DOLAR

32,6649$% 0.05

EURO

35,1428% 0.12

GRAM ALTIN

2.443,74%-0,15

ÇEYREK ALTIN

3.997,00%-0,12

TAM ALTIN

16.012,00%-0,12

ONS

2.328,01%-0,15

BİST100

10.435,45%0,89

Akşam Vakti a 20:44
Bursa AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Sinan Ateş Davasında İkinci Gün: Mahkeme Başkanı ‘Yeter’ Diyerek Bağırdı

ad826x90

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda görülen duruşmada sanıklar hazır edilirken, müşteki Ayşe Ateş ve yakınları da duruşmayı takip ediyor.

22 sanıklı davanın dün yapılan ilk duruşmasında, 8 sanığın savunması alındı. Duruşmaya, sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi. 

SAVUNMALAR YAPILDI

Duruşma, tetikçi Eray Özyağci’yi araçla İstanbul’dan Ankara’ya getirdiği belirtilen tutuklu polis memuru Murat Can Çolak’ın savunmasıyla başladı. Murat Can Çolak, savunmasında suçlamaları kabul etmedi.

Sanıklardan Aşkın Mert Gelenbey’in, “ağabeyinin meseleleri olduğunu ve otoparktan alacağı bir araçla Ankara’ya gideceğini” söylediğini anlatan Çolak, bunun üzerine Ankara’da biraz eğlendikten sonra dönmek üzere yola çıktıklarını söyledi.

Ankara’ya, diğer sanıklar Gelenbey ve tetikçi sanık Eray Özyağci ile aynı araçta gittiklerini ifade eden Çolak, Özyağci’yi daha önce hiç görmediğini, Ankara’da bir süre bulunduktan sonra İstanbul’a döndüklerini anlattı.

“ÖZYAĞCI’YI TANIMIYORUM”

Cinayetin azmettiricisi olduğu belirtilen sanık Doğukan Çep’i tanımadığını ileri süren Çolak, bir soru üzerine, Özyağci’nin ismini bile bilmediğini, yakalaması olduğundan haberdar olmadığını öne sürdü.

CEZAEVİNDE TANIŞMIŞLAR

Savunma yapan Ufuk Köktürk, sanık Çep ile 2013’te cezaevinde tanıştıklarını, Çep’in, Ateş cinayeti öncesi kendisini arayarak borç istediğini, bir arkadaşından aldığı parayı eşinin hesabından Çep’e gönderdiğini ifade etti.

Ateş cinayetinden haberdar olmadığını savunan Köktürk, haberdar olması halinde o tarihlerde hamile olan eşinin hesabından para göndermeyeceğini savundu.

Köktürk, emniyette kendisine MHP İstanbul İl Başkanlığı önünde çekilen fotoğrafının sorulduğunu, atılı kabahatle bir ilgisinin bulunmadığını iddia etti.

Sanık tutuklu özel harekat polisi Murat Can Çolak da hakkındaki suçlamaları reddetti. Ateş cinayetinden bir gün sonra, avukat olan sanıklardan Serdar Öktem ile ortalarındaki Facetime görüşmelerinin içeriğine ilişkin soru yöneltilen sanık Çolak, Öktem’in 2013’teki dava sürecince avukatlığını üstlendiğini, görüşmelerinin içeriğinin bu yönde olduğunu ileri sürdü.

“DOĞUKAN ÇEP’TEN ŞİKAYETÇİYİM”

Tetikçi Özyağci’yi Ankara’ya getiren aracı kiralayan sanık Mustafa Uzunlar da sanık Çep’in, Ankara’ya gidip gelmek için kendisinden araç kiralamak istediğini anlattı. Uzunlar, Çep’in, “Polis arkadaşlarla düğün tebriğine gideceğiz.” demesi üzerine fiyatta 500 lira indirim yaparak aracını kiraladığını söyledi.

Olayın ardından iş yerinin kamera kayıtlarını polislere kendisinin teslim ettiğini aktaran Uzunlar, aracın kim tarafından geri getirildiğini de bilmediğini savundu. Mustafa Uzunlar, “Beni kandırarak böyle bir olayın içerisine çekmesinden ötürü Doğukan Çep’ten şikayetçiyim.” ifadelerini kullandı.

Çep’in telefon rehberinde neden “Sedat Güner” olarak kayıtlı olduğu sorulan Uzunlar, “Korktuğumdan ötürü.” yanıtını verdi.

Uzunlar, araç kiraladığında normalde kiralama kontratı düzenlediğini lakin Doğukan’ı daha önceden tanıdığı ve yanında polislerle yolculuk yapacağını söylediği için sözleşme yapmadığını öne sürdü. Müşteki avukatlarının sorusu üzerine Uzunlar, kiralanan araçta takip aygıtının bulunmadığını kaydetti.

“SUÇUN İÇERİSİNDE OLSAM KENDİ AYAĞIMLA ORAYA GİTMEM”

Sanık Osman Bayraktar, sanık Uzunlar ile otopark işlettiklerini, işletmede resmi iştirakinin bulunmadığını belirtti.

Cinayetin ardından kendisini arayan bir arkadaşının Uzunlar’ın evinin önünde kalabalık bir kümenin olduğunu söylediğini, bunun üzerine bu eve gittiğini anlatan Bayraktar, “Böyle bir hatanın içinde olsam kendi ayağımla oraya gitmem.” savunmasını yaptı.

Sanıklardan Uzunlar’ı ortağı olduğu için tanıdığını aktaran Bayraktar, “Onun dışında bir bilgim yok.” argümanında bulundu.

Sanık Levent Yüce, olay öncesi taksi durağı işlettiğini ve motosiklet alım satımı işleriyle uğraştığını dile getirdi.

Satışa çıkardığı motosikletlerden birine, tetikçi Özyağci’yi Ankara’da olay mahalline götüren sanık Vedat Balkaya’nın müşteri olduğunu anlatan Yüce, peşinat almasının ardından Balkaya’nın motosikleti alarak gittiğini, cinayetin ardından da tutuklandığını ifade etti.

Sanık Çağlar Zorlu da yaşanan olayla hiçbir bağının olmadığını ileri sürerek, tahliye ve beraat talebinde bulundu. Zorlu, sanık eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’la ortalarında geçtiği belirtilen, “Bir program var, kişi bilgilerini girince adresini tespit ediyor.” formundaki konuşmayla ilgili “Böyle bir program olmadığı için uydurma iki tane adres verdim.” savunmasını yaptı.

Zorlu, Demirbaş’ın kendisine, “Haylaz bir arkadaşımız var, kulağını çekeceğiz.” diye bir ifade kullanmadığını da öne sürdü.

Sanık Aytaç Ataç, ticaretle uğraştığını, Tolgahan Demirbaş’ı müşterisi, Çağlar Güçlü’yü ise çocukluk arkadaşı olması nedeniyle tanıdığını söyledi.

Demirbaş ile Güçlü’nün, kişinin adresinin tespit edilmesi halindeki konuşmalarına şahit olduğunu, kafede otururken yanındaki kişinin bir telefon görüşmesi yaptığını, ardından Ateş’in öldürüldüğünü söylediğini aktaran Ataç, “Tolgahan’ı aradım, sordum. ‘Yok abi bilmiyorum, öğrenirsem dönerim.’ dedi.” ifadelerini kullandı.

TELEFON ŞİFRESİNİ HATIRLAMIYOR İDDİASI

Davanın tutuklu sanıklarından avukat Serdar Öktem, soruşturmanın yöntemsiz olduğunu ileri sürerek, “Bu soruşturma bir topluluğa yöneltilmek istendi.” savunmasını yaptı.

Soruşturma basamağında kendisine “MHP üyesi misin?” diye sorulduğunu aktaran Öktem, “Evet, bundan da gurur duyarım. Ama ‘bunun soruşturmayla ne alakası var’ diye bunu soran savcıya söylediğimde savcı, ‘Tamam o soruyu çıkartalım’ dedi.” ifadelerini kullandı.

Cinayetin ardından FETÖ firarisi bazı kişilerin “hakkında gözaltı kararı verildiği” tarafındaki paylaşımları üzerine Ankara’ya doğru yola çıktığını anlatan Öktem, emniyete ifade vermeye geldiğini, hakkında gözaltı kararı olmadığının söylenmesi üzerine buradan ayrıldığını dile getirdi.

Soruşturma aşamasındaki sorgusunda, telefonunun şifresinin sorulması üzerine, “Kovid-19 geçirmesi nedeniyle şifreyi hatırlamadığını” beyan ettiğini anımsatan Öktem, şifreyi bir kağıda yazdığını, izin verilirse bu kağıda bakabileceğini emniyet görevlilerine söylediğini fakat bunun istenmediğini iddia etti. Öktem, mahkeme liderinin, “Şimdi hatırlıyor musun?” sorusuna “Hayır.” karşılığını verdi.

Atılı hatayla bir ilgisinin bulunmadığını savunan Öktem, “16 yıllık hukukçuyum, herhangi bir kaçma kuşkum yok. Yargılama sonunda beraat edeceğime inancım tamdır. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.” dedi.

Sanık Çep’in, “Sinan Ateş’ten Yargıtay’daki evrakı için yardım istediği” yönündeki savunması hatırlatılan Öktem’e, bu belgenin olay tarihinde ne kademede olduğu soruldu. Çep’in müvekkili olduğunu belirten Öktem, Çep hakkındaki evrakın temyiz incelemesi evresinde olduğunu aktardı.

Ateş ile İdeal Ocakları’nda aynı periyotta görev almadığını belirten Öktem, herhangi bir husumetlerinin de bulunmadığını iddia etti.

Müşteki avukatlarının, “Hatırlaman halinde telefonun şifresini verir miydin?” sorusu üzerine Öktem, Avukatlık Kanunu’nun “sır saklama” başlıklı 36. unsuru gereği vermeyeceğini söyledi.

DURUŞMA SALONUNDA GERGİNLİK

Müşteki avukatlarından birinin, Öktem’in 6 ayrı telefon numarası olduğuna dair sorusuna, sanık avukatları itirazda bulundu. Avukatlar arasındaki diyaloğun uzaması üzerine duruşma salonunda kısa periyodik gerginlik yaşandı.

Mahkeme başkanı, avukatların tartışmayı sonlandırmasını istedi lakin sürmesi üzerine mahkeme başkanı ile müşteki avukatları arasında kelamlı tartışma yaşandı.

MAHKEME BAŞKANI ‘YETER’ DİYEREK BAĞIRDI

Avukatın, “Telefonda sadece müvekkillerinizle mi görüşüyorsunuz?” diye sorunca sanık müdafileri itiraz etti. Gerginlik çıkması üzerine mahkeme başkanı ‘Yeter’ diye bağırdı. Başkan, Ateş ailesinin avukatına dönerek, “Zaten bu sorunuz hayatın olağan akışına muhalif, bu konuda yetki de takdir de mahkemenin” diye tepki gösterdi.

Daha sonra, liderin talimatıyla bir avukat ile Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır salondan çıkarıldı.

Kısa süren gerginliğin ardından mahkeme başkanı, yargılamayı yürüttüğünü, duruşmanın nizamının bozulmasının kimseye yararı olmayacağını söyledi. Başkan, “Sorduğunuz soruların bu davaya çok büyük katkısı olduğunu düşünebilirsiniz ama son kararı veren biziz. Gösteri yapmaya gerek yok. Müvekkillerinize bir şeyi ispat edeceksiniz diye savunma hakkını aşmanıza müsaade etmem. Sabrımız da bir yere kadar.” diye konuştu.

AVUKAT DIŞARI ÇIKARTILDI

Sanık avukatları ile Ateş ailesinin avukatları arasında gerginlik devam edince mahkeme başkanı, Ateş ailesinin avukatının dışarı çıkarılması talimatı verdi. Mahkeme başkanı, verdiği talimatı yerine geç getiren polisler hakkında işlem yapılacağını belirtti. 

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, salondan çıkarıldıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Duruşmayı iki gündür takip ettiğini belirten Çayır, duruşmada yaşanan tartışma sırasında müşteki avukatlarından birinin dışarı çıkarılmasına tepki gösterdiğini söyledi. Remzi Çayır, “Sözlü tartışma sırasında mahkeme liderinin sadece bir tarafa ‘siz çıkın’ demesi yakışık olmadı. Burada bulunmamın sebebi, milliyetçi, ülkücü bir şahısım ve Milli Yol Partisi’nin genel lideriyim ama sonuçta bir beşerim. İnsanların kendini mutlu hissettiği bir Türkiye’de yaşamalarına katkı sağlamak istiyorum.” diye konuştu.

KAYNAK: AA
0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Çorlu’da Feci Yangın: Toma’lar Müdahale Ediyor!

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.