38,3201$% 0.05
43,7155€% 0.77
4.101,12%0,06
6.791,00%0,31
27.077,00%0,29
3.318,49%0,32
9.436,16%1,33
DOLAR 38,3201
EURO 43,7155
ALTIN 4.101,12
BİST 100 9.436,16
İmsak 02:00
DEM Parti Van Milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, İtalya’nın başkenti Roma’da “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Problemine Çözüm Uluslararası Konferansı“nda yaptığı konuşmada, İmralı’da Abdullah Öcalan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Roma’da geçen hafta yapılan konferansta İmralı heyetinin eski üyesi İdris Baluken
On yıl ara verildi
Yaklaşık on yıl ortadan sonra tekrar İmralı görüşmeleri başladı ve bir kez daha Öcalan’la görüşme, onunla tartışma ve sohbet etme gibi önemli ve anlamlı bir sürecin içerisine girdik. 2010-2011’de başlayan, tahminen devlet heyeti ile yapılan görüşmelerden hemen sonra 2013 yılında uzun süre İmralı adasında sayın Öcalan’la görüştüm. İdris Baluken arkadaşımızla birlikte o sürecin içerisinde yer alan insanlarız. Bir on yıl ara verildi. Bu on yıl tahminen de heba edilen bu fırsatı değerlendirme bahtını elinden kaçıran, çözüm, çatışmasızlık, barış gibi kavramları o dönümde konuşmamıza rağmen ne yazık ki bir başarı elde edilmedi. Ancak araya bir on yıl girmesi ile birlikte, yani sadece siyasi heyetlerin değil, avukatlarının, ailesinin, hiç kimsenin gitmediği, görüş yapmadığı; kendisi ile irtibat kurmadığı bir on yıl geçti. O on yıldan sonra 2024, yani 2025’e girmeden hemen önce Ocak ayında tekrar bu temasların başlaması ile birlikte sayın Öcalan’la görüşmelerin başladığını herkes biliyor aslında.
Üç kavram üzerinde yoğunlaşıldı
Siyasi heyet olarak üç görüşme yaptık. Her üç görüşmede de aslında sayın Öcalan’ın ifade ettiği şey barış, Türk ve Kürt ittifakı, Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi. Bu üç kavram üzerinde epeyce ağırlaşan ve bunların gelişmesi ile birlikte aslında bir barış sürecinin inşa edilmesine dair çok geniş çözümlemeler, değerlendirmeler; bununla birlikte aslında yapılması gerekenler konuşuldu.
Silahlı çatışma ile çözülmez fikri oluştu
İlk görüşmemizde ’50 yıl isyanla geçti’ dedi. ‘Kürtlerin isyan tarihi 50 yıl önce aslında başlayan bir şey. Lakin bunun nedenleri Kürt halkının inkarı, Kürt kimliğinin inkarı, dilinin yasaklanması; bunlar bizi isyana zorladı’ dedi. ‘Fakat 50 yıldan sonra son 20-25 yılımı artık silahlı, çatışma ile bu sıkıntının çözülmeyeceğine dair bir fikir oluştu bende. Dolayısıyla bir barış sürecinin yada barışın başlayabilmesi için yeni bir atağa, yeni bir mücadele sürecine ihtiyaç olduğundan’ bahsetti. Bunu söylerken 50 yıl öncesinde Türklerin ve Kürtlerin cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte aslında birlikte hareket ettiğinin altını çizdi.
Silahlara veda etmekten başka bir çözüm yok
Atatürk periyodundan özellikle, Atatürk’ün Kürt’lere nasıl yaklaştığını, İsmet İnönü’yü yanında tutarak bunu nasıl başardığını ifade eden bir değerlendirme yaptı. ‘Ancak şu andaki mevcut durum o 50 yıl önce Atatürk’le İsmet İnönü’nün birlikteliğini anlamayan bir yerden sürece bakıyor’ dedi. ‘Dolayasıyla Kürtlerin ve Türklerin bir araya gelebilmesi için, Kürt ve Türk ittifakının gerçekleşebilmesi için herkesin geçmişi bir kez daha gözden geçirmesine ihtiyaç var. Bunun için ben çok düşündüm, kararımı verdim, barışmaktan başka; silahlara veda etmekten başka bir tahlilin olmadığı kanaatine vardım. Şimdi sıra silahlara vedada ve barista.’
O dönem siyaset hazır değildi
Bunun için daha önce yapmış olduğumuz barış ve müzakere sürecini de değerlendirdi. O zaman çok hazırlıklı olmadığımızı, ‘belki toplum hazırdı ama siyaset buna hazır değildi’ değerlendirmesi kıymetliydi. Evet o dönem toplum hazırdı ama siyaset hazır değildi. Çünkü milliyetçi bir kesim, milliyetçi bir cephe o sürecin karşısındaydı.
“Nevroz çağrısı yapmayacağım” demiş
Öcalan bu davetin yankılarını, toplum tarafından nasıl karşılandığını ve devletin buna nasıl yaklaştığını merak ediyor. Çünkü biz o davetten sonra İmralı’ya gitmedik, sayın Öcalan’la görüşme yapmadık. Ancak çok yakından takip ettiğini biliyoruz. Biz örneğin Nevroz’da sayın Öcalan’dan bir mesaj istediğimizde, bunu devlet yetkililerine aktardığımızda, sayın Öcalan’a bu konuda görüşü sorulduğunda, ‘Barış ve demokratik toplum çağrısı tartışılıyorken yeni bir Nevroz açıklaması bunun önüne geçer korkusunu taşıdığım için Nevroz çağrısı ya da Nevroz açıklaması yapmayacağım’ dediğini öğrendik.
“Erdoğan’la görüşme yapılması önemli” demiş
Buraya gelmeden iki gün önce ülkenin Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la bir görüşme gerçekleştirdik. Bunu da yine sayın Öcalan’ın yaptığı değerlendirmelerde ‘Erdoğan’la da bir görüşme yapılmasının önemli olduğunu ‘ ifade etmesi ile gecikmiş bir görüşme olduğunu biliyoruz. Ancak sonuçta bir görüşmenin yapılması da elbette ki kıymetliydi. Çünkü herkes başında, ‘Erdoğan niçin bu sürecin içerisinde değil, niye bir söz söylemiyor, bu işin neresinde duruyor’ gibi bir çok soru soran, tasa taşıyan ve başında soru işaretleri olan bir şey yaşadı. Ancak yaptığımız görüşme ile birlikte artık bu işin merkezinde başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün partiler, siyasi partiler, onların genel liderleri ve herkes var. O görüşmede de biz yaptığımız bütün ziyaretlerin elbette ki kısa bir özetini ifade ettik. Ama bunun yanı sıra beklentilerimizi de söyledik.
Yasal hazırlıkların hızla hayata geçirilmesi gerekiyor
Çıkarılacak olan yasal hazırlıklar, yasalar, atılacak olan adımlar, olması gerekenler, beklentiler; bütün bunları sayın Cumhurbaşkanı ile de görüştük. Çünkü sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşabilmesi için özgür çalışma şartlarının oluşması başta olmak üzere yasal hazırlıkların hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Sayın Öcalan‘ın bu süreci ilerletebilmesi için uygun koşullar değil. Sağlık, güvenlik ve özgürlük şartları değişmediği sürece sayın Öcalan’ın başarılı bir şekilde ya da verimli bir şekilde bir çalışma yürütmeyeceğini hepimiz biliyoruz. O yüzden diyoruz ki, hızlıca adımlar atılsın. Sayın Öcalan’ın koşulları değişsin, yasalar çıkarılsın ve bununla birlikte aslında barışa giden yol örülsün.
Elimizde net bir şey yok
Bu konuda teşebbüslerimiz var doğal ki. Heyet olarak temaslarımız, bakanlarla yaptığımız görüşmeler var. Ancak bu yasal düzenlemelerin ne zaman çıkacağına dair elimizde net bir şey yok. Tam manasıyla aslında sayın Öcalan’ın başlatmış olduğu barış sürecinin başarıya ulaşmasının yollarıdır diyoruz. Kolay aşılması gereken sorunlarda tıkanması ve bütün bu tıkanıklıkların bunun önüne geçmesi elbette ki Kabul edilebilir bir durum değil. O yüzden hızlıca hem kanunların çıkarılmasında yarar var hem sayın Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesinde yarar var diyoruz.
Süreçte başarı haziran sonu
Buradan gittikten sonra Adalet Bakanı ile bir görüşmemiz olacak. Sonra ardından muhtemelen İmralı adasında sayın Öcalan’la bir görüşme daha yapacağız. Bu sürecin bir kaç ay içerisinde tamamlanması öngörülüyor. Haziran sonuna kadar sürecin külliyen başarıya ulaşması bekleniyor. Bu sayın Öcalan açısından da böyle, devlet yetkilileri açısından da böyle. Hepimiz umutluyuz, hepimiz barışa daha yakınız. Çünkü Sayın Öcalan, ‘Ben bu konuda, barış konusunda barışı geliştirecek bir kudrete bir iradeye sahibim’ diyor. Dolayısıyla biz de sayın Öcalan’ın arkasındayız. Ya barış ya barış diyoruz
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Barış Boyun Çetesinin Zirve İsminden Savcıya Suikast Talimatı: Üstümüze Çok Geliyor, Para Kabul Etmiyorsa Susturun!