34,3400$% -0.06
36,3448€% -0.01
2.824,90%-0,64
4.804,00%-0,55
19.214,00%-0,55
2.555,96%-0,68
9.300,30%0,80
İsyanın, dayanışmanın ve arayışın romanı; tekinsiz bir tecrübenin müziği, aşikar bir sırrın ifşası gibi çınlıyor ‘Bento’nun Tuhaf Huyları’. Ömrü taçlandırma eforuyla lanetlenmiş olanların sığındığı bir “Şeref Dağı”na yürür gibi okudum ‘Bento’nun Tuhaf Huyları’nı. Sevgili dostum Suat Hayri Küçük’ün düş(ün)sel evreninden çıkan ve içimizde bir yerlere dokunan tuhaf bir roman. Bu romanı anlamak biraz da kendimizi anlama, arama ve hatırlama tecrübesine dönüşüyor. Bento karakterini dışarıdan görmek, ona dair başkasıymış gibi konuşmak neredeyse imkansız; çünkü Bento’nun anarşist ruhu, politik hali, içsel hesaplaşmaları, uyumsuzluğu ve tekinsiz huyları öyle tanıdık, bildik bir hisle örtüşüyor ki, uzunca vakittir hayatımızda olan biriyle karşılaşmış gibi oluyoruz.
Bento, çoğumuzun fark etmeden yaşadığı ama bizim defalarca üstüne kafa patlattığımız o derin ayrımı sorguluyor: Hayatta kalmak ve gerçekten yaşamak arasındaki fark! Bu hikaye, bireyin kendi karanlığına teslim olmadan, kendinden sapmaya karşı direnişin tutuşturduğu yangınlardan, sönmeye meyletmiş ateşin küllerinden doğma gayretini onurlandırıyor. Bento’nun yükü ağır. Bu yükü birlikte taşıdık bazen, hatta bazen bu yükü omuzlarımızda apoletleştirdik inatla. Bir yükü kanatlaştırmanın etik, politik, estetik biçimlerini peydahladık gündelik yaşamın dümdüz bilgisiyle yetinmeyerek. Bento, burjuva aklın dar ettiği dünyaya teşne olmayan herkesin meydan okumasına bulaşıyor, inat ve ısrarın mırıltısı oluyor. Karanlığın gözlerini arayan her bozguncu gibi Bento da “Yaşamı savunmak gerekir” demenin lisanını arıyor.
BENTO’NUN DOĞAYLA KURDUĞU DERİN BAĞ
Suat Hayri’nin bu romanı yazarken tabiata, insana, isyana ve dayanışmaya olan bakışımızı kurgu estetiği kainatına taşımasını görmek beni hem gururlandırdı hem de kendi yaşantım üzerinde yeniden düşünmeye zorladı. Bento’nun doğayla kurduğu o derin bağ, bizler için çok tanıdık. Kendi yoluna çıkan bir kaçışçı olarak Bento, aslında bizim birlikte yaptığımız doğa yürüyüşlerinde, ormanın derinliklerinde, yalnız kaldığımızda bulduğumuz karşılıkları simgeliyor. Doğa, Bento’n ruhuna işlerken bizi de içine çeken bir yaşam kudreti olarak en tabanlardaki benliğimize de sesleniyor.
Roman boyunca Bento’nun içsel çatışmaları, hayatla kurduğu karmaşık ilişkiler ve özgürlük arayışı ruhumuza dokunuyor ve tam da bu istikametiyle hepimizden izler taşıyor. Suat Hayri, bu bağlamda tabiatın sırf fizikî bir yer değil, aynı zamanda ruhsal bir seyahatin çağrısı olduğunu da fısıldıyor tuhaf huylarıyla…
Bento’nun köyle, köydeki beşerlerle kurduğu ilişkiler, dayanışmanın zarafetini kudretli ve hünerli bağlanmaya dönüştürüyor. Ve böylece yeri, yani coğrafyayı romanın esas karakteri olarak alımlamamıza neden oluyor. Ve hatta yer yer diğer roman karakterlerinin içinde konuşan bir tabiatı duyar gibi oluyoruz sayfalar arasında koştururken. Diğerlerini duyup görmenin, içimizdeki ben olmayan başkalıkları fark etmenin sarsıntılarıyla oluşan, biçimlenen bir ben oluşun katılaşmadan süren bir süreç olarak işlediğini görüyoruz, Bento’nun kendi enkazından ayaklanışını okudukça. Farkı fark ettikçe, farka hürmet ettikçe oluşan ortak kesenler, yaşamın temeline bağlanmanın yolunu açıyor. Peruze gibi karakterlerle aşikar plan tabiat, şifanın sırrını okunaklı kılıyor. Bilgelik bilginin çok ötesinde, tabiatın kucağında mayalanıyor. Tabiata yakın durmayı seçmiş insanların çağdaş dünyanın okunaksız gürültüsünden sakındığı bir şeye dönüşüyor sarih hayatlar. Bento’nun bu karakterlerden öğrendikleri, onun özgürlük arayışına alanlara açarken, bizim de dünyaya, yaşama ve var oluşumuza dair anlam arayışımıza bedel katıyor.
BENTO’NUN İSYANI
Bento’nun isyanı sadece topluma ya da nizama karşı değil, kişinin kendi katılıklarına karşı da işleyen bir akış ve oluşa işaret ediyor. Bento’nun durmaksızın kim olduğunu ve ne olmak istediğini didiklemesi, dileğin objelerini ve korku alanlarını yoklaması, gerçeğin tabiatıyla uyumlanıyor. Bento’nun yaşantısında tezahür eden hakikat parçacıkları yaşam sanatının sempatizanlarına dönüşüyor. Sözcüklere sirayet eden anlam, değerli olanın ne, nerede ve nasıl bilinebileceğine dair işaretlere dönüşüyor. Yanıp sönen zaman sözcüklerden üstümüze sıçrıyor. Bento’nun tabiata duyduğu hayranlık ve insanların doğayı yok edişine duyduğu öfke, bizim de sık sık üzerine konuştuğumuz, tartıştığımız bir mevzuydu. Suat’ın bu çelişkileri bu kadar derin ve gerçek bir şekilde ele almasıyla oluşan Bento’nun en güçlü yanlarından biri de tabiatın bizi kurtaracak kudretine gözünü dikmiş olması.
Bento’nun öyküsünde benim ömrümden da izler var. “Şendo” olarak geçirdiğim bazı anlar, Bento’nun ruhunun/mizacının bir parçası olmuş halbuki. Romanı okurken bunu sezmek, Bento karakterinin oluşumunda benim için ayrıcalıklı bir bağ ördüğünü fark etmek “Şeref Dağı”na selam çakmak kabilindendi. Suat, bu romanında yıllarla ve dünyaca sınanmış dostluğumuzu, birlikte yürüdüğümüz yolları, ettiğimiz hengameleri, beraberce yaşadığımız isyanları, kaçışları ve geri dönüşleri anlatıyor. Bento’nun hikayesi, bireyin kendi kimliğini bulma gayretini ve bu süreçte karşılaştığı zorlukları gösteriyor. Bu hikaye bizim, hepimizin hikayesi. Toplumun, tabiatın, insanların, dostluğun ve isyanın bir yansıması olarak Bento karakterinde kendimi yakalamak iyi hissettirdi.
Bu dünyaya farklı bir açıdan bakmak, mevcut sistemlere karşı özgürce düşünmek ve hissetmek isteyen, istemeye cüret eden herkesin bu kitabı okumasını istiyorum. ‘Bento’nun Tuhaf Huyları’, sadece bir karakterin değil, içimizdeki özgürlük arayışının, dünyayı geniş kılma uğraşının, birlikte var olmanın ve direnmenin çekildiği “Şeref Dağı” olarak okunmayı bekliyor…
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Cemaatlerde Kadın: ‘Ölünün Ölü Yıkayıcına Teslim Olduğu Gibi Teslim Ol’