35,3984$% 0.16
36,5505€% -0.13
3.019,07%0,27
4.967,00%0,00
19.806,00%-0,02
2.653,03%0,12
9.936,77%-0,35
Tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarıyla oluşturulan çevre odaklı yeni bir projeyi hayata geçiren yeni medya sanatçısı Refik Anadol, çalışmalarıyla bu yıl Kasım ayında Brezilya’da düzenlenecek BM İklim Değişikliği Doruğu’na (COP30) katılacağını söyledi.
Anadol’un yakın zamanda duyurduğu ve yapay zeka dil modeli olan “Yaşayan Ansiklopedi: Büyük Doğa Modeli / Living Encyclopedia: Large Nature Model (LNM)” isimli yeni projesi, tabiata dair devasa büyüklükte bir veri seti barındırıyor. Sette yer alan 500 milyondan fazla veri hem ilgili kurumlardan hem de Amazon Ormanları gibi doğal ortamlardan elde edildi.
Dünyanın ilk yapay zeka sanatları müzesi “Dataland”in ilk projesi niteliğindeki LNM, tabiata dair zengin bir dijital bilgi arşivi sunarken aynı zamanda kullanıcıların, bu bilgilerle sanatsal bir deneyim yaşamalarını sağlıyor.
“Araştırma”, “yaratma” ve “rüya” olmak üzere üç farklı şekilde kullanılabilen dil modeli, oluşturulmasından itibaren tüm süreçlerin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla gerçekleştirilmesi dolayısıyla benzerlerinden farklı bir özellik taşıyor.
Doğayla olan münasebetinin çocukluk yıllarına dayandığını ve tabiatın kendisi için her zaman ilham kaynağı olduğunu anlatan Anadol, “Büyüdükçe ve sanatçı olarak doğayı daha iyi anladıkça onun sonsuz bir ilham kaynağı olduğunu fark ettim. Doğa, Monet gibi birçok klasik sanatkarın da ilham kaynağıydı. Bu, bilim insanları için de geçerli. Doğayı mantık çerçevesinde ele aldığımızda, elimizdeki en değerli şey olduğunu düşünüyorum. Tüm bunlar tabiata hürmet ve sevgimi artırdı.” dedi.
Son 10 yıldır yapay zekayla ilgilendiğini ve çalışmalarında bu teknolojiye yer verdiğini belirten Anadol, yapay zekanın getirdiği kolaylıkların doğayı desteklemesi gerektiğini vurguladı.
Büyük yapay zeka şirketlerini, doğayı gereğince merkeze almamakla eleştiren Anadol, projelerinde şuurlu olarak doğayı odağa koyduğundan bahsetti.
Yapay zekayı kullandığı son yapıtıyla tabiata dair bir dijital hafıza oluşturduğunu kaydeden Anadol, “Doğayı anlamak ve bütünlüğünü kavrayabilmek için gereken bilgi, bilim ve deneyim muazzam bir düzey. Binlerce yıldır var olmamıza rağmen hala doğayı tam manasıyla anlamadığımızı fark edersek, yapay zeka gibi tahminen insanlığın evrimleşebileceği yeni bir devirde, doğa gibi en önemli tarafımızı atlamak, bana çok garip geliyor.” diye konuştu.
İklim kriziyle dijital ortama aktarılan varlıklar
Fiziksel dünyaya olan hürmetinin sonsuz olduğunu, bununla birlikte dijital dünyanın aynı bilgiyi farklı bir veri şeklinde, aynı anda, birçok kişiye demokratik bir şekilde ve hemen hemen herhangi bir limit olmadan ulaştırabildiğini ifade eden Anadol, “Büyük veri yığınlarının yeni kütüphaneler olduğunu öngörebiliriz. Dolayısıyla kurumlar, kuruluşlar, ülkeler, evraklar ve herhangi bir şekilde dijitalleştirilebilecek tüm dokümanların dijitalleşmesini çok mantıklı buluyorum.” sözlerini sarf etti.
İklim krizi sonucu birçok ülkenin varlıklarını dijital ortama aktardığını hatırlatan Anadol, bu tür dijital ansiklopedik çalışmalar sayesinde iklim krizi sonucu yitirilen bedellerin en azından dijital ortamda varlıklarına devam edebileceklerine değindi.
Kaybolan ülkelerin dijital ortama aktarılan datalarıyla bir çalışma yapılabileceğini dile getiren Anadol, şöyle devam etti:
“Birleşmiş Milletler ile yaptığımız proje aslında biraz buydu. Hatta Dünya Ekonomi Forumu’nda mercanlar, yağmur ormanları odaklı çalışmalar bunun örneklerindendi. Dijitale kaydedilen doğa ögelerinin birçok gerçek dünyada yok oluyor. Bu çok üzücü bir gerçeklik. Her ne kadar dijital dünyayı seven, zahiri gerçeklikle kaygısı olan biri olsam da fizikî gerçekliğimizin yok olmasını tahmin edemiyorum, böyle bir gerçekliği kabul edemiyorum. Gerçek anlamda mücadele etmenin tek bir yöntemi doğayı korumak.”
Yapay zekanın enerji yükü
Dünya teknoloji devlerinin çevre hassasiyeti konusunda şimdi gerekli adımları atmadığı tespitini paylaşan Anadol, “Bir sanatçı olarak etki yaratabiliyorum. Bu da doğa üzerine bir aktivizm olarak nitelendirilebilir. Mesela Google ekibiyle birlikte oturduk, konuştuk. Dünyada gerçekten de hiçbir şekilde tabiata zarar vermeden bu yapay zeka ağı nerede eğitilebilir sorusunu sorduk. Zorladık ve onların böyle bir ortam, böyle bir alan yaratmasını sağladık.” dedi.
COP30’a davet edildi
Anadol, bu yıl 20-24 Ocak’ta yapılacak Dünya Ekonomik Forumu’na katılacaklarını ve açılış seremonisindeki ana mevzularının buzullar olacağını; mercanlar ve yağmur ormanları gibi farklı başlıklar altında tabiatın güzelliklerini ve kırılganlıklarını göstermeyi amaçladıklarını söyledi.
Çevre hassasiyetleri sayesinde Birleşmiş Milletler ile müspet bir ilişki kurduklarını aktaran Anadol, “BM çok önemli bir destek arıyor. Bizim gibi alanda öncü ve teknolojiyi tabiata dair bahislerde iyi biçimde kullanabilen bireylere muhtaçlıkları var.” değerlendirmesinde bulundu.
Son çalışmalarında Amazon Ormanları’nın önemli bir yeri bulunduğunu aktaran Anadol, bu yıl kasım ayında Brezilya’da gerçekleşecek BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) 30. Taraflar Konferansı’na (COP30) davet edildiklerini ve zirveye katılacaklarını bildirdi.
Hayatınızın aşkını bakteriler seçiyor olabilir mi; bilim insanı Ali Rıza Akın anlatıyor | Bakterin Kadar Yaşa |
Günün öne çıkan haberleri… TIKLAYIN – DEM Parti heyetinin siyasi parti ziyaretlerinde neler konuşuldu, yol haritasında neler var? TIKLAYIN – Mehmet Y. Yılmaz | Erdoğan gölgede kalmaya kararlı
TIKLAYIN – Ertuğrul Özkök: Yılın ilk tuhaf Netflix sorusu; son 1 yılda kaç ay yaşlandınız?
TIKLAYIN – Benzine zam geldi: Fiyatlar gece yarısı güncellendi
|
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
165 Yıllık Tarihi Kapı Tokmakları Yerini Zillere Bıraktı