32,5600$% 0.1
35,2577€% 0.35
2.467,71%0,19
4.007,00%0,12
16.050,00%0,13
2.359,68%0,17
10.682,15%2,26
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve eski Devlet Planlama Teşkilatı Planlama Uzmanı Prof. Dr. Uğur Emek, kur arttıkça Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ile yapılan projelerde garantilerin bütçe yükünün de arttığını vurgulayarak, “Bu projelerin ihale edildiği 2008-2013 döneminde ortalama dolar kuru 1.61 TL’ydi. Şimdilerde ise dolar kuru 33 TL’ye dayandı. Düşünsenize milyar dolarlık gelir garantilerinin akıbetini” ifadelerini kullandı.
33 projede verilen gelir garantisinin 179 milyar dolar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Uğur Emek ile Hazine garantili mega projeleri konuştuk.
MÜTTAHİT BASKISIYLA 4 DEFA ZAM
– Hükümet her seferinde kamuda tasarruf edeceğiz açıklamaları yapıyor. Asıl tasarruf nerede yapılmalı?
Ekonomi siyaseti iki başlık altında toplanabilir. Birincisi para siyaseti, ikincisi de maliye siyasetidir. Bugün için Merkez Bankası para siyaseti konusunda olumlu adımlar atıyor. Lakin aynı şeyi maliye siyaseti için söyleyemiyoruz maalesef. Açıklanan harcama tasarrufu paketinden 100 milyar TL bir tasarruf beklendiği söyleniyor. Lakin paket kapsamında yapısal bir ıslahat öngörülmüyor.
KÖİ mukavelelerindeki dövize endeksli geçiş garantileri yılda bir kere TL’ye çevrilirdi. Kur artışları nedeniyle bunu önce 2 sefere ve 2022-2023 yılları için 4 sefere çıkarıldı.2024 yılında yılda 2 kere artırılması gerekiyordu. Lakin müteahhitlerin baskısı sonucu 2024 yılında da 4 kere ücret artışı yapılıyor. Burada bir tasarruf yok.
Tasarruf için diğer bir yapısal tedbir Kamu İhale Kanunudur (KİK). 2001 finansal krizinden çıkmak için yapısal ıslahatlar yapıldı. Hatırlarsınız Kemal Derviş’in 15 günde 15 yasa mottosu vardı. Bunlardan birisi de KİK idi. KİK hazırlarken AB kamu alımları direktifleri örnek alınmıştı. AB kamu alımlarının AB milli gelirine oranı yüzde 15’idir. Bu oran Türkiye’de yüzde 5’tir. Ortadaki yüzde 10’luk farkın ana nedeni Türkiye’de herkesin bildiği istisnalardır. Bu istisnalar nedeniyle Türkiye’de her yıl 2,6 trilyon TL fiyatında bir kamu harcaması KİK dışında külliyen kuralsız biçimde yapılmaktadır. Türkiye’de AB kamu alımları direktifleri olduğu gibi uygulansa bu 26 trilyonluk kamu alımı KİK kapsamında yapılacaktır. 2,6 trilyon fiyatındaki kamu alımlarında, kuralsızlık nedeniyle yüzde 10 verimsizlik olsa, 260 milyar TL israf olacaktır. Yani kapsamlı bir KİK ıslahatı nedeniyle yılda en az 260 milyar TL tasarruf elde edilecektir.
Bir de benim takip ettiğim bir kurum var. Maliye bünyesindeki “Kamu Mali Yönetim ve Dönüşüm Genel Müdürlüğü.” Genel Müdürlüğün 2018 yılında yayımlanan 2019-2021 Orta Vadeli Programıyla kurulması öngörülmüştü. Genel Müdürlük kamu harcamalarında tasarrufu sağlayacak standartları belirleyecek ve tüm kurumları bağlayacak kurallar belirleyecekti. Bildiğim kadarıyla bugüne kadar ne standart belirlendi ne de kural. Genel müdürlüğün bizatihi kendisi bir israf harcaması haline geldi maalesef.
Harcama tasarrufu yapılamadığına göre vergi ıslahatı yapılmalıdır. Menkul değerlerden, yatırım iştiraklerinden ve kur muhafazalı mevduattan elde edilen karlar için vergi ödenmemektedir. Bu çeşit yararlar da vergilendirilmeli.
– Garantiler için her yıl yurttaşın cebinden ne kadar para çıkıyor? Bu alanlarda ne çeşit riskler var?
Benim envanterime göre 33 projede verilen gelir garantisi 179 milyar dolardır. Bu projeler enerji, sağlık ve ulaştırma alanlarındadır. Akkuyu’daki 35 milyarlık garanti şimdi başlamadı. Afşin Elbistan termik santralinde 16 milyar dolarlık satın alma garantisi verildi. 2018’den beri bu ödemeler yapılıyor. Her yıl yaklaşık 1 milyar dolar ödeme yapılıyor. Geri kalan garantiler şehir hastaneleri ve otoyol ve köprüler içindir. 2018-2023 yılları arasında bu garantilerin 19 milyar doları ödendi. Bu projelere sadece bütçeden yılda 5 milyar dolarlık ödeme yapılmaktadır. Üstüne yurttaşlar geçiş ücreti olarak da ödeme yapmaktadır. Kur arttıkça ve kullanım düştükçe bu projelerin bütçe yükü daha da artacaktır.
KUR 10 TL ARTINCA BORÇ 1.6 TRİLYON ARTIYOR
– Yap-İşlet-Devret modeliyle işletilen otoyol ve köprülere daima zam geliyor. Hazine’ye maliyeti ne kadara çıktı?
Bu projelerde verilen garantiler döviz üzerindendir. Projelerin geliri TL cinsindendir. Burada önemli biçimde para ünitesi uyumsuzluğu vardır. Kur arttıkça bu garantilerin bütçe yükü de artacak. Bu projelerin ihale edildiği 2008-2013 döneminde ortalama dolar kuru 1.61 TL’ydi. Şimdilerde ise dolar kuru 33 TL’ye dayandı. Kur 10 TL arttığında bakiye 160 milyar dolarlık kamu yükünden ötürü Hazine’nin borç stoku 1.6 trilyon TL artacak. Kur 33 liraya dayanmışken şu andaki borç stoku Türk Lirası karşılığı 5.3 trilyon liraya çıktı.
KAYNAKLAR MEGA PROJELERE
– Şu anda kadar KÖİ projelerine ne kadarlık para yatırıldı, bu yatırımlar şart mıydı?
Şu ana kadar KÖİ projelerine 19 milyar dolarlık ödeme yapıldı. 160 milyar dolarlık da bir ödeme daha yapılacak. Bu projeleri eleştirenlere, proje karşıtımı sınız diyorlar. Olur mu o denli şey? Ben şahsen projelere değil tercih edilen önceliklere karşıyım. Şehir hastanelerine bakın. Üniversal sağlık hizmeti özellikle de yaşlıların ve fakirlerin sağlık hizmetini erişimini öngörmektedir. Şehir merkezindeki yurttaşa yakın olan hastaneler kapatılıyor ve yerlerine şehir dışında hastaneler yapıyorlar. Toplu taşım ihtiyacını hastaneler açıldıktan sonra anlıyorlar. Örneğin Bursa’da şehir merkezinden şehir hastanesine taksiyle gidiş geliş 60 dakikadır. Ücreti düşünemezsiniz bile. Hangi yoksul ve yaşlı bu ulaştırma zorluğuna katlanacak. Hastane içi ulaşım ise ayrı bir zorluktur. Dünyanın en iyi üçüncüsü olan Atatürk Havalimanı kapatıldı yerine İstanbul havalimanı yapıldı. Uşaktaki havalimanı kapatıldı, yolcusu olmayan Zafer Bölgesel Havalimanı yapıldı. Kanal İstanbul projesi tam bir kâbustur.
Buna karşılık okula ve eğitime doğru düzgün yolu olmayan bölgelerimiz bulunmaktadır. Şahsen eski bakan ve AKP milletveili Nabi Avcı söyledi: “Eskişehir’de Çanakkale Köprüsüne sevinemiyoruz zira yolu olmayan ilçelerimiz var” dedi. Ödeneksizlik nedeniyle Kars’taki Karayolları 18. Bölge Müdürlüğü 3 yıldır yatırım yapamıyor. Oysa Kars’ta dünyada terk edilmiş sathi kaplama -yani halk arasında mıcırlı soğuk asfalt denilen bir kaplama malzemesi- yollar bulunmaktadır. Muş’taki 4 bin nüfuslu Karabey Ayrancı Mezrası’nın 96 yılından beri köprüleri yapılmıyor. Ovit Tüneli’nin irtibat yolları yapılamıyor. Bu örnekleri artırmak mümkündür. Sonuçta kaynaklar mega projelere aktarılırken Anadolu’da kamu hizmeti bekleyen bölgeler mağdur oluyorlar.
TASARRUFU YURTTAŞTAN BEKLİYORLAR
– Enflasyon yüzde 75’i buldu. Bundan sonraki süreçte enflasyonda neler öngörüyorsunuz?
Baz etkisiyle düşüş bekliyoruz. En büyük meselemiz çerçevesi belli bir istikrar programımızın bulunmaması.
Talep enflasyonunu düşürmek için toplam talebi düşürmek gerekir. Toplam talebin aslan payı ise kamudur. Bu kere hedef kamu değildir. Program tarifli kamu kesiti genel istikrarı eksi 1.5 trilyon TL’dir. Bunun 100 milyar TL’sini harcama tasarrufuyla düşürseniz bile geriye 1.4 trilyon TL’lik bir açık kalıyor. Bu da toplam talep üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Bu büyük kamu talebi enflasyon üzerinde bir baskı oluşturmaya devam edecek. Uygulanan gelirler siyasetiyle tasarrufu yurttaşın yapması beklenmekte. Bunun da yöntemi ücret gelirlerinin gerçek olarak düşürülmesi. Sonuçta yoksulluk daha da artacak.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ŞART
– Şu anda Türkiye iktisadının can yakıcı meseleleri nelerdir çözüm için neler önerirsiniz?
Şu anda Türkiye’de bir kötü yönetim krizi yaşanmakta. Yürütme ve yargıda alınan kararlar teknik değil siyasaldır. Uluslararası bütün araştırmalarda Türkiye’nin yolsuzluk, hukuk ve yönetişim notları hızla düşüyor. Böyle bir ülkede de ne yerli ne de yabancı yatırımcı doğrudan yatırım yapar. Kalkınma için bizim sıcak para yatırımına değil doğrudan yatırıma gereksinimimiz var. Bunun için de bizim bir an önce üstünlerin hukukunu terk ederek hukukun üstünlüğüne geçiş yapmamız gerekiyor. Kamu idaresinde yönetişim kalitesini artırmak için liyakat artırılmalı ve merkezi kurumların bağımsız karar alma kapasiteleri artırılmalı. Bu değişim olmadığı sürece istikrarlı bir kalkınmaya ve refaha ulaşmamız mümkün olmaz.
BEDELİ HALK ÖDER
* Şu anda Merkez Bankası rezervleri düşük, ayrıca Türkiye’nin önemli yurtdışı kaynağa ihtiyacı var. Ekonomi kurmaylarının teşebbüslerine rağmen kaynak gelmiyor, kaynak gelmesi için asıl hangi adımlar atılmalı?
Ekonomi kurmaylarının aradığı kaynak sıcak para dediğimiz portföy yatırımlarıdır. Öncelikle belirtmem gerekiyor ki akademik çalışmalar bu tıp yabancı kaynağın iktisadi kalkınmaya bir katkısı olmayacağını gösteriyor. Türkiye düşük faiz siyaseti nedeniyle kur ve enflasyon şokuyla karşılaştı. Kurları baskılamak amacıyla Merkez Bankası rezerv yaktı. Bir dönem geldi rezervler tamamen yakıldı. Bu sefer dost ülkelerden destek istendi ve swap hesapları üzerinden para gönderildi. Bunun da bir sınırı vardı. Gerçekten o sınıra da gelindi. Şimdilerde rezervleri yeniden artırmak amacıyla Mehmet Şimşek yatırımcı ziyaretleri kapsamında yatırımcıları Türkiye’ye davet ediyor. Son devirde sıcak para nazlanarak gelmeye başladı ve rezervler 2020 yılından sonra ilk kez artıya geçti. Nazlanarak dememin sebebi ödeyeceğimiz yüksek faizlerdir. Carry trade şeklinde döviz üzerinden gelen yabancı fonlar kur artışını baskılamaktadır. TL yatırım araçları üzerinden yüksek TL faiz geliri elde etmektedirler. Kur artışı olmaz ise 6 ay sonra tekrar yabancı paraya dönüp çıkmaları halinde yüzde 15 civarında faiz geliri edecekler. Böyle bir faiz yararı başka bir ülkede yok. Adeta tefeci faizi. Yanılgılı Nas siyasetinin bedelidir bu. Amerikalıların bir atasözü vardır: “Pislik aşağıya akar.” Yani üstteki karar alıcıların yanlışlı icraatların bedelini aşağıdaki halk öder.
İkinci El Arabada Satışlar Durdu: ’30 Yıldır Böylesini Görmedim’
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.