38,4209$% 0.21
43,6256€% -0.34
4.053,14%-1,84
6.709,00%-2,04
26.753,00%-2,04
3.269,39%-2,39
9.465,52%-0,27
DOLAR 38,4209
EURO 43,6256
ALTIN 4.053,14
BİST 100 9.465,52
İmsak 02:00
Kadınlar son yüz yılda oy verme hakkını alarak ve neredeyse bütün ülkelerde parlamentolara girerek önemli siyasi kazanımlar elde etti.
Ancak kadınlar yine de yetersiz seviyede temsil ediliyor, özellikle de en üst seviye misyonlarda.
Siyasette bayanlarla ilgili dört şaşırtan gerçeği derledik.
1. Kadınlar neredeyse her yerde oy verme hakkı kazandı
20. yüzyıla kadar çok az sayıda kadının oy verme hakkı vardı, ancak yüzyılın sonunda her şey değişti ve çok az sayıda kadın oy verme hakkından yoksun kaldı.
Bazı ülkeler, 21. yüzyılda bu eğilimi takip etmeyi sürdürdü ve son olarak Suudi Arabistan 2015’te kadınlara yerel seçimlerde oy verme hakkı tanıdı. (Suudi Arabistan’da ulusal seçim yapılmıyor.)
BM’ye göre böylece, tüm ülkelerdeki kadınlar yasal olarak oy kullanma hakkına sahip oldu.
Ancak Taliban yönetimi altındaki Afganistan’da son devirde kadınlar siyasi haklarından yoksun bırakıldı.
Birleşmiş Milletler’in toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi için çalışan BM Kadın kuruluşuna göre “Afgan kadınları oy verme hakkını 100 yıldan daha uzun bir süre önce elde etti. Ancak bugün Taliban yönetimi altında kamusal hayattan silindiler. Şu anda hiçbir Afgan kadını ulusal ya da bölgesel seviyede herhangi bir önemli siyasi pozisyonda bulunmuyor.”
19. yüzyılın ortalarına kadar, genel oy verme hakkı erkekler için de nadir görülen bir durumdu. Ama bazı ülkelerde erkekler oy verme hakkı alırken, kadınlar büyük ölçüde dışlandı. Yeni Zelanda 1893’te kadınlara oy hakkı veren ilk ülke oldu. (O zamanlar bir Britanya sömürgesi olsa da, kendi kendini yönetiyordu.)
İngiltere merkezli sivil toplum kuruluşu Küresel Change Data Lab’in proje lideri Bastian Herre’ye göre İkinci Dünya Savaşı başlarken, erkeklerin dünya genelindeki ülkelerin üçte birinde oy hakkı vardı, kadınların ise sadece altıda birinde.
Herre “Kadınlara karşı oy hakkı ayrımcılığının sona erdiği birçok ülkede İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda fark hızla kapandı ve hem kadınlar hem de erkekler birçok diğer ülkede oy hakkı aldı” diyor.
Birçok Afrika ülkesinde, kadınlara oy hakkı bağımsızlıktan sonra verildi. Bazı diğer ülkelerde ise ayrımcılık şaşırtan derecede uzun sürdü.
ABD’de 1965’e kadar çok sayıda siyah kadın ve erkeğe oy hakkı verilmedi. İsviçre’de ise kadınlar federal seçimlerde oy hakkını 1971de alabildi. Güney Afrika’da da siyah kadınların oy kullanmasına ilk olarak 1993’te izin verildi.
Afgan kadınlar oy kullanma hakkını teknik olarak 1919’da kazandı, lakin Taliban seçim yapmaya gerek duymuyor.
Ancak kağıt üzerinde oy hakkına sahip olmakla, bu hakkı gerçekten kullanabilmek farklı sıkıntılar.
Bağımsız sivil toplum kuruluşu World Population Review’a göre, “Bazı ülkelerde ve bölgelerde kadınların yasal oy kullanma hakları var ama toplumsal normlar, taciz, sandıkta şiddet ya da eşlerinden gördükleri baskı nedeniyle oy kullanmaları önleniyor”.
Kuruluş, Mısır’da görünüşte makul bir kural olan kimlik gösterme gerekliliğine dikkat çekiyor. Ancak ülkede kadınların geçerli bir kimlik kartına sahip olma ihtimalinin erkeklerden çok daha düşük olduğu vurgulanıyor. Kimlikleri bulunsa bile eşlerinin elinde oluyor ve böylece erkekler kadınların oy kullanıp kullanamayacağını belirleme gücüne sahip oluyor.
2. Kadınlar sadece üç parlamentoda çoğunlukta
İsveç merkezli Varieties of Democracy Project (V-Dem) isimli kuruluşa göre 20. yüzyılın başlarına dek kadınlar ulusal parlamentolardan tamamen dışlanmış durumdaydı.
Finlandiya 1907’de parlamentoya ilk kadın milletvekili gönderen ülke oldu.
Bu basamaktan sonra dünya genelinde kadınların siyasete girişi çok daha düşük bir hızla arttı, ancak ilerleme hızı 20. yüzyılın sonuyla 21. yüzyılın başında hızlandı.
Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Kurulu’ndaki Kadınlar ve Dış Politika programı tarafından oluşturulan Kadınların Gücü Endeksine göre, şu anda BM’ye üye 193 ülkenin sadece üçünde, Ruanda, Küba ve Nikaragua’da kadın parlamenterlerin oranı yüzde 50’nin üzerinde.
Endekse göre Meksika, Andorra ve BAE de parlamentolarında kadın ve erkek üyeler arasında eşitlik sağladı.
Kadınların Gücü Endeksi’nden Noel James “Bu altı ülkeye ek olarak, kadınların parlamentoya daha fazla girmesi için yasal kotalar uygulayan beş ülke var” diyor.
James’e göre Ruanda’nın cinsiyet eşitliğindeki başarısı da kısmen 1994’teki soykırıma dayanıyor. Soykırım nedeniyle nüfusun büyük kısmını kadınlar oluşturmaya ve ülkenin yeniden inşası uğraşlarına katılmaya başladı. James, kız çocuklarının iyi bir şekilde eğitime erişmesinin de katkı sağladığını kaydediyor.
BAE parlamentosunun yasalar uyarınca yarı yarıya bayanlardan oluşması gerekiyor. Bunların yarısı seçilirken yarısı da atanıyor. Son seçimlerde ülke vatandaşlarının sadece yarısı kadarı oy verme hakkına sahipti.
BM Kadın örgütü, siyasi vazifelere seçilmeye çalışan kadınların pek çok ülkede zorluklarla karşılaştığını vurguluyor.
Kuruluşa göre, “Zararlı normlar ve cinsiyet temelli şiddet, kadınların siyasi haklarına darbe vuruyor ve medyadaki klişeler, kadınların erkeklerden daha az legal ve daha az kabiliyetli oldukları fikrini besliyor”.
Kuruluş, siyasi partilerin de sıklıkla kadınları aday olarak belirlemeye direndiğini söylüyor. Ayrıca kadınların “mali ağlar ve siyasi patronaja erişiminin az olmasının”, özellikle kalkınmakta olan ülkelerde siyasetin dışında kalmasına yol açtığını vurguluyor.
Şu anda sekiz ülkenin parlamentosunda hiç kadın yok: Afganistan, Azerbaycan, Suudi Arabistan, Macaristan, Papua Yeni Gine, Vanuatu, Yemen ve Tuvalu.
2019-2023 arası Başbakan Sanna Marin’in liderliğindeki Finlandiya hükümetinde kadınlar hakimdi.
3. Ülkelerin yüzde 15’inden azını kadınlar yönetiyor
1 Aralık 2024 itibarıyla, 193 ülkenin sadece 26’sında kadın devlet ya da hükümet başkanı bulunuyor. Kadınların Gücü endeksine göre bu yüzde 15’ten az bir orana denk geliyor.
Ayrıca kadınların hükümetlerdeki konumların yarısını ya da daha fazlasını işgal ettiği sadece 15 ülke var.
Barbados’ta kadın Devlet Başkanı Sandra Mason (solda) ve Başbakan Mia Amor Mottley
4. 1946’dan bu yana 80 ülkenin kadın lideri oldu
Kadının Gücü endeksine göre 1946’dan bu yana 80 ülke, yani toplam ülke sayısının kabaca yüzde 40’ı kadın devlet ya da hükümet başkanına sahip oldu.
1960’ta, Sri Lanka’da Sirimavo Bandaranaike dünyanın ilk demokratik yollardan seçilmiş başbakanı olana dek, bunların hepsi iktidarın miras yoluyla devralındığı kraliyet aileleri üyeleriydi.
Herre’ye göre “O vakitten bu yana çok daha fazla sayıda ülke kadın yöneticiye sahip oldu. Bu eğilimin itici gücü demokrasilerdi”.
Ancak en üst seviye vazifelerde kadınların sayısı erkeklere kıyasla hala çok daha az.
Kadınların siyasette temsili neden önemli?
Araştırmalar, siyasi misyonlarda daha çok kadın olmasının olumlu değişiklikleri beraberinde getirdiğini gösteriyor.
2021’de Colorado Boulder Universitesi tarafından yapılan bir çalışmaya göre, kadınların daha etkili olduğu parlamentolara sahip ülkeler, eğitim ve sağlığa daha fazla yatırım yapıyor.
Aynı şekilde, 2020’de Cambridge Üniversitesi’nin yaptığı araştırma, Sahraaltı Afrika ülkelerin parlamentolarında artan kadın sayısının, sağlık harcamalarını artırdığını ve çocuk ve bebek vefatlarını azalttığını tespit etti.
Ancak Kadınların Gücü endeksinden James, kadınları seçmenin bu sonuçları garanti etmediğini vurguluyor. James’e göre kadınlar homojen bir grup değil ve hepsi cinsiyet eşitliği, barış ve işbirliğine destek vermiyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
ABD Google’a “Chrome’u Sat” Diyor: Yeni Dokümanlar Mahkemeye Sunuldu