32,5838$% 0.2
35,1074€% 0.37
2.459,94%1,01
4.006,00%0,35
16.051,00%0,36
2.354,24%1,07
10.511,31%0,62
İstanbul Saraçhane’deki 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Taksim’e çıkmak isterken gözaltına alınan eylemcilerden 8’i tutuklu 12 kişi hakkında, “Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet”, “Görevi yaptırmamak için direnme”, “Nitelikli mala zarar verme” ve “Kemik kırığı oluşacak nitelikte kasten yaralama” kabahatlerinden ayrı ayrı toplamda 3’er yıl 8’er aydan, 15’er yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, bugün salonu daha büyük olması nedeniyle İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü.
Tutuklu sanıklar, mahkemeye jandarma eşliğinde getirildi. Tutuksuz sanıklar, müşteki polis memurları ile taraf avukatları da mahkemede hazır buludu. Tutuklu sanıkların aileleri ile bazı siyasi parti temsilcileri ile bazı milletvekilleri de duruşmada izleyici olarak bulundu.
“ÖZGÜR ÖZEL DE ORADAYDI”
Mahkemede savunma yapan tutuklu sanık Fatmanur Uğur, esnaf olduğunu 2 aydır tutuklu olması nedeniyle dükkanını açamadığını ve 6 Şubat sarsıntılarında Hatay’da yakalanan ailesinin maddi sorumluluğunun kendisinde olduğunu, bu nedenle hem kendisinin hem de ailesinin mağdur olduğunu beliterek, “Çok temel bir hak için oradaydık. Kutlama hareketine katıldım ama olaylara katılmadım. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de oradaydı. Ben orada sadece kendimi korumak için alandan uzaklaşmaya çalıştım. Hukuksuz bir şekilde tutukluyum. Tahliyemi istiyorum” dedi.
“ALANLARI YASAKLAMAK KİMSENİN HADDİNE DEĞİL”
Tutuklu sanık Ahmet Özgür Erdoğan ise 11 yıldır makine mühendisi olduğunu belirterek, “1 Mayıs şovlarına DİSK, üyesi olduğum TMMOB ve Ana Muhalefet Partisi çağrı yapmıştır. Alanları yasaklamak kimsenin haddine değil. İddianamede, ‘yasaklı yürüyüş’ denilmekte. 1 Mayıs’ı yasaklamak Anayasal bir cürümdür. Polis memurunu yaraladığım tarafındaki iddiaları mutlaka reddediyorum. Herhangi bir taş veya sopa fırlatmadım. Ben sırf Anayasa’nın bana tanıdığı demokratik hakkımı kullandığım için tutuklandım. Tutuklamanın bir önlem olmadığını, cezalandırma için olduğunu düşünüyorum. Şafak operasyonuyla konutuma gelindi. Ben suç işlemiş olduğumu düşünsem ikametimin olduğu konutuma gitmezdim. Benim bir mesleğim var, kaçma kuşkum de yok. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
“TUTUKLANDIĞIM İÇİN SINAVLARIMA GİREMEDİM”
Sanıklardan, tiyatro öğrencisi İhtimam Cevahir İstanbullu ise savunmasında, “Gelecek tasası yaşan ve bu nedenle intihar eden gençler ve işçiler için 1 Mayıs’a katıldım. Ben yüzde 65 bursluyum. Tutuklu olduğum için vize sınavlarıma giremedim. Bu yüzden yaz okuluna gitmem gerekecek. Anayasal hakkımı kullanmak istedim. Okuluma devam edebilmek için tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
“POLİS ORANTISIZ GÜÇ KULLANDI”
Tutuklu sanık Umut Kabaklı, savunmasında, İstanbul Üniversitesi Elektrik ve Haberleşme kısmı öğrencisi olduğunu söyleyerek, olay günü polisin orantısız güç kullandığını, kendilerinin ise sadece Anayasal haklarını kullanmak istediklerini ve orada bulunan polis memurlarının Anayasa’yı çiğnediklerini ifade etti. Kabaklı, “Polis o gün orada görev yapmıyordu zira polisin görevi Anayasa’yı çiğneyerek halka nefretle saldırmak değildir. Bizzat İçişleri Bakanı tarafından o güne ait görüntüler paylaşıldı, hatalıymışız gibi gösterildi. Bizi marjinal gruplarmışız gibi gösterdi. Tutuklanmam hukuksuzdur. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum” diye konuştu.
JANDARMA İLE AVUKATLAR ARASINDA GERGİNLİK
Hakim, başka bir belgenin yakalamalı sanığının mahkemelerine getirildiğini bildirerek, yakalamalı sanığın süreçlerini süratlice halledip geleceklerini belirtip savcıyla birlikte salondan ayrıldı. Hakim ile savcı salondan ayrıldıktan sonra tutuklu sanıklar, arkadaşları ve aileleriyle sohbet etmeye başladı. Bu durumdan rahatsız olan jandarma ekipleri, mahkeme salonunda sanıklara kelepçe takarak bekleme alanına götürmek istedi. Sanık avukatları ise jandarma çalışanına tepki göstererek, mahkeme salonunda devam eden bir duruşmada sanıklara kelepçe takamayacaklarını ve hakim karar vermeden başlarına göre sanıkları salondan çıkaramayacaklarını söyledi. Duruşma salonundaki gerginlik, hakimin geri gelmesiyle son buldu.
“POLİS, YETKİSİNİ AŞTI”
“OLAYLARI SİZİN GİBİ HABERLERDEN ÖĞRENDİM”
112 Acil Servis memuru olan tutuklu sanık Serdar Oğuz, “1 Mayıs’a katılmak Anayasal hakkımdı. Katıldığım için 2 aydır tutukluyum. Meskenime şafak operasyonuyla baskın yapıldı. Adli denetimle serbest bırakılmama rağmen daha sonra tutuklanarak hak ihlaline uğradım. Vazifemden uzaklaştırıldım. 1 Mayıs’a katılmanın cezası bu olmamalı. Meslektaşlarımla birlikte KESK ve TTB ile birlikte alandaydım. Olaylar olduğunda da ben oradan esasen ayrılmıştım. Olayları sizin gibi ben de haberlerden öğrendim. Bu hukuksuzluğun son bulmasını ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.
“HER GECE UYUDUĞUMUZ KONUTLARIMIZDA YAKALANDIK”
“SOPA VE TAŞ ATTILAR”
“BEN DE İŞÇİYİM, BAŞIMA 15 DİKİŞ ATILDI”
Kadın polis memuru ise olay günü Bozdoğan Kemeri altında görevli olduğunu belirterek, “Başıma isabet eden kaldırım taşı nedeniyle başıma 15 dikiş atıldı. 24 gün iş göremez oldum. Kişisel bakımımı bile yapamaz hale geldim. Orada bize verilen görevi yerine getiriyorduk. Sanıkların beyanlarına istinaden belirtmek istiyorum, ben de orada bir emekçiydim ve ben de işçi çocuğuyum” diyerek şikayetçi olduğunu söyledi.
Polis memuru tabirinde başına dikiş atıldığını belirttiği sırada izleyici sıralarında oturan bir tutuklu sanığın annesi, “Oh olsun” dedi.
TÜM TUTUKLULAR SERBEST KALDI
Avukat beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, dosya kapsamında tutuklu bulunan 8 sanığın da tahliyelerini karar verdi. Tüm sanıklar hakkındaki adli denetimlerin de kaldırılmasına hükmeden amhkeme, İstanbul Valiliği ile Fatih Kaymakamlığı’na müzekkere yazılarak, 1 Mayıs gününe ilişkin yasaklama kararının sorulmasına hükmetti. Duruşma, 7 Ocak’a ertelendi.
‘Memur Bir Kez Daha Enflasyon Altında Ezildi!’
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.