37,9226$% -0.07
41,0948€% 0.15
3.807,38%0,22
6.278,00%0,16
25.043,00%0,19
3.123,75%0,32
9.578,14%-0,84
DOLAR 37,9226
EURO 41,0948
ALTIN 3.807,38
BİST 100 9.578,14
İmsak 02:00
İstanbul’da yeni doğan bebekleri mutabakatlı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan 25’i tutuklu, 46 sanığın yargılandığı davanın 3. duruşmasına devam ediliyor. Duruşma saat 10.40 sıralarında sanık yoklamasıyla başladı. Aralarında doktorların da bulunduğu 34 sanığın 3 yıl müddetle meslekten men edildiği öğrenildi.
Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle duruşma konferans salonunda görülüyor. Davanın üçüncü duruşmasına suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar katıldı. Tutuklu yargılanan doktor İlker Gönen’in kaldığı cezaevinde ömrüne son vermesinin ardından sanık sayısı 46 olmuştu. Duruşma saat 10.40 sıralarında sanık yoklamasıyla başladı.
34 KİŞİYE 3 YIL MESLEKTEN MEN KARARI
Sağlık Bakanlığı, aralarında doktorların yanı sıra hemşireler ve teknisyenlerin de bulunduğu 34 kişi hakkında meslekten men kararı verdi. En üst sınırdan3 yıl boyunca men edilen sanıklar, bir daha kamu kurumlarında görev alamayacak.
SU VERME TARTIŞMASI
Yoklama sırasında tutuklu sanık avukatı, müvekkiline su vermek istedi. Duruma jandarma engel olmak isteyince, diğer sanık avukatları ‘Su vermek suç değil’ diyerek tepki gösterdi. Duruşma salonunda kısa süreli gerginlik yaşandı. Cumhuriyet Savcısının ‘Burada alışveriş yapmak yasak’ kelamlarıyla sanık avukatları ‘Jandarmalar işini yapmıyor, ilk kere mı duruşmaya giriyoruz, ilk kere mı jandarma görüyoruz’ diyerek tepki gösterdi. Salonda bulunan polisler tarafları sakinleştirmek isterken, duruşma tarafların yoklamalarıyla devam etti.
İDDİANAMEDEN
Sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle ‘Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘Nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ hatalarından 10 kez, ‘Resmi dokümanda sahtecilik’ suçundan da 11 kez olmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘Kişisel bilgilerin hukuka ters ele geçirilmesi’, ‘Kamu kurum ve kuruluşlarının ziyanına dolandırıcılık’, ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘Resmi evrakta sahtecilik’ hatalarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar mahpusla cezalandırılması isteniyor. 8’i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. İddianamede, ‘Dolandırıcılık’ suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel şahıslara özgü güvenlik önlemi uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor. Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Diğer yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında ölümle tehdit eden isimler de tutuklanmıştı.
4 SANIK TUTUKLANDI
Mahkeme heyetinin ilk duruşmadaki kararı doğrultusunda, tutuksuz sanıklardan TRG Hospitalist Hastanesi hekimlerinden Mehmet Gürül, aynı hastanenin İdari Müdürü Murat Mantuş, doktor Şeyhmus Çelik ve Esenler Güney Hastanesi’nin mesul müdürü Doktor Ali Dirik tutuklanmıştı. Tutuklanması talep edilen ancak firari olan Birinci International Hastanesi’nin sahibi Ali Aksu, hemşire Serenay Şenkalaycı ve hemşire Ceren Hatice Kırım’ı yakalamaya yönelik çalışmalar ise sürüyor.
‘TAHLİYEMİ TALEP EDİYORUM’
SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile duruşmaya katılan sanık Ecem Erol, “Tanıkları tanımadığım için ekleyeceğim birşey yok takdir mahkemenizindir” dedi. Tutuklu sanık Tuğçe Toptemel şahit beyanlarına karşı, “Opara bebeğin kötüleştiğini ilk ben gördüm ben fark ettim. Tape kayıtlarında Şenay Çalıkoğlu’nun Hakan Doğukan Taşçı ile bebek dağılımlarımı yaptığını söylemiştir. Bir kusurum yoktur. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
‘İLAÇLAR NORMAL BAKANLIK ONAYI GİBİ HASTALARA VERİLİYORDU’
Güney Hastanesi Mesul Müdürü tutuklu sanık Doktor Ali Dirik ise ” Şahit Oktay Torul benim mobbing yaptığımı ve bu yüzden işten ayrıldığını söylemiştir. Hastaneden ayrılmasının yoğun bakımla hiçbir alakası yoktur. E-imzası şifresini vermediği sürece kimse kullanamaz. Benden önce de yoğun bakımda çalışıyordu. Şahit Erhan Ayvaz yazılı işlere bakıyordu. Kaç yıllık doktorluk yapmış birine zorla bir sorumluluk veremeyiz. Opera bebekte beyin kanaması vardı. Ben hiçbir zaman yoğun bakıma girmedim. Yoğun bakıma giren tüm hastalara Erhan Ayvaz bakardı. Oktay Torul’u çağırdık ve geldi. Kaya bebek dışında 9 bebek vardı. 9 bebek tek tek yaklaşık 1 saat gezildi. Maaşlarını, tazminatlarını alamıyorlar işsizler, şahitler yönlendiriliyor. Oktay Torul tek tek hastalara baktığını bana değil herkese sorun. Sorumluluğu almış imzası var. Kaç yıllık doktor, mobbing yapılmamış ben niçin zorla imza attırayım” dedi.
‘DOLANDIRICI FIRAT SARI İLE MÜCADELE ETTİM’
Sanık Ali Dirik, “Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu çıktı konuştu. ‘Ben yaşlı bir beşerim 10 yıldır hastaneye gelmiyorum’ diyor hepsi yalan beyan. Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu her gün gelirdi. Cumartesi günleri de gelirdi. Elden alınan paraları akşam 5’te bankaya yatıyordu. Ben erişkin yoğun bakımda olduğum için aktiftim. Yenidoğan yoğun bakımda Fırat Sarı ile uyuşmazlık yaşamışız, ben oraya doktor, hemşire sağlamışım. Yenidoğana baktım diye işletmesini mi yaptım anlamına geliyor? COVİD-19 vakti kimse bakmadı acile, Dahiliye servisine ben baktım işletmesini ben mi aldım demek oluyor? Burada başhekimlere sordunuz ‘Ondan, bundan haberim yok’ dediler ama tutuksuz yargılanıyorlar. Bunları kabul etmiyorum. Bizim Güney Hastanesi özelinde tutuklu yargılayacağınız tek kişi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu. İlaç SGK’ya fatura edilemeyen bir ilaç. Evrakları imzalatın SGK’ya fatura edelim diyerek Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu, Batuhan’ı göndermiş. Ali beyefendiden habersiz kullanalım SGK’ya fatura edelim. Nitelikli dolandırıcılıktan tutuklu bulunuyorum. Ben dolandırıcı değilim ben tam tersi dolandırıcı Fırat Sarı ile mücadele ettim. Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu bana set oldu. Fırat Sarı ile tartışmamda ‘Sen kimsin ki?’ dedi. Bununla uğraşıyorum, Fırat Sarı’yı göndermesiyle uğraşıyorum. Fırat Sarı ile bir hesabım var mı? Yok, tape kayıtlarım yok. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum” dedi.
‘HASTALARA KULLANIYORUZ DEDİLER İNANMADIM’
Tutuklu sanık Ali Dirik, “İlaç konusunda Yavuz Engin Savcım bana sordu. Mantar ilacı, ağır ilaç. Hastanenin yenidoğan sorumlusu bu ilacı çekmiş. Hüseyin Günay sorumlu. Erişkin yoğun bakımda kullanılıyor. Bu ilaç yoğun bakımlarda mantar tedavisinde kullanılır. Damar yolundan verilir. Ağır bir ilaçtır hem erişkin hem bebek yoğun bakımda kullanılır. Başhekimliğe çağırdığımda yatan ‘Hastalara kullanıyoruz’ dediler inanmadım. Hemşireleri çağırdım. ‘Kullanıyor musunuz, tanıyor musunuz?’ dedim ‘Hayır’ dediler. Bu ilacın hepsini yenidoğana çekmişler. Nöbet listesi, 7/24 poliklinik yoğun bakım kaç doktor gerekiyor iki kadrom ve talebim var diyorum. Bakanlık takım vermiyor. Sanık olması gerekirken şahit olarak yargılanıyor Oktay Torul. Ne de olsa Ali Dirik içeride. Kamera kaydı konusu, denetim geldiğinde yukarı çıktım eşlik ettim. Serdar belgeleri alıp hastaları inceledi. Bilgi işlemci Batuhan ile karşılaştım. Saat 2-3 gibi iki polis geldi. Kamera kaydını istediler. Bende ‘Verdiniz mi’ dedim onlarda ‘Kamera kayıtlarında sıkıntı varmış silinmiş’ dediler. Bunlar olduysa sorumlu ben değilim hastane sahibi. Ben silindiğine şahit olmadım. 5 tane hard disk var 2 tanesi bozuk dediler. Anbizon denen ilaçta sıkıntı çıkınca Fırat Sarıyı aradım, tartışma büyüdü sonra Currosorf’lerde de sıkıntı olduğunu gördüm. Sert şekilde tartıştık. Ben dolandırıcılık suçlamalarını kabul etmiyorum” dedi.
Duruşmada, Rıza Keykudad avukatı Ali Dirik’e soru sormak istedi. Duruşmada Ali Dirik’in avukatı itiraz etti. Avukat, ‘İlk duruşmada çay içme bahanesiyle ağzından laf almaya çalıştın’ kelamlarının ardından sanık avukatları arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Sözlü tartışma, mahkeme başkanının müdahalesi sonrası sona erdi.
‘EPİKİRİZİNİ, ÖLÜM BELGESİNİ BEN YAZMADIM’
Tutuklu sanık Şeyhmus Çelik, “Hakkari Yüksekova’da başhekimlik yaptım. En son Başakşehir Hastanesi’nde çalıştım. Ayın 13’ünde Birinci Hastanesinde çalışırken doktor Rıza Keykubat ve eşiyle anlaşma yaptık. Fırat Sarı Güney Hastanesi’nden ayrılırken haberim yoktu. Kaya bebeği hastaneye gelişi ameliyata alınışından vefatına kadar hiçbir şekilde görmedim. Kaya bebekten hiçbir şekilde haberim yoktu. Güngören İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğimde öğrendim. Yenidoğan monitörü bozuk diyenler yalan söylüyor. Monitörlerle hasta takip edilir. Kaya bebeği görmediğim gibi Opera bebeği de görmedim. Serdarova bebeği de görmedim. Ben evrakını, epikrizini yazmadım, ölüm belgesini yazmadım. Opera’nın belgesini yazmadım. Serdarova’nın vefat ettiği zaman belgesini doldurmadım, yazmadım. İncelenmesini istiyorum. Opera bebeğin de belgesini yazmadım her iki bebek için ortaya atılanlar sahtedir” dedi.
‘MAAŞLI ÖRGÜT OLUYOR MU’
Tutuklu sanık Mehmet Gürül ise, “Allah peygamber sabrı vermiş Allah kolaylıklar versin. Meslektaşım İlker Gönen’in vefatından üzüntü duyduğumu söylemek isterim. Hasan Basri’nin kafası nasıl çalışıyorsa. Ben İlker’in meslekte bana olan katkılarını hatırlıyorum. İlker’in intihar edeceğini düşünmüyordum. Yaşadığı sıkıntılar sonunda intihar etti. Medya baskısı, yanında birkaç kişi olsaydı çocuğun ümidi olmaz mıydı? Aldığı cezalar başında kalmış ondan hayatına son verdi. Muhabir sabah, ‘Şunlar şunlar söylendi’ dedi. İlk kez burada olanlar teker teker söylendi. Haber spikeri ‘Bebekleri öldüren katiller’ diyerek kelama başladı. Size bebek katili desek doğru olur mu? Bu kadar insanın binlerce yüzlerce bebek güzelleştirdiğini aralarında bir iki tane hata yaptılarsa, niye bu haberleri durdurmuyorsunuz, niye ailelerimizin korkarak yaşamasına neden oluyorsunuz? Bu adamlar naif adamlar, kibar adamlar bu adamlar nasıl örgüt lideri olur? Hemşiresi maaşı yatmayınca azarlıyor. Başhekimi tabibinden memnun değilse fırçalıyor. Fırat benim çalıştığım hastaneye nöbete geliyordu daha uzman bile değildi. Maaşlı örgüt oluyor mu kanunda böyle bir şey var mı? Kamu ziyanına hangi işlemi yapmışım? Fırat Sarı bana soruyor ‘Hastanede hasta yatırabilir miyim’ nasıl yatıracaksın? Sorumlusu benim. Kasıtlı ihmalle yargılanmadığım halde bu hususları da anlatıyorum. 8 aydır denetimli serbestlikteyim kaçmadım. Şiddetli suç eylem diyorsanız hangi eylemde bulundum söyleyin. 29 Nisan’da savcı Yavuz Engin’e anlattım. Kendi yoğun bakımıma kendim baktığım için, kimseye baktırmadığım için, gece beni arıyorlar. Benim yoğun bakımımı ben yönetiyorum. Benim E-imzamı benden oburu kullanamaz. Ben bu davada sanığım. Ben müştekilik yapabilir miyim? İmzası olmayan her bebeği bana gönderin cezasını ben çekeyim. Olur mu böyle bir şey? Bebek Süleymanoğlu epikrizinde imza yok hekimi ben olabilirim” cümlelerini kullandı.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Dondurucu Soğuk ve Kar! Yollar Kapandı, Araçlar Mahsur Kaldı, Okullar Tatil Edildi