığım kişiye, ailesine, yaşadığı ortama, periyoda alışma da dahildir. O süreç içinde sadece not fiyatım. Araştırmamı aşağı yukarı tamamladığıma karar verince de bir plan yapar, yazmaya koyulur, 6-7 ay içinde bitiririm.

Azra Erhat, 1940’lı yılların başı Ankara’da Çeviri Bürosu’nda çalışan bir gazeteci. Birlikte çalıştığı edebiyatçı dostları arasında Nurullah Ataç, Sabahattin Ali, Bedri Rahmi, Orhan Veli ve Necati Cumalı gibi isimler var. Bir periyodun yıldızlar topluluğu gibi… Bu devirle ilgili siz yazarken neler öğrendiniz? Kişilik analizlerini yapmak gerekirse nasıl insanlar sizce, nasıl bir izlenim uyandırdılar sizde?

Çok severek araştırıp, yazdığım bir devirdir Azra’nın Ankara yılları. Bence Hasan Ali Yücel’in o periyoda armağanı çeviri ofisini dünyaya açılan kocaman bir pencere gibi görmeli, isimlerini saydığınız aydınlarla daha diğerlerini da Cumhuriyetimizin kültürel ömrünün temel taşları, zihinleri aydınlatan, ruhları besleyen ve ufukları açan öncüler olarak… Ayrıca o ünlü isimlerin gündelik ömürleri ve Azra ile münasebetleri hakkında hikayecikler öğrenmek çok eğlenceli oldu. Burada da Güzin Dino’nun kaleminden bir örnek vereyim: “Azra’nın evi Karanfil Sokakta bir zemin katı (…) Kapıdan başka pencereden de girip çıkıyor isteyen bu eve. Orhan Veli daima pencereyi yeğliyor. Galiba sadece Nurullah Ataç kapıyı kullanıyor. Komşu Sabahattin Ali uzun pencere sohbetlerine dalıyor sabahın erken saatlerinde. Bar kızlarının ya da siyaset adamlarının yaşantısını uzun uzun o pencerelerden daima anlatıyor içeriden dinleyenlere…”

‘AÇIKLAMA YAPMAK EDEBİYATÇININ HADDİNİ AŞAR’

10 yıl içinde Azra Erhat üç kardeşini birden yitiriyor. Sizce bu bir yazgı mı?

Ağabeyi akciğer kanserinden ölüyor, ablası ve erkek kardeşi ise intihar ediyor. Üçünün de annelerinden önce peş peşe vefatına çok kötü tesadüf denilebilir, ama abla ile kardeşin canlarına kıymalarına hem de aynı formülle herhangi bir açıklama getirmek sanırım bir edebiyatçının haddini aşar. Ben bu olaylara değinirken Azra Erhat’ın ruhsal yapısını nasıl etkilediğini yazmakla yetindim. Gerisini araştırmadım.

Bence yaptığınız araştırma sonunda ilginç gelen ama koymak istemediğiniz bölümler oldu mu?

Olmadı. Daha önce belirttiğim gibi, Azra’nın hayatı ve mesleği son derece şeffaftır.

‘TEYZEMLE KONUŞUYOR HİSSİNE KAPILDIM’

Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Eklemek istediğim kitapta da yazdığımın birebiri: Azra Erhat’ın yeğeni Semra Arel ile küçük yeğenleri Gülleyla Arel Kılıç ile Sevgi Arel Yücel’e kocaman bir teşekkür borçluyum. Teyzeleri hakkında sahip oldukları tüm bilgi ve belgeleri benimle cömertçe paylaşmakla kalmayıp yazdıklarıma en ufak müdahalede bulunmadılar. En büyük mükafatım da kitap basıldıktan sonra, Semra Hanım’ın arayıp bana “Kitabı okurken, karşımda duran teyzemle konuşuyor hissine kapıldım” demiş olması.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İronik Bir ‘Yüzleşme’: ‘Sen Olsan Ne Yapardın?’

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.