DOLAR

38,1213$% 0.08

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
EURO

43,5536% 1.16

Created with Highcharts 8.2.200:3001:0001:3002:0002:3003:0003:3004:0004:3005:00
GRAM ALTIN

4.030,59%1,92

Created with Highcharts 8.2.221:3022:0022:3023:0023:3000:0000:3001:0001:3002:00
ÇEYREK ALTIN

6.610,00%1,72

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
TAM ALTIN

26.359,00%1,73

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
ONS

3.287,96%1,81

Created with Highcharts 8.2.222:0000:0002:0004:0006:0008:0010:0012:0014:0016:0018:0020:0022:0000:00
BİST100

9.393,79%-0,32

Created with Highcharts 8.2.210:3011:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:00
İmsak Vakti a 02:00
Bursa PARÇALI AZ BULUTLU 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 38,1213

EURO 43,5536

ALTIN 4.030,59

BİST 100 9.393,79

İmsak 02:00

13°
  • Bursa Gündem Haber
  • Kültür & Sanat
  • Otizmli Bireylerden Oluşan Dünyanın En Büyük Orkestrası; “İzmir Otizm Orkestrası’yla Toplumsallaşma Sorununu Aştık, En Büyük Konu İstihdam”

Otizmli Bireylerden Oluşan Dünyanın En Büyük Orkestrası; “İzmir Otizm Orkestrası’yla Toplumsallaşma Sorununu Aştık, En Büyük Konu İstihdam”

ad826x90

Otizmli bireylerin toplumsallaşabilmesi ve kendilerini geliştirebilmeleri için bir ortam yaratan İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’nun (İZOT) kurucusu Orçun Berrakçay, “Aslında öğrenme tamamen doğal ortamı içinde gerçekleşiyor” tabirleriyle orkestranın ehemmiyetini vurguladı. Çalışmalara katılıp gelişim gösteren çocukların güzel sanatlar liseleri ve üniversitelere gittiğini söyleyen Berrakçay, “Bundan sonraki hedefimiz, güzel sanatlar lisesine yerleştirebilir miyiz çocukları diye düşünüyoruz ki ilk gayelerimiz arasında aslında bunlar yoktu” dedi. Çocukların ve ailelerin başlarında toplumsallaşma konusunda soru işareti kalmadığını söyleyen Berrakçay, en büyük kaygılarının istihdam olduğunu ve yeni misyonlarının toplumsal farkındalığı artırmak olduğunu söyledi. İZOT’ta müzik yapmanın hayatını değiştirdiğini söyleyen iştirakçilerden Erdoğan Erdemirdöven, orkestrada diğer çocuklar ile müzik yapmanın kendisi için çok önemli olduğunu ve kendisini güçlendirdiğini söyledi.

Dünyada otizmli bireylerden kurulmuş en büyük orkestra ve koro olan İZOT, bu güne kadar yurtiçi ve yurtdışında yaklaşık 270 konser verdi. Otizmli bireylerin sosyalleşebileceği ve kendilerini geliştirebileceği bir yer olan orkestra, faaliyetlerini geliştirerek sürdüren İZOT’un kurucusu İzmir Demokrasi Üniversitesi Otizm Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Orçun Berrakçay, orkestranın kuruluşu ve öğrencilerin gösterdikleri gelişim hakkında şöyle konuştu:

“Ezberleme gücü bende hayret uyandırdı” 

“İZOT 12 yıl önce kuruldu ama aslında onun daha da öncesi var. Otizmli bir çocuğun müziğe karşı olan ilgisine dikkatimi çekmesi ve ilgi duymamla başlayan bir süreç oldu.

Bir özel eğitim merkezinde haftada bir gün çocuklarla müzik çalışması yapmaya başlamıştım. Ama tamamen rastlantısal bir şekilde yani özel eğitimi hiçbir şekilde bilmeden. Orada otizmli bir çocuğun müziğe olan ilgisi dikkatimi çekti. Ezberleme gücü, müzikleri aklımda tutması ve benden sonra tekrar ediyor olması bende bir hayret uyandırmıştı. Devam eden süreçte de çalışmalarımın, üniversitede yüksek lisansta bir ödev çalışması yapıp, daha sonrasında da ödev çalışmasının beni doyurmamasıyla süreç İZOT’a evrildi. 4 ayrı bir öğrenciyle yapılan bir çalışmaydı bu yüksek lisans tezim. 2008 yılında mezun oldum ama kişisel olarak çocuklarla müziğe karşı ilgisi olan otizmli çocuklarla çalışmalarım devam ediyordu.

‘Çocuklar bir araya gelse, müzik yapsa nasıl olur?’ diye sordum kendime

Genelde müşahedem şu haldeydi, daima bu çocuklar teğe bir çalışma yapıyorlar, özel eğitim süreçlerinde de daima teğe birler. Yani toplumsallaşmaları, okuluna kazandırılmaları açısından bu teğe bir çalışmanın dışında ne yapılabilir diye düşünüyordum başımda daima vardı. Şunu görüyordum, ferdi olarak çok iyi müzisyenler, iyi bir müzik kulağına sahipler, duydukları müzikleri ezberleyebiliyorlar. Hatta bir çalgı üzerinde çalışan otizmli bir çocuk, icra eden bir çocuk zaman içinde çok daha iyi noktalara geliyor ama daima yalnızlardı. Bu yalnızlığı otizmin en büyük özelliklerinden de bir sosyalleşmemeleri deriz ya, diye duyarız ya, bunun önüne nasıl geçebilirim? Yani sanki ‘Çocuklar bir araya gelse, müzik yapsa nasıl olur?’ diye sordum kendime 

Sonrasında çocuklarla yaklaşık 2013 yılında, 12 yıl öncesinde çalışmaya başladım. 4 tane öğrenciyle ilk çalışmamız başladı, ilk programımız başladı. Süreç içinde bu 4 öğrenci haftadan haftaya arttı, olağan istekli bir çalışmaydı bu. Haftada bir gün prova yapalım, müziğe karşı ilgisi, yeteneği, merakı olan ama çalışmanın gidişatına da yani kümeyle çalışma marifetine de uyum sağlayabilecek çocuklar olsun da istedik. Çünkü bir yerde bir şey yapmaya çalışırken grup dinaminiğini de korumak gerekiyordu ki olan çocukların da motivasyonunu arttıralım. 

2013 yılında çalışmalara başladık. Katılımcı sayısı haftadan haftaya artmaya başladı ve 2015 yılında ilk konserimizi verdiğimizde sayımız artık 17-18’e ulaşmıştı. İlk konser değerliydi çünkü 7-8 ay boyunca haftada bir gün prova yapan ama oraya sadece eğlenmek amacıyla gelmenin dışında aslında bunu bir sergileme evresi da var, çocuklar bunu görmüş oldu öncelikle.

“Ailelerin de gözünde işin ciddiyeti artmaya başladı”

Ailelerin de gözünde ‘çocuklarımızı sadece haftada bir gün getirdiğimiz oyun etkinliği ya da eğlence etkinliği’gibi bir algının dışında işin ciddiyeti de artmaya başladı. Artık senin çocuğun İzmir Otizm Orkestrası ve korosunun üyesi. Burada düzenli provalara geleceksin, çocuklar müzikleri çalışacak ve bunları topluma, farklı ortamlarda, yerlerde sergileyecekler. 

270’e yakın yerde konserimiz oldu ortalama. Konser etkinliği, yurt içinde, yurt dışında, İzmir içinde, İzmir dışında, üniversiteler, belediyeler, etkinlikler, şenlikler. Mümkün olduğumuz kadar aldığımız davetleri geri çevirmeden katılmaya itina gösterdik.

“Sosyalleşme sorununu ziyadesiyle aştık”

Çocukların toplumsallaşması artacaktı. Zati gereğince toplumsallaştık. Bu anlamda toplumsallaşma sorununu ziyadesiyle aştık. Ama toplumsal farkındalığı artırmak da artık bir misyon. Yani onlar da kendilerinden sonra gelecek otizmli kardeşlerinin tahminen bir hak savunuculuğunu, bir farkındalığını artırmak için binlerce kilometre yol gittiler. Bu sayede yeni yeni gittiğimiz yerlerde de bizleri izleyen halka bir farkındalık kazandırıyoruz ama tahminen daha da değerlisi artık sayıları 37 doğumda teğe düşen otizmden etkilenen ailelere de bir umut ışığı oluyoruz.

Sizin çocuğunuza da imkanlar verilirse, yetenekleri doğrultusunda doğru yönlendirilip desteklenirse şu evrelere gelebilir kısımını göstermiş oluyoruz diye düşünüyorum. Bu aşamaların içinde sadece müzik söyleme, sahnede durma bunlar bile bir kazanımken yani 2 saat sahnede ayakta bekleyebilme gibi.  Bunlar bile gündelik hayatlarında okul hayatına döndüğünde de sırasında 45 dakika oturmasını sağlayacak bir etken olduğu gibi aynı zamanda akademik anlamda da gençlerimizi geliştirdi. Şu an bir öğrencimiz Çanakkale’de doktora yapıyor, bir öğrencimiz yine Çanakkale’de yüksek lisans yapıyor ve yaklaşık 9-10 öğrencimizde üniversiteli, mezun olanlar var, okuyanlar var.

Bundan sonraki hedefimiz, güzel sanatlar lisesine yerleştirebilir miyiz çocukları diye düşünüyoruz ki ilk gayelerimiz arasında aslında bunlar yoktu. Bu zaman içinde üniversiteye nasıl yerleştireceğiz diyedüşünüyoruz, üniversiteden mezun edip doktora yüksek lisansa yönlendiriyoruz. Tabi bütün hedefimiz İZOT’untamamını yüksek lisansa yapalım diye bir gayemiz yok. Akademik anlamda buraya yönlenebilecek çocuklarımız, gençlerimiz olursa destekliyoruz ama daha da değerlisi şu an başımızdaki bazı soru işaretlerini noktaya çevirmiş olsak da hala soru işareti olan noktalar var. 

“Soru işaretlerinden en değerlisi de müzik üzerinde değil genel olarak istihdam korkusu”

Soru işaretlerinden en kıymetlisi de müzik üzerinde değil genel olarak istihdam. Daha dün akşam federasyon liderimizle birlikteydik onu konuşuyoruz. İstihdam sağlanması çok önemli çünkü kendi ayakları üzerinde durmaları önemli. Ailelerin başlarındaki en büyük soru işareti benden sonra çocuğuma ne olacak? Onlar kendi sağlıklarında çocuklarının istihdam edildiğini, kendi ayakları üzerinde durduklarını, kendi paralarını kazanıp kendi hayatlarını idame ettirebilecek duruma geldiklerini görmeleri hem aile için çok değerli, hem çocuğun kendi özgüveni, toplumsallaşması, hayata ahengi ve toplumun bu bakış açısını değiştirebilmek, patronların bünyeslerinde çalıştırdıkları otizmli bireylerin sayılarının arttırılması adına çok önemli.

Şu an bunun üzerinde daha çok çalışıyoruz ama İZOT natürel ki çalışmalarına, provalarına, konserlerine bu farkındalığı arttırmak için hem de çocukların toplumsallaşmalarını sağlamak için devam ediyor. Sayılarımız artıyor ama orkestra manasında da yeni oluşumlara da model oluyoruz diyebilirim.

“Bizden sonra yine bir kardeşi orkestramız da Bakü’de kuruldu”

Bakü’de Azerbaycan’da konsere gitmiştik. Ondan sonra onlar da böyle bir teşebbüste bulundular. Bir farklı yerlerdeki eğitimcilere ve özel eğitim kurumlarına bu işe ilgi duyacak gönüllere de bir model olabilmek, daha çok otizmle çocuğun hayatına dokunmak için bir araç oluyor diyebilirim.

“Öğrenme tamamen doğal ortamı içinde gerçekleşiyor”

Aslında özel eğitimde belli başlı kazanımlar vardır değil mi? Bekleme, sıra alma, sorunlu davranışının denetimi gibi birçok çocuğa bir şey öğretmeye yönelik birçok çalışma vardır.

Biz sahnede çok dursun diye şunu yapalım diye bir şey çok demiyoruz. Aslında öğrenme tamamen doğal ortamı içinde gerçekleşiyor.

Yani ben onlara evet şimdi sahneye çıkıyoruz diyorum. Sahneye çıkılıyorsa bir yandaki arkadaşı dosyayı açıp bekliyorsa onun da beklemesi gerekecek. Yani tahminen gerçekten de gündelik hayatında çok fazla böyle bekleyen sabırlı bir çocuk değil ama sahneye çıktığında o ortama uyum sağlamak zorunda hissediyor tahminen de kendisini. ‘Burası bir sahne şimdi ben evdeki gibi elimi kolumu sallayarak burada dolaşamam’ diye düşünüyor çocuk ve diğer arkadaşlarını model alıyor. Aslında bu görerek öğrenme dediğimiz ve doğal akışında doğal ortamında öğrenme süreci gerçekleşmiş oluyor. Çok özel bir şey yapmıyoruz ama yaptığımız şey natürel gelen konser davetlerini geri çevirmemek ve farklı sahnelerde çok çok profesyonel yerlerde sahne almak.

“Çok değişik değişik ortamlarda sahne aldılar”

Haliç Kongre Merkezi’nde de sahne aldılar. Macaristan’ın Stratfon Meydanı’nda da sahne aldılar. Küçücük bir okulun bahçesinde de sahne aldılar. Çok değişik değişik ortamlarda sahne aldılar.

Provalarda sandalyeye oturuyorlar. Orkestra sahne tarafına geçiyor. Bir karşılarında olacak şekilde provalarımıza şarkılarımıza çalışıyoruz.

Çocuklara diyorum ki kümelerden da gönderiyorum ailelere şu müzikleri dinletin diye. Bazısının okuma yazması yok ya da daha zayıf akademik durumda olan çocuklar var ama müzik kulakları iyi. Evde oturup bu müzikleri dinliyorlar ve konserde sergiliyorlar.  

İlk konserimizi bir sempozyumda vermiştik. 8 ay prova yaptıktan sonra bir anda o konsere geçmiştik. Bu konser müddetinde de sempozyum olduğu için açılışında sahne aldık. 13 dakika sürmüştü ama 13 dakikada sahnede durmaları bile bizim için çok pahalıydı. Çünkü tahminen bir dakika bile yerinde duramayan bir çocuğun 13 dakika durması çok kıymetliydi.

“Gruba ait olma durumu çok önemli”

Bazen oluyor 1-1,5 saat protokol konuşmalar oluyor. Mesela önce bunları tahammül göstermek bile istemiyorlardı. ‘Tamam bir an önce sahneye çıkayım müziğimi söyleyeyim gideyim’ diye düşünüyordu çocuk. Süreç içerisinde bunlara da uyum sağlamayı başardılar.  O kümeye ait olma durumu çok önemli. Peki neden? O kümenin üyesi olmazsa hayatımda ne eksikler olur buradan bakarsak. Tahminen nasıl o sahnede durduğunu daha iyi çözümlemiş oluruz. Çünkü sahnede durursa sahne alabilir.

Sahne alırsa arkadaşlarıyla şehir dışında konsere gidebilir. Sahne alacak olursa, konsere gelmesi durumunda söz konusu olursa arkadaşlarıyla yemek yiyebilir, yolculuk yapabilir, uçağa binebilir, otobüse binebilir. Seyahatlerde, şehir cinslerinde şehir seyahatleri yapabilir.

“Ben onlara özellikle ‘Şunu yap, bunu yap’ gibi bir çok komut vermiyorum”

Örneğin Karadeniz’e gittik. 4-5 gün boyunca Karadeniz’de bir turnemiz oldu. Ekim ayında.

Sosyalleşmek ve gezmek için bundan daha iyi bir olanak bulamaz. Ama o sahnede durması lazım ki sahnenin kurallarına uygun davranışlar sergileyip o müzikleri söylemesi lazım ki bu kümenin içinde ki varlığı sürsün. Onun hayatındaki diğer kazanımları çok daha fazla olduğunun farkındalar ve bunu bildikleri için artık bu kümenin içinde nasıl bir davranış sergilemesi gerektiğini de doğal ortamıyla öğreniyorlar. Ben onlara özellikle ‘Şunu yap, bunu yap’ gibi bir çok komut vermiyorum.”

Ünlü isimlerle de sahne aldık 

Farklı ünlü isimlerle sahne aldıklarından bahseden Berrakçay, bu şovların çcoukların üzerindeki etkileri hakkında şöyle konuştu: 

“Bu onların motivasyonlarını çok artırıyor. Örneğin en son Haluk Levent’le birlikte sahne aldık İzmir Cumhuriyet Meydanı’nda. Kültür Yolu Şenliği kapsamında gelmişti Haluk Beyefendi. Daha önceden bir bağlantımız olmuştu AHBAP aracılığıyla bizi sahnesine aldı. Söylediğimiz bir müziği vardı, Yeterki müziği. Onu bütün Cumhuriyet Meydanı’nda İzmir halkına karşı seslendirdik. Bunun gibi 9-10 isimle sahne aldık.”

“Sahneden atlayan Eren, şimdi Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitirdi”

Orkestral çalışmalara katılarak gelişim gösteren çocuklar hakkında konuşan Berrakçay, bazı çocukların güzel sanatlar liselerine kimilerinin ise üniversiteye gittiklerini söyledi. Çocukların gelişimi hakkında Berrakçay şöyle konuştu:

“Aklıma gelen bir iki tane çocuk geliyor. Bir öğrencimiz, ismi Eren. İlk konserlerimizde, yani bundan tahminen 10 yıl önceki bir konserimizde sahneye çıktık konserde, Manisa’daydık yanlışım yoksa.

Eren sahneden atlayarak ‘anne’ diye indi bağıra bağıra sahneden annesine seslenerek sahneden çıktı gitti. Sahnede durmak istemedi. Direkt o kadar tahminen ortağım ışıklar kalabalığı, boğuldu, bir şeylerden rahatsız oldu bilemiyoruz ne olduğunu ama Eren, o sahneden atlayan Eren, şimdi Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitirdi. Bir kanun sanatçısı olarak yetişiyor ve üniversiteye hazırlanıyor.

 

“Yerinde durmuyordu, yerlere yatıyordu, şimdi o da bir üniversiteye hazırlık aşamasında” 

Yerinde bile tahminen duramayan çocuklarımızdan bir öğrencimiz vardı Kaan isminde. Kaan’ın ilk provalarda, yanında birkaç kişi duruyordu. Yerinde durmuyordu, yerlere yatıyordu. Aslında bu kızgınlıkla yapılan bir şey değildi ama müziği çok sevdiğinden yapıyordu. 

‘Birlikte müzik söyleyebilirsin, yerle yatıp yuvarlanırsan diğer çocukların dikkati de alır’ birkaç kişi anca böyle zapt ediyordu onu, otursun sandalyesine diye. Sonra bu çocuk, Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitirdi.

Şimdi o da bir üniversiteye hazırlık evresinde. O çocukluk süreçlerinde tahminen ya hiç önümüzü göre ya bu çocuk Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitirip piyanoda binlerce kişinin karşısında sahne alacak diye düşündüğümüz çocuklar artık akademik anlamda da çok iyi noktalara geliyorlar.”

İZOT üyesi Erdoğan: Hayatımı değiştirdi 

İZOT üyelerinden İzmir Demokrasi Üniversitesi öğrencisi Erdoğan Erdemirdöven, orkestranın kendisi için kıymeti hakkında şöyle konuştu: 

“Ben İZOT’a, üniversite 1’den itibaren başladım ve hala devam ediyorum. Üniversite 1’den beri başladım ve hala keman çalıyorum. Özel çocuklara yardımcı oluyorum ve onlarla birlikte çalışmalarımı devam ettiriyorum. İZOT Benim hayatımı değiştirdi ve aynı zamanda burada kendimi geliştiriyorum. Onlara nasıl katkı sağlayacağım ve onlar hakkında bilgi edinmiş oluyorum. Nasıl davranacağımı, nasıl çalışma prosedürünü yapacağımı öğreniyor aynı zamanda uyguluyorum.”

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Mahsur Kalan Astronotlar İlk Kez Konuştu! Terk Mi Edildiler: ‘Suçlu Ortada’

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.