34,4333$% 0.28
36,3882€% 0.41
2.837,39%0,12
4.837,00%0,27
19.345,00%0,23
2.563,14%-0,16
9.389,62%-0,33
Plan ve Bütçe Komisyonu İYİ Parti Grup Sözcüsü ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmelerinde; fiyatlara hedef enflasyona göre zam yapılmasının vatandaşların ezilmesi anlamına geleceğini belirterek, “128 milyar doları yiyenlerden hala bir haber yok. Ucuz kredide önemli bir servet transferi oldu bu ülkede. Birileri milyarder oldu, oralarda bir şey yok. Aşırı kar eden dallar var. ‘Carry trade’cilere bir şey yok. Faiz yararı elde edenlerin de vergilerinde küçük bir artış oldu ama hala yüksek kar… O yüzden biz diyoruz ki, ‘Bu bütçe zulüm bütçesidir.’ Bu zulüm bütçesine ‘dur’ demek lazım” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komitesi’nde Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.
Plan ve Bütçe Komisyonu İYİ Parti Grup Sözcüsü ve Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın konuşmasından satır başları şöyle:
“Dört tane sorunun karşılığını arıyorum. ‘Programa neden ihtiyaç duyuldu?’ Bu işi kim bozdu, hakikaten bu işin sorumlusu, hatalısı kim; birinci soru bu. İkincisi, ‘Program kapsamında neler yapıldı, neler yapılmadı, ne eksik kaldı?’ ‘Program çalışıyor’ diyorsunuz. Program, bize göre tam bir program değil, orta vadeli programlar asla bir ekonomi programı değildir. ‘Çalışıyor mu?’ bu soruya bakacağız. En son ‘Eğer bu program çalışıyorsa veya program kapsamında yapılan işlerde yük kimin üzerinde?’ Yükü vatandaş mı çekiyor yoksa refah düzeyi daha yüksek bir kesim mi çekiyor; bu soruların yanıtlarını aramaya çalışacağız.
“Erdoğan, Nebati’yi gönderdi, Şimşek maça dahil oldu ama maç çoktan bitmişti”
Referandum öncesinde, Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz’ dedi. Biz daima faizin üzerinde durduk, aslında esas meselesi şunla bunlaymış yani hakikaten uğraşmaya başlamıştı işte yetkiyi aldıktan sonra. Daha sonra mükemmel bir takım geldi iş başına. Sayın Erdoğan, ‘Faizi savunanlarla bir arada olmam, olamam, nas ortada. Sana, bana ne oluyor? Faiz sebep, enflasyon neticedir’ diye buyurdu hazret.
En şirini Sayın Nebati’ydi ‘Ekonomi gözlerdeki ışıltıdır. Dolar düştükçe kıpır kıpır oldum’ dedi. ‘Şimdi uyuyun, altı ay sonra uyanın, göreceksiniz çok farklı noktalara gideceğiz’ dedi. Millet uyudu, Haziran 2023’te bir uyandı ki 15 olan enflasyon 48 olmuş, dolar 4,60’tan 20’ye çıkmış, akaryakıt 3 katına çıkmış, politika faizi 17,75’ten 8,50’ye düşmüş, rezervlerimizi 32 milyar dolar olumludan 48 milyar dolar negatife dönmüş, CDS 552 olmuş, altın fiyatı zati bütün dünyada arttı, bizde de çok fazla arttı. Kredi notları patır patır aşağı gelmiş. Merkezi yönetim bütçesinin harcaması 762 milyar lira olarak söylediğimiz şey artık milyar küsurat olarak kalmış 4,5 trilyon lira olmuş, bütçe açıkları patlamış, böyle bir durumu yaşadık. Bu ne zaman? Haziran 2023’e geldiğimizde; seçim oldu. Sayın Erdoğan futbolcu kökenli; biraz onun lisanıyla burada konuşalım dedik. Maç ‘5-0’, ’90+5’te oyuncu değişikliği yapıyor. Sayın teknik direktör uzatmalarda oyuncu değişikliği yapıyor. Sayın Nebati’yi gönderdi, Sayın Şimşek maça dâhil oldu lakin natürel, maç çoktan bitmişti.
“EYT’nin 2024 yılı maliyeti yaklaşık 300 milyar lira”
EYT günah keçisi yapılıyor. Burada herkes farklı rakam söylüyor Sayın Bakan, siz ne diyorsunuz? Siz ‘724’ dediniz önce, sonra ‘752 milyar lira EYT’nin maliyeti, finansman sarfiyatları de dahil’ dediniz. Bu hesap nasıl yapıldı, bunu kamuoyuyla paylaşmak durumundasınız. Bakan Işıkhan dün de tekrarladı ‘592-593 milyar lira EYT’nin maliyeti’ dedi. EYT’nin 2024 yılı maliyeti yaklaşık 300 milyar lira. Makrodan yapılmış bir şey, mikrodan yaptığımızda aynı sonucu buluyoruz. Ortaya koyduğunuz yıllık program sayıları, sigorta aylık ödemeleri, hepsi belli. Buna rağmen nasıl böyle rakam çıkarıyorsunuz, ben bunu anlayabilmiş değilim. EYT’nin aslında maliyeti çok daha sınırlı kalıyor. EYT’nin maliyeti, önümüzdeki yıllarda devam edecek. Sıkıntı depremden miymiş, EYT’den miymiş yoksa abuk sabuk siyasetlerden mıymış, bunu anlamaya çalışıyoruz. KİT, kamu bankaları… İki kalem ya! Bugüne kadar bütçede bu kalemler çok küçük kalemlerdi biliyor musunuz? Ne zaman? Sayın Nebatiler, Berat Albayraklar falan göreve gelinceye kadar. 2025’te yapılan yanlışların normal harcamanın üzerine getirdiği maliyet 548 milyar lira bir yılda. EYT kaçtı? 300 milyar lira. Bir EYT aslında burada var. Yanlış siyasetler, kur muhafazalı mevduat, maliyetinin ne olduğunu da bilmiyoruz.
“700 milyar lira bir yılda gelen yük. EYT neydi? Deprem ne? Kaç tane deprem, kaç tane EYT var burada”
2023 biraz ortaya çıktı. Hazineden ödenen, Merkez Bankası’nın zararı var. Yeniden değerleme hesabı var, orası da realize olacak. Oradan zati çok büyük bir rakam gelme durumu var, bir 800 milyar daha geleceğini iddia edenler var. Ama şu anda bile 894 milyarın milli gelire oranı yüzde 3,37. Depremin büyüğü burada. EYT’nin 3-5 katı burada, bunları görmek lazım. Bu maliyetler de devam edecek ama natürel rakam açıklanmadığı için 2024-2025 sayılarını boş bıraktık. Faiz yükü sarfiyat olarak realize olacak olan 719 milyar lira. Az önceki söylediğim o 3-5 tane cümle sarf edilmemiş olsaydı bu ülkede, bugün 1,950 değil bu yıldaki bütçemize koyacağımız faiz ödeneği, 1,250 civarında olacaktı. Gelen parayı, yükü görüyor musunuz? 700 milyar lira bir yılda gelen yük. EYT neydi? Deprem ne? Kaç tane deprem, kaç tane EYT var burada?
“Türkiye’nin sorunu bir deprem felaketi değil, Türkiye bir yönetim felaketi yaşadı”
Önümüzdeki periyotta ödeyeceğimiz iç borç faizinde dehşet bir artış var, vade uzadığı için bugün bunu görmüyoruz. Ekim itibarıyla önümüzdeki devirde ödeyeceğimiz iç borç faizi yüzde 13,2, milli gelire oranla 5,8 trilyon liraya çıkmış; dört yıl önce bu 723 milyar liraydı, şu anda 5,8 trilyona çıkmış. Daha bunlar bütçeye yansımadı ama yansıyacak, bunu hepimiz ödeyeceğiz, yoksullaşma şeklinde ödeyeceğiz. Bu da yanlış siyasetlerin toplam maliyeti. 2023’te milli gelirin 5,6’sı, KKM hariç, 2004’te 2,3’ü, 2025’te de 2,4’ü sadece burada saydığım 3-4 tane kalemin bu ekonomiye maliyeti. Dolayısıyla, eğer şöyle bir tahterevalliye koyduğumuz zaman deprem mi yoksa bu taraftakiler mi ağır diyorsak, onu çok net bir şekilde görürüz. Bu taraftakilerin, sadece dört kalemin 2025 yılı itibarıyla maliyeti milli gelirin yüzde 7,8’idir. Para olarak da 4,8 trilyon lira yapar. Dolayısıyla, Türkiye’nin sorunu bir deprem felaketi değil, Türkiye bir yönetim felaketi yaşadı.
“Yatırımları bekletmenin tasarruf olduğunu mu düşünüyorsunuz”
Tasarruf paketi olarak Meclis’e gelen şey bomboş. Allah’tan makam araçları dışarıda tutuldu yoksa bu Sayın Cumhurbaşkanı’nın konvoyları falan da yaşayamazdı. Makam araçları üzerinden bir tasarruf işi var, orada da esasen esas parayı harcayanlar sayın bakanlar ve üstündekiler, onlar da zati dışarıda tutulmuş. Kamu çalışanlarının aldığı yönetim kurulu fiyatlarına sınırlama getiriyordu, burada çok net bir şekilde ortaya çıktı. Muhalefet söylüyordu ya 5-10 maaş diye. 5-10 maaş alındığı burada tescillendi o gün. Onlara sınırlama getirildi, şimdi 2 tane alınabiliyor ama dışarıdan gelenlere yine sınırlama gelmedi. Temsil tanıtma ödenekleri. En kolay keseceğimiz yer, kesildiğinde hiçbir hizmet aksamaz. Ocak-Eylül arasında yıllık ödenek yüzde 6,25 aşılmış temsil ağırlamada bile. Nerede tasarruf ya? Kiminle, nerede tasarruf? Yıllığında baktığınızda bütçe ödeneğimizin şu anda gerçekleşme varsayımınız 100 trilyon liranın üzerinde, burayı niçin kesmiyorsunuz? 2024 yılı cari sarfiyatlar ödeneği yaklaşık 677 falan olması lazım, harcama tahmini 772. Burayı kesmedikten sonra neyi keseceksiniz? Yatırımları bekletmenin tasarruf olduğunu mu düşünüyorsunuz siz? “Bütün harcama alanlarını gözden geçireceğiz.” dediniz, daha hiçbir şey gelmedi önümüze, söylüyoruz, söylüyoruz; ben esasen bunu on yıldır programlara yazdım zaman, tamam mı, siz de hala söylüyorsunuz, bir şey yok.
“Yapısal ıslahatlara yazacak bir şey bulamadık”
Son şey yapısal ıslahatlar. Maalesef yazacak bir şey bulamadık, boş. Yapısal ıslahatlar boş, burayı geçiyorum, en azından vakit almadı, öyle bir yararı var. Üçüncü sorumuz, ‘Program çalışıyor mu?’ Program aslında çalışıyor, yani kısmen çalışıyor. Çalışıyor da kime çalışıyor? Program çalışıyor. Bir kısmı çalışıyor ama bakıyorsunuz, hane halkı itimadında bir şey yok, güvensizlik devam ediyor. Şu enflasyon revizyonları… Allah aşkına, nasıl güvensin? Şu revizyon 2024 yılı için, değişiklik vakitlerde gele gele 44’e gelmişiz. Artık, inşallah, herhâlde bu iki ayı doğru tahmin etmişsinizdir diye umut ediyoruz ama 2025’le ilgili hiçbir umudumuz yok. Şimdi 21’e göre zam vereceğiz diyorsunuz, siz söylüyorsunuz, Merkez Bankası Başkanı söylüyor, sizi ufak ufak destekleyenler falan var ama sakın böyle bir şey yapmayın. Millet fakruzaruret içerisinde harap ve bitap düştü. Hakikaten bunu yapmamak lazım.
“Bulunmaz bir fırsat buldu, Nebati’den sonra Bakan olmak”
Güven var mı programa? Siz daima değişim üzerinden gidiyorsunuz, sizin açınızdan rasyonel ama ben sizinle aynı lisanı konuşmak durumunda değilim. Niçin değişim üzerinden gidiyor? Bulunmaz bir fırsat buldu, Nebati’den sonra Bakan olmak. Sayın Bakan, ‘CDS’leri 400 puan düşürdük, en fazla düşüren biziz’ diyor. En berbatı de bizdik esasen. Keşke Nebati bin yapsaydı bunu, 600 puana çıkacaktı, performansımız artacaktı Sayın Bakanım. Kredi derecelendirme… Doğru, iki basamak bir yılda artan tek ülkeyiz. Ama diplerdeyiz, çöp. Şu anda geldiğimiz noktada bile yatırım yapılabilir düzeyin 4 puan altındayız. Nebati’nin başının üzerindeki ışıltıyı lütfen fark edelim, arkadaşlar buna çok emek verdi, tamam mı? Böyle bakınca Nebati’ye teşekkür etmek gerekiyor. Başka ülkeler 50 baz puan düşürmüş, biz 400 baz puan düşürmüşüz. Bu bin baz puan da olabilirdi ama o sırada diğer ülkelere bir bakarsanız, eğer onların da CDS’leri burada yani bizim övündüğümüz 270 CDS’ler, 30 CDS olan dünya kadar ülke var dünyada.
“Hedef enflasyona göre bir şey yapılması, bu milleti çok fazla ezmek anlamına gelir”
Bu bütçede memur maaşları bir önceki yıla göre 2025 yılında milli gelire oran olarak 0,4 civarında düşüyor. Bunun anlamı şu. ‘Ben hedef enflasyona göre vereceğim, geçmiş enflasyona göre.’ Yüzde 44 yıl sonu enflasyon amacınız var, bunun ima ettiği ortalama enflasyon yüzde 58,5 civarında olacak, yıllık ortalama. Bir kere maaşta ne olursa olsun geçmiş enflasyonu vermek durumundasınız artı, ortalama üzerinden vermek durumundasınız. Dolayısıyla, yani memur maaşları için demiyorum, memur maaşını aslında bir şeyi var, asgari ücret açısından söylüyorum. Biz o yüzden net asgari ücret talebimiz 28 bin lira olarak açıkladık kamuoyuna. Bir de yüzde 4’lük bir refah payı verilirse geçmişteki yaşadığımız ortalama enflasyon üzerine. Hedef enflasyona göre bir şey yapılması, bu milleti çok fazla ezmek anlamına gelir.
“Emekli aylığı 12 bin 500 lira, insaf. Bir tane öğlen yemeği yiyemiyorsunuz”
Milli gelir olarak üç yılda 5,49’luk bir yük var geniş halk kitlelerinin üzerine, refah seviyesi yüksek kesimin üzerine yüzde 1’in altında. Bu taraftan bakınca vicdan ölçüsünün dışında bir durumla karşı karşıyayız. Rakam olarak da söylersek 3,4 trilyon lira vatandaşa yüklüyoruz ama 582 milyar lira sadece onun 6’da 1’i kadar sadece refah seviyesi yüksek kesim bekliyoruz. Bu makroyu düzeltmemiz lazım ama emin olun yani bir tarafı vurarak bu makronun düzelme imkânı da yok. Muhtemelen yapısal ıslahat ajandanız var sizin, OVP’de yazılı olması bir şey değiştirmiyor. Daha hiçbir irade ortaya çıkmadı. Öğrenci kaybediyor. Bursların bütçesini yüzde 25 artırıyorsunuz. Çiftçi kaybediyor. Bu yıl çiftçinin buğday fiyatı yüzde 12 arttı. Yüzde 50, 60, 70 enflasyon olan bir ülkede buğday alım fiyatını TMO yüzde 12 artırır mı? Arpa fiyatları yüzde 3,6 arttı. Bunların üzerine binerek bir program yapılır mı? İşçi, memur esasen perişan. Emekli aylığı 12 bin 500 lira, insaf. Bir tane öğlen yemeği yiyemiyorsunuz. 15 bin lira Türkiye’de ortalama emekli maaşı, SGK rakamı bunlar. Maalesef, geldiğimiz noktada artırma imkânımız yok ama buna uğraş etmemiz lazım.
“Bu bütçe zulüm bütçesidir’ Bu zulüm bütçesine ‘dur’ demek lazım”
128 milyar doları yiyenlerden hala bir haber yok. Ucuz kredide önemli bir servet transferi oldu bu ülkede. Birileri milyarder oldu, oralarda bir şey yok. Aşırı kar eden kesimler var. ‘Carry trade’cilere bir şey yok. Çinli Trendyol… Sayın Bakanım, size hiç yakıştıramadım bu 46 milyar liranın Çinli Trendyol’un cebine konulmasını. Biz size hakkımızı helal etmiyoruz. Siz buna engel olabilirdiniz, yapmadınız, eliniz çok kuvvetliydi. Ama bu Çinli Trendyol… Milleti mağdur edecek, cebimizden de sadece bir yıl için 46 milyar lira çaldı, gitti adamlar. Buna mani olmadınız. Faiz karı elde edenlerin de vergilerinde küçük bir artış oldu ama hala yüksek kar… İşte, o yüzden biz diyoruz ki: ‘Bu bütçe zulüm bütçesidir’ Bu zulüm bütçesine ‘dur’ demek lazım diyorum.”
Eserleri infial yaratan Sayna Soleimanpour: Ben neden kadın cinayetlerini güzelleyeyim? |
Günün öne çıkan haberleri… TIKLAYIN – CHP’nin vakti daralıyor TIKLAYIN – MASAK’ın yasa dışı bahis ve kumar raporunda neler var? TIKLAYIN – “Azerbaycan petrolü Türkiye üzerinden İsrail’e satılıyor” iddiası: AKP’li Zengin “Petrol İsrail’e gitmiyor” dedi, Gergerlioğlu doküman paylaştı TIKLAYIN – Ertuğrul Özkök | A330 kulisi: Herkes ciddiyken sağdaki niçin kahkahayla gülüyor TIKLAYIN – Murat Uzman: Erdoğan, Biden periyodunu mumla arayabilir TIKLAYIN – Mauro Icardi’den Wanda’ya karşılık: Beni tüm dünya önünde bir aptal olarak ifşa etti TIKLAYIN – Süleyman Soylu’dan T24’ün “Ahmet Özer’e ‘teşekkür mektubu'” haberine cevap: Özür dileriz!.. TIKLAYIN – Anne, biberonla tiner içirerek 2 yaşındaki bebeğini öldürdü |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Genç Parti Genel Başkanı Şahindur’dan Zafer Partisi’ne Ziyaret