34,5784$% 0.28
36,3028€% 0.18
2.993,26%1,07
5.086,00%0,37
20.285,00%0,54
2.695,01%0,88
9.367,82%0,00
Kent Uzlaşı’sıyla CHP’den belediye başkanı seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyım atanmasının ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) yönetimindeki Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine de kayyım atandı. Atamalara başta halk olmak üzere siyaset dünyasından çok sayıda kişi tepki gösterdi.
M.A’da yer alan habere göre;Sanatçılar, Nur Sürer, Orhan Aydın, Lale Mansur, Suavi ve Orhan Alkaya da kayyım uygulamalarına tepki göstererek uygulamaya sessiz kalınmamasını istedi.
SÜRER: CANIM ÇOK SIKKIN
Belediyelere kayyım atanmasının gelinen basamakta bir spor haline dönüştüğünü belirten Nur Sürer, “Esasında bu beklenen bir şeydi. Çünkü bu hükümet için, belediye seçimlerinden sonra Kürt vilayetlerinde kayyım ataması gerçekten bir spor haline geldi. Halkın seçtiği bir insanı sen kendi başına nasıl görevden alırsın. Yine bu valilerde ne kadar meraklıymış belediye başkanı olmaya. O zaman seçimlere girip belediye başkanlığına aday olsalarmış. Batılı bir ülkede yıllarca insanların başına gelmeyecek olaylarla biz günde otuz beş kez karşılaşıyoruz. 12 Eylül faşizmi bizim için berbat bir şeydi, ama biz Kenan Cihan denen faşistin olduğu 12 Eylül döneminde dahi sokakta eylem yapıyorduk. Yani bu ülkeyle sıkıntısı olan bir sanatçı olarak çok üzgünüm ve canım çok sıkkın artık” ifadelerini kullandı.
Ses çıkarılmaması halinde kayyım uygulamasının devam edeceğine dikkati çeken Sürer, “Yani daha yakın bir zamanda Esenyurt’ta Kürt belediye başkanı tutuklanıp yerine kayyım atandı ve bence İstanbul’da daha birçok belediyeyi gözünü kestirip ‘Ne konuşmuş, ne etmiş, 10 sene önce kiminle konuşmuş’ şeklinde araştırmalara başlamışlardır bile. Aslında bir yanıyla amaç İstanbul’da İmamoğlu’na uzanmak. Demokrasiye inanan bir insan olarak bir reaksiyonun olması şart diyorum. Çünkü seçilmiş bu insanlar ve sizin adaylarınızdan kat kat fazla oy almışlar. O zaman sen il veya ilçedeki insanları nasıl yoksun bırakabilirsin. Umarım bu yanlıştan bir an önce dönülür” diye konuştu.
AYDIN: O ZAMAN DURDURABİLİRDİK
Kayyım siyasetini faşizm olarak tanımlayan Orhan Aydın, “Esenyurt’ta başlayan ve bir sürek avına dönen bu uygulama bir an önce son bulmalıdır. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye liderleri misyonlarını yapmalıdırlar. Kayyımın neyi amaçladığı çok açıktır: Kayyım faşizmdir. Kayyım atamayla ilgili Kanun Kararında Kararname ilk çıktığı zaman ona itiraz etmeyen, onu Anayasa Mahkemesi’ne götürmeyen CHP, kayyum denen bu faşist uygulama kendisine yöneltilince ayağa kalktı. Daha önce 65 il ve ilçeye kayyum atandı bu ülkede. Keşke ilk bu kayyumlar atandığında sesimizi yükseltseydik ki o zaman bu uygulamayı durdurabilirdik” şeklinde konuştu.
Van’da devreye konulmak istenen ancak halkın direnişiyle geri çekilen kayyım adımına işaret eden Aydın, aynı duruşun bugün de ortaya koyulması gerektiğini vurgulayarak, “Van halkının o günkü kayyım uygulamasına karşı duruşunu ayağa kalkarak alkışlamıştık tüm ülkede. Aynı şeyleri yapmak gerekiyor. Van halkının gösterdiği ve yine ülkede insanların gösterdiği dayanışmayı ortaya koymak gerekiyor. Çünkü ortada açıkça bir dayatma var ve bu 21’inci yüzyıl dünyası ve Türkiye’sine hiç yakışmıyor” diye belirtti.
MANSUR: KORKUNÇ BİR SÜREÇ İÇERİSİNDEYİZ
Kayyım siyasetleriyle bir arada ülkede son devirde yaşanan olayların izahı olmadığını söyleyen Lale Mansur, “Bir yanıyla Kürt olduğu için tutuklanan insanlar varken diğer yanıyla Abdullah Öcalan’ın Meclis’e getirilmesi tartışması arasında hiçbir tutarlılık ve inandırıcılık yok. Bu bir demokrasi uygulaması değildir. O zaman niçin seçim yapılıyor ki? Ne adalet ne hukuk, herhangi bir şey kalmadı. Kayyım atamaları, kadın ve hayvan katliamları, bebek çetesi, enflasyon gibi sorunların yüzde biri uygar bir ülkede olsa ne bakan kalırdı ortada ne başka bir şey. Yani hiçbir şey işlemiyor. Korkunç bir süreç içerisindeyiz ve bu böyle sürdürülemez” diye kaydetti.
Yaşananlarda CHP başta olmak üzere muhalefetin de büyük bir payı olduğunu vurgulayan Mansur, şöyle devam etti: “Nihayet CHP kayyım atamasının ne olduğunun farkına vardı, ama Güneydoğu’da ilk kayyımlar atandığında daima birlikte bağırsalardı bugüne gelmeyecektik esasen. Ama bunun sürdürülemez olduğunu biliyorum. Buradaki teme iş partilere düşüyor. Tahminen de hepsinin Meclis’i terk etmesi gerekebilir.”
SUAVİ: DEMOKRASİNİN MERKEZİNE SIKILMIŞ KURŞUNDUR
“Kayyım demokrasinin merkezine sıkılmış bir kurşundur” diyen Suavi, şunları söyledi: “Seçilmiş insanların demokrasinin genel prensipleri gereği atanmış beşerlerle adeta takas edilircesine mevki değişimine itirazım var ve bunu kabul etmemiz mümkün değil. Kayyumun istisnai halleri kanunla belirlenmiş olsa dahi günümüzde özellikle son 10 yıl itibariyle bakıldığında adeta bir yönetim biçimine dönüştü. Hal böyle olunca da sandığa gitmenin, oy kullanmanın demokrasi kültürü üzerinden vatandaşlara seçme hakkının sabote edildiğini söyleyebiliriz. İçişleri Bakanlığı kanuni olarak kendi yetkisini kullandığını vs. söyleyip bir şeye dayandırdığını söylüyor olabilir, ama önemli olan görevden alınanın yeri kimin göreve başlatıldığıdır. İşte bu noktada diğer seçilmiş insanların meclisi yan yana toplayarak yeniden seçilmişlerin içerisinden bir başkan seçmeleri mümkün iken liderlerin görevden alınmalarının hemen ardından oraya bazı insanların atanmış olması, diğer seçilmişlerin de güvenilmediği ya da güvensizliği noktasında bir çelişkiyi de beraberinde taşımaktadır. Sadece başkan değil, belediye meclisinde oturan herkes seçilerek geldiği için onların arasında demokratik anlamda bir başkan seçilmesi dururken tüm bunları elinin karşıtıyla iten bir anlayış. İşte tam da işaret etmek istediğim budur.”
Suavi, kayyım uygulaması ve yaşanan diğer sorunların tahlilinde barışa ihtiyaç olduğunu belirterek bu taleplerin halklar tarafından yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi.
ALKAYA: HAKKIMIZI KORUMAK ZORUNDAYIZ
Kayyım siyasetlerinin halk iradesine dönük bir gasp olduğunu söyleyen Orhan Alkaya ise,”Belediye liderlerinin ‘masumiyet karinesi’ hakkını olduğu kadar, belediye meclislerini, dolayısıyla seçmeni yok saymaktır. Anayasa, yasalar ve içtihatların sistemli olarak ihlal edilmesi karşısında kanıksamama hakkımızı kararlılıkla korumak zorundayız” dedi.
(MEZOPOTAMYA AJANSI)
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Sivas’taki Bu Mezarlık Başkalarından Çok Farklı! Görenler Tekrar Tekrar Dönüp Bakıyor: Hikayesi Yürek Burktu