34,5615$% 0.04
36,6023€% -0.14
2.918,42%0,67
5.042,00%1,53
20.103,00%1,35
2.628,30%0,70
9.232,90%-1,73
İstanbul’da bebekleri mutabakatlı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlamak ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olmak iddiasıyla yargılanan 22’si tutuklu 47 sanık dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıkların yargılanması bugün de sürüyor. Dün katılma taleplerini değerlendiren mahkeme sadece yoğun bakım sorumlusu olan hemşire sanık Hakan Doğukan Taşçı’nın savunmasını aldı. Bugün de diğer tutuklu sanıkların savunmasının alınmasına devam ediliyor…
Hasan Basri Gök’ün çapraz sorgusunun ardından bebek yoğun bakım hemşiresi olan tutuklu sanık Deniz Korkmaz savunma yaptı. 7 yıldır yoğun bakım hemşiresi olduğunu söyleyen Korkmaz, “Hakkımdaki suçlamaların hiçbiri somut kanıta dayanmamaktadır. Ayrıca işin komik tarafı da şudur ki, bu davanın başında CİMER şikayetini ben yaptım. Şu an davanın tutuklusu da benim” dedi.
“KURTLAR VADİSİ’NDEKİ REPLİKTİ”
Mahkeme başkanı sanığın telefon dinleme kayıtlarında başka bir sanığa söylediği, “Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir” sözünü sordu. Sanık ise, “Kurtlar vadisinde bir replik vardı. Onu kullandım” dedi. Korkmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hastane idareleri yoğun bakımlara ciro artsın diye daima baskı yapıyorlardı. Burada hata hastanın eşya gibi görünmesindendir. Rahat para kazanmaya çalıştıkları için bunlar oldu”
“PİŞMAN DEĞİLİM, VİCDANIM RAHAT”
Hastaları para olarak gören zihniyeti bitirmek için CİMER’e şikayette bulunduğunu anlatan Deniz Korkmaz, “Pişman da değilim. Hiçbir hastanın canına karşı kasti bir eylemde bulunmadım. Bu konuda vicdanım rahattır” dedi.
Savunma bitti, çapraz sorguya geçildi.
Tutuklu sanık hemşire Hasan Basri Gök’ün savunmasının alınmasının ardından mahkeme başkanı duruşmaya 45 dakika ara verdi. Ortanın ardından tutuklu sanıkların savunmasına devam edilecek.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya yine ilgi ağırdı. Duruşmada ilk olarak tutuklu sanık hemşire Hasan Basri Gök savunma yaptı. Savcılıkta ve emniyette verdiği tabirlerde gerekli şeyleri anlattığını söyleyen Gök, “Tekrar etmeye gerek yok. Diğer sözlerimde gözümle gördüğüm şeyleri anlattım” dedi.
Fırat Sarı’nın normal hemşiresi olduğunu ancak 6 ay şablon işlerini 6 ay da sürücülüğünü yaptığını söyleyen Gök, “Bebek sevkleri tıp merkezlerinden, 112’den ya da tanıdık hekimlerden oluyordu. Normalde 20’de 1 gelecek hastayı hemen çıkartıyorlardı” dedi. Mahkeme başkanının, “Aileyi nasıl ikna ediyordunuz?” diye sorması üzerine Hasan Basri Gök, “Aileye de 112 ile uğraşmayalım sizi bekletir. Bu hastaneye gidelim yer bulduk diyorlardı. Gözümle gördüğüm bir şey yok ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Bebek başına 5 bin lira alıyordu” dedi.
“SGK’DAN PARA ALMAK İÇİN UZUN YATIRIYORLAR”
Bir bebeğin ailesinden para alınmasına ilişkin tapeleri sorulan Gök, “Bu bebek tıp merkezinde doğdu. Hastaneye sevki yapıldı. Aileden 38 bin ya da 40 bin lira aldık. 25 bin lira hastaneye verdik. Geri kalan parayı Fırat Sarı aldı. Doğukan ve bana sadece yemek parası verdi. Bu bütün özel hastanelerde dönen bir şey” dedi. Hasan Basri Gök ayrıca hastaların olağandan daha uzun hastanelerde yatırıldığını da söyleyerek, “SGK’dan para almak için olağandan uzun yatırıyorlardı hastaları” dedi.
“İLAÇ SATARAK 40 BİN LİRA KAZANDIM”
SGK’nın karşıladığı ilaçları fazla alarak elde kalanları sattıklarını anlatan Gök, “Fazla kalan ilaçların satışından 30-40 bin lira para kazandık. Fırat Sarı’ya ne kadar para verdiğimi hatırlamıyorum. 3 defa sattım” dedi.
“ÇOCUĞU ÖLDÜR” KONUŞMASI İÇİN SAVUNMA: ÇİRKİN BİR CÜMLE
Mahkeme başkanı kan donduran o konuşmayı da Hasan Basri Gök’e sordu. Mahkeme başkanı, “Mehtap ile bir konuşman var. ‘Mehtap çocuğu öldür. 50 satürasyonlu bebek mi olur?’ diyorsun. Mehtap da sana, ‘öldüreceğim de öldürsem de dert’ diyor. Nedir bu konuşma?” diye sordu. Sanığın bu soruya yanıtı ise daha çok kan dondurdu. Sanık Gök, “Evet çirkin bir cümle” dedi.
Bebeği görmediğini söyleyerek, “50 satürasyonlu demek bebeğin daima kalbinin durup yeniden canlanması demek” diyen sanık Gök’e mahkeme başkanı, “Normalde böyle hemen bırakır mısınız bebeğe müdahaleyi” diye sordu. Sanık ise, “Normalde böbrekler ve ciğerler iflas edince bırakılır” dedi.
“ZAMANINDA BAKSALAR BEBEK YAŞIYOR OLURDU”
Ölen siyahi bebek ile ilgili yaptığı telefon konuşması sorulan Gök, “Öldüğünü fark etmemişler. Vaktinde baksalar bebek yaşıyor olurdu” dedi.
SAVCI: SAĞLIKLI BEBEKLERE İLAÇ VERİP ENTÜBE Mİ ETTİNİZ?
Mahkeme başkanının sorularının ardından duruşma savcısı da sanık Hasan Basri Gök’e soru sordu. Savcı, “Bir tabibin bebekleri yenidoğana yatırmadığından şikayet ediyorsunuz ve sen karşı tarafa diyorsun ki, ‘sana bir … isimli bir ilaç getireceğim. Onu azar azar bebeklere ver’ benim bildiğim kadarıyla bu ilaç bebeklere verildiğinde bebeklerin entübe edilmesine yol açıyor. Sağlıklı bebekleri entübe ettiniz mi hiç? diye sordu. Sanık Gök ise, “Saçma bir muhabbet” demekle yetindi.
Cevabın üzerine savcı, “Vermeyeceğin ilacı neden götürüyorsun. İlaç ismini söylüyorsun. Nasıl yapacağını söylüyorsun. Çok da saçma sohbet gibi gelmedi bana. Siz sağlıklı bebeklere ilaç verip entübe mi ediyordunuz?” dedi. Sanık ise, “Hayır onu bizde kimse yapmaz” dedi.
Sanık Hemşire Hakan Doğukan Taşçı savunmasında, “Hasta beş günlük entübeyken 10 günlük gösterilmiş. 4-5 hasta taburcu olacağı zamanda Fırat Sarı’nın haberi olmuş, ‘biraz daha bekleyin’ demiş. SGK’dan para almak için daha fazla entübe yazıyorduk” diye konuştu. Akciğer gelişimi için kullanılan bir ilaçtan bahseden Taşçı, “İlaçlar için SGK 9 bin 500 lira ödeme yapıyor. Toplu alınca daha fazla para kazanıyor hastane. İlaçlar birikiyor, hastaya verilmiyordu. Çöpe gideceğine satılması konusunda Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu, biz de satışları yapıyorduk” dedi. Taşçı, aileler doktor ya da muhatap bulamayınca, kendilerini doktor olarak tanıtıp bilgi verdiklerini de söyledi.
CENAZEYİ VERMEMİŞLER
Sarı’nın bir hasta için “Bu çocuk aslında ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?” dediğini belirten Taşçı, “Çocuk öldükten sonra, çocuğun babaannesi aradı, ‘Bebeğin naaşını vermediler’ dedi. Ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Hastane idaresiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum” ifadelerini kullandı. Siyahi bebeğin vefatıyla ilgili konuşan Taşçı, “Çocuk entübasyon aleti ile boğuşuyordu. Fırat Sarı bana vermem gereken ilaçları söyledi. Ben de gece vardiyasında olan arkadaşlara verdim. Sabah hastaneye gittiğimde bebeğin öldüğünü anladım. Buz gibi ve kaskatı kesilmişti” dedi. Duruşmanın devamı bugün saat 10.00’da yeniden görülecek.
Suçlamalara konu hastanelerden birinde 2023 yılında bebeği doğan Emre Erol davaya katılma talebinde bulundu. Bebeğinin sağlam bir şekilde doğduğunu söyleyen Erol, “Yine de yoğun bakıma almak zorunda olduklarını söylediler. Üç gün sonra beni arayarak çocuğumun kalbinin durduğunu söylediler. Tabibi aradığımda kendisinin hastanede olmadığını söyledi. Benim çocuğumun kalbi durdu ama doktor hastanede yoktu. Bu sebeple benim çocuğum yüzde 90 engelli kaldı” dedi. Bir sanık avukatı, müvekkillerine haksızlık yapıldığını iddia ederek, “Türkiye’de böyle bir yargısız infaz görülmemiştir. Müvekkillerimiz hem psikolojik hem de fizikî şiddet görüyor. Toplumun sinir uçlarıyla oynanıyor. Televizyonlarda bu insanlar yargılandı” dedi. Başka bir sanık avukatı da “Dosya medyatik oldu. İddianameyi sosyal medyada gördük. Önemli töhmet yaratıldı. Siyasi gösteri haline geldi ve ciddiyetini kaybetti. Siyasi partilerin katılım talebini reddedin” diye konuştu.
İstanbul’da yenidoğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen 47 şüpheli dün ilk kez hakim karşısına çıktı.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Ölen de Öldüren de Çocuk: 500 Liralık Borç İçin Canından Oldu