34,4753$% -0.02
36,1797€% -0.16
2.959,36%-0,08
5.043,00%-0,10
20.107,00%-0,10
2.668,88%-0,10
9.367,77%3,72
T24 Sağlık
TIBBİ Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Saadettin Kılıçkap, “Akciğer kanseri bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de hem en sık görülen hem de en sık ölüme sebebiyet veren bir hastalık. Epidemiyolojik verilere göre yakın zamana kadar tüm akciğer kanserlerinin yüzde 90-95’i sigara bağlı kanserlerdi. Ancak son periyotlardaki kayıtlar bu oranın yüzde 80-85’lere kadar gerilediğini gösteriyor. Yani sigara içmeyen bireylerde de kanser sıklığı giderek artıyor. Çevresel faktörler, kimyasalların hayatımıza girmiş olması burada önemli rol oynuyor” dedi.
Liv Hospital Ankara Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Saadettin Kılıçkap, akciğer kanseri farkındalık ayı dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin son dönemlerde genç yaşta daha sık görülmeye başlandığını söyleyen Prof. Dr. Kılıçkap, “Son vakitlerde kadınlarda ve genç yaştaki şahıslarda akciğer kanserinin daha sık görüldüğüne şahit oluyoruz. Akciğer kanserinin en önemli risk faktörü sigara kullanımı, ancak son periyotta sigara içmeyen bireylerde de akciğer kanseri sıklığı giderek artıyor. Natürel ki bunun birçok sebebi var. Çevresel faktörler, kimyasalların hayatımıza girmiş olması burada önemli rol oynuyor. Aynı zamanda fizikî aktivitede azalma ve beslenme alışkanlıklarının bozulması da yine akciğer kanserinin temel nedenlerinden birkaçıdır.” diye konuştu.
“En büyük sebep sigara kullanımı”
Akciğer kanserinin en büyük sebebinin sigara kullanımı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılıçkap, “Epidemiyolojik verilere göre yakın zamana kadar tüm akciğer kanserlerinin yüzde 90-95’i sigara bağlı kanserlerdi. Ancak son periyotlardaki kayıtlar bu oranın yüzde 80-85’lere kadar gerilediğini gösteriyor. Yani sigara içmeyen bireylerde de kanser sıklığı giderek artıyor. Ülkemizde en sık görülen akciğer kanseri tipi küçük hücreli kanser veya yassı hücreli kanseridir. Bu iki kanserin temel özelliği sigarayla münasebeti çok açık ve net olarak bilinen kanserlerdi. Son yıllarda yassı hücreli ve küçük hücreli akciğer kanseri sıklığında bir ölçü azalma göze çarpıyor. Günümüzde gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde sigaranın nispeten daha az etkili olduğu adenokanser tipi sıklığın neredeyse her iki akciğer kanserinden birini oluşturuyor. Yani giderek artan bir oranda sigaradan bağımsız olarak akciğer kanserini görmeye başlıyoruz” diye konuştu.
“Kimyasala maruziyet sebepler arasında yer alıyor”
Kılıçkap, akciğer kanserinden korunma sistemlerine ilişkin, “En kıymetlisi sigara içmemektir. Sigaraya maruziyet yıldan yıla artan miktarı ve kullanım müddetiyle alakalı olarak sadece akciğer kanserinde değil, birçok kansere sebebiyet veriyor. Ama doğal ki bugün geç değil, birçok kişi hala akciğer kanseri ve başka bir hastalığı olmaksızın sigara içmeye devam ediyorlar. Bunu biliyoruz. Bu şahıslara de tavsiyem bir an önce de bu zararlı ve kötü alışkanlıklarından vazgeçmeleri olacaktır. En önemli şey olağan ki sigarayı bırakmak ve içmemek. Bunun dışında beslenme ve fizikî aktivite de epeyce önemli. Özellikle kimyasal maruziyetinden kaçınmak epey önemli. Etrafımızda birçok günlük hayatımızda kullandığımız ürünler maalesef işlenmiş kimyasallar. Hatta besinlerimiz bile işlenmiş gıda. Bunların birçoğu küçük miktarda da olsa kanserojen içeriyorlar. O nedenle mümkün olduğunca doğalı kullanmak ve bu tür kimyasal maruziyetinden uzak durmakta bizi akciğer kanserinden koruyacaktır diye düşünüyorum” dedi.
“Yenilikçi tedaviler başarını oranını artırdı”
Kılıçkap, kullanılan yenilikçi tedaviler ile ilgili, şu ifadeleri kullandı:
“Gerçekten 2010’lu yılların başında akciğer kanseri sadece kemoterapiyle tedavi edilen ve tedavi sonuçlarında çok iyi olmadığı, yaşam müddetlerinin kısa olduğu bir hastalık idi. Ancak bu 10-15 yıllık süre zarfında akciğer kanserinin farklı özelliklerini öğrendik. Her akciğer kanserinin aynı olmadığını, bunların birçok farklı alt tiplerinin olduğunu ve bunların tümör hücresinin yüzeyindeki reseptörler veya hücre içerisindeki farklı mutasyonların kanserin tedavisinde kullanılabileceğini öğrendik. Bunlara halk arasında akıllı ilaçlar, tıp alanında da bizim hedefleyici tedaviler dediğimiz tedavi casusları oluşturuyor. Bugün geldiğimiz noktada örneğin, ALK olumlu akciğer kanserli hastalarda kullandığımız ilaçlarla bırakın ölümü, 5 yıllık hastalık sağ kalımı oranları yüzde 60’ın üzerinde. Yani akciğer kanseri tanısı alan bir hasta bu ilacı kullandığı zaman hastaların yüzde 60’ında 5 yıl boyunca hastalığın ilerlemediğini görüyoruz. Şu evrede sağ kalım 10 yıl ve üzerinde olarak düşünülüyor. Bir diğer değişim ise, immünoterapiler oldu. Bunu bazen ameliyat öncesinde, bazen ameliyat sonrasında, bazen de hastalıkta metastatik hastalıkta iki yıl müddetle kullanıyoruz. Kemoterapiyle birlikte veya tek başına kullanabiliyoruz. Bu ilaçlar hem tedavi başarısını arttırdı hem de bu ilaçların en önemli özelliği, metastatik bir hastalıkta kemoterapi döneminde yüzde 5’in altındayken bugün bu ilaçların kullanımıyla 5 yıllık yaşam oranlarının yüzde 30’ların üzerine çıktığını görüyoruz. Yani aslında her 3 akciğer kanserinden birisi bu yenilikçi tedaviler sayesinde 5 yıl ve daha uzun süre yaşayabiliyorlar. Bu da hayli ümit verici. Her geçen gün yeni bir ilaç, yeni bir molekül çıkıyor ve her çıkan ilaçta gerçekten hastanın hayatına bir katkıda bulunuyor. Biz de bundan bir doktor olarak büyük bir mutluluk duyuyoruz” (DHA)
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Sirkeli Suyu Sabahları İçince Bakın Ne Oluyor? Oysaki Yıllarca Sağlığımızla Oynamışız