32,7528$% -0.32
35,1273€% -0.54
2.444,91%-0,51
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.324,15%-0,15
10.647,91%-0,31
Kocaeli Sanayi Odası (KSO) tarafından bu yıl 30’uncusu düzenlenen Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin katılımıyla Başiskele ilçesinde bulunan bir otelde gerçekleştirildi. Ödül törenine Bakan Özhaseki’nin yanı sıra Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, KSO yöneticileri ile davetliler katıldı. Tören kapsamında oda tarafından 5 firmaya ödülleri verildi.
“ÇOK DAHA ZOR VE AĞIR YÜKLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Bakan Özhaseki, programda yaptığı konuşmada, “Bakanlığımızın iş yükünün çok fazla olduğunu herkes söylüyor esasen. Malum 3 tane isimden, bahisten oluşuyor; çevre, şehircilik ve iklim değişikliği. Her birinin kendine göre önemli bir alanı var. Bu dönem bir de üzerimize sarsıntının getirmiş olduğu yükler ve özellikle Marmara etrafında olabilecek bir sarsıntının hazırlıkları konusu kaldığı için çok daha zor ve ağır yükle karşı karşıyayız” dedi.
“NASIL İSİM VERİRSİNİZ BİLMİYORUM”
“Bin yıldır Anadolu’dayız.” diyen Bakan Özhaseki, “Millet olarak 2 tane önemli medeniyete imza attık; Selçuklu ve Osmanlı medeniyeti. Herkes dışarıda giderken geçmişten kalan tarihi yapıtı gördüğünde gerek sivil mimarlık örneği, ibadethane, kamu kurumu olarak ‘Bu Selçuklu veya bu Osmanlı’ diye aklına bir mefhum geliyor. Ama üzülerek de bu mevzuyu söylemem lazım. Çok şükür 100 yıldır cumhuriyetle yönetim ediliyoruz; üniversitelerimiz, bilim adamlarımız var; biraz da gücümüz de yerine geldi. Paramız pulumuz da var, akıllı adamlarımız da çoğaldı. 100 yıldır ortaya koymuş olduğumuz bu inşa faaliyetleri sonucundaki oluşturduğumuz kentlerdeki medeniyete nasıl isim verirsiniz bilemiyorum. Yani ‘Şu Selçuklu medeniyeti’ diyoruz, ‘Bu Osmanlı’ diyoruz, 100 yıldır övündüğümüz, inşallah ilanihaye birlikte cumhuriyetle yaşayacağımız bu ortamda nasıl bir medeniyet oluşturduğumuz konusunda, kim, nasıl bir fikir seyreder onu çok kestiremiyorum ve karşımızdaki manzara şu; önce kimliksiz yapılar şehirler, sonra da ikinci olarak görebildiğimiz sıhhatsiz, epey bir binaya sahibiz. Stokların hepsinin oranı bizde var. Bunlara baktığımız zaman da doğrusu biraz korkuyoruz” ifadesini kullandı.
“485 TANE FAY HATTI VAR”
Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Şunu hiç kimse unutmasın; bizler bir deprem ülkesiyiz. Bu net gerçeği hepimiz bilelim ve o denli hareket edelim. Bir kümes bile yaptıracaksak bu gerçeği bilerek hareket ederek yaptıralım. Şu anda Türkiye’de kırılmamış, tespit edilebilen 485 tane fay hattı var. Ne zaman kırılacak? Hangi şiddetle kırılacak? Gece mi bizi yakalayacak? Gündüz mü yakalayacak? Doğrusu çok bilemiyorum. En son 6 Şubat’ta bundan 1,5 sene kadar önce karşı karşıya kaldığımız 9 saat arayla 2 tane şiddetli zelzelenin bile yıkıntıları, hasarı hala onarabilmek için büyük bir çaba içerisinde, çabayla devam ediyoruz” dedi.
“BIRAKIN BU HİKAYEYİ”
Müsilaj ile ilgili de konuşan Bakan Özhaseki, “Daha önce de oluşmuş Türkiye’de. Bu 2 yıl önce ortaya çıkan bir bela değil ama en büyük sebep olarak durağan bir deniz, ısınma ve bir de evsel atıklardan ortaya çıkmış olan azot ve fosfor. Kocaeli’de bir sorun gözükmüyor ama şehir için söylemiyorum, neredeyse Marmara’ya kıyısı olan kentlerin yüzde 50’si kaba tutucularla pisliği tutuyorlar, olduğu gibi veriyorlar. Kaba tutucu dediğimiz şey elek. O eleğe takılan ne kadar kirlilik varsa kalıyor. Onun dışında ‘Efendim denize derin deşarj falan.’ Ya bırakın bu kıssayı, 50, 100 metre ileriye götürseniz de ne olacak, götürmeseniz ne olacak. Denize olduğu gibi kirlilik veriliyor ve bu azot, fosfor orada yavaş yavaş biyoçeşitliliği, canlıları öldürüyor. Aşağıda çamur birikimine sebebiyet veriyor. Üst tarafta müsilaj oluşturuyor ve daima bir arada de işte böyle temizlemeye çalışıyoruz” diye konuştu.
“VATANDAŞ DENİZE ÇOK RAHAT ULAŞABİLMELİDİR”
Önümüzdeki günlerde uygulamaya konulacak projelere de değinen Bakan Özhaseki, şunları söyledi;
*1’incisi ‘Denizler Halkındır’ projesi. Bundan 15 gün kadar önce ilan ettim, halkın denizlere ulaşmasını engelleyen ne varsa bertaraf edeceğiz. Anayasal haktır; vatandaş denize çok rahat ulaşabilmelidir. Bununla ilgili ihbar sınırları da kuruldu, yıkımlar da başladı. Esasen yarın, bir günde çokça da basına da gereç olacak. Bunu ciddiyetle takip edeceğiz. 2’ncisi mapa şamandıra projesi var.
*Türkiye’de 100 binin üzerinde yat var. Dünyanın en güzel koylarına sahibiz. Rastgele ağaçlara bağlıyorlar, sonra da çapa atıyorlar ve kirliliklerini de birden fazla zaman gösterdiğimiz yere arıtma tesislerinin girişlerini vermiyorlar. Birçok kaptanla konuştum. Neredeyse tamamının söylediği şu; ‘Efendim siz bizim bakanımızsınız.
*Ayağımıza sıkacağız ama doğruyu söyleyelim; size yalan söyleyemeyiz. Biz bu gemilerimizdeki kirlilikleri şöyle biraz açığa çıkınca denize veriyoruz’ diyorlar. Günahtır, bu koylar bir daha elimize geçmez bizim. Şayet bunları kirletirsek şimdi nasıl ki taban çamuru için trilyonlar harcıyoruz, canımız çıkıyor adeta, yarın bir gün o koylarımızın da hepsini zehirlemiş oluruz. Bunlarla ilgili de çok önemli tedbirler başlıyor.
*Tek tek numaralayacağız. Müsaadeyle yatlar orada duracak. Belli günlerde kirliliğini boşalttığını ispatlayacak ki bizden kendini kurtarsın. Yoksa başka türlü bu işin altından kalkamayacağız.
“20 MİLYAR ŞİŞE, CAM, PET, ALÜMİNYUM DIŞARIYA ATIYORUZ”
Depozito sistemi projesi hakkında da konuşan Bakan Özhaseki, “3’üncü olarak da projemiz, önümüzdeki günlerde depozito sistemi. 0-1 litre ile 3 litrelik bizim günlük kullandığımız meyve suyu, su yıllık 20 milyar. 20 milyar şişe, cam, pet, alüminyum dışarıya atıyoruz. Hiçbir değeri var mı bizim için? Yok kaldırıp atıyoruz ama 20 milyar. Tabiatta bu eriyor mu? Yok olmuyor, asırlarca kalıyor. Şimdi depozito sistemini kuruyoruz. Onun bir bedeli olacak. Önce tahminen biraz da alıştıralım diye 5 bin yerde, büyük marketlerde, parklarda yahut da insanların uğrak yerlerinde o makineleri kuracağız. Vatandaş getirip atacak ve bir bedel alacak bizden ama bir süre sonra üzerinde o şişenin yahut da o ambalajın bir sayısının bir bedeli var, onu ödeyecek ama geldiğinde yeniden telefonla okutup o parayı alabilecek. Verdiği parayı alacak. Bu sisteme de geçtiğimizde tahmin ediyorum ki o 20 milyar şişenin büyük bir kısmı de geri dönmüş olacak” sözlerine yer verdi.
Bakan Fidan’dan Yaptırım Tepkisi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.