37,9401$% -0.02
41,2410€% 0.51
3.809,66%0,28
6.292,00%0,19
25.092,00%0,20
3.123,96%0,33
9.577,67%-0,85
DOLAR 37,9401
EURO 41,2410
ALTIN 3.809,66
BİST 100 9.577,67
İmsak 02:00
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan‘ın çağrısıyla devam eden “sürece” ilişkin iktidara tepki gösterdi. “2025 yılında bir iktidar partisinin milletin aklıyla alay etmesini doğru bulmuyorum” diyen Özel, iktidarın sürecin sorumluluğunu MHP’ye yüklediğini söyleyerek “samimiyetsizlik” eleştirisi getirdi.
“Yeni bir anayasa tartışması açılması hem bu süreci hem de bütün Türkiye’deki siyasi atmosferi dinamitlemektir” diyen Özel, eski Başbakan Binali Yıldırım‘ın dikkati çeken “Bu topraklarda Kürtler, Türkler, Süryani, Abazalar, Çerkezler var; vatandaşlık tanımı gözden geçirilebilir” açıklamasına tepki göstererek, “Binali Yıldırım başları karıştırmasın, ortalığı bulandırmasın diye tüm partilerin katılımıyla Meclis’te kurulacak tam yetkili bir kurulla ve şeffaflıkla bu işler Meclis yerinde ve yasal düzenlemeler üzerinden götürülmelidir” çağrısı yaptı.
CHP önderi Özgür Özel, Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Burada Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile bir araya gelen Özel, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Genel Başkan Özgür Özel, “Bugün Yeniden Refah Partisi’nin Genel Merkezi’nde Sayın Genel Başkanı ve değerli heyetini ziyaret ettik. Bu ziyaret, içinde bulunulan süreçte aslında gecikmiş bir ziyaret. 31 Mart seçimlerinde önemli başarılar elde etmiş, çok sayıda belediye kazanmış ve sürecin içerisinde iktidar partisi tarafından bu başarısı hazmedilememiş iki parti olarak çok yönlü akınlara muhatabız” dedi. Özel, şunları söyledi:
“Tek çözüm seçim sandığı”
“Bugün ilk gündem olarak Hem Cumhuriyet Halk Partisi’nin maddi yönden ve hukuken Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın deyimiyle ‘silkelenme’ sürecine karşı Cumhuriyet Halk Partisi’nin nasıl birlik ve beraberliğini koruyarak, cumhurbaşkanı adayını şimdiden belirleme ve bir erken seçim talebini yükseltme noktasındaki içinde bulunduğumuz süreç hakkında Sayın Genel Başkanıma ve değerli heyetine bilgi verme, kanılarımızı paylaşma imkanı buldum. Bunun yanında devlet gücünün yanında siyasetin güzel kaldırmayacağı, nezaketsiz formüller kullanılarak milletvekili transferleri, belediye başkanı transferleri gibi siyaseten sadece AK Parti’nin tarihine, ‘Buna da tenezzül ettiler’ denilebilecek yaklaşımları da karşılıklı olarak değerlendirme imkanı bulduk. Sayın Genel Başkanımızın özetlediği gibi olağanüstü acil gündemleri var Türkiye’nin. Özellikle vatandaşın geçim noktasında, emeklilerin ve asgari ücretlilerin sürüklediği, işsizliğin pençesindeki gençlerin sürüklendiği ümitsizliğe karşı daima birlikte umudu yükseltmek zorundayız. Kutuplaşma siyasetiyle Türkiye’yi kendi gündemine çekmeye çalışan iktidara karşı, vatandaşın gerçek gündemi ile ilgilenmek durumundayız. Biz 23 Mart’ta cumhurbaşkanı adayımızı belirledikten sonra, vatandaşın gerçek sorunlarını çözecek tek şeyin seçim sandığı olduğunu şuuruyla büyük bir uğraşın içine daima birlikte gireceğiz. Bu sürece ilişkin niyetimizi, kararlılığımızı da ifade etme imkanımız oldu.”
“Nezaketten ödün vermeyen iki genel başkan…”
“Toplantıdaki ilk sözlerimi burada son söz olarak söylemek gerekirse, dün Sayın Genel Başkanımızın da merhum babası, Başbakan Necmettin Erbakan’ın vefatının 14’üncü yıldönümüydü. Kendisi, merhum Bülent Ecevit ile birlikte Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştiren kabinenin koalisyon ortaklarıydı. Türkiye’nin, sağ ve sol siyasetin bir araya gelip koalisyon yapabilme kültürüne kavuştuğu o periyotta öylesi önemli bir süreç yaşanmıştı. Yine şunun da altını çizmek gerekir ki çok sert siyasi rekabetler, çok farklı siyasi duruşlara rağmen nezaketten ödün vermeyen, siyasetin dilini çirkinleştirmeyen iki Genel Başkan’dan, iki merhum Başbakan’dan bahsediyoruz. Ben bir kez daha Necmettin Erbakan’ı da Bülent Ecevit’i de rahmetle anıyorum. Bir kez daha Yeniden Refah Partisi’ne ve tüm örgütüne başsağlığı dileklerimi, Erbakan ailesine bir kez daha başsağlığı dileklerimi ifade etmek istiyorum.”
“Tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi başkanı Özel, Abdullah Öcalan’ın DEM Parti heyeti tarafından kamuoyuyla paylaşılan çağrısı hakkında şunları söyledi:
“Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihi tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Bizim tarihi tutarlılığımız ve bu sürece yönelik yaptığımız bütün açıklamalar; ‘Bir sorun var mı?’ Bir sorun var. Ülkede Kürtler, ‘Sorunum var’ diyorsa, Erdoğan’ın geçmişte bu konuda söylediklerini terk edip de ‘Kürt sorunu yoktur’ demesiyle Kürt sorunu çözülmüyor. Bu sorunun çözülmesi için Meclis tabanında hiçbir partinin dışlanmadığı, sivil toplumun ve toplumun tüm bölümlerinin temsil edildiği bir çalışmanın kesinlikle yapılması gereklidir. Bu çalışmanın başı, sonu demokratikleşmedir. Bu noktada elbette ki her zaman hassasiyetle söylediğim; şehit ailelerinin, gazilerimizin ve tüm mağdurların kesinlikle isteklerinin alınması, görüşlerinin alınması, onları üzecek, rahatsız edecek işlerin içine girilmemesi çok kıymetlidir. Bunun dışında biz şeffaflığa vurgu yapıyoruz. Samimiyete vurgu yapıyoruz.
“Bir işi yapacaksan onun sorumluluğunu alacaksın”
Şunu da söylemek gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları, neyin ne olduğunu bilen, gören insanlardır. Ben 2025 yılında bir iktidar partisinin ve ülkenin Cumhurbaşkanı’nın milletin aklıyla alay etmesini de doğru bulmuyorum. Bir yandan bir yılı aşkın süredir bir müzakereyi yürüteceksiniz. Yaptığınız, yapılan görüşmelere devlet adına birisi tam yetkili, dört kişilik bir heyet eşlik edecek. Bu mevzudan dakika dakika haberiniz olacak. Anayasa Mahkemesi’nin bir üyesi, Yargıtay’dan üyeler, yüksek yargıçların bulunduğu 20’nin üzerinde hukukçudan oluşan bir masa bir yerde çalışma yapıyor olacak sizin bilginizle. Sonra millete ‘Bir şeyler oluyor, zaten oluyor. Sayın Bahçeli de güzel konuştu, ben bir şey demiyorum. Benimle ilgisi yok. Olursa sahiplenirim. İyi sonuçlar olursa bana yarasın, kötü sonuçlar olursa uzak durayım…’ Bu millet böyle kandırılabilecek, zekası hafife alınabilecek bir millet değil. Bir işi yapacaksan onun sorumluluğunu alacaksın, cüretini göstereceksin. Millet sana bunun vazifesini vermiş, yetkisini vermiş.
“Ben vazifemden kaçmıyorum”
“Bana da bu sürece, bu milletin barış umudunu boşa çıkarmama, akan kanın durdurulmasının önüne set çekmeme ama bir yandan da bu ülkede kimsenin kimseyi kandırmayacağı, kimsenin mağdur edilmeyeceği bu sürece ana muhalefet olarak denetim ve geleceğin iktidar partisi olarak destek görevi vermiş. Ben vazifemden kaçmıyorum. Mertçe burada duruyorum. Aktörlerin konumları belli, bir kişinin konumu güya belli değil. Her şeyi biliyor da işine gelince duyan, işine gelmeyince kulağı sağır olan büyükbaba numarası yapıyor bize. Artık samimiyete ihtiyaç var.
“Kimse kimseyi kandırmasın”
Çıkacaksınız, bu sürecin neresinde olduğunuzu herkes biliyor. Tam göbeğindesiniz. Öyle gizli ajandanızın, onun, bunun, falanın, filanın, her şeyi bir yana bırakacaksınız. Samimiyet olacak, açıklık olacak, şeffaflık olacak. Herkes bunu biliyor. Günün bu vaktinde çıkıp da ‘Kral çıplak’ diye bir çocuğun bağırmasını mı bekleyeceğiz? Kimse kimseyi kandırmasın.
“Efkan Ala öyle uçakta gezip durum belli olunca inmekle olmuyor bu iş”
Efkan Ala, öyle uçakta, havada gezip durum belli olunca inmekle olmuyor bu iş. ‘Ben bekleyeyim, duruma göre durum alayım.’ Efkan Ala da bu anlamda tarihi bir tutarlılık içinde görünüyor. Durum netleşene kadar uçakta beklemek her zaman olmaz. Dünkü açıklamalarından onu çok net olarak takip ettik. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi açısından bu ülkedeki insanların faydasına, kan akmayacaksa, şehit gelmeyecekse, bu ülke bütün varını, ağırı harcadığı bu terör belasından kurtulacaksa, insanların yüzü gülecekse, analar ağlamayacaksa, barış gelecekse, artık Kürtler yaşadıkları bu problemlerden kurtulacaklarsa, kendilerini bu ülkenin tam ve eşit vatandaşları hissedeceklerse biz orada varız. Biz, Recep Tayyip Erdoğan’ın gizli ajanda pazarlıklarının ve kenardan hiçbir şey yokmuş gibi sıkıntıyı edilgen bile değil, korkak bir şekilde bir yerden izleyip, bütün siyasi riski ortağının sırtına yükleyip, ‘Buradan bir avantaj çıkarsa gidip siyaseten nemalanırım’ demesini son derece samimiyetsiz buluyoruz. Net olsun, açık olsun, yavuz olsun.”
AKP’den Öcalan’ın çağrısı sonrası ilk açıklama: Biz sonuca bakarız
“Bu, türkiye’deki siyasi atmosferi dinamitlemektir”
Özel, eski Başbakan Binali Yıldırım’ın “Vatandaşlık tanımı yeni anayasada gözden geçirilebilir” açıklamasını şu sözlerle değerlendirdi:
“Heyetin bizi ziyaretinden sonra kümemizin hemen önünde, koridorda yaptığımız ortak açıklamada, Türkiye’nin probleminin demokratikleşme sorunu olduğunu, bunun iki türlü olduğunu, birinci kısmının demokratikleşmeye yönelik adımlar atılması lazım, yasal düzenlemeler yapılması lazım, kayyum uygulaması başta olmak üzere hızlı yasal düzenlemeler yapılması lazım. İkinci olan da mevcut kanunlara ve anayasaya ahenktir. Yeni bir anayasa tartışması açılması hem bu süreci, hem de bütün Türkiye’deki siyasi atmosferi dinamitlemekten başka bir şey değildir. O zaman sıkıntı bir al-ver pazarlığına dönüşmüş demektir ki, gittiğimiz şehit aileleri de şunu söylüyor, ‘Biz yandık oburu yanmasın. Biz bağrımıza taş basalım. Ama bunu siyasete, çıkara alet etmeyin.’ Bunu Türkiye’deki şehit aileleri ve gaziler için kurulmuş tüm derneklerin, en zirvesinde devletin resmi protokolünde görev verdiği, yer verdiği bir vakıf ve iki dernekteki yöneticiler sizlerin de takip ettiğiniz ziyaretlerde söylediler.
“Binali Yıldırım ortalığı bulandırmasın diye…”
Siyasi ikbal, anayasayı değiştirip bunun üzerinden Erdoğan’a bir şey alıp, onun karşılığında bir şey vermek. İşte bu samimiyetten uzak ve gerçekte sorunu çözmeye yönelik değil, bir pazarlık mantığı olur. Biz buna karşı olacağımızı söylemiştik. Heyet de aslında ziyaretinde bize bir yasal düzenlemenin konuşulduğunu, ancak anayasa değişikliği sıkıntısının söz konusu olmadığını en net bir lisanla ifade etmişlerdi. Bunun için Meclis tabanı değerlidir, bunun için şeffaflık değerlidir. Binali Yıldırım başları karıştırmasın, ortalığı bulandırmasın diye tüm partilerin katılımıyla Meclis’te kurulacak tam yetkili bir kurulla ve şeffaflıkla bu işler Meclis tabanında ve yasal düzenlemeler üzerinden götürülmelidir.”
Binali Yıldırım: Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı adaylığının yolu açılmalı
“Yan yana ve omuz omuzayız”
Genel Başkan Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın dün Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’ndeki aktifliğe katılmaması hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:
“Daha ne kadar açıklanması lazım? Dün Mansur Bey bunu kendisi açıkladı. Dünkü toplantı 5-6 kompartımandan oluşan bir toplantıydı. Ve biz ilk toplantıyı gerçekleştirdik, devamında Mansur Bey’in bir ay önceden sizlerin de bildiği gibi ilan edilmiş açılış programı bitti. İl başkanlarıyla toplantı, belediye başkanlarıyla toplantı sürüyor. Bu sırada haberler; ‘Mansur Yavaş gelmedi, Ekrem İmamoğlu binayı terk etti.’ Biz içeride de konuştuk bunu, güldük. Mansur Yavaş açılışından sonra koşa koşa geldi ve açıklaması şu, ‘Bizim toplantımız 14.45’te, ona yetişmeye çalışıyorum.’ Ve Mansur Bey 14 Büyükşehir Liderimizle birlikte, Ekrem Bey’in de olduğu toplantıya, kendisinin de davetli olduğu toplantıya katıldı. Ve son derece verimli bir toplantıyı gerçekleştirdik. Şimdi olmayan bir krizi varmış gibi.. Haydi birileri dün o palavrası attılar da siz gözünüzle gördünüz Mansur Bey geldi, katıldı, fotoğrafları gördünüz. Bir meselemiz, bir sorunumuz yok. Mansur Bey’in açıklaması net, hiçbir sıkıntı, hiçbir sorun yok. Birlik ve beraberlik dışında bir dermanımız yok. Biz daima birlikte durmamız gereken yerdeyiz, iktidarın karşısındayız. Yan yana ve omuz omuzayız.”
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Husumetlisinin Silahla Vurduğu Caner’den Aylar Sonra Acı Haber