Formula 1 2019’dan sonra ilk sefer yeni sezonu Avustralya’da açtı. 2022’den bu yana devam eden ve yer etkisi sistemi ile çalışan bu kuşak arabalar için 2025 son dönem olacak. Dolayısıyla geliştirme çalışmaları açısından baktığımızda bu dönem, bu versiyon arabaların son yılı olarak gözüküyor. Gelecek sene hem arabalar biraz olsun küçülecek hem de güç ünitesi manasında yepyeni bir formülle içten yanmalı motor ve elektrikli hibrit sistemin neredeyse eşdeğer bir güç ürettiği ünitelere geçiş yapılacak. Dolayısıyla özellikle iddialı gruplar 2025 boyunca bir yandan mevcut arabalarını hızlandırmaya çalışırken, diğer yandan 2026’daki yeni dönem için önemli bir bütçe, kaynak ve zaman ayırmak zorundalar. Bu pencereden baktığımızda 2025’e kuvvetli bir arabayla başlamak büyük bir avantaj olacaktı.
MCLAREN ÇOK FORMDA
Nitekim geçtiğimiz sene 26 yıl sonra markalar şampiyonluğuna ulaşan McLaren-Mercedes kadrosu kış testlerinde de görüldüğü üzere, döneme en iyi arabayla başladı. Açılış yarışını geçen dönemin ikincisi Lando Norris kazanırken, Çin’deki ikinci yarışta bu kez takım arkadaşı Oscar Piastri zirvede yer aldı ve Norris ikinci sırayı aldı. İngiliz grubunun arabaları ilk iki yarış prestiji ile hem performans hem de lastik kullanımı açısından en iyi paket olarak gözüküyor. Ayrıca ayar manasında arabanın geniş bir çalışma aralığına sahip olması da grubun talihini arttırıyor. Sonuç olarak McLaren, ilk iki yarışta iki galibiyet, iki pol konumu ve üç podyumla zirvede ayrıldı. Dönem böyle devam ederse, McLaren’in iki pilotunu tahminen de şampiyonluk için çekişirken görebiliriz.
FERRARİ’DE YİNE HÜSRAN
Bu sene ne yapacağı tahminen de en çok merak edilen takım Scuderia Ferrari idi. İstatistik olarak tarihin en başarılı ekibi olan Ferrari’nin tarihin en başarılı sürücüsü Lewis Hamilton’ı transfer etmesi, bu yılın en flaş gelişmesi olarak gözüküyor. 17 yıldır şampiyonluğa hasret kalan İtalyan grubunun yeni transferi tam 40 yaşında.
İngiliz şoförün dönem öncesi Maranello’daki fabrikada çektirdiği fotoğraflar bile milyonlarca görüntülenmeyr ulaştı. Hamilton’ın Ferrari’nin test pisti Fiorano’da kırmızı arabayla attığı ilk çeşitler, gerçekten binlerce seyirciyi piste çekmeye yetti. Hamilton’ı, gruba, arabaya, takıma, ayarlara, stratejilere, güç ünitesine, operasyonel prosedürlere alışması gereken zorlu bir süreç bekliyor. Hamilton’ın grupta yedinci sezonunu koşan Charles Leclerc karşısında ne yapacağı, dönemin en çok merak edilen bahislerinden birisi. Ancak bu yıldız sürücü takımına rağmen Ferrari ilk iki hafta sonunda umduğunu bulamadı.
Kırmızı arabalar Avustralya’da yavaş kalırken kadronun seçtiği stratejinin yanlış olması daha da fazla puan kaybına neden oldu. Çin’de sprint adı verilen kısa yarış Hamilton’ın zaferi ile bitince İtalyan ekibinin taraftarları sevinmiş olsa da kırmızılar ana yarışta beklentileri yine karşılayamadı. Ancak beşinci ve altıncı olan Ferrari şoförleri, yarıştan sonra iki ayrı teknik ihlalden dolayı diskalifiye edilince kırmızılar döneme büyük bir hayal kırıklığı ile başlamış oldu. İtalyan ekibinin arabasının yavaş ve problemli olması dışında, yıllardır tam manasıyla ortadan kaldırılamayan strateji ve operasyon problemleri da Tifosi’nin canını sıkmaya devam ediyor. Ferrari, markalar şampiyonasında şu an beşinci sırada.
Mercedes, sessiz ve derinden…
Son üç yıldır umduğunu bulamayan, sekiz kez markalar şampiyonu Alman kadrosu Mercedes ise yer etkisi çağındaki en iyi dönem başlangıcını yaptı. Hamilton’ın Ferrari’ye geçmesinden sonra takımın lideri konumuna yükselen George Russell, iki yarışta da fazla ekrana gelmeden, hata yapmadan, sessiz sedasız iki üçüncülüğü cebine koyarak döneme iyi bir başlangıç yapmış oldu. Mercedes’in diğer arabasını kullanan 18 yaşındaki çaylak sürücü Kimi Antonelli ise Avustralya’da gerilerden gelip yükselerek, Çin’de ise stabil bir yarış performansıyla göz doldurdu ve iki yarışını da puan barajında bitirdi. Mercedes, an itibariyle McLaren’den sonraki en iyi otomobil gibi duruyor.
Red Bull’da büyük sorun var…
Geçen döneme on yarışta yedi galibiyetle başlayan, ancak dönem ortasından sonra arabada yaşanan sorunları bir türlü gideremeyen ve markalarda üçüncülüğe razı olan Red Bull, bu döneme da sıkıntılı bir başlangıç yaptı. Sürüşü çok zor ve çalışma aralığı çok dar olan arabayla, son dört yılın dünya şampiyonu Max Verstappen, Avustralya’dan bir ikincilik ve Çin’den bir dördüncülük çıkartmayı başardı. Ancak Hollandalı şoförün yeni takım arkadaşı Liam Lawson, iki yarışı da çok kötü geçirip puan barajına dahi yaklaşamayınca, dönemin en erken ekipten ayrılan sürücüsü oldu. Yeni Zelandalı genç sürücü sadece iki yarışın ardından, tenzil-i rütbe ile Red Bull’un B ekibi olarak isimlendirebileceğimiz Racing Bulls’a geri gönderilirken, bu ekipte dört yıldır yarışan Japon sürücü Yuki Tsunoda, sonunda ana ekibe terfi ettirildi.
Özetle Liam Lawson için sadece on günde gelen iki kötü yarış hafta sonu performansı, genç şoförün yıllardır hayalini kurduğu Red Bull koltuğunu iki yarıştan sonra kaybetmesine neden oldu. Red Bull’un acımasız genç sürücü programı kapsamında daha önceki dönemlerde Daniil Kvyat, Brendon Hartley, Pierre Gasly, Daniel Ricciardo, NYck De Vries gibi isimler de dönem ortasında gruptan gönderilmişti. Sıradaki yarışın Japonya olması prestiji ile bir Japon şoförün büyük gruplardan birisinde müsabakası ve Honda motoru kullanması sayesinde Suzuka’da büyük bir heyecan dalgası yaşayacağımız kesin. Bakalım Red Bull sene boyu arabasını geliştirip sorunları giderebilecek mi ve Yuki Tsunoda, kullanımı zor ve problemli bir arabada Max Verstappen’e karşı neler yapacak?
Diğerleri neler yaptı?
Diğer ekiplere baktığımızda ilk iki yarışta neredeyse herkesin inişler ve çıkışlar yaşadığını gördük. İlk yarışın yağmurlu geçmesi, ikinci yarışın ise sprint formatında koşulması, alışılmış bir hafta sonu rutini görmemizi engelledi ve sonuçlar da bu değişken kurallardan etkilendi. Formula 1’in efsanevi kadrolarından Williams, Alex Albon ile döneme kuvvetli bir başlangıç yaptı ve şimdiden geçen dönem topladığı kadar puan almayı başardı. Racing Bulls iki yarışta da puan alacak kadar hızlı olsa da yanlış stratejiler dolayısıyla çok kan kaybetti. Amerikan ekibi Haas, deneyimli sürücüsü Esteban Ocon ve çaylak Oliver Bearmann sayesinde kendileri için önemli puanlara imza attı. Aston Martin’de şanssız Fernando Alonso bir kaza ve bir arıza dolayısıyla şimdi finiş göremez iken takım arkadaşı Lance Stroll iki yarışta da ilk ona girmeyi başardı. Bahreyn’in en yavaş kadrosu Sauber, dönemin açılış yarışında Nico Hulkenberg’den gelen yedincilik sayesinde, şimdiden geçen dönemden daha fazla puan almayı başardı. Bahreyn testlerinde orta sıraların önlerinde gözüken Alpine grubu ise ilk iki yarışın ardından puan alamayan tek ekip.
Söz artık gençlerde…
Bu dönem öncesinde dikkat çeken noktalardan birisi de çaylak şoförlerin fazlalığıydı. Kimi Antonelli, Isack Hadjar ve Gabriel Borteleto, sıfır Grand Prix deneyimiyle döneme başlarken, Lawson 11, Bearmann 3, Jack Doohan ise sadece tek bir startla yıla başladı. Altı yeni isim arasında en çok dikkat çekeni Antonelli olsa da Lawson hariç diğer gençler, iki hafta sonunda belli noktalarda dikkat dikkat çekmeyi başardılar.
24 yarış ve altı Sprint’den oluşan uzun sezonu, özellikle dört büyük takım arasındaki rekabet, arabaların gelişimi ve çaylakların performansı açısından büyük bir merak ve heyecanla takip edeceğiz.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
02:00
News
Spor
Spor
Spor
Spor
Spor
Spor
SPOR
