32,5775$% 0.18
35,0619€% 0.24
2.459,42%0,99
4.011,00%0,47
16.069,00%0,47
2.348,43%0,82
10.503,56%0,55
İstanbul’un fethi sırasında şehit olan askerlerin defnedildiği On Sekiz Sekbanlar Şehitliği’nde define bulmak amacıyla gündüz vakti yapılan hafriyat güvenlik kamerasınca kaydedildi. Osmanlı ve Bizans devrinden kalan önemli tarihi yapıtlara ev sahipliği yapan Fatih’te bulunan On Sekiz Sekbanlar Şehitliği, 1453 yılında İstanbul’un fethine katılarak şehit düşen isimsiz askerlerin defnedildiği yerler arasında. Osmanlı ordusunda Yeniçeri Ocağı’na bağlı Sekban Bölüğü’nden olan ve isimleri bilinmeyen bu askerler için yapılan On Sekiz Sekbanlar Şehitliği’nde anonim bir kitabe de bulunuyor. Tarihi belirsiz kitabede “Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleriyle ma’an teşrif buyurup bu mahalde şehiden vefat eden on sekiz sekban aleyhi rahmetuvelgufran hazretlerinin ruhu pür-fütuhlarına el fatiha” ifadesi yer alıyor. Şehitlikte, kimliği bilinen tek mezar Sekbanlar Kethüdası Hızır Oğlu Hamza’ya ait. Cumhuriyet döneminde yenilenen şehitlik, en son 2018’de İstanbul Büyükşehir Belediyesince (İBB) restore edildi. Şehitliğin yakınında Kadı Hüsamettin Çamaşırcı Hacı Mustafa Efendi 18 Sekbanlar Cami, İBB ve Şehzadebaşı Mescidi gibi önemli yerler da yer alıyor.
DEFİNE İÇİN KABRİSTANA DADANAN KİŞİ ŞEHİTLİĞİ KAZIP TAHRİP ETTİ
On Sekiz Sekbanlar Şehitliği’ne dadanan kimliği belirsiz kişi, define bulmak için şehitliği kazdı. Gündüz vakti yapılan hafriyat, etraftaki güvenlik kamerasınca kaydedildi.
“BURASI 18 ÖNEMLİ ASKERİN YER ALDIĞI ŞEHİTLİK”
Define için hafriyat yapılan alanda incelemelerde bulunan Sanat Tarihi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Yaşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehitliğe define bulmak amacıyla zarar verilmesinin çok üzücü olduğunu söyledi. Yaşar, “Böyle bir yeri tahrip etmek için bir kişinin önemli manada akli istikrarının ve akli melekelerinin yerinde olmaması ya da çok büyük bir çürümüşlüğe uğramış olması gerekiyor. Zira bulunduğumuz yer Suriçi’nin en önemli noktalarından biri.” dedi. Şehitlikle ilgili bilgi veren Yaşar, “Hemen Mimar Sinan’ın Şehzade Mescidi’nin karşısında, On Sekiz Sekbanlar Şehitliği’ndeyiz. Burası, İstanbul’u ilk fetheden askeri kümenin içinde şehit olan 18 önemli askerin yer aldığı şehitlik. Burası manevi manada çok önemli. Zira suru delip gelen bu sekbanlar, sokak içindeki ilk çatışmayı yapıp yine burada da ilk şehit olanlardır. 17 kişinin ismi bile bilinmiyor.” diye konuştu. Şehitliğin korunması gerektiğinin altını çizen Yaşar, büyük bir özveriyle burada canını veren insanlar için yapılan mezarlığın bu şekilde sahipsiz bırakılmasının çok anlamsız olduğunu vurguladı. Yaşar, “Gerçekten kamu kurumlarımıza da hiç yakışmıyor. Burada İstanbul Büyükşehir Belediyesinin çabucak dibindeyiz. Şikayet edilmesine rağmen güpegündüz tekraren buna nasıl izin veriliyor, kabul edilecek bir şey değil.” dedi. Define arayışının çılgınlık haline geldiğini aktaran Yaşar, şöyle konuştu:”Görüntülerden gördük, maalesef gündüz vakti ve bunu tekraren yapabiliyor. Toplumumuzda böyle bir definecilik çılgınlığı var. Gördükleri her tarihi alandan altın fışkıracak zannediyorlar. Ya burası bir garip şehitlik. Müslüman ülkelerde, milletlerde mezara değerli bir eşya, maden gömülmez. Burası tarihi ve koruma altında olan bir alan. Ne gerekiyorsa acilen yapılmalı. Hem yanı başındaki İBB hem de Kültür Bakanlığı tarafından, hangi birime bağlıysa tüm üniteler caydırıcı olarak ne yapılması gerekiyorsa yapmalı.”
Nİ’MEL CEYŞ (MUTLU ASKERLER)
İstanbul Üniversitesi Tarih Kısmı Öğretim Görevlisi Zafer Bilgi de İstanbul’un fethine katılan askerlere “Ni’mel Ceyş” denildiğini, Hz. Peygamber’in hadisinde yer alan müjdeye mazhar olmalarından ötürü “mutlu askerler” olarak isimlendirildiklerini söyledi. Askerlerin kahramanlığını göstermek ismine şehit düştükleri yere On Sekiz Sekbanlar Şehitliği’nin yapıldığını anlatan Bilgi, “Hemen yanına bir cami de yapılıyor. İstanbul’un ilk mescitlerinden biri olarak sayılır. Şehzade Mehmet Mescidi’yle karşı karşıya. İBB’nin çabucak yanındadır bu bahsettiğimiz yer. Buralara sahip çıkmak zorundayız. Bu hazireler bizim şahitlerimiz. Hem tarihe şahitlik etmiş hem de bizim kimliğimiz aslında. Geçmişimize dönük bilgiler veriyor. Kentin genetik kodlarını oluşturan bu usul hazireleri korumakla mükellefiz.” dedi. Bilgi, tarihi yapılara kıymet verilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:”Şehrin göbeğinde bazen haberimiz olmadan böyle ilginç, hakikaten absürt diyebileceğimiz sahnelere rastlamak mümkün olabiliyor. Acilen bu yerin tekrar bir kültür envanterinin çıkarılması, bir yer altı röntgeninin çekilmesi gerekiyor. Sorumlular kimse, işte Vakıflar Genel Müdürlüğü olabiliyor, bazen İBB olabiliyor. Bazen oralar Türbeler Müdürlüğüne bağlı olabiliyor. Gözden kaçabiliyor bazen buralar. Çabucak tarihi dokunun korunaklı bir şekilde kadim kültürümüze dahil edilmesi gerekiyor.”
Sinan Ateş Davasını Takip Eden Kemal Kılıçdaroğlu: Bu Dava Bir Adalet Davasıdır, Kim Vurduya Giderse Ülke Kaybeder!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.