DOLAR

32,7200$% 0.17

EURO

35,5128% 0.17

GRAM ALTIN

2.496,30%-0,59

ÇEYREK ALTIN

4.053,00%0,69

TAM ALTIN

16.232,00%0,66

ONS

2.373,62%-0,73

BİST100

10.916,86%0,60

Akşam Vakti a 20:44
Bursa AÇIK 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Ne Olacak Bu Fransa’nın Hali?

ad826x90

Erken genel seçimlere ittifak halinde giren sol partiler, kimsenin beklemediği ve öngörmediği biçimde Ulusal Mecliste en fazla sandalyeye sahip blok olacak. Solun birleşebileceği muhtemelliğine inanmayan Macron için bu da ayrı bir hezimet. Resmi olmayan sonuçlara göre 577 sandalyeli Ulusal Mecliste, kendine Yeni Halk Cephesi (NFP) ismini veren ve 4 partiden oluşan Sol İttifak 178 sandalye kazandı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a destek veren “Ensemble” (Birlikte) isimli üç partili merkez blok 150, seçimlerin mutlak favorisi gösterilen aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) 143, klâsik muhafazakâr sağı temsil eden Cumhuriyetçiler ise 66 sandalye kazandı. Sonuçların böyle çıkması, seçimlerin birinci ve ikinci turu arasında sol ve merkez partiler arasında, “aşırı sağın önünü kesme” adına oluşturulan “Cumhuriyetçi Cephe” sayesinde gerçekleşti. Cumhuriyetçi Cephe kapsamında sol partilerin adaylarının birçok ilk çeşitte üçüncü ya da dördüncü sırada geldikleri seçim bölgelerinde ikinci tıpta merkez adaylar lehinde yarıştan çekilme kararı aldı. Aynı şekilde merkez adaylar da kimi bölgelerde sol partilerin adayları için yarıştan çekildi. Burada soru işareti, seçmenin bu konjonktürel ittifak davetine olup karşılık verip vermeyeceğiydi.

Okulların yaz tatiline girmesine rağmen korkulan olmad, sol ve merkez seçmen ziyadesiyle olumlu cevap verdi, hatta genel seçimlere iştirakte 1981’den bu yana kaydedilen en yüksek orana ulaşıldı. Yaklaşık 3 milyon seçmen vekaleten oy kullandı, ki bu da bir tarihii rekor olarak kayıtlara geçti. Cumhuriyetçi Cephe formülü tuttu ve aşırı sağcı birçok adayın birçok seçim bölgesinde ikinci tıpta kaybetmeleri sağlandı. Sol ve merkez partilerin aşırı sağın Ulusal Mecliste mutlak çoğunluğa ya da en fazla sandalyeye sahip parti olmasını engellemek için oluşturduğu eylem birliği işe yaradı.

Bu açıdan bakıldığında, seçim sonuçları demokrasi açısından zafer olarak tanımlanabilir. Ancak çıkan tabloyu “solun zaferi” olarak isimlendirmek abartılı olur. Sol İttifak 577 sandalyeli Ulusal Mecliste sadece 178 sandalyeye sahip. Meclisin geri kalanı merkez, sağ ve aşırı sağcılardan oluşuyor. Dolayısıyla Sol İttifakın tek başına hükümet kurması mümkün değil. Merkez ve sağ partiler, içinde radikal solun da olduğu bir Sol İttifak ile muhtemel koalisyon fikrine sıcak bakmıyor. Buna rağmen Sol İttifakın en önemli ögesi olan radikal sol eğilimli Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin öfke patlamalarıyla ünlü lideri Jean-Luc Melenchon “hükümet kurmaya hazırırız” diyor.

Azınlık hükümeti kurmaya ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye razı olduklarını söylüyor.

Sol İttifakın asıl sorunu kendi yapısından, kendi içinde homojen bir birlik olmamasından kaynaklanıyor.

Sosyal demokratlardan çeevrecilere, koministlerden radikal sola geniş bir yelpazede ve asgari müşterekte birlieşebilen, lakin ideolojik veya siyasi nedenlerden dolayı her an bozulabilecek bir ittifaktan söz ediyoruz.

Örneğin, nükleerin ülkesinde nükleer güce karşı olan çevreciler ile bu güce işçi sınıfı adına sahip çıkan komünistlerin mümkün bir hükümet halinde Enerji Bakanlığını nasıl paylaşacakları, merak konusu. Aynı şekilde sosyal demokrat eğilimli Sosyalist Parti ile LFI’nin Filistin sorununa ve Ukrayna’daki krize bakışları er ya da geç bu itiifak içinde gedik açabilir. Mecliste Cumhurbaşkanı Macron’a destek veren üç merkez partiden oluşan blok ise bu son seçimlerde yaklaşık 80 sandalye kaybederek 150 milletvekilinde kaldı.

Merkez partilerin mevcut şartlarda azınlık hükümeti kurması planlanmıyor, sağcı Cumhuriyetçiler de şu an merkez ile azınlık koalisyonuna girme taraftarı değil. Cumhurbaşkanı Macron ve etrafı Sol İttifakın sosyal demokratlar ve çevreciler gibi merkeze yakın ögeleriyle zorlama bir koalisyon deneyebilir fakat 2026’de belediye seçimlerine hazırlanan sol partiler Macron ve merkez partilerin negatif bilançosuna ortak olma niyetinde değiller. Seçimlerin ilk çeşidinin ertesinde 200-250 milletvekili çıkaracağı öngörüsünde bulunulan aşırı sağcı RN ise beklediği sonucu alamamış olsa da aslında ülkenin en büyük siyasi partisi pozisyonunu pekiştirmiş durumda.

Yaklaşık 10 milyon Fransız seçmenin oyunu alan RN, bir evvelki yasama döneminde 89 olan milletvekili sayısını merkez sağın milliyetçi-muhafazakâr kanadından devşirdiği müttefikleriyle bir arada 143’e çıkardı. Bir diğer deyişle, parti bazında Fransız Ulusal Meclisinin en büyük partisi pozisyonunda.

Sonuç olarak, kazanan görünenin zafer çığlıkları atamadığı, kaybeden görünenin de aslında kaybetmediği bir tablo yarattı Fransız seçmen. Şimdi Fransa’nın önünde birkaç seçenek var. Geçmişte Almanya’da şahit olduğumuz çeşitten, ideolojik planda birbirlerine ters siyasi partiler istikrar adına bir Büyük Koalisyona yönelebilir.

Fransa, karşılıklı taviz gerektiren bu şekil bir siyasi kültüre alışık değil, gerçekleşirse bir ilk olacak. Bir diğer seçenek azınlık hükümeti, fakat ekonomik ve sosyal krizde olan bir Fransa’da programını uygulayamayacak bir siyasi parti için intihar senaryosu olarak gösteriliyor. Son olarak, geçmişte İtalya’da gözlemlenen teknokratlar hükümeti senaryosu. Böyle bir hükümet icraat amaçlı değil, devletin, başta bütçe olmak üzere rutin işlerini yürütme amaçlı olacak ve kurulursa ülkeyi Temmuz 2025’te düzenlenecek bir sonraki erken genel seçimlere taşıyacak. Bu senaryolar dışında bir seçenek için harikulâde yaratıcı olunması gerekiyor. Her halükarda, 15 gün sonra Paris Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanan Fransa bugünden itibaren siyasal planda belirsizlik ve tahminen de istikrarsızlık dönemine giriyor.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Avrupa’nın Vatanseverleri, AP’de 3. Büyük Siyasi Grup Oluyor

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.