34,5888$% 0.08
36,3505€% 0.86
2.922,54%-2,75
4.962,00%-2,06
19.787,00%-2,06
2.623,82%-3,03
9.659,96%1,15
Hatay’da ‘Cennetten bir köşe’ sloganıyla satılan ve 6 Şubat sarsıntılarında 269 kişiye mezar olan Rönesans Rezidans’ın üçüncü duruşmasında tutuklu sanık kontrol elemanı Önder Artun tahliye edildi. Rezidansta yakınlarını kaybedenler tahliye kararına, “Cezaevi şartları kötü diyorlar. En azından sevdiklerini görüyorlar. Bizim sevdiklerimizin bir mezarı bile yok” diyerek tepki gösterdi.
Hatay’da ‘cennetten bir köşe’ sloganıyla satılan ve 6 Şubat sarsıntılarında yıkılarak 269 kişiye mezar olan 59 kişinin ise hâlâ cenazesi bulunmayan Rönesans Rezidans davasının üçüncü duruşması bugün Hatay 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, kontrol elemanı Önder Artun’un sağlık sıkıntıları nedeniyle tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların tutukluluk haline devam kararı verildi.
Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Ekinci Mahalllesi’nde 6 Şubat sarsıntılarında 269 kişinin yaşamını yitirdiği, 13 kişinin yaralandığı ve kayıpların olduğu Rönesans Rezidans ile ilgili 4’ü tutuklu 1’i firari 8 sanık hakkında ayrı ayrı 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle açılan davanın görülmesine devam edildi.
Hatay 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmaya, sanıklar Mehmet Yaşar Coşkun, Ayhan Karan SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Diğer sanıklar Mehmet Haşim Eraslan, Bülent Seküçoğlu, Önder Artun, İbrahim Dahıroğlu, Bayram Mansuroğlu ise duruşma salonunda hazır bulundu. Rönesans enkazında yakınlarını kaybedenlerin aileleri ve taraf avukatları da katıldı. Firari sanık Hüseyin Yalçın Coşkun ise duruşmaya katılmadı.
“40 yıldır inşaat sektöründeyim”
Mahkemede ilk sözü bir önceki duruşmada rahatsızlanarak, hastaneye kaldırılan yapı denetim şirketinden Bülent Seküçoglu aldı. 40 yıldır inşaat sektöründe olduğunu, bin 200’den fazla binanın proje kontrolünü yaptığını söyleyen Seküçoğlu, “Bina imalatı, kaba beton inşaatı kısmında ben görev almadım. Bu evraklarla de ispatlı. Eksper raporunda depremin ivmesi dikkate alınmadan suçlu bulunmaya çalışıldı. Eksper raporunun bir yerinde ‘malzeme, kolon, demir iyi’ diyor, başka bir yerinde kötü. Tüm uzman raporları kopyala yapıştır şekilde yapılıyor. Kopyala yapıştır mantığı ile insan hayatıyla oynanabilir mi” diye konuştu. Seküçoğlu, yaşı ve tansiyon hastalığının dikkate alınarak tahliyesini talep etti.
Müteahhit Coşkun: “Kalitesiz binada kendim nasıl kalırım”
Seküçoğlun’un ardından duruşmaya Görüntü ve Ses Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan bina müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, sözlerine rezidansta yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı dileyerek başladı. Bu belgede iki suçtan yargılandığını, bir adedinin gereç kalitesi diğer suçlamanın da statik proje yetersizliği olduğunu belirten Coşkun, “Geçtiğimiz mahkemede yeniden uzman raporu talep etmiştik ama reddedildi. Biz de kendimiz İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetim Enstitüsü’nden materyal ve statik rapor istedik. Rapora göre statik de materyal de olumlu bulundu. 2007 yönetmeliğine göre C20 beton kullanılırken biz C30 beton kullandık. Kalıplarımız güzeldi. Bunlar daima maliyetli işler. Ben daima kaliteli gereç kullanırım. Binada 20’den fazla daire ve büyük bir işlerimiz vardı. Kalitesiz binada kendim nasıl kalırım” şeklinde konuştu.
“Binada sorun yoktu, depremin ivmesi yüksekti”
Müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, daha önceki mahkemelerde yaptığı savunmalarda olduğu gibi bu mahkemede de binanın yıkılmasının en ana nedenini depremin ivmesi olduğunu belirtti. Normal kurallarda depremin merkez üstünden uzaklaştıkça şiddetini azaldığını, lakin Antakya’da ivmenin çok fazla yükseldiğini altını çizen Coşkun, “Bina yapılırken deprem ivmesi 0.4 hesaplandı, ama depremin ivmesi 1.4. Hangi bina dayanır? Yetersiz, kalitesiz materyal kullanarak, birçok insanın ölümüne neden olmakla suçlanıyorum. Ben idealist, kaliteli gereç kullanan bir beşerim. Bu suçlamalar beni çok üzüyor. Adalete her zaman inanıyorum. İki yıldır tutukluyum, açık kalp ameliyatı oldum. Tutuksuz yargılanmayı istiyorum” dedi.
Yapı kontrol elemanı Önder Artun da depremin şiddetine vurgu yaptı. Bir yıldır tutuklu olduğunu söyleyen Artun, “Üç sefer beyin ameliyatı geçirdim. İskenderun Devlet Hastanesinden heyet raporu aldım” dedi.
“Çocuklarımı kumun içinden çıkardım”
Rönesansta yakınını kaybeden Semiha Uçar, otuz yıllık evinin yıkılmadığını, cennetten bir köşe Rönesans’ın saniyeler içinde yıkıldığının altını çizdi.
Rezidansta, oğlunu, gelinini, torununu kaybeden Rahime Tosun ise herkesin depremin şiddetini söylediğini, kimsenin suçu üstlenmediğini kaydederek, “Madem kimse suçlu değil benim çocuklarım neden kumun içinden çıktı. Doğal ki sağlam yerden numune alınmayacak. Etrafındaki binalar sağlamdı, bu bina niçin saniyesinde çöktü. Kimse suçlu değilse, suçlu kim” dedi.
“Beyefendiler mahpusta memnun değil, bizim sevdiklerimizin cenazesi bile yok”
İki gün enkazda kalan kardeşi ve yeğenini kaybeden Cemile İncili, şöyle konuştu:
“Orta blok saniyede yıkıldı, hiç direnemedi. Madem bu kadar sağlamdı, nasıl saniyeler içinde yıkıldı? Bize raylı sistem denilerek satıldı bu binalar. 6’ncı katta var ama 12’nci katta yoktu raylı sistem. Kasten öldürmekten en ağır ceza verilsin. Beyefendiler mahpusta memnun değil, en azından cenazelerini aldılar, sevdiklerini görüyorlar. Bizim sevdiklerimizin bir cenazesi bile yok”
Duruşmada, kontrol elemanı Önder Artun’un sağlık meseleleri nedeniyle tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların tutukluluk haline devam kararı verildi. Bir sonraki duruşma 24 Ocak’ta görülecek.
Cemile İncili: “Tahliye kararı bizi üzdü, adalete güvenmek istiyoruz”
Adliye çıkışı konuşan rezidansta yakınını kaybeden Cemile İncili, kontrol elemanı Önder Artun’un tahliye edilmesine tepki gösterdi. “Kasten öldürmekten” yargılamanın yapılması gerektiğini vurgulayan İncili şunları söyledi:
“Bir kişinin tahliye olması bizi çok üzdü. Hiçbirinin tahliye hakkı olmamalı. Bu kadar can kaybolmuşken, hepsi de ufak mazeretlerle, ‘benim yetkim yok’ diyerek, üzerlerinden atıyorlar. Peki kim suçlu. Binayı yaparken imza atılırken ‘yetkim yok’ demediler, şimdi ceza alacakları zaman ‘Yetkimiz yok’ diyorlar ve tahliye istiyorlar. Bir kişiye de tahliye kararı çıktı. Hastalığını mazeret ederek, zor koşullarda kaldığını, bakıma muhtaç olduğunu söyledi. Kendisi hapishanede yaşayamazken bizim canlarımız enkaz altında kaldı. Gidecek bir mezarı olmayan 59 kişi var. 59 kişi mezara dahi gidemezken, kendileri rahat rahat mahpusta yaşadığı halde tahliye kararı istiyorlar. Adalete güvenmek istiyorum, sesimizin duyulmasını istiyorum. Bu kadar ucuz, affedici olunmaması lazım. En ağır cezayı almalarını istiyorum”
Günün öne çıkan haberleri… TIKLAYIN – Demirtaş’tan Bahçeli’nin açıklamasına destek istenmiş; “Erdoğan’a destek olarak görülecek bir açıklamaya imza atmam” TIKLAYIN – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın bulunduğu araç Ankara’da kaza yaptı Abdullah Öcalan’dan Bahçeli’nin davetine ilk karşılık: Koşullar oluşursa teorik ve pratik güce sahibim TIKLAYIN – Alaattin Çakıcı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile buluştu TIKLAYIN – TUSAŞ’taki terör saldırısında saldırganların kimliği belli oldu: PKK’lı Ali Örek ve Mine Sevjin Alçiçek TIKLAYIN – AKP’li Şamil Tayyar: “Öcalan çıkışı” devlet projesi değil, Devlet Bahçeli projesidir; MGK kararı yok, Erdoğan’ın haberi de yok TIKLAYIN – Murat Ehil: PKK’nın, Öcalan ile köprüleri atışına mı şahit oluyoruz? |
Cem Adrian’dan Picasso’ya: |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Tusaş’a Yönelik Terör Taarruzuyla İlgili Zımnilik Kararını İhlal Edenler Hakkında Soruşturma