32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
06:00 İLGİLİ VİDEO
BUÜ Veteriner Fakültesi Besin Hijyen ve Teknolojisi Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye’de, 14 milyon sığır, 32 milyon koyun varlığının olduğunu belirtti. Prof. Dr. Tayar, 4 günlük Kurban Bayramı’nda ise ülke genelinde, 1 milyona yakın büyükbaş ile 2 milyon 500 bin küçükbaşın kurban edileceğini söyledi. ‘KURBANLIKLAR HAYVAN PAZARLARINDAN TEMİN EDİLİRSE RİSK ORTADAN KALKAR’
Prof. Dr. Tayar, yaklaşan bayram öncesi, kurbanlık alımı, kesiti ve sonrasındaki süreç hakkında da bilgi verdi. Kurbanlıkların alınırken, veteriner denetiminden geçirilip küpesine dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tayar, hayvanların profesyonel şahıslara, veteriner denetiminde kestirilmesini önererek, “Yılda bir defa de olsa her meskene kırmızı et girmesi, insan sağlığı açısından çok önemli. Kurban Bayramı’nın ilk evresi, kurbanlık hayvanın temin edilmesidir. Bu üreticiden ve hayvan pazarlarından gerçekleşiyordu. Zati artık hayvan pazarları ve üreticide bu sistem kuruldu. Pazara gelen hayvanların kesim öncesi muayeneleri yapılıyor. Artık, hayvan kesildiği zaman, rastgele bir sağlık riski taşımadığını anlayabiliyoruz. Pazarlardan alınacak hayvanlarda garanti var. Hayvanların kulak küpeleri üzerinden, doğum yeri ve hastalıkları gibi geçirdiği aşamaları öğrenme bahtımız var. Kurbanlık hayvan, son devirde internet üzerinde sadece kredi kartı numarası girerek de satın alınabiliyor. Tüketici, kurban temin ederken hayvan pazarlarından temin ederse, mümkün riskler tamamen ortadan kalkar. Hayvan rastgele sağlık riski taşımaz ve gebelik gibi kısma uygun olmama durumuyla karşılaşmayız” ifadelerini kullandı.
‘HAYVAN KESİM YERLERİNİN İYİ PLANLANMASI GEREKİYOR’
Kurbanlık hayvanın temin edilmesinden sonra, ikinci aşama olan kurbanlık kesim sürecinde yapılan yanlışları ve olması gereken işleyişi de anlatan Prof. Dr. Tayar, şunları söyledi: “Kesilecek hayvanın kesim öncesi aç bırakılması, kesim kalitesi açısından kıymet taşıyor. Kurban edilecek hayvan, kesitten 12 saat önce yem verilme sürecinin durdurulması gerekiyor.
Kurban kısımları, profesyonel kişiler tarafından yapılmalıdır. Marketten bıçak alan herkes, kasap olmaz. Arzu etmeyiz, fakat bayram sabahı bu usul insanlar hastaneye taşınıyor olacaklar. Kurban kesen insanın bu bahiste ehil olması değerlidir. Kurban kesim yerlerinin organize edilmesi çok önemli. Ülkemizde her yıl olduğu gibi 850 bin ile 1 milyon arası büyükbaş, 2-2,5 milyon arası da küçükbaş hayvan kesilir.
Türkiye’de 4 günde kesilecek hayvanlara baktığımız zaman, 100’den fazla ülkenin mevcut hayvan varlığını 4 günde keseceğiz. Örneğin, Yunanistan’ın bütün sığır varlığını 4 günde kesmiş oluyoruz. Bu yüzden hayvan kesim yerlerinin iyi bir şekilde planlanmış olması gerekiyor. Hijyenik kesim yapacak, atıkların uzaklaştırılabileceği bir formatta tanımlanması gerekiyor.”
‘KURBANLIKLARIN İÇ ORGANLARI VE ATIKLARI GÖMÜLMELİ’
Uygun şartlarda kurbanlık hayvanın kesilmesinden sonra iç organ ve atıkların nasıl imha edileceğini de açıklayan Prof. Dr. Tayar, “Hayvanlardan insanlara geçen zoonoz hastalıkları diye bir sorunumuz var. Özellikle son yıllarda ülkemizde arttığı görülen, ‘ekinokok’ adı verilen zoonoz parazitler var. İnsanlara bulaşır ve köpekler buna ara konakçılık yapar. Köpeğin bağırsağındaki parazit, bir şekilde ortama bulaşır ve insanlarda kistler oluşturur.
Bunlar organlara göre akciğer, karaciğer ve beyin dokusuna yerleşerek, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. O yüzden kurban kestikten sonra bu hastalıklı organların asla açıkta bırakılmaması ve başıboş köpeklere yedirilmemesi gerekiyor. İnsanların yemesine uygun olmayan yerlerin, derin çukurlara gömülmesi ve yakılması en doğru metottur. Bu bahiste kurban sahipleri ve belediyeye önemli sorumluluklar düşüyor” dedi.
‘POŞETTE DURAN ETLERLE, EL BOMBASINI KONUTA GETİRİYORUZ’
Kurban kesitinden sonra insan sıhhatini etkileyen yanlışları da sıralayan Prof. Dr. Tayar, şöyle konuştu: “Kurbanı kestikten sonra da yaptığımız en büyük yanlışlardan birisi, hayvan daha sıcakken bu karkas etleri poşet ve kovalara koyarak konuta getirmektir. Bu, sıcakta üreyen bakteriler için iyi bir fırsattır. Poşette duran etlerle, el bombasını konuta getiriyoruz demek oluyor.
Kurban kesildikten sonra bu etleri 1 gece serin bir yerde bekletmek gerekir. Kesilen hayvanın eti çabucak parçalanmamalıdır. Hayvanın gövdeleri serin bir yerde asılarak, insan tüketimine hazır hale gelmelidir. Etler parçalandıktan sonra, hepimizi mutlu eden kısım olan dağıtım basamağı başlıyor. Her meskene kırmızı et girecek ve bu durum et fiyatlarını düşürerek, besin enflasyonunun aşağı inmesini sağlayacaktır. Yılda 1 kere et giren meskenler var ve o konutlar protein, D vitamini ve demirle tanışacak. Büyümek için gerekli olan protein ve mineraller konuta girecek.
Tüm bu aşamaların sonunda, sağlıklı bir hayvan temin ettik, sağlıklı şartlarda kestik, sağlıklı şartlarda soğuttuk ve parçaladık. Hem ibadetimizi yerine getirmiş olduk hem de paylaşımın hoşluğunu yaşamış olduk. Biz kurbanı, et bayramı olarak algılarsak, manevi havadan uzaklaşmış oluruz. Kurbanda sıhhatimizi kesmeyelim ve Kurban Bayramı’nı bir et bayramına dönüştürmeyelim.”
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden 10. Yıla Özel UNESCO Sergisi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.