Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Nurettin Taş, 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.
TÜBİTAK BİLGEM’le 2015’ten itibaren yürüttükleri çalışmayla Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritası’nı çıkardıklarını ve ülkenin çölleşmeye karşı hassas alanlarını tespit ettiklerini anımsatan Taş, “Çölleşme hassasiyet haritasında 7 kriter ve 48 gösterge kullanarak ülkemiz için çölleşmeyle alakalı hassaslık haritasını ortaya koyduk.” dedi.
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Nurettin Taş
AA’nın haberine göre, Türkiye’deki alanların arazi yapısına uygun değerlendirilmediğinde çölleşme riski altında olduğuna dikkati çeken Taş, “Ülkemizin yüzde 22,5’inin çölleşme konusunda yüksek hassasiyeti bulunuyor. Bizler de bu çölleşme riskinin yüksek olduğu alanlarda ne çeşit faaliyetler yapılması, ne cins uygun arazi işlenmesi gerektiği noktasında bilinçlendirme çalışmaları ve arazi uygulamaları yapıyoruz.” diye konuştu.
Taş, çölleşmeyle mücadele çalışmaları konusunda uluslararası seviyede atılan adımlara işaret ederek, şöyle konuştu:
“Ankara’da gerçekleştirdiğimiz COP12 toplantısında Ankara İnisiyatifi diye bir inisiyatif oluşturuldu ve aynı vakitte ‘arazi tahribatının dengelenmesi’ diye bir kavram ortaya konuldu. Bu nedir? Arazi tahribatının dengelendiği bir dünyada yaşama amacı var ve bu maksadı de ortaya koyan ilk ülkelerden biri de Türkiye oldu. Bununla ilgili uluslararası kuruluşla arazi tahribatının dengelenmesi ile alakalı projemizi yaptık ve birinci kademeyi nihayetlendirdik.”
Bu kapsamda Karar Destek Sistemi’ni oluşturarak 1990’dan itibaren bütün arazi yapılarını ortaya koyduklarını söyleyen Taş, sistemin randıman artışı azalan alanlarda atılacak adımlar için yol gösterici olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin aynı vakitte arazi tahribatının engellenmesine yönelik hedef belirleme programının ikinci evresine geçen 18 ülkeden biri olduğunu vurgulayan Taş, “Böylece yapmış olduğumuz çalışmaları biraz daha spesifik hala getirip, detaylandırılıp, uygulama noktasında da hem yöneticinin hem de uygulayıcının önünü açıp, daha isabetli karar vermesine yardımcı olunacak.” dedi.
ANORMAL YAĞIŞLAR EROZYONA YOL AÇABİLİYOR
Bakanlık olarak arazi örtüsünün mevcut durumunun belirlenmesi ve yıllar içindeki değişimlerin izlenebilmesi amacıyla yapay zeka dayanaklı Ulusal Arazi Örtüsü Sınıflandırma ve İzleme Sistemi (UASİS) projesini geliştirdiklerini de anımsatan Taş, Türkiye’nin bu tip projelerle uluslararası arenada da takdir topladığını vurguladı.
Genel Müdür Taş, Türkiye’nin iklim değişikliğinin tesiriyle son yıllarda yüksek ölçülerde yağışlara maruz kaldığına işaret ederek, bunun erozyon ve çölleşmeye tesirlerine ilişkin şöyle konuştu:
“Yağış olması çölleşmenin engellendiği manasına gelmiyor. İklim değişikliğinden ötürü bazen olağandışı yağışlar oluyor. Bu olduğunda ise erozyon gibisi olumsuz olaylar da olabiliyor. Bizim bu yağmurlardan istifade edebilmemiz için toprak suya düştüğünde, o toprağın o suyu çekebilmesi, özümseyebilmesi lazım. Şayet özümseyemiyor da şiddetli bir yağmur söz konusu oluyorsa, bırakın faydayı toprağın üzerindeki minareli toprağı götürüyor, yarar değil zarar oluşturmuş oluyor. Biz de bunu minimize etmek için çölleşme ile ilgili mücadele tekniklerini orada uygulamamız gerektiğini vurguluyoruz.”
‘BİR FİDANDAN NE OLUR DEMEMEK LAZIM’
Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nün aynı vakitte Kurban Bayramı’na denk geldiğine işaret ederek, tüm vatandaşların Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nü ve Kurban Bayramı’nı kutlayan Taş, vatandaşlara çölleşmeyle mücadele konusunda şu davette bulundu:
“Bir fidandan ne olur dememek, çölleşmeyle çabaya katkı sağlamak lazım. Çölleşmeyi önleyici önlemler noktasında vatandaşlarımızın hassas olmalarını, birbirlerini uyarmalarını ve tekniğine uygun işler yapmaları noktasında hassas olmalarını istiyoruz.”
03:35
