DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ÇEYREK ALTIN

5.110,00%0,95

TAM ALTIN

20.381,00%1,12

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

İmsak Vakti a 06:22
Bursa HAFİF YAĞMUR 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,5467

EURO 36,0147

ALTIN 3.005,41

BİST 100 9.549,89

İmsak 06:22

13°

PFDK Eski Başkanı Av. Hüseyin Karaahmetoğlu’nun Hayat Hikayesi Kitap Oldu

ad826x90

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) ve Rize Barosu Eski Başkanı Av. Hüseyin Karaahmetoğlu hayatı ve anıları bir kitapta toplandı. Fatih Sultan Kar tarafından kaleme alınan Dik Duran Dik Duran Diklenmeyen Adam Av. Hüseyin Karaahmetoğlu isimli kitapta ayrıca Karaahmetoğlu’nun PFDK Başkanlığından el çektirilme sürecine, iftiralara genişçe yer veriliyor.Bir söyleşi şeklinde hazırlanan kitap Dostlardan Gelenler/ Anılar, İftira ve Şiirler başlıkları altında üç kısımdan oluşuyor.

Birinci Kısımda Dostlardan gelenler/ Anılar başlığı altında Fatih Sultan KAR, Yargıtay Onursal Daire Başkanı Hamdı Yaver Aktan, Karaahmetoğlu’nun çocukluk arkadaşı Prof. Emin Gürses, İş İnsanı Mehmet Çifteoğlu, Devlet Eski Bakanı Mehmet Sevigen, Rize Eski Baro Başkanı Av. Ateş Hatinoğlu, Gazeteci M. Tahir Kum, Gazeteci İsmail Er, Gazeteci Yusuf Turgut, Gazeteci Atilla Türker, Gazeteci Adnan Aybaba, Gazeteci Selahattin Bakır’ın yazılarına ve Karaahmetoğlu’nun hayatına dair bilgilere yer verildi.

Dostları Onu Nasıl Anlattılar?

İyilik yaptı. Kötülük gördü/ Cumhuriyetin temel kıymetlerini sahip devlete bağlı/ Sosyal hayatın zaman aranan mihenk taşı/ Rize’nin Avukatı

*Çevresindekilere ayrım yapmadan yaklaşması, darda olana uzanan el olmasıyla dikkatimi çekti. İyilik yaptığı, yardımcı olduğu insanlardan gördüğü yanlışlar onu yolundan alıkoymadı. Fatih Sultan KAR

*Ulusa devlete bağlılığı, Mustafa Kemal Paşa’ya hayranlığı, Cumhuriyetin temel pahalarını sahiplenmesi vb. yakınlığımızda önemli oldu; ortak değerlerimizdir. Hamdı Yaver Aktan (Yargıtay Onursal Daire Başkanı)

*Rize’de iken Avukatlık Ofisi öğlenleri simit-peynir ziyafetine açıktı. Siyaset ve spor etraflarından birçok ismin de katıldığı değerli sohbetlerimiz olurdu. Adalet alanında sıkıntıları artırabileceği konusunda ihtarlarda bulunmaya itina göstermiştir. Prof. Emin Gürses (Çocukluk Arkadaşı)

*Karaahmetoğlu; maddi manevi bütün olguları aşarak, kuşatarak Cumhuriyet dostlarını yan yana getirmiştir. Onun tek gayesi cumhuriyettir. Mehmet Çifteoğlu (İş İnsanı)

*Onun ekonomik, kültürel ve siyasal kariyerlerini bu kitabı okuduktan sonra daha iyi tanıyacaksınız. Mehmet Sevigen (Devlet Eski Bakanı)

*Sosyal hayatın da her zaman aranan mihenk taşıydı. O yıllarda inanılmaz işlere imza attı. Av. Ateş Hatinoğlu (Rize Eski Baro Başkanı)

*Onun için koltuk olsa da olur olmasa da olur. Doğruluk ve adalet bir ülke için bir insan için en önemli olgudur. M. Tahir Kum (Gazeteci)

*Adalet önünden kaçan ve adalet ile çözemediği sorunlarını iftira atarak gerçekleştiren kıt mirlere karşı harikulade savaştı. Omurgalı durdu. İsmail Er (Gazeteci)

*Rahmetli Salih Çamoğlu Hüseyin Karaahmetoğlu için en güzel başlığı atmıştı. Rize’nin Avukatı. Bunu bir adım daha ileriye getirmek isterim: Türkiye’nin Avukatı. Yusuf Turgut (Gazeteci)

*Rize’nin bağrından çıkıp da tırnaklarıyla hafriyata kazıya en doruğa kadar gelen bir neferdir.Atilla Türker (Gazeteci)

*Sokaktan gelen tırnaklarıyla kazıyarak gelen, dürüst, yiğit, mert futbola âşık bir insandır. Ülkesine âşık bir insandır. Adnan Aybaba (Gazeteci)

Genç yaşta Rizelilerin sevgisini ve itimadını kısa sürede kazandı. Başarılı ve dürüst olduğu için bir anda Rize’nin tabir caizse on numaralı avukatı oldu. Selahattin Bakır (Gazeteci)

Kendi Anlatımıyla Hayatından Kısa Notlar

Rivayete göre Karaahmetoğlu ailesinin kökeni Oğuz uzunluklarına kadar uzanmaktadır.

26 Ocak 1959 tarihinde Rize Balsu Mahallesi’nde doğmuşum. Dedem Hafız Hüseyin Karaahmetoğlu, Batum’da fırın, Rize Merkez Belediye Parkı karşısında pastane işletmiştir. Babam Rize Belediyesi’nde Başkâtip (Yazı İşleri Müdürü) olarak otuz üç yıl çalışarak emekli olmuş, dürüst ve adil kişiliğiyle iz bırakmıştır. Babam, mahallesinde akrabalarımız ve ailemiz tarafında ağa lakabı ile anılırdı. Hüseyin dedem Batum’a giderek fırıncılık yapmış ve Bolşevik ihtilali sonrasında Batum’dan Rize’ye geri dönmek zorunda kalmış, iş bulmak amacı ile İstanbul’a gurbete giderek çalışmaya başlamış. Kazanmış olduğu para ile İstanbul Eminönü’nde bulunan Nimet Abla gişesinden bir Yılbaşı çekilişi bileti satın almış ve aldığı bu bilete büyük ikramiye düşmüş. İkramiyeyi kazanması sonrasında aile hasreti de ağır basınca tekrar Rize’ye dönmüş. Rize’ye dönünce natürel herkes dedemin ikramiye kazandığını duymuş. Bu büyük ikramiye nedeniyle Balsu Mahallesi’nde bize Binliklerin Torunları lakabı takılmıştı. İkramiyeyi çevresindeki ihtiyaç sahiplerine yardım veya borç olarak dağıtmış, sonucunda, borç olarak verdikleri geri gelmeyince para suyunu çekmiş. Bu kez tekrar para kazanmak amacı ile gurbete çıkmış.

Ekrem Orhon Seçimi Kaybedince Babamın Kapısını Çivilediler

Baba Reis Ekrem Orhon’un tek sevdası Rize idi. Belediye Lideri’nin odasına bitişikti. Babam kendisini çok severdi. Ekrem Orhon’un Rize Belediye Başkanlığı seçimini kaybetmesi sonrası meclis üyeleri olan iki kişi babamın makam odasına girmesini engellemek ve odasının kapısını açmaması için çivilemişlerdi. Babam bu durum nedeniyle çok üzülmüştü. Bu durumu da günlerce ailemizden sakladı. Babama yapılanlar nedeni ile yaşadığı gerilim onu kalp hastası etmişti. Babam kimseye haksızlık yapmamıştı ki?

Beni Kaçırıyorlardı

Anneciğim ile birlikte çarşıya gitmişiz. Birlikte alışveriş yaparken anneciğim aldıklarının fiyatını vermek için elimi bırakmış. Tekrar elimi tutmak istediğinde elinin boşta kaldığını ve yanında olmadığımı görmüş. Bakkaldan dışarıya çıkıp beni ararken çarşaflı bir kadın tarafından götürüldüğümü görmüş ve seslenerek kadına doğru koşup kadını yakalamış. Bayandan beni almaya çalışmış, kadın da ısrarla Çocuk benim, niçin vereyim, diyormuş. Toplanan ahali anneciğime ve kadına dönerek, Doğruyu söyleyin, çocuk kimin çocuğu? diye sormuşlar. Kadın da anneciğim de aynı anda Çocuk benim, demişler. Bu kez anneciğime ve kadına Çocuğu bırakın, durun, demişler. Anneciğime ve kadına, Çocuğu uzağa bırakacağız, çocuk kime giderse gerçek annesi odur, demişler ve beni bırakmışlar. Ben de koşarak anneciğime giderek sarılıp, ona kavuşmuşum. Temel fıkrası gibi değil mi?

Anacığım Bu Olayı Hiç Unutmadı

Bir gün kardeşim bana anneciğimin bir parmağında oje olduğunu biliyor musun dedi. Ben de, Gördüm ve anlam veremedim, dedim. Kardeşim anlattı: Anneciğim arkadaşı Nermin teyzenin evine gitmişti. Oda Anneciğimin ellerine oje sürmüş ve annem ojeli şekilde eve gelmiş. Evde, Ali Kemal dayım anneciğimin parmağındaki ojeyi görmüş ve anneciğimi elinden tuttuğu gibi süründürerek evin yanında bulunan Roşi Deresi’ne götürmüş. Derede bulduğu bir cam parçası ile anneciğimin tırnağındaki ojeleri kazımaya başlamış ve anneciğim acıdan ağlamasına rağmen Ali Kemal dayım kazımaya devam etmiş. Ortadan uzunca bir zaman geçmiş hem anneciğim hem de Ali Kemal dayım ile itriyatcıdan alışveriş yaparken ağabeyi ile karşılaşmış… Ali Kemal dayım, ‘Kızım bir oje istedi, onu alacağım,’ demiş. Anneciğim o an dayıma bir şey diyememiş ama çocukken anneciğime yaşattığı o olay aklına gelmiş. Yıllarca o olayı unutmamıştı. Ağabeyinin yetim küçük kız kardeşini sürükleyerek dere kenarına götürüp bir camla tırnaklarını kazımasını ve yıllar sonra kızına oje almasını affedememişti.

Rize’de Nino Mağazasında Takılmak Bir Ayrıcalıktı

Rize’de Nino mağazası aynı mahallede birlikte büyüdüğüm çocukluk arkadaşım Mahmut Kan ile ağabeyi Hasan Kan’a aitti. Gençliğimizde Rize’nin en popüler mağazalarından biri olan Nino mağazasının dört bir yanında anılarımız vardı. Nino mağazasında kaset, plak, kasetlerin doldurulmasının yanı sıra bir de zücaciye eşyalar da satılırdı. O devirde Nino çok ünlü ve çok havalıydı. Nino, bazen devrin popüler sanatkarlarının turnelerinde Rize ve Trabzon’da konser tertipleri da yapardı. Bu konserler sayesinde birçok sanatkarla tanışıp, fotoğraflar çektirdim.

Futbol Bizim Dünyamızdı

Rize Lisesi okul kadrosunda ve aynı zamanda Rizespor Genç ve amatör grubunda futbol oynadım. Rizespor kulübünün basketbol kadrosunda da lisanslı bir şekilde oynadım. O zamanlar Rize’nin tek futl alanı olan Atatürk Stadyumu’nun tabanı topraktı. Hatta dalga konusu olurdu. Rize’nin duvarları bile yemyeşil iken tek toprak alan Rize Atatürk Stadı denirdi. Rize’de eski bir futbolcu da olan Ömer Şahin abimiz bizi toplayıp Rizespor’dan aldığı izin ile Rizespor minik kadrosunu oluşturdu. Maçlarımızı Rizespor’un maçlarında devre arasında on beş dakikalık kısımlarda seyircileri eğlendirmek amacı ile maç yapardık. Rize Atatürk Stadyumu’na ilk kez bu şekilde futbol oynadım. Tıklım tıklım seyircilerin önünde maç yapmak çocukluk dönemimde görebileceğim hem heyecan verici hem de çok eğlendiğim periyotların başında yer almıştır. Rizespor’un altyapısı olarak kabul edilen Esnafspor’a oradan da sonra mahalle arkadaşlarımın ve kuzenlerimin de oynadığı Kalegülbaharspor’a geçtim. Ligler başlamadan önce Hukuk Fakültesi’ni kazandığımı öğrendim. Kalegülbahar Kulübü’nde birkaç maç oynadıktan sonra okul için İstanbul’a taşınmak zorunda kaldım.

Kaleci Sinan Yenigün’ü Anlayamadılar/ O Rizespor’un Unutulmaz Kalecisi Oldu

Rize’de mahalle ortalarında yaptığımız maç ve turnuvalarda oynarken bir kaleci arkadaşım vardı. Bana, Ben de genç ekipte oynamak istiyorum, dedi. Hocanın yanına gittim ve ona, Süper bir kaleci buldum, kendisini bir deneyin hocam, dedim. Keşke demez olsaydım. Hocamız İsmail Karaali karakterli, disiplinli ve iyi bir hocaydı. ‘Sen misin habersiz çocuk getiren’ kanısı ile önce beni idmandan kovdu sonra arkadaşımı da deneme gereği görmeden alandan çıkardı. Bir yıl sonra Cevat Öztürk hocamız geldi ve seçmelerde o gün kovulan arkadaşımı bu kez seyrederek beğenmişlerdi. İşte o arkadaşım Sinan Yenigün’dü.

Ofise Gelen Müşteriler Beni Çocuk Olarak Görüp İş Vermiyorlardı

Avukatlık ruhsatımı almıştım. Sekreter tutacak param da yoktu. Çok genç olduğum için ofise gelen müşterilerin beni ofiste çalışan biri olarak görüyorlardı. O periyotta gözüm bozuk olmamasına rağmen gözlükçüye giderek dinlendirici bir gözlük aldım. Gözlük beni olduğumdan birkaç yaş yaşlı göstermişti. Bununla da yetinmeyip bıyık bırakmaya karar verdim. Bu imaj değişikliği ile yani hem kalın gözlük takıp hem de bıyık bırakarak olduğumdan beş altı yaş büyük görünmeye başlamıştım. Ofisimde elektrik olmadığı için karanlıkta müvekkili dinler ve anlatımlarını daktilo ile kâğıda dökerdim. Karanlıkta ve mum ışığında çok dilekçe yazdım. Yazdığım bu dilekçelerden kazandığım parayı biriktirerek ilk önce benden evvelki kiracının elektrik borcunu ödeyerek elektriği açtırdım. Elektrik meselesini çözdüğümde dünyaya yeniden gelmiş gibi olmuştum.

Tek Tek Yok Oldular

Rize’de avukatlık yaptığım sürede birçok sivil toplum örgütünde aktif olarak faaliyet ve misyonlarda bulunuyordum. Çok sosyal bir insandım. Rize Baro Başkanı olarak güzel hizmetlere yeniliklere imza attık. Rize’de avukatlığa devam etmeme vaktimin geldiğini hissettim. İstanbul’a taşındıktan sonra ilk başlarda işlerim umduğum gibi gitmedi. Rize’de olduğum devirde İstanbul’daki arkadaşlardan, Sen kâfi ki İstanbul’a gel, bizim işler sana kâfi, diyenler birden yok olmuşlardı. Ama ben başarmalıydım ve de başardım.

Şiddetli Yağan Yağmur ve Rauf Denktaş İle Tanışma

Ülkemizde bir kısım satılmış kalemşor tarafından Sayın Cumhurbaşkanı’mız Rauf Denktaş’ın aleyhine kampanyalar yapılmaktaydı. Kahraman Denktaş, her yerde yapayalnız bırakılıyordu. Sayın Denktaş, 13 Eylül 2003 tarihinde Artvin Barosu Başkanlığı tarafından düzenlenen Kıbrıs Davası başlıklı bir panele konuşmacı olarak katılacaktı. Uçağı Trabzon Havaalanına inmiş ve havaalanında kendisini bekleyen özel bir helikopter ile Rize üzerinden Artvin’e gidecekti. Rize’deki hava muhalefeti helikopterin uçmasını engellemişti. Helikopter, Rize Limanına zorunlu iniş yaptı. Çabucak aracıma atlayıp Rize Limanı’na gittim. Sayın Denktaş’a kendimi tanıttım aracımın buyruğunda olduğunu söyledim. Aracım iki gün Sayın Denktaş’ın emrindeydi. Koskoca bir kahraman olan Sayın Denktaş’ın helikopteri Rize’ye zorunlu olarak iniyor ama ne yazık ki, kendisini devlet görevlisi olarak bir tek İl Alay Komutanı karşılıyor. Ne acı değil mi?Sayın Denktaş gittikten sonra aracım bana teslim edildi ve aracımla birlikte Denktaş tarafından bana Kıbrıs Bayrağı gönderilmişti. Çok mutlu olmuştum.

Rizespor’a İkramım Atmaca Sembolu

Rizespor Yönetim kurulunda görev yaptığım periyotta bir gazeteci bana bana, Liderim neden Rizespor’un bir sembolü yok, dedi. Ben de Haydi birlikte bulalım, diye cevapladım. Basındaki emektar arkadaşlarımın birçok teklifte bulunmalarına rağmen hiçbirini beğenmedim. Aklıma bir sembol ismi geldi. Arkadaşlar, Atmaca ismi nasıl diye sordum. Bence güzel bir semboldü. Ayrıca atmacanın, Rizeliler için bir yaşam stili olduğunu söyledim. Atmacanın damarlarımızda dolaşan kan, özgürlüğe uçması ve avını takip etmesi tam aradığımız kriterdi. Atmaca sevdası, Rizeliler açısından karşılıksız bir sevdaydı. Bu görüşümü beğendiler ve o gün bugündür Atmaca, Rize’nin sembolü oldu.

Haksızlık Karşısında Rizeliler Sustu

TFF PFDK Yönetim Kurulu Üyesi olarak vazifede bulundum. Görev müddetim tamamlandıktan sonra TFF Yönetim Heyetini seçiminden sonra tekrar PFDK Başkanlığı misyonuna getirildim. 15 Temmuz 2016 tarihinde kalkışılan darbe teşebbüsü sonrasında TFF’deki tüm konseylerin istifası istendi. TFF tarafınca yapılan güvenlik soruşturulması sonrasında yeniden PFDK Başkanlığı’na atandım. PFDK Başkanlığı’na atanmamın yapılması sonrasında yaptığım ilk Yönetim Kurulu toplantısında görev dağılımı yapmam gerekiyordu. Başkan Yardımcısı için iki aday ortaya çıktı. İkisi de kıramayacağım arkadaşlarımdı. Oy çokluğu ile Başkan yardımcısı seçildi. Seçimi kaybeden arkadaşımız ise toplantıyı terk ederek istifa ettiğini açıkladı. Güç karşısında durmak çok zordur ve bu oylama sonucunun cürmünü bana yükleyerek benim başkanlıktan istifa etmem istendi. TFF idaresinde görev yapan hemşerim beni çağırarak, Emir büyük yerden, istifa edeceksin, dedi. Bu kadarla yetinileceğini düşündüm. Çok yanılmıştım. Bu kez beni lekelemek amacı ile piyon olarak şovmen bir kulüp başkanı buldular. Geçmişte FETÖ kanallarından çıkmayan, şöhret olma peşinde olan bu kişi benimle birlikte TFF’de görev yapan MHK Başkanı ve yöneticileri ile birkaç hakemi de Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet etti. Hakkımdaki şikâyetten bir şey çıkması mümkün değildi. Ancak tahmin edemeyeceğim bir atakları daha vardır. Bu kez basını kullanarak benden güzel bir intikam aldılar. Gazetesinin künyesinde hiçbir ücret almadan yaklaşık otuz beş yıl hukuk danışmanı olarak adımı yazıp kullanan gazete bu kumpasa çanak tuttu.

Av. Hüseyin Karaahmetoğlu Kimdir?

1959 yılında Rize’de doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Rize’de tamamladıktan sonra Rize Meslek Yüksekokulu Muhasebe Kısmı’nı ve sonrasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Avukatlık stajını memleketi Rize’de tamamladı. 1986 yılında serbest avukat olarak çalışmaya başladı. Aynı yıl Rize’de açtığı hukuk ofisi ile uzun yıllar hizmet verdi. Rize Barosu’nun Yönetim Kurulu üyeliğinden sonra 2000-04 yılları arasında iki dönem Rize Barosu Başkanlığı vazifesinde bulundu.

Uzun yıllar Rizespor Yönetim Kurulu Üyeliği ile birlikte birden çok dernek ve spor kulüplerinde Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Rizespor, Esnafspor ve Kale Gülbaharspor Kulüpleri’nde futbol ve basketbol oynadı. Rize Spor İl Disiplin Kurulu Başkanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) Başkanlığı ve Yönetim Kurulu üyeliği yanında, bir dönem de İzmir Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu (TVK) Başkanlığı vazifelerinde bulundu. Rize Meslek Yüksekokulu’nda öğretim görevlisi olarak bir süre Temel Hukuk dersleri verdi. Milli Eğitim Bakanlığı On Yedinci Milli Eğitim Şurası’nda Rize’yi temsilen seçimle gelen üye sıfatı ile genel şura çalışmalarına katıldı. Spor ailesinin en önemli derneklerinden biri olan Türkiye Aktif Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Genel Merkezi’nin bir dönem fahri olarak avukatlığını yapan Karaahmetoğlu, 2009 yılından bu yana da İstanbul Esentepe’de kendisine ait Karaahmetoğlu Hukuk Ofisini yönetmektedir. Birçok gazete ve mecmuada yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır.

Ayrıca Ticaret Kanununda Yapılan Değişiklikler (2012), İş Hukukunda Patronların Dikkat Etmesi Gereken Konular (2014) Sporda Şiddet, Şike ve Teşvik Primi (2015) ve Sporda Irkçılık ve Ayrımcılık (2017) isimli kitapları kaleme aldı. Sporda Irkçılık ve Ayrımcılık kitabı, 2020 yılında TÜMBİFED Akademi Kültür ve Bilim ödüllerinden Yılın Araştırma kitabı mükafatı kazanmıştır. Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Yasası kitabı hazırlık kademesindedir. Hala Rize Vakfı ve Mustafa Enver Adakan Vakfı Yönetim Şurası’nda görev yapmaktadır. Çeşitli spor kulüplerinde kongre üyelikleri bulunmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa HaberBursa GündemBursa Gündem HaberBursa HaberleriBursa Son Dakika

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Ergin Ataman 4 Yıl Daha Atina’da

HIZLI YORUM YAP