34,5369$% -0.04
36,2587€% 0.66
2.963,82%-1,37
5.036,00%-0,51
20.075,00%-0,37
2.667,35%-1,41
9.549,89%1,94
İstanbul, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Culex” tipi sivrisineklerden bulaşan ve Batı Nil ateşine yol açan virüs salgınına karşı uyardı. Prof. Dr. Yavuz, Batı Nil virüsü enfeksiyonuna bağlı olayların Marmara bölgesinde, Bursa ve İstanbul‘dan bildirilmeye başlandığını kaydetti ve bu virüsün beyne yerleşme riski nedeniyle yaşlılarda ölümcül olabildiğine işaret etti.
Ülkemizde ilk kez 2010 yılında ortaya çıkan ve en son 2019’da salgın yapan Batı Nil virüsüne bağlı olguların, Marmara bölgesinde özellikle baraj gölleri ve sakin suların çok olduğu yerlerde yeniden ortaya çıktığını kaydeden KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, önemli açıklamalarda bulundu. Yavuz, Bursa ve İstanbul gibi vilayetlerden olayların bildirildiğine işaret ederek hastalığın virüsü taşıyan kuşlarla temas eden Culex çeşidi sivrisineklere, onlardan da insanlara bulaştığını belirtti. Virüsün, özellikle yaşlı nüfusta, merkezi sinir sistemini tutarak menenjite yol açabildiğini kaydeden Prof. Dr. Yavuz, bildirilen olayların da hastaneye yatış gerektiren ağır olgular olduğunu kaydetti.
“HER YER İLAÇLANMALI”
Prof. Dr. Yavuz, “Yüzde 80, hastalığı hafif geçiriyor. Ancak yaşlılar ve bağışıklığı baskılanmış şahıslarda ağır ve ölümcül olabiliyor. Yerel yönetimler ve ilgili bakanlıkların işbirliğiyle Afrika’dan gelen kuşların göç yolları üzerindeki il ve ilçelerimiz başta olmak üzere, sivrisinekle mücadelede daha aktif önlemler almalıyız. Özellikle dingin sularda hızla üreyebilen bu virüs, Culex çeşidi sivrisineklerin de hızla çoğalabildiği alanlar. Bu nedenle kapalı çiftlikler ve yazlıklar da dahil, havuzlar, bidonlar, lastik içleri gibi su birikintisi yaratacak her türlü kaynağın ilaçlanması veya kurutulması gerekli. Kişisel olarak da sinek kovucular veya cibinlik, sineklik gibi önlemler alınabilir” diye konuştu.
“VAKALAR MARMARA BÖLGESİNDE YOĞUNLAŞIYOR”
Prof. Dr. Yavuz, şunları söyledi: “Aslında şu anda ülkemizde güncel enfeksiyon problemleri içinde daha ciddiye almamız ve korunmak için daha çok çaba harcamamız gereken şey, Batı Nil ateşi. Toplumda, M çiçeğinden daha fazla sıkıntı yaşıyoruz. Bu virüsün önemli bir özelliği, genelde semptomsuz seyretmekle birlikte olguların bir grubunda ateşli bir hastalık, bir grubunda da merkezi sinir sistemi dediğimiz beyni ya da omuriliği etkileyebiliyor. İşte bunlarda biraz ölümcül olabiliyor. Yaptığı pikler açısından çok öngörülebilir bir virüs değil açıkçası. Belli dönemlerde daha çok hadise oluyor. Mesela yıllarca hiç görmüyorsunuz. Ardından birden hadise sayıları artıyor. 2010 yılında Türkiye’de en büyük salgınını yapmıştı. Daha çok Ege bölgesindeydi. 2019’dan beri böyle bir artış görmemiştik. Olay sayılarında besbelli bir artış var şu anda. Esas olarak Marmara bölgesinde ağırlaşıyor vakalar. İstanbul dahil olmak üzere Bursa, o bölgeler… Genelde gölü olan, barajı olan, sakin su kaynağı olan ilçelerde daha çok görüyoruz. İstanbul’da Avrupa Yakası yükte. Bizim, hastanelerde gördüğümüz en ağır ve en nadir görülen formdaki hastalar oluyor. Dolayısıyla en ağır formundan 10 hadise görüyorsanız, en az bin-bin 500 olabilir hafif vakalar da.”
ATEŞ, KIRIKLIK, HALSİZLİK…
Hastalığın çocuklar ve erişkinler için çok büyük risk taşımadığını, sivrisineklerin virüs bulaştırdığı kişilerin yüzde 80’inin belirti bile vermeden hastalığı geçirebildiğini anlatan Prof. Dr. Yavuz, yaşlılardaki riske vurgu yaparak şu bilgileri verdi: “Yaşlılarda yüzde 10’u aşan bir ölüm riski var. Virüs bulaşan kişilerin yüzde 80’inde hiçbir belirti olmuyor. Virüsü alan kişilerin yüzde 20’sindeyse semptomlar ortaya çıkabiliyor. Semptomatik olanların yüzde 90’ında ateşli bir hastalık oluyor. Ateş, kırıklık, halsizlik oluyor. Yaz aylarında ateşli hastalık olduğu zaman aslında aslında aklımıza geliyor. Kas, eklem ağrıları, kimilerinde da döküntü olabilir. Yani bedende üst bölgelerde özellikle, döküntü olabilir. Kendi kendine aslında bir hafta 10 gün içinde geçen bir hastalık. Ancak virüsü alanların yüzde 1-2’lik bir grubunda, semptom gösterenlerin de yüzde 10-20 kadarında, beyin ya da medulla spinalis dediğimiz omuriliği tutan bir enfeksiyon gelişebiliyor. İşte bizim korktuğumuz bu oluyor”
“AĞIR HASTALARDA FELCE BİLE NEDEN OLABİLİYOR”
Merkezi sinir sistemi tutulumları olduğunda beyin zarı iltihabı, beynin dokusunu tutan ensefalit ve hatta felç dahi görülebildiğini belirten Prof. Dr. Yavuz, “Baş ağrısı, şuur değişikliği, kişilik değişiklikleri, dengesizlik, hareketlerde yavaşlama, Parkinson gibi bir tablo (çünkü Parkinson’un etkilediği bölgeleri tutan bir virüs bu), ellerde titreme olabiliyor. Bu sivrisinekler evvelden beri ülkemizde var olan sivrisinekler. Culex dediğimiz tür aracılığıyla bulaşıyor. Sivrisinekler de bu virüsü kuşlardan alıyorlar. Hem Türkiye, hem İstanbul, kuş göç yolları üzerinde. Daima bir kuş girişi oluyor. Kuş girişi demek, virüsün de girişi olduğu anlamına geliyor. Sivrisinekler, bunu atlara da bulaştırabiliyor. Hatırlarsanız geçen yıllarda Karacabey’deki atlara da bulaşıp ölümlere neden olmuştu. İnsanlar arasında bulaşma riski yok. Yani insandan insana geçmiyor” dedi.
“HAVALAR SICAK GİTMEZSE EYLÜL-EKİM GİBİ SONLANIR”
Genellikle yaz hastalığı gibi olan Batı Nil ateşinin her yaz ortaya çıkmama nedeninin de uygun iklim şartlarıyla alakalı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sivrisineğin olması gerekiyor bulaşması için. Lakin özgün iklim şartları da gerekiyor. Yani aslında biz her yaz Batı Nil ateşi ile ilgili bir sorun yaşamıyoruz. Yağışların çok arttığı, ardından çok sıcak havaların geldiği dönemler ülkü şartları oluşturuyor. Bizde genelde Temmuz-Ağustos aylarında ortaya çıkıyor, Ağustos-Eylül’de pik yapıyor ve en yüksek sayılarına ulaşıyor. Havaların durumuna göre de Eylül-Ekim gibi genellikle bitmesi bekleniyor. Ama havalar ısındıkça bu dönem uzayabiliyor. Bizim dışımızda İsrail’de bir salgın var şu anda. Çok yüksek sayılar bildirdiler, Haziran’a kadar sadece 164 olay bildirdiler ki bunlar da önemli vakalar, yani nöroinvaziv, beyni etkileyen vakalar.”
AŞISI YOK, DESTEK TEDAVİLER UYGULANABİLİYOR
“BAKANLIK VE BELEDİYELER ÇALIŞMA YAPIYOR”
Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: “Burada önemli olan tüm paydaşların ortak çalışması. Sonuçta bir kuş göçünü engelleme talihiniz yok. İstanbul için söyleyecek olursam biz aslında dün KLİMİK derneği olarak bir toplantı yaptık. Orada da tüm paydaşlardan da temsilciler vardı. Şunu görmekten de çok büyük mutluluk duydum, çok koordineli güzel bir çalışma yapılıyor şu an. Hem bakanlık hem de il ilçe belediyeleri tarafından. Olayın farkındalığı çok yüksek. Bir de şu konuda uyarmak istiyorum aslında dünkü toplamda de dile getirildi, özellikle mesela İstanbul çevresinde çiftlik vs ve kullanılmayan evlerde daha çok olmak üzere, belediyenin de giremediği birtakım özel alanlar var. Havuzlar, su doldurulmuş bidonlar, lastikler, içinde su olan her şey, her türlü su birikintisi, su koyduğunuz en küçük kapların içinde bile sivrisinekler çoğalabiliyor” dedi.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Teflon Tavalardan Grip Kapabilirsiniz!