34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
2.836,84%0,10
4.835,00%0,20
19.341,00%0,20
2.562,19%-0,20
9.389,62%-0,33
T24 Kültür Sanat
Beyoğlu Sineması’nda “Sinema ve Görsel Sanatlar Buluşması” programı kapsamında “Sinemada Görüntü” söyleşisi gerçekleştirildi.
Vecdi Sayar moderatörlüğünde, görüntü yönetmeni Meryem Yavuz ile Uğur İçbak, yönetmen ve senarist Reis Çelik konuşmacı olarak yer aldı.
Çelik, teknolojinin gelişmesiyle geçmişe göre herkesin iyi fotoğraf çekebildiğini, ancak bir tane Ara Güler olduğunu bunun da sebebinin sıradan görüneni farklı hale getirebildiğinden kaynaklandığını anlatarak, bir senarist, yazar ve görüntü direktörünün de aynı işi yaptığını söyledi.
“Yönetmenin fotoğraf bilgisi yoksa, görüntü direktörüyle o kadar çok fazla şey paylaşamaz”
Görüntü direktörün senaryonun ruhunu ve direktörün yapmak istediği yapıyı iyi keşfetmesi gerektiğini belirten Çelik, “Yönetmenin de görüntü direktörünün nelere kadir olabileceğini iyi izah etmesi gerekiyor ki, o muazzam buluşma ortaya çıksın. Onun için bu kader birliği aslında doğru sinemayı, doğru bir manzarayı ortaya koyar.” dedi.
Reis Çelik, fotoğrafın sinemada önemine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Yönetmenin fotoğraf bilgisi yoksa, görüntü direktörüyle o kadar çok fazla şey paylaşamaz. Çünkü ışık bilgisine ihtiyaç var. Işığın dramatize etmek istediğimiz konu üzerindeki tesirinin ne olacağı konusunda biraz bilgi sahibi olması lazım. Direktörün bu bahislerde bilgi sahibi olması lazım. Renklerden filtrelerden haberdar olması lazım. Objektif kültüründen haberdar olması lazım.”
“Yönetmen ve sanatçı kadınların genel geçer kurallara daha az boyun eğen bir duruşları var”
Meryem Yavuz da görüntü yönetmeni olmaya erken yaşlarda karar verdiğini dile getirerek, lakin etrafının her zaman bunun doğru bir şey olmadığını söylediğini aktardı.
Sinemada kadınların denemeye daha açık olduklarından bahseden Yavuz, “Bu benim çok hoşuma giden bir şey. Yönetmen, yani sanatçı kadınların benim gözlemlediğin kadarıyla genel geçer kurallara daha az boyun eğen bir duruşları var. Olağan ki de bir meydan okuma var.” diye konuştu.
Yavuz, direktörün kendini güvende hissettiği anda ortaya koyacağı yapıtla, daima telaşlıyken ortaya koyacağı eser arasında bir fark olabileceğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bana öyle geliyor ki dünyada iyi üretilmiş yapıtların ardında bir güven ortamı vardır. Bu yüzden de bazı direktörlerle, bazı görüntü direktörleri, oyuncular, sanat direktörleri, kurgucular arasında uzun zamana yayılmış iş birlikleri var. Çünkü yaptıkça, yani daha doğrusu tanıdıkça derinleşen bir ilişki bu ve derinleştikçe de hoşlaşan, enteresanlaşan, daha fazlasını ortaya koyabildiğiniz bir cihan yaratıyor.”
“Her yönetmen, biraz görüntü yönetmeni de olmak durumunda”
Uğur İçbak ise görüntü direktörünün yaptığı işin atmosfer yaratma sanatı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Temeli resme ve fotoğrafa dayanıyor. Işıkla, kompozisyonla ve natürel ki bunu yaparken birçok teknik malzemeyi, kameraları, ışıkları, filtreleri kullanarak bir fotoğraf yapma sanatı aslında görüntü direktörlüğü. Ben derslerde çağdaş ressam diyorum. İşte işin sırrı aslında tasarım, ışık tasarımı, atmosfer yaratma. Daha o sinemada oynayacak oyuncular tahminen daha belli değilken, çok önceden direktörle bir birliktelik başlıyor. Sanat yönetmeni de çok değerli, çok önemli.”
Senaryoyu çok iyi deşifre edebilmek için direktörün gözünden bakmak gerektiğinin altını çizen İçbak, “Ben daima direktörlere ‘siz sineması görüyorsunuz’ diyorum. Ama biz bunu açığa çıkarmak durumundayız. Sizin gördüğünüz sineması, bizim doğru anlayabilmemiz için görsel referanslar lazım. Her yönetmen, biraz görüntü yönetmeni de olmak durumunda. Her görüntü yönetmeni de bir ölçü yönetmen olmak zorunda. Yani alanları çok iyi bilmek gerekiyor. ‘Ben bu işten sorumluyum. Bu benim işim, buna karışmam’ diye bir şey yok.” şeklinde konuştu.
Programın sonunda, sinema sektöründe ilerlemek isteyen adaylara tavsiyeler verildi ve iştirakçilerin soruları yanıtlandırıldı.
Program kapsamında ayrıca bugün Ruben Östlund’un “Kare (The Square)”, Julian Rosefeldt’un “Manifesto” sineması ve Stanley Tucci’nin “Son Portre (Final Portrait)” isimli yapımı beğeniye sunulacak.
“Sinemada Tasarım” söyleşisine Meral Efe Yurtseven, Yunus Emre Yurtseven ve Kezban Arca Batıbeki konuk olacak.
“Sinema ve Görsel Sanatlar Buluşması”nın son günü yarın ise Christopher Jenkins‘in “Meraklı Kedinin 10 Yaşamı”, Will Sharpe‘ın “Louis Wain’in Renkli Dünyası (The Electrical Life of Louis Wain)” sineması ile Ayşe Ünal ile Mehmet Kurtuluş‘un “Kötü Kedi Şerafettin” sineması sinemaseverlerle buluşacak.
Aynı gün “Canlanan Çizgiler Canlandırma Sinemamız” başlıklı söyleşide Bülent Üstün, Ayşe Ünal, Mehmet Kurtuluş ve Nazlı Eda Noyan konuşacak.
Etkinliğin ücretsiz biletleri, “İstanbul Senin” uygulamasından temin edilebilir.
Eserleri infial yaratan Sayna Soleimanpour: Ben neden kadın cinayetlerini güzelleyeyim? |
Günün öne çıkan haberleri |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Amal Jadou’dan Gazze İçin Farkındalık Çağrısı