DOLAR

38,4292$% 0.2

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
EURO

43,8350% -0.02

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
GRAM ALTIN

4.099,20%-0,71

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
ÇEYREK ALTIN

6.779,00%-0,74

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:00
TAM ALTIN

27.034,00%-0,75

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:00
ONS

3.318,98%-0,90

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
BİST100

9.432,55%-0,61

Created with Highcharts 8.2.210:3011:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:00
İmsak Vakti a 02:00
Bursa °
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 38,4292

EURO 43,8350

ALTIN 4.099,20

BİST 100 9.432,55

İmsak 02:00

°

Numan Kurtulmuş’tan TÜSİAD Tepkisi: Kim Siyaset Yapmak İstiyorsa Siyasetin Alanına Gelsin

ad826x90

Haber Merkezi

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Genel Heyet toplantısı sonrası yaşananlar, gündemdeki yerini koruyor.

13 Şubat’taki Genel Kurul toplantısında, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’ın konuşmaları, hükümete ve ekonomiye yönelik mesnetsiz eleştiriler nedeniyle büyük tepki çekti.

Tepkiler sonrası hükümet ve yargı sistemine yönelik tenkitlerde bulunan Ömer Aras hakkında başlatılan soruşturma genişletilerek Orhan Turan da dahil edilmişti.

Japonya’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret dönüşünde uçakta gazetecilere gündemi değerlendiren Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, TÜSİAD skandalına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

“TÜRKİYE UZUN YILLAR VESAYET ODAKLARIYLA MÜCADELE ETTİ”

Numan Kurtulmuş, TÜSİAD Genel Konseyi’nde yapılan konuşmalara ilişkin soruya verdiği karşılıkta, Türkiye’nin demokrasi tarihine değindi.

Kurtulmuş, Türkiye’nin 75 yıllık çok partili demokrasi deneyiminin, “öyle pirüpak, milletin tam manasıyla hükümran olduğu bir sistem şeklinde gelişmediğini” ifade ettiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Türkiye demokrasi tarihine bir bakalım. Bu tarihi 1946’dan değil de haydi 1950’den başlatalım; Türkiye’nin 75 yıllık çok partili demokrasi deneyimi, öyle pirüpak, milletin tam manasıyla hükümran olduğu bir sistem şeklinde gelişmedi. Ne yazık ki çok büyük badirelerden geçtik, çok büyük bedeller ödedik.

Sadece askeri vesayet değil; Türkiye, uzun yıllar sivil görünümlü vesayet odaklarıyla da mücadele etmek durumunda kaldı. Herkes fikrini söyleyebilir, bu başka bir şey… Ama ister iş insanları örgütleri olsun ister işçi örgütleri olsun ister başka sivil örgütler olsun, bunlar zati adı üstünde sivil toplum kuruluşlarıdır, kendi meslek kümelerinin çıkarlarını en iyi şekilde temsil etmek, bu kümelerin beklentilerini karşılamak için kurulmuşlardır.

“SİYASET YAPMAK İSTEYEN, SİYASETİN ALANINA GELSİN”

Kurtulmuş, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

Bütün bu kuruluşlardan beklediğimiz şey, kendilerinde var olduğunu hissettikleri ya da var olduğunu vehmettikleri gücü, siyasetin üstünde bir vesayet aracı olarak kullanmamalarıdır. Dolayısıyla eğer siyasete bir şekilde tesirde ve katkıda bulunmak istiyorlarsa, geçmişte biz bunu vesayetçi odak için de söylemiştik; Türkiye’de kim siyaset yapmak istiyorsa buyursun siyasetin alanına gelsin.” ifadelerini kullandı.

HERKES KENDİ SORUMLULUKLARININ FARKINDA OLSUN”

TBMM’de şu anda 6 siyasi parti gurubunun bulunduğunu, 14 siyasi partinin TBMM’de temsil edildiğini ve Türkiye’nin siyaset alanının herkese açık olduğunu vurgulayan Kurtulmuş’un konuşmasından öne çıkan satırbaşları şunlar;

Ama hiç kimsenin, elindeki bir imkanı kullanarak siyasetin üstünde vesayet manasına gelecek, bunu çağrıştıracak, bu anlamda siyasete, yargıya ve diğer devlet kurumlarına yön vermeye kalkacak sözleri sarf etmemesi gerekir. Herkes kendi işini yapsın. Herkes kendi sorumluluklarının farkında olsun.

Eğer hepimizin görevi Türkiye’nin gelişmesini, büyümesini, kalkınmasını sağlamaksa, demokratik standartlarımızın yükselmesi için mücadele etmekse bunun yolu yöntemi Türkiye demokrasisinin standartlarının nasıl yükseleceğine dair görüşleri ortaya koyabilmektir. Türkçede güzel bir laf var, “Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer’ diye. Bu tür vesayet çağrıştıran çıkışlar her seferinde halkımıza geçmişte yaşanan o tehlikeli ve karanlık günleri hatırlatıyor. Kimsenin bu tür yollara tevessül etmemesi lazım.

“SANDIKTAN NE ÇIKARSA O”

Hiç elbet, 28 Şubat döneminde, bir taraftan sivil bir güç olan, Türkiye’nin en önemli gücü olduğunu varsaydığımız medya, “artık bu iş ya silahla olacak ya da silahsız” diye manşetler atıyordu. “Topyekun savaş” manşetleri atıyordu. İki de bir, “Yüksek rütbeli bir subaydan alınan bilgiye göre” diye manşetler çekiyordu.

Bir dönemler milli iradenin üzerinde güçleri olduğunu vehmeden sivil toplum kuruluşları daima bildiriler yayınlıyorlar ve periyodun hükümetine ayar vermeye kalkıyorlardı. Çok şükür bunların hepsi geride kaldı. Artık Türkiye’de güçlü bir siyasal yapı ortadadır. Artık zayıf, ayakta duramayan ve ayakta durmak için başka çevrelerden destek beklentisi içinde olan hükümet devranı geride kalmıştır. Türkiye’de seçim akşamı ülkeyi kimin yöneteceği belirleniyor ve doğrudan doğruya milletin kararıyla sandıktan ne çıkarsa o hükümet iş başına geliyor.

“HALK KİMİ BEĞENİYORSA OYUNU ONA VERİR”

Dediğim gibi bu işin yolu muhakkaktır. Herkesin, her fikrin Türkiye demokrasisinde yeri vardır, olgun bir şekilde herkes görüşlerini söyler. Nihayetinde bu bir yarış. Halkın önüne çıkarsınız, halk kimi beğeniyorsa, hangi programı beğeniyorsa, hangi siyasal projeye destek vermek istiyorsa seçim günü o takviyesini verir herkes sonucuna rıza gösterir. Bu natürel seçimden seçime konuşmak manasına da gelmiyor. Seçimden sonraki dönemlerde de herkes yine siyasi mücadelesini fikri rekabet prensipleri içerisinde sürdürür.

ERKEN SEÇİM CEVABI

Muhalefet, dünyanın bütün demokrasilerinde her zaman erken seçim isteyebilir. Bu, hürmetle karşılanır. Ama erken seçimin olabilmesi için önce siyasal kaidelerinin gerçekleşmesi lazım. Bu da yetmez, bunun sayısal koşullarının da oluşması lazım. Şu an itibarıyla bu kaidelerin oluşmadığını görüyoruz. İşte görüyorsunuz, uluslararası ilişkiler ve daha birçok konuyla ilgili konuşuyoruz. Çok daha sıcak sorunlar önümüzdeki günlerde gündeme gelecektir. Bütün bunları konuşurken seçmen kitlesinin objektif şartları oluşmamış bir erken seçim tartışmasıyla meşgul edilmesinin açıkçası çok da yerinde olmadığını düşünüyorum.

İMRALI ZİYARETLERİ YORUMU

Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla, Sayın Cumhurbaşkanımızın da iradesiyle sürecin başladığını ve çok şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü ifade etmek isterim. DEM Parti’nin Meclisteki partileri, görüşmelerle ilgili bilgilendirmesi kıymetlidir. Kaldı ki ilgili devlet kurumları, sürecin en ince ayrıntısına kadar takibini yapmaktır. Ümit ediyorum, İmralı’dan en kısa süre içerisinde terörün bitirildiği ve artık bir terörsüz Türkiye devrinin başladığını ilan edecek açıklama gelir.

Ben tarihler üzerinde durmaktan çok bu işin sağlam bir şekilde ama çok da vakit kaybetmeden bitirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bölgemiz çok hassas bir periyottan geçiyor. Bölgemizdeki esas sorun, özellikle Amerika’nın Irak’ı işgaliyle birlikte hızlanan bölünme ve parçalanma sıkıntısıdır. Özellikle etnik, mezhebi ve dini farklılıklar biraz da neo-emperyal projenin bir parçası olarak, daima kaşınarak ayrılıklar körükleniyor. Türkiye olarak bizim bu bölgedeki milli menfaatimiz sadece Türkiye’nin içerisinde terörün bitirilmesi değil bu bölgenin tamamında istikrarın ve sükunetin sağlanmasıdır. Daha fazla dağılmanın değil, daha fazla bütünleşmenin temin edilmesidir

“TERÖRÜN BİTİRİLMESİ ÖNEMLİ ÖLNCELİKLERDEN BİRİ OLMAK ZORUNDADIR”

Bunu yaparken de kendimizi bütün tehlikelerden korumak için iç cephemizin kuvvetlendirilmesi gibi hayati bir hususu esas alıyoruz. 40 yılı aşkın bir süredir, 40 bin insanımızın hayattan koparılmasına neden olan, en az 2 trilyon dolar seviyesinde maddi kayba neden olan bir terör belasından bahsediyoruz. Bu terör örgütünün de uzun yıllar, yabancı devletler ve istihbarat örgütleri tarafından desteklendiğini biliyoruz. Dolayısıyla bunu bir an önce bitirmek, Türkiye’nin en önemli önceliklerinden birisi olmak zorundadır. Siyasi kanaatlerimiz ne kadar farklı olursa olsun, herkesin terörün bitirilmesiyle ilgili bu sürece destek olması gerektiği kanaatindeyim. Olağan ki sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesinin ilk adımı da İmralı’dan beklenen o açıklamanın gelmesidir ve Türkiye’nin gündeminden terörün ilanihaye kaldırılmasıdır. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak daima birlikte kendi geleceğimize sahip çıkıyoruz. Bunun için bu açıklamanın hayati bir kıymette olduğunu düşünüyorum. Gerisi aslında çok hızla gelir.

“AVRUPA SİYASETİNİ ZOR BİR DÖNEM BEKLİYOR”

Avrupa Birliği uluslararası ilişkiler bakımından çok başarılı bir entegrasyon projesiydi. Ancak Avrupa Birliği’nin, eğer ortak bir Avrupa ordusu kuramazsa dağılma sürecine girebileceğini yıllar öncesinden öngörüyorduk. Bugün geldiğimiz noktada Avrupa Birliği içerisinde temel mevzularda ortak bir fikir oluşturulamıyor. Bu durum en son Fransa’daki masada, önderlerin yüzlerine ve hallerine yansımış görünüyordu. Avrupa, kanaatimce, 2014 yılında Kırım’ın ilhakına ses çıkarmayarak treni çoktan kaçırdı. Dolayısıyla Avrupa’nın güvenliğinin çok zayıf olduğu Kırım’ın ilhakı sonucunda tescillendi. Trump’ın iş başına gelmesiyle birlikte, AB’nin işinin daha zorlaşacağı aşikardır. Trump’ın NATO’yu da bir yük olarak gördüğü anlaşılıyor.

Avrupa siyasetini zor bir periyodun beklediğini söylememiz mümkün. Avrupa’daki siyaseti zorlaştıran esas gelişmeyse, hemen hemen Avrupa’nın her ülkesinde aşırı sağın yükselişidir. Aslında zar zor bir arada durabilen ortak Avrupa kimliğinden son derece uzaklaşmış olan AB, ultra milliyetçilik, artı mikro-milliyetçilik dalgalarının yükselmesiyle çok daha zor bir sürece girecektir.

AVRUPA’YA GAZZE ELEŞTİRİSİ

Sadece Kırım meselesi değil, Avrupa’nın siyaseten zorlanmasını sağlayan gelişmelerden biri de Gazze’deki soykırıma karşı gösterdikleri haldir. Eğer AB’nin kurucu değerleri olan demokrasi, insan hakları gibi temel mevzularda gerçekten hassas olup, ortak bir ses çıkarabilseydi sırf siyaseten Filistin devletinin yanında olmaktan bahsetmiyorum- pak, mazlum, yaşlı, kadın, çocuk, kimsesiz, Gazze halkının yanında durabilmeyi eğer başarsaydı, Avrupa, insanlık cephesinin öncüsü olurdu. Ama hükümetlerin yapamadığını vicdan ve insaf sahibi halklar yaptı. Hükümetlerinin siyasetlerinin tersine sokaklara çıkarak Filistin halkının yanında yer aldı.

Dolayısıyla Avrupa’nın çok önemli fırsatları kaçırdığı kanaatindeyim. Hele hele bundan sonra bir de Trump’la Avrupa bağlarında denge kurmak öyle çok kolay olmayacak gibi görünüyor ve öte yandan Avrupa’da önemli bir liderlik sorunu olduğu da aşikardır. Bu gelişmeler çerçevesinde Trump ABD’si ile Avrupa bağlantıları arasında bir istikrarın kurulması çok kolay olmayacak gibi görünüyor.

Kurtulmuş, Türkiye tam üye olmadan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin AB ordusunun parçası olması istenir mi? sorusuna, “1963’ten beri Avrupa Birliği’nin adaylık sürecinde bulunan bir ülke, her seferinde farklı farklı münasebetler öne sürülerek ve son derece çifte standartlı gerekçelerle Avrupa Birliği üyeliğinin dışına itilmiş bir ülkeden Avrupa’nın çok kolay böyle bir istekte bulunacağını zannetmiyorum.” diye cevap verdi.

“ANAHTAR, KÜRT’ÜN ONURU, TÜRK’ÜN GURURUNU KORUYACAK ÇÖZÜMLER”

“Biz hepimiz ortak bir medeniyetin çocuklarıyız, aynı vatanın evlatlarıyız, aynı bayrağın altında yaşayan insanlarız.” ifadelerini kullanan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü;

Esas meselemiz Türkiye’de birliği dirliği sağlamak ve bu bölgesel koşullar altında Türkiye’nin iç cephesini tahkim etmektir. Bize bu kadar fatura ödeten, on binlerce insanımızın ölmesine, bu kadar büyük yılları kaybetmemize neden olan bu sorunun ortadan kaldırılması için anahtar; Kürt’ün onurunu, Türk’ün gururunu koruyacak tahlilleri ortaya koymaktır.

Kürt’ün onuru derken şunu kastediyorum; Her bir vatandaşımızın gerçekten eşit yurttaşlık temelinde, kendisine bir ayrımcılık yapılmadığını hissettiği bir iklimin oluşturulmasıdır. Öte taraftan Türklerin de hiçbir şekilde “Gizli saklı bir pazarlık yapılıyor, bir şeyler alınıyor, bir şeyler veriliyor. Burada bizim de anlamadığımız birtakım işler dönüyor” manasında bir tereddüt içerisinde olmamaları sağlanmalıdır. Süreç halkımızın ve siyasetin murakabesinde şeffaf bir şekilde yürütülmektedir.

“TÜRKİYE’NİN TERÖR DİYE BİR MESELESİ OLMAMALIDIR”

TBMM Başkanı olarak özellikle siyasetçilerimizden ricam şudur. Herkes, yüz sefer düşünüp bir konuşsun. Konuşmak kolaydır. Ağızdan çıkan sözü geri almak zordur. Önemli olan iyi bir iş yapmak. Türkiye’nin on yıllar boyunca devam eden terör problemini bitirerek önümüzdeki periyoda gençlerimize, torunlarımıza, gelecek kuşaklara rahat edeceği bir Türkiye’yi bırakmaktır. Türkiye’nin artık terör diye bir meselesi olmamalıdır.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa HaberBursa GündemBursa Gündem HaberBursa HaberleriBursa Son Dakika

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Diageo Türkiye Genel Müdürü; “8 Milyon Litre Etil Alkolün Akıbeti Meçhul”

HIZLI YORUM YAP