35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
2.968,33%1,32
4.853,00%0,96
19.410,00%0,95
2.622,74%1,01
9.724,50%-0,42
Bursa’da İsmail Hakkı Bursevi Yazma Eserler Kütüphanesi’nin kuruluş çalışmaları esnasında tespit ettiği Ömer Ziyaeddin Dağıstani’ye ait “Lugatü’l-Evzan” isimli sözlüğün mahiyetini öğrenmek için araştırma yapan Osman Nuri Solak, Osmanlı Devleti’nin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yılları gibi önemli bir zaman diliminde yaşamış olan Ömer Ziyaeddin Dağıstani’nin ilginç hayat öyküsünü kitap haline getirdi.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne 2023 yılında kurulan İsmail Hakkı Bursevi Yazma Eserler Kütüphanesi’nde yazma ve matbu yapıtların büyük bir çoğunluğunu Nakşibendi-Halidi Piri Ömer Ziyaeddin Dağıstani’ye ait yapıtların oluşturduğunu belirten Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İsmail Hakkı Bursevi Yazma Eserler Kütüphanesi Sorumlusu Osman Nuri Solak, bu yapıtların fakülteye 1982-83 yıllarında fakültenin ilk dekanlığını yapan Ömer Ziyaeddin Dağıstani’nin oğlu Yusuf Ziya Binatlı tarafından bağışlandığını söyledi.
Ömer Ziyaeddin Dağıstani’ye ait bu yapıtların tasnif ve teknik işlemlerini yaparken karşılaştığı 3 ciltlik yapıtın dikkatini çektiğini belirten Solak, “Bu eser Lugatü’l-Evzan ismindeki ilginç bir lugat çalışmasıydı. Lugatü’l-Evzan’ın daha önce hiç görmediğim bir şekilde, bir lugatın hususlarının tek tek kesilmek suretiyle yeni bir üslup ve metodla dizayn edilmiş ilginç bir formatı vardı. Dolayısıyla bu lugatın mahiyetini öğrenmek için yaptığım araştırmalar sonucunda hiçbir kaynakta ve kayıtta bu eser hakkında herhangi bir bilgiye de rastlayamadım. Bu yapıttan yola çıkarak Ömer Ziyaeddin Dağıstani’yi daha yakından tanımak için birtakım araştırmalar yaptım” dedi.
Osmanlı Devleti’nin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yılları gibi önemli bir zaman diliminde yaşamış olan Ömer Ziyaeddin Dağıstani’nin ilginç hayat öyküsünün kendisini çok etkilediğini belirten Solak, “Yaptığım araştırmalar sonucunda Ömer Ziyaeddin Dağıstani’nin Lügatül Evzan sözlüğü gibi daha önce bilinmeyen diğer el yazması eserleri ile tüm matbu’ kitaplarının tanıtımını ihtiva eden bir yayına da rastlayamadım. Dolayısıyla bugüne kadar gün yüzüne çıkartılmamış bu yazma ve matbu eserleriyle birlikte tüm yapıtlarını tanıtarak bu yapıtların bulunduğu kütüphane bilgileriyle birlikte yer vermeye çalıştım. Bu kitapta ayrıca, Ömer Ziyaeddin Dağıstani’nin hayatını geçirdiği Dağistan, İstanbul, Edirne ve Tekirdağ gibi Anadolu’nun çeşitli kentleri ile sürgünde bulunduğu Medine ve Mısır coğrafyasındaki kütüphaneler, Osmanlı Arşivleri ve Meşihat Arşivinden tespit ettiğim arşiv belgeleri ışığında hayat kıssasını yazmaya çalıştım” dedi.
Osman Nuri Solak, Ömer Ziyaeddin Dağıstani’nin hayat öyküsünden kısaca şöyle bahsetti:
“1849 yılında Dağistan’da dünyaya gelmiş, Pir Şamilin oğlu ile 1877-78 Osmanlı Rus Harbine katılmış ve Osmanlı Devleti’nin bu savaşta yenilmesi sonucunda İstanbul’a hicret etmiştir. İstanbul’da Nakşibendi-Halidi pirlerinden Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi’ye intisap ederek eğitimini bu tekkede tamamlamıştır. Ömer Ziyaeddin Dağıstani’ talebeliğinde çalışkanlığı ve ihlası ile Piri’nin himmetini ve sevgisini kazanınca Gümüşhanevi hazretlerinin kendisine birgün, ‘Hafız Ömer’ diye hitap etmesi üzerine Kur’an-ı Kerim’i hıfzetmeye başlamış ve hafızasının çok kuvvetli olması sebebiyle de altı ay gibi kısa bir sürede hafızlığını tamamlamıştır. Gümüşhanevi tekkesinde almış olduğu eğitimlerden sonra, önce çeşitli medreselerde müderrislik, daha sonra 1878’de Edirnede II. Ordu 9. Alay Müftülüğü, 1893 yılında Malkarada kadı naipliği, 1903’te, yüksek rütbeli bir kadılık olan Kudüs Mevleviyetine getirilmiştir. 1906 ile 1908 yılları arasında Tekirdağ’da hem kadı naipliği, hem de hukuk ve ceza mahkemesi reisliği yapan Ömer Ziyaeddin Dağıstani, II. Meşrutiyet ilan edilince emekliye ayrılmış ve İstanbul’a dönmüştür. Ömer Ziyaeddin Dağıstani, Sultan II. ABDülhamid’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan 31 Mart Vak’ası’nın bastırılmasından sonra İttihat ve Terakki yönetimi tarafından, Volkan Gazetesi’nde İslam halifesine itaat edilmesi ve Osmanlı Padişahları’nı öven yazılar yazması ile birlikte “Hadis-i Erba’in fi Huküki’s-Selatin” isimli Hilafeti savunan bir eser yazması ve İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti’ne üye olduğu ve Derviş Vahdeti ile bağı olduğu iddiasıyla 1. Divan-ı Harbi Örfi tarafından yargılanarak müebbed kalebentlik cezasıyla mahküm edilerek Medine’ye sürgün edilmiştir. Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa rüyasında Hz. Peygamberden aldığı talimat üzerine Medine’ye gitmiş ve Ömer Ziyaeddin Dağıstani’yi yanına alarak Mısır’a getirmiştir. Mısır’da 10 yıl Hidiv’in saray hocalığı ve imamlığını yapmıştır. Mısır’dayken I. Dünya Savaşı başlar ve İngilizler’in Mısır halkından paralı asker toplamaya çalışması üzerine halkı bilinçlendirmek amacıyla “Müslüman Müslümanın kardeşidir. Müslüman kardeşine kurşun atmaz, halifeye karşı gelmeyiniz” şeklinde bildiriler yayımlar, broşürler dağıtır. İngilizler tarafından hapsedilip idama mahküm edilir. Hidiv Abbas Hilmi Paşa’nın müdahale etmesiyle serbest bırakılır. 1912’de çıkan afla İstanbul’a geri dönerek Gümüşhanevi Tekkesi’nde yaklaşık iki buçuk yıl pirlik ve müderrislik görevlerinde bulunmuştur. Ayrıca Süleymaniye Medresesi’nde Hilafiyat Müderrisliği ve Hadis Müderrisliği yapmıştır. Sultan Vahdeddin’in şeyhülislamlık teklifini “işgal altında bulunan bir memlekette fetva makamı işgal edilemez” diyerek kabul etmemiştir. Ömer Ziyaeddin Dağıstani, 18 Kasım 1921 tarihinde Gümüşhanevi Tekkesi’nde dar-ı bekaya irtihal etmiş ve Süleymaniye Camii haziresindeki Gümüşhanevi halifelerine mahsus kısımda ebedi istirahatgahına tevdi edilmiştir.
Çok yönlü bir alim olan Ömer Ziyaeddin Dağıstani Arapça, Farsça, Türkçe ve Rusça ile birlikte Dağıstan lisanlarını ve Orta Asya Türk lehçelerini bilen ve bu lisanlarda eserler telif etmiş velüd bir alim olduğunu ifade eden Solak, “Ömer Ziyaeddin Dağıstani’nin Hadis ilmi ile birlikte, fıkıh, kıraat ve tasavvuf gibi birçok ilim dalları da olmak üzere 20’yi aşkın manzüm ve mensur eser telif ettiğini ve bu yapıtların İstanbul, Dağıstan, Mısır, Trabzon, Bursa ve Edirne’nin çeşitli matbaalarında basılarak neşredildiğini ve İslam coğrafyasının değişik bölgelerindeki, birçok beşerle buluştu.” dedi
Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli Tasavvuf Tarihi Öğretim Üyesi İlahiyatçı-Yazar Prof. Dr. Mustafa Kara da “Ömer Ziyaeddin Dağıstani’nin oğlu Yusuf Ziya Binatlı, büyük bir hizmet yaptı. O babasının ve kendisinin bazı kitaplarını fakültemize bağışladı. Dolayısıyla Osman Nuri Solak kardeşimizin hazırladığı Ömer Ziyaeddin Dağıstani kitabının da hareket noktası bu kitaplar olmuştur” dedi. – BURSA
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Köfteci Yusuf’un Kuracağı Rüzgar Enerji Santrali Hakkında Yeni Gelişme
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.