32,5821$% 0.19
35,2860€% 0.5
2.469,57%0,27
4.004,00%-0,17
16.046,00%-0,15
2.357,63%0,08
10.878,37%1,84
Dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Kerem Gökay Öner, Sinan Ateş cinayetinin ardından kaçan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın Bağlıca’da sokakta gözaltına alındığına ilişkin polis tutanağının sahte olduğu gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında görev alan polis şefi Kerem Öner, Tolgahan Demirbaş’ın kendisinin başında bulunduğu polis ekibi tarafından periyodun MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alındığını belirterek gözaltı sürecinde bulunan dört polisin şahit olarak sözlerinin alınmasını ve sahte tutanağı hazırlayan polislerin yargılanmasını istedi. 30 Aralık 2022 tarihinde işlenen Sinan Ateş cinayetinin ardından tetikçi Eray Özyağcı’yı Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel ile İstanbul’a götürdüğü iddia edilen Tolgahan Demirbaş, 31 Aralık 2022 gecesi Ankara’nın Bağlıca Mahallesi’nde gözaltına alınmıştı. O dönem çıkan haberlerde, Demirbaş’ın Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alındığı iddia edilmişti. Fakat Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün 31 Aralık 2022 tarihinde saat 23.45’te hazırlanan “yakalama tutanağında” Demirbaş’ın Bağlıca Mahallesi Selahattin Eyyübi Caddesi üzerinde bir araçta yakalandığı iddia edildi. Periyodun Cinayet Ofis Amiri Mustafa Ensar Aykal da mahkemedeki savunmasında, Demirbaş’ın bir evde değil sokakta gözaltına alındığını öne sürmüştü.
ÖNER’DEN SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU
O dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdür Yardımcısı olarak Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında görev yapan Kerem Gökay Öner, avukatı Suna Öztaşdönderen aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 3 Temmuz’da sunduğu suç duyurusu dilekçesinde Tolgahan Demirbaş’ın sokakta yakalandığı belirtilen polis tutanağının “sahte” olduğunu ve bu tutanağın Demirbaş’ı gözaltına almayan polisler tarafından hazırlanarak imzalandığı iddia edildi. Tolgahan Demirbaş’ın gözaltına alınması sürecinin bütün detaylarıyla anlatıldığı suç duyurusu dilekçesinde, önce o dönem Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Kerem Gökay Öner’in 31 Aralık gecesi Ankara’nın Mamak ilçesine bağlı Akdere ilçesinde dört kişinin öldüğü aile içi şiddet olayını takip ettiği anlatıldı. Dilekçede, bu sırada Asayiş Şube Müdürü Oben Özay’ın gece yarısına doğru cep telefonundan Öner’i arayarak nerede olduğunu sorduğu ifade edildi. Oben Özay’ın Öner’in telefonuna bir konum bilgisi göndereceklerini ve çabuk bir şekilde konuma intikal etmesini istediği kaydedilen dilekçede Öner’e gelen talimat detaylarıyla şöyle aktarıldı: “Oben Özay, Sinan Ateş cinayetini kastederek yakalamalı bir şahsın olduğunu, kişinin soruşturma aşamasındaki sıfatının şimdi netleşmediğini, yakalama sürecini gerçekleştirerek şahsı Asayiş Şube Müdürlüğüne getirmesi yönünde kelamla emir vermiştir. Müvekkil içinde bulunduğu süreci bırakmasının muhtemel etkilerini anlatmasına rağmen, ne iş yapıyorsa bırakması ve hızlı olarak konuma intikal etmesi buyruğunu yinelemiştir. Müvekkilimizin kullanmakta olduğu telefon numarasına halihazırda kayıtlı olmayan bir numaradan WhatsApp uygulaması üzerinden konum bilgisi iletilmiştir. Bulunduğu yere yaklaşık 40 dakika uzaklıkta bulunan adrese, süreçte sürücülük vazifesini ifade eden polis memuru Raşit Buğra Şener ile birlikte konuma doğru yola çıkmıştır.”
TOLGAHAN DEMİRBAŞ NASIL TAKİP EDİLDİ?
Öner’in daha sonra Cinayet Ofis Amiri Mustafa Ensar Aykal’ı da arayarak olayın ayrıntılarının bildirilmesini istediği belirtildi. Fakat dilekçede buna karşılık Aykal’ın söz konusu konuma kendisinin de hareket halinde olduğunu, durumun hassas olduğunu ve olay yerine intikal etmesi ardından gerekli tüm bilgileri aktaracağını ilettiği ifade edildi. Öner’in bunun üzerine durumun hassas ve havanın karanlık olması ve gideceği pozisyonda ne ile karşılaşacağını tespit edememesi nedeniyle Gasp Ofis Amirliği ekiplerinden destek ögelerin olay yerine intikal etmesi şeklinde kelamlı emir verdiği kaydedildi. Dilekçede, olay yerine giden Öner’in bir sivil ekip otosu ile birlikte İstihbarat Şube’de görevli iki sivil memur ile karşılaştığı kaydedildi. Bu polislerin “takip vazifesini ifa ettiklerini söylediği” aktarılan dilekçede Öner’in ısrarı sonucunda takip edilen kişinin araçla birlikte yol üzerindeki müstakil meskenlerden birisine girdiğinin görüldüğünü, lakin hangi eve girdiğinden emin olamadıklarını, fark edilmemek için de ayrıntılı bir araştırma yapmadıklarını beyan ettiği kaydedildi. Dilekçede söz konusu eve giren kişinin Tolgahan Demirbaş olduğuna ilişkin bilgi “Kısa bir süre içerisinde olay yerine intikal eden Komiser Mustafa Ensar Aykal’a olayın ayrıntılı bilgisini soran müvekkile cevaben şahsın cinayet ile ilgili sözünün alınması gerektiğini, Oben Müdür tarafından kelamlı buyruğun verildiğini, ardından konum iletildiğini ve şahsın isminin Tolgahan Demirbaş olduğunu bildirmiştir” sözüyle yer aldı.
‘MUSTAFA ENSAR AYKAL SORULARI CEVAPSIZ BIRAKTI’
Dilekçede, Öner’in potansiyel tehditlerin ne olduğu, şahsın bu bölgede ikametinin bulunup bulunmadığı, kimin evinde olabileceği, şahsın cinayet şüphelisi olup olmadığı, içeride kaç kişinin bulunduğu konularını sorduğu, lakin Aykal’ın ayrıntılı bilgiye sahip olmadığı gerekçesiyle soruları karşılıksız bıraktığı savunuldu. Destek ekiplerin olay yerine intikal etmesi ile Öner’in müstakil meskenlerin önünde araştırma yapmaya başladığı aktarılan dilekçede, bu sırada olay yerine intikal eden polislerin Cinayet Ofis Amiri Mustafa Ensar Aykal, Gasp Ofis Amiri İbrahim Tüzel ve polis memurları Raşit Buğra Şener, Bekir Kaya ve İsmail Yıldırım olduğu vurgulandı. Araştırma esnasında, polis memuru İsmail Yıldırım’ın, aracın girdiği tespit edilen bölgede yer alan bir evin bahçesinde aracın çalışır vaziyette olduğu bilgisini verdiği kaydedildi. Dilekçede, devamı şöyle anlatıldı: “Evin çevre düzenlemesi, güvenlik önlemlerinin bulunması, duvarlarının konumu ve niteliği sebebiyle dışarıdan içeriyi görme imkanının kısıtlı olması gözetilerek şüphelinin tespiti amacıyla, gerekli güvenlik tedbirleri alındıktan sonra müvekkilimiz tarafından zile basılmıştır. Zile basılmasının ardından güvenlik önlemlerinin uzantısı olan kapı kamerası ve kameranın gördüğü açının aydınlatılmasını sağlayan teçhizat devreye girmiş ve ama kapı açılmamıştır. Bunun üzerine zile tekrar basan müvekkil, aydınlatmanın tekrar devreye girmesine müteakip, kendisinin polis olduğunu, kapının açılarak kapıya gelinmesi gerektiği konusunda bilgi verilmiş ise de kapı açılmamıştır.”
‘İÇERİDEKİ İKİ KİŞİ DIŞARIYA DAVET EDİLDİ’
Şüphelinin kaçma ihtimali üzerine evin bahçesinde yapılan müşahedede, takibe konu tarife uyan, çalışır vaziyette, beyaz renkli araç bulunduğu anlatılan dilekçede, buna karşılık bölgenin karanlık olması sebebiyle araç içerisinde yer alan kişi veya kişilerin kim olduğu, kaç kişi olduğu konusunu tespit etmenin mümkün olmadığının bildirildiği ifade edildi. Öner’in bunun üzerine polis memuru İsmail Yıldırım’a “polis” diyerek yüksek sesle bağırması ve dışarıya davet edildiklerini bildirmesi istendi. Bu ikazın ardından diğer polis memurlarına aracın kaçma ve muhtemel saldırgan bir davranışının bulunması konusunun gözetilerek gerekli önlemlerin alınmasının buyruğunun Kerem Öner tarafından verildiği anlatılan dilekçede, bunun üzerine polislerin silahlarını çıkartarak aracın muhtemel kaçma ihtimaline karşı gerekli tertibi sağladıkları ifade edildi.
‘KAPIYI OLCAY KILAVUZ AÇTI’
Dilekçede, evi gözlemleyen memurun, aracın kapısının açıldığı, iki kişinin araçtan indiği bilgisinin verildiği belirtilerek Olcay Kılavuz’un kapıyı açması süreci şöyle anlatıldı: “Evin dış kapısı açılmaya başladı. Kapıdan dışarı, kimlikleri bu basamağa kadar bilinmeyen iki erkek şahıs dışarı çıkmıştır. Dışarı çıkan şahıslardan önde duran, tüm memurlara hitaben ‘Ben Milletvekili Olcay Kılavuz, ne oluyor’ demiştir. Müvekkil, şahsın karşısına geçerek kimliğini ibraz etmiş ve ardından Asayiş Şube Müdür Yardımcısı olduğunu beyan ederek yanında bulunan şahsın kimlik bilgilerini sormuştur. Olcay Kılavuz tarafından yanındaki şahsın Tolgahan Demirbaş olduğu beyan edilmiş, ne amaçla burada bulundukları müvekkilimize sorulmuştur. Müvekkilimiz soruşturmanın saklılığı prensibini gözeterek taraf veya avukat olmayan kişiye bilgi ve evrak veremeyeceğini beyan etmiştir. Olcay Kılavuz tarafından müvekkilimize hitaben bilgi verilmesinin zorunlu olduğu, milletvekilinin bulunduğu yerde iş ve işlem gerçekleştirmek için bu bilgilerin paylaşılması gerektiği bildirilmiştir.”
‘DEMİRBAŞ DIŞARI ÇIKTI, GÖZALTINA ALINDI’
Kerem Öner’in bunun üzerine Asayiş Şube Müdürü Oben Özay’ı arayarak söz konusu durumu anlattığı ifade edilen dilekçede, olayların şöyle özetlendi: “Şube Müdürü tarafından milletvekilinin dokunulmazlığı olduğu, onun hakkında işlem tesis etmenin mümkün olmadığı, şahsın bulunduğu adresin bu etapta önemli olmadığı, şahsın ifadesi alınmak üzere Emniyete getirilmesi kelamlı talimatı verilmiştir. Aynı zamanda İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Cemalettin Arslan da aranarak bilgi verilmiş, cevaben anlaşıldığı iletilmiştir. Sıralı amirin kelamlı buyruğu doğrultusunda Tolgahan Demirbaş aracı ile dışarı davet edilmiş, dışarıya çıkmasına müteakip araçtan indirilmiş, aracın görevli işçi tarafından Ankara İl Emniyet Müdürlüğü yerleşkesine götürülmesi talimatı verilmiş, Tolgahan Demirbaş ise müvekkilimizin olay yerine intikal ettiği araca bindirilmiş, Komiser İbrahim Tüzel, polis memurları Raşit Buğra Şener, İsmail Yıldırım isimli memurlar ile birlikte emniyete nakli sağlanmıştır.” Tolgahan Demirbaş ve Olcay Kılavuz
‘DEMİRBAŞ, OBEN ÖZAY’IN ODASINA YALNIZ GÖTÜRÜLDÜ’
Dilekçeye göre, Emniyet’e ulaşılmasının ardından verilen kelamlı emir üzerine Tolgahan Demirbaş, Asayiş Şube Müdürü Oben Özay’ın odasına götürüldü. Odada yalnız bulunan Oben Özay’ın Öner’den dışarı çıkması ve beklemesi buyruğu verildiği ifade edilen dilekçede, “Bunun üzerine müvekkilimiz odadan dışarı çıkmıştır. Bu etapta odada ne konuşulduğu konusunda müvekkilimizin bilgisi bulunmamaktadır” denildi. Bu sırada Öner’in Cinayet Ofis Amiri Mustafa Ensar Aykal’ı arayarak Demirbaş’ın adli durumunun ne olduğunu sorduğu kaydedilen dilekçede, Aykal’ın ise şimdi durumunun tam olarak belli olmadığını, aracın cinayetle bağı olabileceğinin değerlendirildiğini, Gölbaşı’ndaki kamera çalışmalarının devam ettiğini, çok sayıda imgenin tahlili için çalıştıklarını beyan ettiği aktarıldı.
‘DEMİRBAŞ’IN İFADESİNİ ÖZAY ALDI’
Dilekçede, “Birden fazla şube çalışanının iştiraki ile takip sonucu yakalama talimatı verilen kişinin durumunun net olmaması müvekkilimizin aklında soru işareti yaratmış ve müvekkilimiz Cinayet Büro’nun bulunduğu kata gitmiştir” denildi. Ofis Amirliği odasına doğru ilerlerken kalabalığı fark eden Öner’in Tolgahan Demirbaş’ı oturur vaziyette gördüğü belirtilen dilekçede şöyle devam edildi: “Yanında avukat olabileceğini değerlendirdiği bir kadının bulunduğunu, Şube Müdürü Oben Özay tarafından sorular sorulduğunu, bilgisayar başındaki görevli memurun ise ifadeyi kayıt altına aldığı görülmüştür. Cinayet Ofis Amiri’nin odasına giden müvekkil, sürecin nasıl ilerlediğini anlamaya çalışmış, Demirbaş’ın bilgisine başvurulduğunu, gözaltı kararı olmadığını, ifadesi sonrası serbest kalacağı bilgisi verilmiştir.”
OBEN ÖZAY YARDIMCISINA ‘GİT ODANDA TAKİP ET’ DEMİŞ
“Süreci idrak edemeyen” Kerem Ömer’in sürecin takibini yapmak amacıyla katta bulunmaya devam ettiği anlatılan dilekçede, “Bu süreç içerisinde, gözaltı kararının bulunmamasına rağmen kendisine neden böyle bir talimat verildiğini, kişinin ifadesi sonrası serbest bırakılacaksa tabirin bir şube müdürü tarafından neden alındığına anlam verememiştir. Oben Özay, telefon gelmesi üzerine odadan ayrılmış ve müvekkilimizin katta olduğunu görmüştür. Müvekkilimize neden burada olduğunu sormuş, müvekkilimiz süreci takip ettiğini bildirmiş, Oben Özay tarafından ‘takip edeceksin git odada takip et’ denilmek suretiyle kattan uzaklaştırılmıştır” Sözleri kullanıldı. Dilekçede, Öner’in nöbetin bitmesine müteakip evine giderken Şube Müdürü tarafından aranarak “hızlı bir şekilde” hazırlanması ve cinayeti ilişkin araştırmaları yapmak üzere İstanbul’a görevlendirildiğini bildirdiği kaydedildi. Öner’in Emniyet’ten ayrılmadan önce Asayişten Sorumlu Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Arzum Nazman’a Tolgahan Demirbaş’ın gözaltına alınma sürecinin detaylarını yüz yüze anlattığı ifade edildi. Dilekçede, Öner’in yola çıktığı sırada Demirbaş’ın serbest kaldığı bilgisinin verildiği kaydedildi.
‘O TUTANAĞI DEMİRBAŞ’I YAKALAMAYAN POLİSLER HAZIRLADI’
Dilekçenin sonunda, “Sosyal medyada gazeteciler aracılığı ile servis edilen tutanağın, olay gününü doğru yansıtmaması, olay günü yakalama süreçlerini gerçekleştiren kişiler dışında tutanağın tutulması, çıkan tutanağın sürmekte olan ceza yargılamasına sunulduğu ihtimalinde yargılamanın selametini olumsuz etkilemesi gözetilerek suç duyurusu yapma zorunluluğu hasıl olmuştur” denildi. Dilekçede, gerçeğe ters olarak tutanak düzenleyen kamu vazifelilerinin tespit edilerek haklarında ava açılması ve Demirbaş’ın Kılavuz’un evinde gözaltı işlemi sırasında görevli bulunan polislerin şahit olarak tabirlerinin alınması istendi. Sinan Ateş cinayeti sürecinde Asayiş Şube Müdür Yardımcısı olan Kerem Gökay Öner, daha sona Organize Hatalar Şube Müdür Yardımcısı olmuş ve Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında görev almıştı. Öner, Kaplan soruşturmasındaki zımnî şahit Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılması olayının ardından açığa alınmış ve hakkında diğer polislerle birlikte dava açılmıştı. (Kaynak) (HABER MERKEZİ)
Diyarbakır-Mardin Hududundaki Yangın Faciası: 7 Kişilik Uzman Heyetinden İnceleme
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.