DOLAR

33,9008$% 0.03

EURO

37,6352% -0.04

GRAM ALTIN

2.809,88%0,81

ÇEYREK ALTIN

4.610,00%0,88

TAM ALTIN

18.383,00%0,88

ONS

2.577,74%0,76

BİST100

9.685,49%1,73

Akşam Vakti a 19:20
Bursa HAFİF YAĞMUR 28°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 33,9008

EURO 37,6352

ALTIN 2.809,88

BİST 100 9.685,49

Akşam 19:20

28°

Sadece Bir İş Yeri Draması Değil: The Bear

ad826x90

‘The Bear’, ilk dönemiyle hayatımıza girdiğinde, çağdaş televizyonun vazgeçilmezlerinden biri olacağı aşikardı. Dizi, hem karakterleri hem olay örgüsü hem de içsel çatışmalarıyla duygusal ve görsel anlamda çok zengin. Basit ama etkileyici bir şekilde, bir restoran mutfağında geçen gayretleri, kusurları ve iş yeri dramını epey iyi yansıtıyor.

İkinci dönem, bu başarıyı devam ettirip suratını artırarak izleyicisine daha fazla heyecan sundu. ‘The Bear’, ana öyküsünü sürdürürken karakterleri alışılmadık imtihanlarla karşı karşıya bıraktı ve restoranı sanatsal bir yaratım metaforu olarak kullandı. Özellikle ‘Friends and Family’ kısmı, restoranın büyüyen zorluklarının üçüncü dönemin ana konusu olacağını ima etti.

Ancak üçüncü dönem, beklentilerin tersine, daha büyük ölçekli öyküler yerine, daha kişisel ve detaylı kıssalara odaklanıyor. Bu dönem, kamera her bir karakterin ruhsal derinliklerine inmeyi hedefliyor. Bu, ‘The Bear’ı sadece bir iş yeri draması olmaktan çıkarıp, insan olmaya, etten kemikten olmanın kırılganlığına dair bir çeşit farkındalık yüklüyor.

CARMY’NİN HARİKALIK ARAYIŞI

Üçüncü dönem, 31 dakikalık unutulmaz bir prömiyerle açılıyor. ‘Tomorrow’ isimli ilk bölüm, dizinin tonunu ve atmosferini belirleyen bahadır bir başlangıç niteliğinde. Dönemin açılış sahnesi, Carmy’nin manik ruh halinin izlenimci bir turuyla başlıyor. Bu sahne, karakterin iç dünyasını ve karşılaştığı zorlukları ayrıntılı bir şekilde keşfetmek için olağanüstü bir başlangıç sunuyor. Carmy, dairesinde pencereye doğru ilerlerken, Chicago’ya yaklaşan şafak ışıkları altında kaygıları azalmak yerine daha da artıyor. Başındaki fikirler ise onu sarmalamaya devam ediyor: Gerçekten bunlar yaşandı mı? Geri dönmem mi gerekiyor? Bu ilk kısımda diyalog epeyce sınırlı ve yaşanan acı dolu anılar, Nine Inch Nails’ın ‘Together’ isimli modülünün dokunaklı ritimleri ve Trent Reznor ile Atticus Ross’un büyüleyici müzikleri eşliğinde kısa kesitlerle anlatılıyor. Bu müzikal ve görsel uyum, dizinin karakter derinliğini ve atmosferini tam manasıyla yansıtmayı başarıyor.

Bu dönem da Carmy’nin hayatı hem mutfakta hem de duygusal dünyasında epeyce karmaşık. Kendisi sadece acı çekmiş biri değil, aynı zamanda hayli karmaşık bir karakter. Örneğin, menünün her gece değişmesi gerektiği konusunda ısrar ediyor ve bunun Michelin yıldızını kazanmak için önemli olduğunu düşünüyor. Ancak bu değişken menü, mutfak ekibi ve restoranın mali durumu için büyük bir kaosa yol açıyor. Carmy’nin bu ısrarının gerisinde, aslında içinde büyük bir umut taşıdığını görmek mümkün. Daha iyi olmak ve hislerini yemekleriyle ifade etmek için mücadele ediyor. Kalbindeki boşluğu mükemmellikle doldurabileceğini düşünüyor; çünkü bu, acı ve kaybının bir anlam kazanmasını sağlayacak diye umuyor. Ancak yanıldığı nokta tam da burası. Carmy’nin ölümcül kusuru, bu harikalık arayışının aslında anlama ve huzura ulaşmanın bir yolu olmadığını fark edememesi. Bu da hem kendisi hem de restoran için daima bir gerginlik ve karmaşa yaratıyor.

Dizinin bu döneminde farklı tonlar ve tempolar üzerine birçok deney yapılmış. Yaratıcı kurgu ve güçlü oyunculukların yanı sıra, derin insani dokunuşlarla da dikkat çekiyor. ‘Doors’ kısmı, restoranın günlük işleyişinin hızlı temposunu adeta bir kaos senfonisi olarak sunuyor. ‘Napkins’ kısmı ise Şef Tina’nın odak noktası olduğu bir bölüm. Liza Colón-Zayas, Tina rolünde parlıyor. Tina, kendine olan güveni ve güvensizliği arasında gidip gelen bir karakter ve bu dönem onun bu dengesizliğinin kökenlerini daha iyi anlıyoruz. Geçen dönemin Richie odaklı ‘Forks’ başyapıtıyla kıyaslanabilir bir derinliği var. Ayrıca, bu bölüm ünlü oyuncu Ayo Edebiri’nin ilk direktörlük denemesi olmasıyla da dikkat çekiyor. ‘Ice chips’ kısmında ise Sugar, doğuma yaklaşırken, fizikî acılara katlanmanın, annesi olmadan ebeveyn olmaya çalışırken aldığı risklerden daha mı zor olduğunu sorguluyor. Dönem boyunca yer alan pek çok an yüzlerde tebessüm oluşturuyor ama aynı zamanda bu karmaşık durumların neden bu kadar zor olduğuna dair sert gerçekleri de açığa çıkarıyor. Ayrıca dizinin zaman anlayışı da epey iyi işliyor. Hikaye, tipik bir olay örgüsünün suratında ilerlemiyor, hayatın doğal ritmiyle akıyor; bazen yavaş ve sakin, bazen de hızlı ve heyecan verici ama genellikle bu iki temponun karışımını sunuyor.

BAĞIMLILIKLAR

Dizinin etkileyici yanlarından biri de, bağımlılıkların insan hayatının akışını nasıl şekillendirdiğini ele alması. Bir kişinin hayatını sonlandıran vazgeçemeyişler, başka birinin hayatında silinmez izler bırakabiliyor. Mikey’nin artık hayatta olmayışı, Carmy’nin dünyasında harika olmalıyım gibi ulaşılması zor bir hedefi beraberinde getiriyor. Mikey’e duyduğu öfkeyi bastırmak ve yokluğuyla başa çıkabilmek için işine odaklanmaya çalışıyor. Bu sayede acıya bağımlı olmamak adına dünyevi şeylerle meşgul oluyor. Ancak Carmy’nin bu tutkusu zamanla yıkıcı bir iş bağımlılığına dönüşüyor. Bu trajik döngü, kaçtığın şeye yakalanma olgusunu ve aşırılığın patolojisini hassas bir şekilde ortaya koyuyor.

Peki Carmy gerçekten mutlu olabilir mi? Herhangi bir mükemmeliyetçi bunu başarabilir mi? Gayelerine ulaşmak için ne kadarını feda etmek zorunda? Bu sorular Carmy’nin seyahatinin tam kalbinde. Yol boyunca bazı önemli ipuçları ve tahminen de kesin yanıtlar bulacak. Bu anlamda 3. dönem, biraz geçiş dönemi gibi hissettirse de, 4. dönem için heyecanı artırmayı başarıyor.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Müzelerde Hiçbir Şey Körlere Göre Değil: ‘Eserlere Dokunmak İstiyorum’

HIZLI YORUM YAP