32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
Sinirbilimci Jimo Borjigin, “ölmenin yaşamın önemli bir parçası” olmasına rağmen ölüm anında beyinde neler olduğu hakkında “neredeyse hiçbir şey” bilinmediğini fark ettiğinde çok şaşırmış.
Borjigin, yaklaşık 10 yıl önce farelerin beynindeki nörokimyasal salgılar üzerinde deney yaparken iki farenin öldüğünü ve bu sayede tesadüfen beyinlerinin ölüm sürecini gözlemleyebildiğini anlatıyor.
BBC Mundo’ya konuşan Borjigin, “Farelerden bir tanesi aşırı ölçüde serotonin salgıladı. Halüsinasyon mu görüyordu sanki?” diyor ve serotoninin halüsinasyonla ilişkili olduğuna dikkat çekiyor.
Ruh halini düzenleyen bir hormon salgısı olan serotonini bu kadar yüksek seviyede görmek Borjigin’de merak uyandırdı:
“Literatür araştırması yapmaya başladım. Ölüm süreci hakkında bu kadar az şey bildiğimizi öğrenince çok şaşırdım.”
Michigan Üniversitesi’nde moleküler ve bütünleştirici fizyoloji ve nöroloji alanında doçent olan Dr. Borjigin, o zamandan beri ölüm anında beyinde neler olduğunu inceliyor ve tespitlerinin sandığımızdan farklı olduğunu söylüyor.
Ölümün tanımı
Borjigin, bilim dünyasında kalbi duran bir kişinin öldüğünün varsayıldığını, lakin bu süreçte beyne değil kalbe odaklanıldığını söylüyor.
“Bilimsel anlayışa göre beyin çalışmıyor gibi görünüyor zira bireyden tepki gelmiyor; konuşamıyor, ayakta duramıyor, oturamıyor.”
Beynin çalışabilmesi için çok fazla oksijene ihtiyacı var. Şayet kalp kan pompalamazsa, oksijen de beyne ulaşamaz.
Borjigin, “Yani tüm yüzeysel göstergeler beynin artık çalışmadığına ya da en azından hiperaktif değil de hipoaktif olduğuna işaret ediyor” diyor.
Beyin ‘hiper hızda’
Borjigin, araştırma ekibiyle 2013 yılında fareler üzerinde yaptığı bir çalışmada hayvanların kalpleri durduktan sonra çeşitli nörotransmitterlerde yoğun aktivite gözlemlendiğini anlatıyor:
“Serotonin 60 kat artarken kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan bir kimyasal olan dopamin 40 ila 60 kat arttı. Kendinizi çok uyanık hissetmenizi sağlayan norepinefrin ise yaklaşık 100 kat arttı.”
Borjigin’e göre hayvanlar canlıyken bu kadar yüksek düzeyleri görmek imkansız.
Ekip 2015 yılında ölmek üzere olan farelerin beyinleri üzerinde bir çalışma daha yaptı:
“Her iki durumda da beyin aşırı hareket halinde, hiperaktif bir durumdaydı.”
Gama dalgaları
Borjigin’in ekibi 2023 yılında, yaşam destek ünitesine ve beyin aktivitesini ölçen aygıtlara bağlı, ölmek üzere olan dört kişi üzerinde de bir çalışma gerçekleştirdi.
Yakınlarının kararıyla bu kişileri hayatta tutan solunum aygıtları kapatıldı.
Araştırmacılar aygıtların kapatılmasının ardından hastalardan ikisinin beyninde yüksek seviyede aktivite olduğunu tespit etti. Bu, bilişsel fonksiyonun bir göstergesi.
Hastaların beyninde en hızlı beyin dalgaları olan gama dalgaları da tespit edildi. Gama dalgaları karmaşık bilgi sürece ve hafıza ile irtibatlı.
Hastalardan birinde beynin her iki tarafındaki temporal loblarda yüksek aktivite gözlemlendi.
Dr. Borjigin, sağ taraftaki temporal lobun empatiyle ilişkili olduğuna dikkat çekiyor.
Ölüme yakın deneyimler
Ölüme yakın tecrübeler yaşayan bazı kişiler hayatlarının gözlerinin önünden geçtiğini görebildiklerini veya önemli anları hatırlayabildiklerini söylüyorlar.
Birçoğu yoğun bir ışık gördüklerini söylerken, bazıları da vücut dışı tecrübeler yaşadıklarını paylaşıyor.
Peki Dr. Borjigin’in çalışmalarında gözlemlediği hiperaktif beyin, bazı insanların ölümün eşiğinde neden bu kadar yoğun tecrübeler yaşadığını açıklayabilir mi?
Borjigin, “Evet, bence açıklıyor” diyor ve devam ediyor:
“Kalp krizinden kurtulanların en az %20-25’i beyaz bir ışık gördüklerini, bir şey gördüklerini bildiriyor, bu da görsel korteksin aktif olduğunu gösteriyor.”
Araştırmacılar, solunum aygıtları kapatıldıktan sonra yüksek beyin aktivitesi gözlenen iki hastanın durumunda, (bilinçli görmeyi sağlayan) görsel kortekslerinin, “bu çeşit görsel tecrübelerle alakalı olabilecek” yoğun aktivite gösterdiğini söylüyor.
Yeni bir anlayış
Dr. Borjigin, insanlar üzerinde yaptığı çalışmaların şimdi çok az olduğunu ve ölüm sırasında beyinde neler olduğuna dair daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu kabul ediyor.
Ancak bu alanda 10 yıldan fazla süren araştırmalarından sonra Borjigin, kalp durması sırasında beynin hiperaktif olduğunu söylemenin mümkün olduğuna inanıyor.
Peki oksijen alamadığını fark ettiğinde beyinde ne oluyor?
“Biz de bunu anlamaya çalışıyoruz. Bu konuda bilimsel literatürde çok az şey var. Gerçekten, hiçbir şey bilinmiyor.”
Borjigin kış uykusundan bahsediyor ve insanlar ve fareler dahil bazı hayvanların oksijen eksikliğiyle başa çıkmak için içsel bir düzeneğe sahip olduğuna dikkat çekiyor:
“Şimdiye kadar beynin, kalp durmasının günahsız bir seyircisi olduğu düşünülüyordu; kalp durduğunda beynin de öldüğü.”
Ancak Borjigin durumun böyle olup olmadığını kesin olarak bilmediğimizde ısrar ediyor:
“Kış uykusu, beynin aslında bu zor durumdan ya da oksijen eksikliğinden kurtulacak düzeneğe sahip olduğunu gösteren çok iyi örneklerden biri. Lakin bunun araştırılması gerekiyor.”
Keşfedilecek çok şey var
Dr. Borjigin, kendisi ve takımının çalışmalarındaki bulguların dev bir buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu ve daha keşfedilecek çok şey olduğunu düşünüyor:
“Şimdi soru şu: Ölmekte olan beyin niçin daha aktif hale geliyor?” diyen Borjigin devam ediyor:
“Anlamak, incelemek, araştırmak ve öğrenmek için bir araya gelmemiz gerekiyor zira ölüm sistemini anlamadığımız için milyonlarca beşere erken ölüm teşhisi koyuyor olabiliriz.”
Gözlerinizi Uv Işınlarından Koruyun! “Uzun Müddetli Maruziyet Katarakta Neden Olabilir”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.