DOLAR

35,4347$% 0.29

EURO

36,5448% 0.11

GRAM ALTIN

3.051,27%0,65

ÇEYREK ALTIN

4.977,00%0,14

TAM ALTIN

19.844,00%0,12

ONS

2.679,54%0,38

BİST100

10.012,81%0,12

İmsak Vakti a 02:00
Bursa PARÇALI BULUTLU 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 35,4347

EURO 36,5448

ALTIN 3.051,27

BİST 100 10.012,81

İmsak 02:00

13°
  • Bursa Gündem Haber
  • Ekonomi
  • Son Dakika… Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: En Düşük Emekli Maaşı Konusunda Çalışma Yapacağız

Son Dakika… Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: En Düşük Emekli Maaşı Konusunda Çalışma Yapacağız

ad826x90

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul’da ekonomi basını ile bir araya gelerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye’deki gelişmelere değinen Yılmaz, ülkede artık bir diktatörlüğün yıkıldığını ve yeni bir nizamın oluştuğunu söyledi. Gelecek periyoda ilişkin muhtemel gelişmeleri yorumlayan Yılmaz, “Şu anda acil konu, siyasi istikrarın sağlanması, güvenlik ortamının pekiştirilmesi, iç arbedelerin olmadığı, bütün etnik kümelerin, mezheplerin, dinlerin kapsandığı kapsayıcı bir siyasi yapının oluşması, yeni bir anayasa, yeni bir güvenlik teşkilatıyla birlikte Suriye’nin siyasi ve güvenlik bakımından istikrarının sağlanması. Böyle bir Suriye, Türkiye’ye yönelik güvenlik risklerini, göç riskini azaltacaktır, Türkiye çok daha emniyetli hudutlarla karşı karşıya kalacaktır. Bütün bunlar bir kere güvenlik açısından, siyasi açıdan, terör bakımından, birçok açıdan Türkiye’ye yararlar doğuracak.” diye konuştu.

Yeni periyotta Suriye’nin yeniden imar edileceğini, altyapısıyla, üstyapısıyla, tarımıyla, endüstrisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacağını, vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin bu sürece kesinlikle müdahil olacağını ve katkı sunacağını söyledi.

Suriye ile ticaretin ve yatırımların artmasının Türkiye ekonomisine de önemli katkılar sunacağını vurgulayan Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:

“Komşumuz Suriye’nin bu yeni döneminde yanında olacağız. Özellikle kurumsal anlamda deneyim birikimimizi Suriyeli kardeşlerimizle her alanda paylaşacağız. Burada dünyaya da büyük bir rol düşüyor. Esed döneminde ortaya konan yaptırımlar var, bir diktatör döneminde. Şimdi yeni bir Suriye var, artık eski kalıplarla, tanımlamalarla Suriye’ye bakılması doğru değil, yeni bir ortam var. Dolayısıyla bu yaptırımların bir an önce kalkmasını temenni ediyoruz. Suriye’nin ekonomik gelişimi için Batılı ülkelerin özellikle yaptırımları var. Esed rejimine dönük bir yaptırımdı, şimdi o rejim ortadan kalktı, dolayısıyla bu yaptırımların kaldırılması önemli.”

Yılmaz, yine dost ülkelerin ve uluslararası kurumların Suriye’nin yeniden yapılanması için finansal destek sunmalarının önemine dikkati çekerek, bu konuda davette bulundu.

“DOĞU VE GÜNEYDOĞU TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜZERİNDE BÜYÜYECEK”

Cevdet Yılmaz, terörün Türkiye’ye maliyetine ilişkin bir soru üzerine, bir insanın ve can kaybının maliyetinin ölçülemeyeceğini dile getirdi.

Terörün ülke ekonomisinde yol açtığı ziyanlara dikkati çeken Yılmaz, doğrudan maliyetlerin yanı sıra yapılamayan projeler nedeniyle de ortaya olumsuz bir tablonun çıktığını anlattı.

Yılmaz, terör olduğu için turizmin gelişemediği bölgelerin bulunduğunu, yatırımların yapılmadığını, bunu en fazla Doğu-Güneydoğu beşerinin yaşadığını ve nitelikli insan gücü ve yatırımcıların buradan kaçtığını anlattı.

Terörle uğraştaki başarı sayesinde son yıllarda bölgede güzel gelişmeler yaşandığına işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

“Şimdi Doğu, Güneydoğu bu süreçte Türkiye ortalamalarının üzerinde büyüme kaydedecek. Doğu ve Güneydoğu’da Gabar petrolünü görüyoruz. Terörsüz Doğu ve Güneydoğu’da, Mardin’de, Diyarbakır’da boş odası kalmayan otelleri, canlanan turizmi, hayvancılığı görüyoruz. Bütün bunlar aslında yeniden iktisadın canlandığını gösteriyor. Dolayısıyla biz teröre karşı aslında büyük bir başarı elde etmiş durumdayız. FETÖ’ye, DEAŞ’a ve PKK’ya karşı.”

 “TERÖRÜN GÖLGESİNDE OLMAYAN BİR SİYASET İSTİYORUZ”

Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son periyottaki bildirilerine ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:

“Geldiğimiz süreçte ben şunu anlıyorum, Sayın Bahçeli her zaman ‘Önce milletim, devletim, sonra partim ve ben’ diyen bir siyasetçi. Siyasi hesaplarla değil, ülkenin geleceğiyle düşünen, uzun vadeli geleceği açısından doğru bulduklarını ortaya koyan bir devlet insanı. Dolayısıyla buradaki perspektifi de şu, ‘Terörsüz bir Türkiye’. Bir taraftan da bölgemizdeki emperyalist gelişmeleri, Orta Doğu’da, Suriye’de yaşanan gelişmeleri ve bunların bölgemizde oluşturduğu riskleri bütün bunları görerek aslında iç cephemizi bütünleştirmemiz, kardeşliğimizi güçlendirmemiz ve terörsüz bir Türkiye olarak çok daha güçlü bir şekilde yolumuza devam etmemiz gerektiğinin bir ifadesi. Bunun zati ana vizyonunu da Cumhurbaşkanı’mız ortaya koymuş durumda, bu da Türkiye Yüzyılı vizyonu. 100 yıllık bir Cumhuriyet’imiz var, çok büyük kazanımlarımız var. Şimdi yeni bir yüzyıla girdik ve bu yüzyıl birçok alt başlığı var ama bir tanesi de en temel başlıklarından biri ‘Huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacak’ diyor Cumhurbaşkanı’mız. Dolayısıyla ana vizyonumuz da bu. Bu vizyon çerçevesinde hareket ediyoruz. Terörün gölgesinde olmayan bir siyaset istiyoruz.”

Terörün, demokrasinin ve kalkınmanın düşmanı olduğunu vurgulayan Yılmaz, terör olması halinde seyahat etme ve girişimcilik özgürlüğünün ortadan kalkacağını, yatırım ortamının gelişmeyeceğini söyledi.

“Dolayısıyla, terörsüz bir Türkiye aynı zamanda daha hızlı kalkınan, demokratik standartlarını daha hızlı yükselten bir Türkiye demek. Biz artık terörün gündemden çıkmasını istiyoruz. Terörün hiçbir siyasi parti üzerinde, hiçbir siyasi grup üzerinde gölgesinin devam etmesini istemiyoruz.” diyen Yılmaz, şunları kaydetti:

“Aslında terör olduğu sürece demokratik siyaset de olmaz. Elbette demokrasilerde çok partiler olacaktır, çok partili sistem zati demokrasi. Farklı görüşler, farklı fikirler olacaktır ama terörün gölgesinde siyaset olmamalı. Hiçbir parti, hiçbir grup hem ‘Ben demokratik siyaset yapıyorum’ deyip hem de terörle iç içe veya dirsek teması içinde olamaz. Dolayısıyla terörün ortadan kalktığı, demokratik siyasetin güçlendiği bir ortamda Türkiye kardeşliğini, huzurunu daha da pekiştirecektir. Burada gördüğümüz kadarıyla Meclis çerçevesinde bir diyalog başlamış durumda. Bu da çok doğru bir yaklaşım. Çünkü şu an ki Meclisimiz Cumhuriyet tarihimizin temsil gücü en yüksek Meclislerinden, tahminen de en yükseği. Çünkü çok sayıda parti seçimle geldi ve her birinin belli sayıda milletvekili var. Yanlış hatırlamıyorsam seçmenin yüzde 95’inden fazlası temsil ediliyor. Dolayısıyla Meclis çerçevesinde yapılacak istişareler, değerlendirmeler çok değerli.”

 “EKONOMİK KALKINMA ORTAMI ÇOK ÇOK İYİLEŞECEKTİR”

Cevdet Yılmaz, terörün olmadığı bir ortamın hem Türkiye hem çevre ülkeler için çok önemli olduğunu ve yatırım ortamını güzelleştireceğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

“Bunu bir yılla kısıtlamak doğru değil bence genel anlamda yatırım ortamı, ekonomik kalkınma ortamı çok çok güzelleşecektir. Aslında terörün bu bölgeye başımıza bela edilmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu bence. Gücümüzü başka alanlarda harcayıp gerçek anlamda kalkınmamıza, gelişmemize de engel oluyor bu yapılar. Bunların ortadan kalktığı bir ortamda kaynaklarımızı da dikkatimizi de çok daha asıllı hususlara yönelteceğiz. Teknolojimizi nasıl geliştireceğiz, ülkemizi nasıl büyüteceğiz, insanımızı nasıl daha nitelikli yetiştiririz? Beşeri sermayeye nasıl daha fazla yatırım yaparız, bunlarla uğraşacağız ve bu uzun vadeli kalkınmamıza büyük destek olacak diye düşünüyorum.”

 “ULUSLARARASI YATIRIMLARDAN DAHA FAZLA PAY ALMA GAYRETİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bir soru üzerine, Türkiye’ye doğrudan yatırım konusunda, uluslararası şirketlerde geçmişe göre çok daha yüksek bir iştah oluştuğunu gördüklerini söyledi.

Yatırımcılara her türlü kolaylığı sağladıklarını ve yatırım ortamını düzgünleştirmeye devam ettiklerini vurgulayan Yılmaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca uygulanan ve 30 milyar dolarlık bir program olan HIT-30’un Türkiye’nin teknolojik açığı olan alanlarda yabancı sermayeyi cezbedeceğini bildirdi.

Yılmaz, yatırımlar geldikçe cari açığın düşeceğini ancak uluslararası doğrudan yatırımın korumacılık eğilimleri nedeniyle eskisi kadar güçlü olmadığını, herkesin kendi ülkesine sermayeyi yönlendirmeye çalıştığını, buradan daha fazla pay alma çabası içinde olduklarını anlattı.

Türkiye’ye ağırlıklı olarak Avrupa ve ABD’den yatırımların geldiğini, Çin’den son dönem bir elektrikli otomobil markasının yatırım kararı aldığını hatırlatan Yılmaz, “Daha fazlasını da elbette istiyoruz. Sadece Çin’den değil, hangi ülkeden olursa olsun dünyanın neresinden olursa olsun. Türkiye’ye gelip yatırım yapanlara kendi şirketimiz gibi bakıyoruz. Kâfi ki gelsin üretimini burada yapsın, bize istihdam üretsin, teknoloji getirsin, ihracat getirsin bunun için de çabalarımızı sürdüreceğiz.” diye konuştu.

 “TRUMP’IN MUHTEMEL GÜMRÜK TARİFELERİ BİZİ DE YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR”

Cevdet Yılmaz, SGK ıslahatına ilişkin soru üzerine, gündemlerinde kapsamlı bir çalışma olmadığını belirterek, “Kapsamlı tahliller, etki değerlendirmeleri, nasıl yapacağımıza ilişkin dizaynlar netleştikten sonra bunları gündem yapmanın daha doğru olduğunu inanıyoruz. Dolayısıyla şu anda o kapsamda bir ıslahat gündemimizde değil.” diye konuştu.

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın uygulaması beklenen gümrük tarifelerine değinen Yılmaz, bunların uygulanıp uygulanmayacağının şimdi kesin olmadığını ancak Çin’e karşı tarifeleri çok yükseltme gibi bir durumun ve bu kapsamda bir pazarlık durumunun bulunduğunu dile getirdi.

Yılmaz, ABD’nin Çin’e uygulayacağı muhtemel tarifelerin Türkiye’yi de yakından ilgilendirdiğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“ABD’nin Çin’e karşı gümrük duvarlarını artırması halinde Çin, ABD dışı pazarlara çok daha yoğun bir şekilde ihraç yapma tavrı içine girecektir. Bu da bizim gibi ihracatçı ülkeleri elbette daha fazla rekabetle karşı karşıya getirecektir. Bunu dikkatle analiz ediyoruz ama şimdi gerçekleşen bir durum söz konusu değil. Gerçekleşmelere göre buna bakmak durumundayız. Türkiye’nin Avrupa pazarına yakınlığı, lojistik avantajları bu anlamda elini güçlendiren ögeler. Ama gelişmelere göre biz de ticaret politikalarımızda elbette bazı adımlar atmak durumunda kalabiliriz.”

DPT DEĞERLENDİRMELERİ

Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) yeniden kurulup kurulmayacağına ilişkin soru üzerine Yılmaz, bu kurumda 18 yılını geçirdiğini, 7 yıl da buradan sorumlu bakan olduğunu, dolayısıyla DPT’deki çalışma hayatının süresi için 25 sene denilebileceğini belirterek, kurumun 2011 yılında Strateji ve Bütçe Başkanlığına dönüştüğünü, bölgesel boyutunun Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına gittiğini anlattı.

Yılmaz, DPT’nin Strateji ve Bütçe Başkanlığıyla hem strateji yapan hem de elinde yatırım bütçesi ve genel bütçe olan bir kuruma dönüştüğünü ve doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bağlandığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla şu anda aslında çok güçlü bir yapı, tahminen kamuoyunda gereğince reklamı yok veya tanıtılmıyor ama Strateji ve Bütçe Başkanlığının geçmişte bütçe kısmının sadece yatırımı vardı DPT’de. Şimdi yatırım, cari hepsi orada. Stratejiler yine 5 yıllık kalkınma planları hazırlıyor, uzun vadeli strateji dokümanları hazırlıyor. ‘DPT’nin bir marka boyutu vardı’ diyelim, bir markanın oluşması biraz zaman alıyor ama Strateji ve Bütçe Başkanlığımız şu anda bu evvelce gelen kültürü orada devam ettiriyor ve oradaki çalışanların birçoğu da eski DPT’den gelen takımlar ve maliyenin bütçe ünitesinden. Ben de doğrusu birçok çalışmamda Strateji ve Bütçe Başkanlığıyla çalışıyorum, Cumhurbaşkanlığımıza bağlı bir başkanlık olarak.”

NÜFUS SİYASETLERİ YÜKSEK KONSEYİNİN İLK TOPLANTISI 9 OCAK’TA

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, reel dalın ekonomiye nasıl baktığına ilişkin soruya karşılık, bazı zorluklar yaşandığını ancak uygulanan doğru programın sonucunu sabırla beklediklerini söyledi.

Bu programın orta vadede kendileri için de çok daha iyi olacağına inandıklarını vurgulayan Yılmaz, “Yani özetlersem benim duyduğum mesaj bu, ama bir taraftan da elbette reel sektör belli taleplerini, belli beklentilerini ifade ediyor, biz de hiçbir şekilde onlara duyarsız kalmıyoruz.” diye konuştu.

Yılmaz, kısa süre önce oluşturulan Nüfus Siyasetleri Yüksek Heyetine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Nüfus Siyasetleri Yüksek Konseyimizin ilk toplantısını 9 Ocak’ta yapacağız. İlk toplantıda ana bir çerçevenin belirlenmesi için istişarelerimiz olacak, hemen yol haritamızın şekillenmesini beklememek gerekir. Kapsamlı yol haritamız için bir sunum olacak, bunun üzerinde tartışacağız ve muhtemelen yeni bir strateji eylem planını başlatacağız. Hazırlıklarını, teknik çalışmalarını, bir sonraki toplantıda da muhtemelen bu yeni bir yol haritasını sizlerle paylaşacağız ama bu arada spesifik bazı mevzuları da ele alma imkanımız olacak. Bunlardan bir tanesi Aile ve Gençlik Fonu kurduk biliyorsunuz, bunu pilot uygulama seviyesinde şu anda belli illerde hayata geçiriyoruz. Özellikle petrolden, doğal gazdan, madenlerden gelen gelirlerin bir kısmını bir fonda topluyoruz, bunu da yeni evlenen gençlere faizsiz imkan olarak sağlıyoruz. Bunu tüm Türkiye’ye yaygınlaştıralım mı, nasıl yapalım, bunu muhtemelen bir gündem maddesi olarak Nüfus Kurulunda tartışacağız. Çünkü nüfusun düşük olmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi de evlilik yaşının giderek yükselmesi.”

Yılmaz, evlilik yaşı yükseldikçe doğurganlık oranının düştüğünü kaydederek, evliliklerin biraz daha düşük yaşlarda gerçekleşmesi gerektiğini bildirdi.

Bazı gençlerin evlenmesinin önündeki finansal ıstırapların aşılması için uyguladıkları programları anlatan Yılmaz, doğurganlığı azaltan sezaryen ameliyatların oranının Türkiye’de dünya ortalamasının çok üzerinde olduğunu bildirdi.

Yılmaz, “Elbette tıbbi bir sebep varsa hiç tartışmasız sezaryen olmalı, orada hiç tereddüt yok. Ama bir ülkede doğumların yüzde 60’ı sezaryenle oluyorsa bunu herhalde sadece tıbbi sebeplerle açıklayamayız. Yani başka sebepler var kesinlikle burada. Dolayısıyla bunları da tartışmak durumundayız. Buna benzer çok sayıda başlık var, o yüzden konsey kurduk esasen. Çalışma hayatı yine, kadınların hem hayatını hem iş hayatını aynı anda sürdürmeleri durumunda ikisi arasında bir tercihe zorlamamak için yeni çalışma modelleri geliştirmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.

Her biri başka bir kurumu ve düzenlemeyi ilgilendiren çok sayıda başlık bulunduğunu söyleyen Yılmaz, bütün bunlara bir bütünlük içinde bakacaklarını ve yeni bir eylem planı ve yol haritası oluşturacaklarını bildirdi.

“KADINLARIN İŞ GÜCÜ PİYASASINA DAHA FAZLA GİRMESİ TÜRKİYE’Yİ RAHATLATACAK”

Cevdet Yılmaz, “en az 3 çocuk” sloganını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllardır söylediğini hatırlatarak, şimdi bunun değerinin daha iyi anlaşıldığını, başta çok tartışmalar yapılsa da gelinen noktada ne kadar haklı olunduğunun daima birlikte görüldüğünü vurguladı.

Kadınların iş gücü piyasalarına daha fazla girmesinin önemine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

“Bu nüfus dinamikleri açısından da önemli, giderek daha çok çalışan bulamama problemiyle karşı karşıya kalacağız bu önümüzdeki süreçlerde. Şimdiden yaşıyoruz bunu. İş dünyasının dile getirdiği problemlerden biri ‘yeterince çalışan bulamıyorum’ konusu. Dolayısıyla önümüzdeki dönem özellikle kadınların iş gücü piyasasına daha fazla girmesi Türkiye’yi bir oranda rahatlatacak bir durum. İş gücü ihtiyacını, çalışan ihtiyacını karşılayacaklar manasında.”

Yılmaz, asgari ücret ve emekli maaşlarına ilişkin görüşleri ile yeniden bir düzenlemenin yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Yılmaz, son istihdam sayılarını hatırlattı. Yılmaz, toplam 32 milyon 970 bin kişilik istihdamın yüzde 42’sinin asgari ücretliden oluştuğunu bunun da 6,7 milyon kişiye tekabül ettiğini vurguladı.

Kayıt dışılık konusunun ikiye ayrıldığına işaret eden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

“Birincisi, ‘tamamen kayıt dışı çalışma’, ikincisi ‘eksik kayıtlılık’. Dünyada da bizde de böyle. Asgari ücret sıkıntısında bu sorunun da olduğunu biliyorum. Yani asgari ücretli 6,7 milyon gözüküyor ama muhtemelen gerçek anlamda bundan daha düşük. Asgari ücretli gösterip, başka formlarda ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz. Buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz kayıt dışılıkla da eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz ama bu faktörleri dikkate almadan yapılacak bir yorumun çok da gerçekçi olmayacağını bilmemiz lazım. Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci konu şu, altını daima çiziyoruz, bu bir taban ücret. Bunun üstü bir limit söz konusu değil. Ülkü ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret. Dolayısıyla, birçok metropolde, belli bölümlerde, belli büyüklerdeki firmalarda aslında fiili fiyatların daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz.”

Bu konuda asıl sorunun asgari fiyatta daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun kesimler olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyor ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de yeri oluşmuş oluyor. Dolayısıyla önemli olan bu verimliliği artırmak, daha sağlam bir tabanda, kalıcı bir tabanda bu gelişmeleri sağlamak. Biz bütün imkanlarımızla bu yönde uğraş ettik.” ifadelerini kullandı.

“ASGARİ FİYATTA SON 2 YILDA YAPILAN ARTIŞLAR EPEYCE ÖNEMLİ”

Cevdet Yılmaz, enflasyona ilişkin sürece ve asgari ücret artış oranlarına değinerek, “Son 2 yılda yapılan artışlar epey önemli. Bu yıl da yaptığımız artışın gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, 2003-2024 döneminde yıllık ortalama büyüme sayısının yüzde 5,4, asgari fiyattaki reel artışın yıllık büyümesinin ise yüzde 5,6 olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Uzun periyotlu baktığınızda da asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız. Son devirde önemli bir gelişme var. 2022 yılında emeğin milli gelirden, gayri safi katma bedelden aldığı pay hayli düşük düzeye gelmişti. Pandeminin başka faktörlerin de etkisiyle hakikaten çok düşük bir seviyeydi. Gerçekten TÜİK, 2022 gelir dağılımı istatistiklerini yayımladığında, gelir dağılımında önemli bir olumsuz etkilenme olduğunu gördük. Geçtiğimiz günlerde TÜİK, 2023 gelir bazlı sayıları açıkladı, burada gelir dağılımında bağıntılı olarak bir düzelme olduğunu görüyoruz. 2025’te açıklanacak 2024 datalarında de yine bu iyileşme eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum. Bunun da öncü göstergesi emeğe, iş gücüne ödemelerin gayrisafi katma kıymet içindeki payı. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde, serinin açıklandığı 1998’den beri en yüksek paha olan yüzde 37,6’ya ulaşmış durumdayız. Yani iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma bedeldeki payı itibarıyla 2024’ün üçüncü çeyreğinde tarihi yüksek seviyeyi görmüş durumdayız ve son bir yılda burada 6,1 puanlık artış var. Bu da önümüzdeki dönem gelir dağılımı açısından daha olumlu bir tablonun oluşacağını gösteriyor.”

“ENFLASYONDA ÖNEMLİ BİR SAPMA OLMAYACAĞINA İNANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, net asgari ücretin dolar karşılığı durumuna vurgu yaparak, asgari ücretin 2002’de 114 dolar, 2024’te ise 519 dolar olduğunu, 2025’teki son güncel artışla fiyatın 627 doların üzerine çıktığını bildirdi.

Yılmaz, “Bu net maaşlara bir de patrona maliyeti açısından bakarsanız, tabi çok daha yüksek sayılarda. Şu anki asgari ücret düzeyimiz Rusya, Romanya, Bulgaristan, Meksika, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Çin, Mısır ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin üzerinde bir rakam.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın asgari ücrete ilişkin, “Şayet enflasyon oranında çok önemli bir sapma olursa doğal ki biz de buna kayıtsız kalmaz, gerekli değerlendirmeleri yaparız.” dediğini hatırlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanımız aslında bunu söyledi. Biz önemli bir sapma olmayacağına inanıyoruz, politikalarımızı o çerçevede sürdürüyoruz. Önemli olan şudur, bugün yüksek bir maaş verirsiniz, yarın enflasyon bundan daha yüksek çıkarsa verdiğiniz maaşın hiçbir anlamı kalmaz. Önemli olan enflasyonu dizginleyip, düşürüp, somut, reel satın alma gücünde artış sağlamak. Bizim emelimiz satın alma gücünde kalıcı artış sağlamak. Dolayısıyla bunu sağlamak için her türlü uğraşı sarf edeceğiz.”

 “EMEK YOĞUN KESİMLERDE İSTİHDAM KATKISI SAĞLAMAK İSTİYORUZ”

Yılmaz, bu süreçte istihdamı da desteklemeye devam edeceklerini belirterek, asgari ücret kararıyla birlikte 700 lira olan asgari ücret takviyesini 1000 liraya çıkardıklarını, bunun da önemli bir katkı olduğunu dile getirdi.

Ekonomi Uyum Kurulunda (EKK), kamuda özellikle emek yoğun işletmelerle, hem imalatçı hem ihracatçı işletmelerle ilgili geniş değerlendirmeler yaptıklarını aktaran Yılmaz, şu bilgiyi verdi:

“Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın, Strateji ve Bütçe Başkanlığımızın önemli çalışmaları oldu. Bu kapsamda da yine bir inisiyatif var, o da istihdamını koruyan emek yoğun kesimlerde faaliyet gösteren işletmelere çalışan başına 2 bin 500 liraya kadar istihdam katkısı. Bu özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi emek yoğun dalları ilgilendiren bir karar. Ocak ayı içinde bir düzenleme yapmak, işletmelerimizin istihdamını korumak istiyoruz, programın asıl amacı bu. İstihdamını korumuş, belli bir referans periyoda göre azaltmamış olan KOBİ’lerimiz, işletmelerimiz bundan istifade edecekler. Cumhurbaşkanımız bunun ana başlığını açıkladı zati, ayrıntılarını tartışacağız.”

Amacın KOSGEB kanalıyla işletmelere bu dayanağın bürokrasi oluşturmadan, çok hızlı, seri şekilde tespitleri yapılarak verilmesi olduğunu vurgulayan Yılmaz, “İşletmelerimize 2 bin 500 liraya kadar olan desteği sağlamak istiyoruz. Ama her bölümde değil, emek yoğun kesimlerde ve KOBİ’lerimizi hedefleyen bir anlayış içinde bu takviyemizi sağlayacağız. Emelimiz insanların işini korumak, işletmelerin ayakta kalması, devam etmesi, istihdam sağlaması ekonomik ve sosyal olarak çok çok önemli. Dolayısıyla insanlarımızın iş gücü piyasalarında kalması için yeni bir programı da başlatıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

“EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI KONUSUNDA BİR ÇALIŞMA YAPACAĞIZ”

Emekli maaşlarında yapılacak artışa ilişkin görüşleri sorulan Yılmaz, asgari ücret oranıyla emekliye artış oranının mukayese edilmesinin doğru olmayacağını söyledi.

Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:

“Birisi bir yıllık süreçle ilgili bir artış, başkası 6 aylık. Emekli ve memur artışı 6 aylık yapılıyor. Temmuzda tekrar bu artışlar yenilenecek. Burada da kural belli. Biliyorsunuz burada gerçekleşen enflasyon ve toplu sözleşme var, yani burada kural bazlı bir şey var. Burada asıl kural bazlı olmayan konu en düşük emekli aylığı. En düşük emekli aylığı bugün geldiğimiz noktada 12 bin 500 liraya çıkmış durumda. Kök fiyatları daha düşük olan, epey önemli sayıda emeklimiz bundan istifade ediyor. Kök fiyatından daha yüksek bir emekli ücreti almış oluyor. Yani primiyle temaslı kök fiyatından daha yüksek bir emekli maaşı almış oluyor. Bunu kanunla ancak değiştirebiliyorsunuz. Bu normal sistemden gelen bir şey olmadığı için, kanunla gelen bir yapı olduğundan ancak kanunla düzenlenerek yine sağlanabilir.”

Cevdet Yılmaz, bu konuda bir çalışma yapacaklarının altını çizerek, ” Yani burada diğer fiyatlar artarken asgariyi olduğu gibi tutmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Bir çalışma yapacağız ve bir yasal düzenleme muhtemelen gündeme gelecek. Son çalışma tamamlandıktan sonra kümemizle kanun çalışmasını gündeme taşıyacağız. Ocak ayı içinde bu gerçekleşecektir diye düşünüyorum.” dedi.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Getty ve Shutterstock Birleşiyor

HIZLI YORUM YAP