DOLAR

36,6189$% 0.08

Created with Highcharts 8.2.208:0008:3009:0009:3010:0010:3011:0011:3012:0012:30
EURO

39,8619% -0.03

Created with Highcharts 8.2.207:3008:0008:3009:0009:3010:0010:3011:0011:3012:00
GRAM ALTIN

3.468,28%0,49

Created with Highcharts 8.2.208:0008:3009:0009:3010:0010:3011:0011:3012:0012:30
ÇEYREK ALTIN

5.694,00%0,00

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
TAM ALTIN

22.711,00%0,04

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
ONS

2.943,06%0,35

Created with Highcharts 8.2.208:0008:3009:0009:3010:0010:3011:0011:3012:0012:30
BİST100

10.714,91%1,27

Created with Highcharts 8.2.207:3008:0008:3009:0009:3010:0010:3011:0011:3012:00
İmsak Vakti a 02:00
Bursa KAPALI 22°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 36,6189

EURO 39,8619

ALTIN 3.468,28

BİST 100 10.714,91

İmsak 02:00

22°

Selahattin Demirtaş: Yeni Paradigma; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürtlerin de Devletidir

ad826x90

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yeni çözüm sürecine ilişkin yeni paradigmanın “Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürtlerin de devletidir” şeklinde ortaya çıktığını söyledi. 

Selahattin Demirtaş, qad.institute için kaleme aldığı köşe yazısında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin çağrısı ve tarafların sahiplenmesiyle gelişen yeni çözüm sürecine ilişkin olarak görüşlerini paylaştı. Sıkıntının tarihî sürecine ve cumhuriyet dönemindeki Kürt isyanlarına değinen Demirtaş, gelinen noktada her iki tarafta da paradigma değişikliğine ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Yeni paradigmayı, “Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürtlerin de devletidir” diye ortaya koyan Demirtaş, şunları yazdı:

“Sonuçları tüm Orta Doğu’yu ve önümüzdeki yüz yılı etkileyecek büyük bir barışa doğru adım adım gidiyoruz ama herkes temkinli.

Önümüzde önemli bir seçim ve anayasa değişikliği mümkünlüğü var. Siyasi ittifaklar, kutuplaşmalar ve siyasi hesaplar nedeniyle de taraflar birbirlerine güvenmiyor. Bu da güncel neden.

Hiç kimsenin adına konuşma hakkım yok. Ancak “paradigma değişikliği” ile neyin kast edilmiş olunabileceğini yorumlama hakkım var. Şimdi müsaadenizle, bu hakkımı kullanarak kendi görüşlerimi olabildiğince sade şekilde sizlerle paylaşmak istiyorum.

Geçen yüzyılın başında Anadolu’daki Müslüman halkların ortaklaşa yürüttükleri Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan yeni cumhuriyet Kürtleri dışlayınca, Kürtler buna tepki olarak isyan hareketlerine giriştiler. 1925’teki Pir Said isyanından, son isyan PKK hareketine kadar irili ufaklı 20’den fazla isyanla kendi idarelerini, devletlerini kurmaya çalışan Kürtler, bunda başarılı olamadılar.

Bu süre boyunca devlet de tümüyle bir “Türk devleti” şeklinde inşa edildi, güçlü ve büyük bir devlete dönüştü. Kürtler kendi bağımsız devletlerini kuramadılar ama asimilasyona, yok edilmeye karşı da direnip ayakta kalmayı başardılar. Ortadan yüz yıl geçti ve Kürtler çeşitli nedenlerle Trakya’dan Anadolu’ya her kente, her ilçeye dağılıp yerleştiler, buraları yurt edinecek kadar “yerli” hale geldiler.

Devlet de bu yüzyıl içinde, Kürt coğrafyası dahil olmak üzere Türkiye’nin en ücra köşesine kadar kurumsal varlığıyla girdi, yerleşti. Bazen zoraki, bazen mecburi, bazen istekli şekilde işleyen bu iç içe geçme hali öyle bir duruma geldi ki, artık Kürtleri Türklerden ve devletten, devleti de Kürtlerden ve Türklerden ayırmak, ayrıştırmak imkansızlaştı. Bu demografik, kültürel, ekonomik ve siyasi iç içe geçme durumunu Suriye, İran ve Irak’ta göremezsiniz. Oralarda hala bölgesel bir homojenlik söz bahsidir. Oysa Türkiye sosyolojisi, bu tarafıyla diğer üç ülkeden açık şekilde farklılık gösteriyor.

Şimdi gelinen kademede küresel ve bölgesel risklerin de sıcaklığıyla ve bu tarihî, sosyolojik gerçeklerin ışığında yeni bir paradigmaya ihtiyaç olduğu mutlaktır. Eskiyi tekrarlamakla artık Kürt de Türk de nefes alamıyor, kan ve can kaybetmeye devam ediyor. Yüz yılın alışkanlıklarını, şablon ve tabularını yıkmak kolay değil. Hele ortada iki taraftan da yitirilmiş bu denli değerli can varken “yeni bir paradigma” ile ortaya çıkmak yürek, feraset ve irade gerektirir. Ama hamasetimizi ortaya koyamazsak bu girdaptan asla çıkamayacağız, birbirimizi tüketirken küresel emperyalizmin değirmenine su taşımaktan da kurtulamayacağız.

İşte Öcalan ve Bahçeli, bu yüreği ortaya koyarken büyük risk almaktan da çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu iradenin gerisinde durarak risk alıyor ve çözüme öncülük etmekten geri durmuyor. Aynı şekilde, Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı Özel de tüm şerhleriyle birlikte tahlilin parçası olmaktan çekinmiyor.

Her ne kadar mahpusta de olsak, çok kısıtlı imkanlara rağmen bize düşen de barış için çalışmaktır. Barışın hoşluğuna inanarak, birbirimize güvenerek ve en güçlü şekilde ardında durarak gereğini yapmaktır.

Şimdi, bu yeni paradigmanın özüne değinip mevzuyu netleştirelim.

Kürtler kendi ayrı devletlerini kuramadılar, Türkiye’nin her yerine yerleştiler, Türkiye’ye entegre oldular. Devlet de Kürtleri eritemedi. O halde Kürtlerin devlet talebini, devletin de bölünme korkusunu ortadan kaldıracak yeni paradigmanın en açık kavramsal içeriğini ortaya koyalım:

Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürtlerin de devletidir.

“Zaten öyle değil mi?” diyen Türklerin ya da “Bu asla mümkün olmayacak.” diyen Kürtlerin itirazlarını anlamaya çalışarak şunları eklemeliyim: Kürtler de kendi kimlikleri, lisanları, kültürleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf yurttaşı, sahibi olacaklar. Geçmişteki gibi lisanlarını, kimliklerini saklamak zorunda kalmadan, fişlenmeden, ayrımcılığa uğramadan, korkmadan ve Kürt olarak, Kürt kalarak Türkiye Cumhuriyeti devletine entegre olacaklar. Bu hususlarda aslında önemli aralar de kat edildi.

Birçok Kürt’e bugün için yaralar ve acılar hala sıcakken inanılmaz geliyor olsa da yeni paradigma budur ve her Kürt artık duygu, düşünce ve eylem seviyesinde kendini buna hazırlamalıdır. Türk kardeşlerimiz de kaygılanmak yerine tüm güçleriyle bu sürece sahip çıkmalıdırlar.

Devlet de artık tekçi resmi ideolojiyi tümden bir kenara atarak Kürtlere tüm kapıları sonuna kadar açmalı; Kürtlerin diline, kültürüne, kimliğine hürmet duymalı, bunları anayasal ve yasal garanti altına alarak eşit yurttaşlık temelinde entegrasyona zemin yaratmalıdır.

Benim yeni paradigmadan anladığım budur, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin gerisinde durduğu irade de Özel’in “Kürtlere devlet vaat ediyorum.” söylemi de Öcalan’ın çağrısı da budur.

Bu nedenle Öcalan kesin ve kararlı bir halla PKK’ye kendini feshetme çağrısı yapmaktan çekinmedi. Çünkü insan kendi devletine silah sıkmaz, sıkmamalı. Devlet de kendi asli yurttaşına ayrımcılık, zulüm yapmaz, yapmamalı. Cezaevlerini tıka basa doldurmamalı, kapıları bir an önce açmalı.

Yeni Türk – Kürt ittifakı bu temelde şekillenip gelişecek ve bu yeni durum Suriye, Irak ve İran Kürtlerini de olumlu etkileyecek. Artık hiçbir Kürt, bulunduğu devletin de Türkiye’nin de karşıtı, düşmanı, tehdidi olmayacak. Türkiye gibi büyük ve güçlü bir devlet de temelinde bütün Kürtlerin devleti olacak.

Bölgesel istikrarın, barışın, emperyal oyunları boşa çıkarmanın artık tek yolu budur. Suriye, Irak ve İran’da Kürtlerin hakları gelişecekse bu, Kürt – Türk ittifakıyla, Türkiye’nin dostluğunda ve garantisinde olacak. Bu durum, Türkiye’yi de Kürtleri de Türkleri ve tüm bölge halklarını da büyütecek, güçlendirecek.

Artık kalıpları, ezberleri, endişeleri yıkarak yeni olana doğru daima birlikte ilerleyeceğiz. Herkes buna hazır olmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir, nokta. Bu anlamda Cumhuriyeti demokratikleştirme görevi de hepimizindir, nokta.

Gerisini el birliğiyle, gönül birliğiyle adım adım daima birlikte inşa edeceğiz çünkü artık silah, kan, acı ortadan çıkmıştır. Önümüzdeki tek engel, eskiye olan bağımlılığımızdır; onu da hamasetle, yeni olana evrilteceğiz.

Barışla hepimiz, daima birlikte kazanacağız.

Son olarak;

Öcalan’ın davetinin ardından yaşanan tartışmalara bir de bu pencereden bakalım ama bunların benim kişisel görüşüm olduğu da akıldan çıkarılmasın lütfen.

Şart var mı? Çağrı metninde şart yok ama karşılıklı gereklilikler var. Yani un var, yağ var, şeker var ama helva yapmak için tencere, kaşık, ocak da gerekir. Bunlar helva yapmanın şartı değil, gerekliliğidir. O halde silahların nasıl ve nerede bırakılacağı, silah bırakanların hukuki, siyasi durumlarının ne olacağının netleştirilmesi gerekir. Bunun için hukuki ve siyasi bir adım atılması, işin tabiatının gereğidir.

Öcalan PKK kongresine şahsen katılacak mı?

“Katılın.” deseniz bile Öcalan bu şartlarda Kandil’e gitmez. Günümüz iletişim tekniklerinin sağladığı imkanlarla PKK kongresine mesaj gönderecektir. Ama bu sırada, İmralı’ya avukat ve heyet ziyaretlerindeki sınırlama kalkmış olmalı elbette.

Türkiye bölünmeye mi gidiyor?

Hayır, tam tersi oluyor. Demokrasisi, iktisadı, huzuru ve refahı daha da büyüyecek bir Türkiye ihtimali doğuyor.

Türkler ve Kürtler neden aynı anda seviniyorlar?

Doğru ya, yüz yıldır aynı anda sevinip aynı anda üzülmeyi unuttuğumuzdan bu durum bazılarını iyice işkillendiriyor. Oysa bu süreç tam da budur; aynı anda kazanacağız, birlikte daha güçlü olacağız. Tahminen “tek millet” değil ama “bir millet” olacağız. Tıpkı nar gibi; sert kabuğumuz bizi dışa doğru korurken içeride nar taneleri gibi yan yana, uyumlu ve çok olacağız: birliğin içinde çokluk.

Bitirirken;

Hiçbir kademede anayasa değişikliği, seçim, ittifak gibi bahislerde tek kelime bile konuşulmamış, bunun pazarlığı edilmemiştir.

Bununla birlikte, demokrasinin temel unsurlarını referans alarak DEM Partinin de herkesle görüşme, siyasi ve seçim iş birlikleri yapma hakkı vardır, bu hak yasaldır, anasının ak sütü gibi de helaldir. Bunun için kimseden izin almasına da gerek yoktur, olmayacaktır.

DEM Parti demokrasi, insan hakları ve temel özgürlüklerden taviz verecek bir parti değildir. Dolayısıyla tüm görüşme, uzlaşma ve ittifakları da bu temelde şekillenir.

Yani demokrasi çabası, arayışı ve inşası elbette kesintisiz sürecek çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletini demokrasiyle taçlandırıp ikinci yüz yılında daha da büyütmek hepimizin misyonudur.

Devleti birlikte kurduk, birlikte büyütüp birlikte yönetip birlikte demokratikleştireceğiz. Bu nedenle Türk’e, Kürt’e, tüm topluma sesleniyorum: Korkma! Barış.

Kaybettiğimiz tüm evlatlarımızın, şehit ve gazilerimizin anılarına bağlı kalarak birlikte kazanalım.”

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

10 Soruda Siber Güvenlik Kanunu: Denetim Süreçleri Ne Olacak, Kriterler Nasıl Belirlenecek, Cezai Yaptırımı Ne?

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.