34,5074$% 0.03
36,2159€% -0.12
2.980,60%0,64
5.077,00%0,66
20.246,00%0,68
2.688,96%0,66
9.367,77%3,72
Uzun ömürlü olmak, son periyotta herkesin hedefi haline geldi. Ancak sadece uzun ömürlü olmak yeterli değil. Asıl hedef hem fizikî hem de zihinsel anlamda sağlıklı olup uzun yaşamak. Çünkü ilerleyen yaş, demans gibi hastalıkları da beraberinde getiriyor. O nedenle araştırmacılar, bir yandan insan ömrünü uzatıp bir yandan beynin genç kalmasını sağlamanın yollarını arıyor.
ABD’li nöroloji uzmanı Dr. Dean Sherzai’de o araştırmacılardan biri. Eşi Ayesha ile birlikte “Beyin Doktorları” olarak tanınan Sherzai, nörodejeneratif hastalıkların önüne geçmek için var gücüyle savaşan uzmanlardan.
Geçtiğimiz günlerde Business Insider’a konuşan Dr. Sherzai, “Beynimizin yaşlanmasını önlemek için yapabileceğimiz en temel şey nedir?” sorusunu, bu alandaki favori araştırmasını anlatarak yanıtladı.
“SADECE YEŞİL EKLEYİN”
Dr. Sherzai’nin bahsettiği araştırma, 2018 yılında ABD Ulusal Yaşlanma Enstitüsü tarafından gerçekleştirildi. Araştırma kapsamında Chicago ve çevresinde yaşayan 900’ün üzerinde ileri yaştaki yetişkinin beslenme sistemleri incelendi ve çok çarpıcı sonuçlar elde edildi.
Buna göre ıspanak, karalahana, pazı, marul gibi yeşil yapraklı sebzelerden günde bir-iki su bardağı kadar tüketenlerin beyinleri, aynı yaşta olup bu zerzevatları tüketmeyenlere kıyasla 11 yaş daha gençti. Dr. Sherzai, beyni genç tutmak için yapılabilecek şeyi, “Sadece beslenmenize yeşil ekleyin” kelamlarıyla özetledi ve ekledi:
“Bir yerden başlamak istiyorsanız, midenizde çok fazla yer olmadığını da düşünürsek beslenmenize iki porsiyon yeşillik ekleyebilirsiniz. Bu sayede yaşlanmayla alakalı hastalıkların birçoğunun belirtisi olan inflamasyonu, oksidasyonu, glikoz disregülasyonunu ve lipit disregülasyonunu kayda kıymet oranda azaltabilirsiniz.”
Beyin sağlığını güzelleştirdiği iddia edilen desteklerden medet ummanın çok kolay ve çekici göründüğünü de sözlerine ekleyen Dr. Sherzai, “Ancak uzun yıllardır yaptığım çalışmalarda şunu gördüm: Bilişsel sıhhatimizi düzeltmenin en etkili yolu klasik çözümler” dedi.
Yenilik merakının insanları yanlış yönlendirebildiğini, yeşil yapraklı sebzelerin mucizevi yararlarını görmemize engel olduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Sherzai, “Beyniniz için aradığınız sihirli değnek, muhtemelen parlak yeşil yapraklı sebzelerin büyümesini sağlayan besin maddeleridir” diye konuştu.
KLOROFİLİN GÜCÜ ADINA…
Yeşil yapraklı zerzevatları yediğimiz zaman, klorofil adı verilen bir yeşil pigment molekülünü de bedenimize almış oluyoruz. Bitkilerin fotosentez sürecinde önemli rol oynayan klorofil, en basit sözle güneş ışınlarını yakalayıp bitkinin büyümek için ihtiyaç duyduğu güce dönüştürüyor.
Klorofilin renginin yeşil olmasının sebebi, güneşten gelen kırmızı ve mavi ışığın bitkiler tarafından emiliyor olması. Geriye kalan yeşil ışık ise yansıtılıyor ve insan gözü bunu yeşil renk olarak görüyor.
Yeşil klorofil molekülleri, demir, magnezyum, azot gibi besin maddeleri açısından çok zengin. Bu maddeler hem bitki sağlığı için hem de insan sağlığı için büyük önem taşıyor.
Sağlıklı yaşam ürünleri satan birçok marka, bu kombinasyonu çeşitli desteklerle ve klorofilli su gibi eserlerle piyasaya sürmek için çalışmalar yürütüyor. Ancak klorofil, yapısını uzun süre koruyabilen bir madde değil. Bu nedenle söz konusu eserlerin imalat sürecinde magnezyumun azaltılması, yerine bakır ya da çinko gibi başka metallerin eklenmesi gerekiyor. Bu da uzmanların, klorofilli eserlerin, doğal klorofille aynı faydaları sağlayıp sağlamadığı sorusuna kuşkuyla yaklaşmasına neden oluyor.
Şüpheye yer bırakmayan bir şey varsa o da klorofili doğal yollarla almanın yani yeşil yapraklı sebzeler tüketmenin tüm desteklerden daha faydalı olması…
KLOROFİLİN KENDİSİ DEĞİL YAPI TAŞLARI
Öte yandan California Üniversitesi’nden araştırmacı Troy Magney, Business Insider’a yaptığı açıklamada, “Klorofil kendi başına o kadar faydalı olmayabilir” derken, klorofil desteklerinin tesirine dair çok fazla güvenilir araştırma bulunmadığını belirtti.
Magney, insanlara yarar sağlayan asıl şeyin, yediğimiz yeşil yapraklı sebzelerde bulunan klorofil moleküllerinin kimyasal “yapı taşları” olduğunu belirtti.
Gerçekten de klorofil molekülünü oluşturan çeşitli unsurların birçoğu insan sağlığına önemli yararlar sağlıyor. Magney, “Demir, magnezyum, azot, besin maddeleri gibi şeylerin hepsi, klorofil için gerekli” diye konuştu.
Magnezyum; kaslarımız, hudutlarımız, kemiklerimiz ve kan şekerimiz için çok kritik bir element. Buna rağmen araştırmalar, her iki kişiden birinin gereğince magnezyum almadığına işaret ediyor. Demir, teneffüsle aldığımız oksijenin tüm bedenimize ulaşmasında önemli rol oynuyor. Azot ise büyümemize yardımcı oluyor; beynimizin ve bağışıklık sistemimizin güçlü kalmasını sağlıyor.
Yeşil yapraklı sebzeler; K vitamini, folat, lütein, betakaroten gibi önemli besin maddeleri açısından da çok zengin. Araştırmacılar tamamı klorofil moleküllerinde bulunabilen bu besin hususlarının, bir araya geldiğinde beynimizi hami etkileri olduğunu düşünüyor. Dahası bu besin maddeleri, inflamasyonun önlenmesi, gözlerin daha iyi görmesi ve DNA’nın korunmasında da kritik role sahip.
NE KADAR KOYU O KADAR İYİ
Dr. Sherzai, ıspanak, karalahana gibi koyu yeşil yapraklı zerzevatları her fırsatta bol bol tüketmek gerektiğini belirterek, “Yeşilin rengi ne kadar koyu olursa o kadar iyi” dedi. Bunun sebebi yeşil yoğunlaştıkça bitkinin içeriğinde bulunan klorofil ölçüsünün da artıyor olması… Bu da her lokmada daha fazla besin maddesi alımı anlamına geliyor.
Magney, “Daha fazla klorofil üretmek için daha fazla besin maddesine ihtiyaç var. Bu da bu bileşiklerin yapraktaki yoğunluğunun artması anlamına geliyor” diye konuştu.
Öte yandan bitkileri mümkün olduğunca taze tüketmek de çok önemli. Yeşil yapraklı sebzelerin sararıp solması, büyüme evresinde ürettikleri yeşil klorofilin en azından bir kısmını kaybettiklerini gösteriyor.
California Üniversitesinde bitki biyolojisi alanında çalışan Dr. Amber Flores, “Aslında o sarı pigmentler bitkinin yapısında daima var ancak klorofillerin yoğunluğundan dolayı sarıları göremiyoruz. Yaprak ölmeye başladığında klorofil de ayrışmaya başlıyor. O noktada sarıların öne çıktığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“NASIL SEVİYORSANIZ ÖYLE YİYİN AMA YEMEYE DEVAM EDİN”
Aslında sararan yapraklar da gözlere çok yarar sağlayan karotenoid pigmentleri içeriyor. Ancak genel anlamda, solan yaprağın besin bedelinin gitgide azaldığını söylemek mümkün. Bu nedenle yeşil yapraklı zerzevatları taze taze tüketmek çok gerekiyor.
Yeşil yapraklı sebzelerden daha fazla faydalanabilmek için zeytinyağı da önemli bir yardımcı. Zeytinyağında bulunan yağ asitleri, bitkinin içinde bulunan besin unsurlarının emilimini artırıyor.
“Ne kadar koyu o kadar iyi” dense de göbek marul gibi daha açık renkli yeşil yaprakların yararını da yok saymamak gerekiyor. Flores, “Birçok kişinin özellikle göbek marula, su muamelesi yaptığının farkındayım. Ancak bunun marulun hakkını yemek olduğunu net bir biçimde söyleyebilirim” dedi.
Marul katmanlı bir top halinde büyüdüğünden özellikle iç kısımlarının ıspanak ya da karalahana kadar güneş görmediğini, bu nedenle klorofil ölçüsünün düşük olduğunu vurgulayan Flores, “Yine de hatırı sayılır miktarda mineral ve lif içeriyor. Evet, diğer yeşil yapraklılar kadar pigment içermiyor ama bir kez daha söylüyorum: Marul yemek de çok değerli ve marulu birçok öğüne kolayca dahil edebilirsiniz. Nasıl seviyorsanız öyle yiyin ama zerzevat yemeye devam edin” ifadelerini kullandı.
Business Insider’ın “The 1 food you should eat for brain health — and why you can’t replace it with supplements” başlıklı haberinden derlenmiştir.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Gelinim Mutfakta Sunucusu Kim, Neden Değişti? Gelinim Mutfakta Yeni Sunucusu Aslı Hünel Kimdir, Kaç Yaşında, Nereli?