Ömer Bolat: 2026’da Bütçe Açısından Daha Bir Rahatlama Olacak

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Sakarya’da iş insanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve esnaflarla bir araya geldi.

Bolat, iş dünyası mensuplarıyla, esnaf odalarıyla, birliklerle hasbihal edip iftar sofrasını paylaşmak için Sakarya’ya gelmekten mutluluk duyduğunu dile getirdi.

Ticaret Bakanlığı’nın 775 milyar dolarlık mal ve hizmetler ihracatını ve ithalatını düzenleyen, denetleyen, yürüten devasa kuruluş olduğunu belirten Bolat, 163 gümrük müdürlüğünün karada, denizde, limanlarda, hava yolunda gerekli geçişleri, hızlı ve etkin şekilde yönetip gerekli kontrolü de gerçekleştirdiklerini anlattı.

Bolat, dünyada son yıllarda önemli ekonomik kahırların, krizlerin ve salgınların yaşandığına değinerek devletin, hükümetin kimseyi açıkta bırakmadığını, gelir desteği, kira desteği ve özellikle işten çıkarılanlar için işsizlik sigortası gibi birçok dayanaklarla iş dünyasına kol kanat germeye uğraş ettiğini vurguladı.

“SİYASİ İSTİKRAR OLMASAYDI EKONOMİK BÜYÜME OLAMAZDI”

Dünyada yaşanan olumsuzluklar ve ekonomik daralmalara rağmen Türkiye’nin ekonomide büyüyerek bugünlere gelmeyi başardığına işaret eden Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:

Son 22 yılda yüzde 5,3 yıllık reel büyüme kaydettik. 2002’de 230 milyar dolar olan milli gelirimizi, geçen yıl 1 trilyon 322 milyar dolar milli gelirle kapattık ve Dünya Bankası sınıflandırmasına göre Türkiye artık üst gelirde yer alan ülkeler ligine yükseldi. Milli gelirimiz de kişi başına 3 bin 600 dolardan 15 bin 463 dolara yükseldi. İhracatımız 36 milyar dolar mal ihracatından 262 milyar dolara, hizmetler ihracatımız 14 milyar dolardan 115 milyar dolara yaklaşık 7 buçuk katı yükseldi. İstihdamımız 2002’de 21 buçuk milyon şahısken ocak ayını 32 milyon 600 bin kişi ile kapattık. Yani 11 milyon yeni istihdam kazandık. Eğer siyasi istikrar olmasaydı kavga, gürültü, anarşist, huzursuzluk olsaydı böyle bir ekonomik büyüme olamazdı.

Bolat, Sakarya’nın 1999 depreminin yaralarını sardığını ve örnek bir huzur şehri pozisyonuna geldiğini belirterek kentin yatay mimarinin en güzel örneğini sergilediğini anlattı.

Kahramanmaraş merkezli depremden 11 ilin etkilendiğini, özellikle Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya ile Gaziantep’in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinin çok ağır yaralar aldığını anımsatan Bolat, “2 yılda tam 2,6 trilyon lira. Bizim bu yılki bütçemiz 12 trilyon lira civarında. Yani deprem faturası 2023 bütçemizin yüzde 40’ydı. 2,6 trilyon, 75 milyar dolar iki yılda harcandı. Altyapı çalışmaları, konutlar, köy evleri, hastaneler, okullar, çevre yolları, kanalizasyonu, suyu, elektriği her şeyiyle 201 bin insanımız yerleştirildi. Kalan 252 bin hak sahibi de inşallah bu yıl sonuna kadar kavuşacaklar. Sık sık gidiyoruz görüyoruz. Jet hızıyla çok büyük çalışma var ve orası dünyanın en büyük şantiyesi. Bunun alışılmış getirdiği bir yan etki var” şeklinde konuştu.

“2026’DA BÜTÇE AÇISINDAN DAHA BİR RAHATLAMA OLACAK”

Bolat, fiyatlar istikrara kavuştukça, normale dönüş epey esnafın, iş dünyasının ve endüstricinin iş hacminin artacağını, enflasyonun düştükçe kredi maliyetlerinin de düştüğünü ifade etti.

Dünyada büyük ticaret savaşlarının başladığını, bu durumdan Türkiye’nin de etkilenmesinin normal olduğunu söyleyen Bolat, şöyle devam etti:

Yılda 10 milyar dolar ihracatı olan Sakarya’ya özel önem atfediyoruz. Faaliyet bazında ihracat sayılarını biz 1 Ocak 2024’ten beri açıklıyoruz. Sakarya’nın ihracatı şirket merkezlerine göre 6,5 milyar dolardı ama faaliyet bazında üretim yeri olarak Sakarya’nın ihracatı 10 milyar dolar. İthalatı ise 4,6 milyar dolar. Sakarya bizim için dış ticaret fazlası veren, ihracatın ithalata payı yüzde 152 olan çok güzel bir kentimiz. Tarımda, endüstride, lojistikte hizmetlerde inşallah Sakarya gelişimini devam ettirecek. Biz hükümet olarak Sakarya için ve 80 vilayetimiz için ne lazımsa yapmaya uğraş ediyoruz. Deprem harcamalarının büyük kısmı inşallah bu yıl sonuna kadar geçmiş olacak. Gelecek yıl 2026’da bütçe açısından daha bir rahatlama olacak. Ve iş dünyası, emekliler, işçi, çiftçi, memur, esnaf her kesimin daha da rahatlayacağı, daha bir bolluk devrini Allah’ın müsaadesiyle başaracağız. Bu yılın ortalarından itibaren gerek enflasyondaki geriye gidiş, gerekse yatırımların ve büyümenin finansman maliyetlerindeki düşüşe paralel hızlanmasıyla Türkiye’miz yine o yıllık ortalamada yüzde 5,3 sağladığı 22 yıl ortalamasına yakın sayılarda gelişimini devam ettirecek.