32,6645$% 0.32
35,5639€% 0.42
2.509,16%1,72
4.049,00%1,37
16.220,00%1,37
2.390,92%1,48
10.851,78%-0,19
Avukat Merve Yavuz, sosyal medya mecralarındaki kullanıcıların fotoğraf ve bilgilerinin kaydedilmesinin yasalar karşısında oluşturabileceği suç ögeleri açısından ihtarda bulundu.
Kişilerin hudutlu olarak paylaştığı bütün bilgilerin kişisel veri olarak geçtiğini söyleyen Avukat Merve Yavuz, “Kişisel veri, kişinin hudutlu bir çevre ile paylaştığı ve yetkisiz üçüncü şahıslara açmadığı nüfus kayıtları, adli sicil kayıtları, banka hesap bilgileri, kimlik bilgileri ve bu kapsama alınabilecek sosyal medyadaki dataları, fotoğrafları ve görüntüleri bunların hepsi kişisel veri olarak geçmektedir. Bu konuda da Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) kağıt üzerinde ya da dijital ortamda olması ile ilgili bir ayrım yapılmamıştır. Kişisel bilgilerin kayda alınması, depolanması ve paylaşılması bazı durumlarda hukuka uygun kabul edilmektedir. Yasal çerçevede örnek verecek olursak bir kamusal hizmet veren kurum ve kuruluşlarda, internet alışverişlerinde kredi kartı ile alışveriş yaparken mecburen kişisel dataları rıza ile paylaşıyoruz. Bu dataların toplanması ve paylaşılmasında da hukuka karşıtlık bulunmamaktadır” dedi.
Yavuz, teknoloji çağından ötürü kişisel bilgilere en büyük ziyanların dijital mecralarda verildiğini söyleyerek, “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kişisel bilgileri geniş kapsamlı olarak düzenlemekle birlikte asıl cezalar TCK’da düzenlenmektedir. Özellikle 135 ve 136. unsurlarda kişisel dataların kaydedilmesi ve devamında paylaşılması, yayılması suç olarak düzenlenmiştir. Kişisel bilgilerin kaydedilmesi özellikle hukuka terslik ögesi ile birlikte değerlendirilmelidir. Doğal biz kişisel bilgilerin kayda alınması suçundan bahsederken teknoloji çağında yaşadığımızı da dikkate alırsak aslında en sık karşılaşılan ziyanlar dijital ortamlardan doğan ziyanlardır. Özellikle WhatsApp, Instagram gibi çok sık kullanılan ve çok fazla kişinin üyeliğinin bulunduğu mecralarda insanlar sadece arkadaşlarına yönelik yapabiliyor. Ama bu paylaşımlar kötü niyetle üçüncü şahıslara da aktarılabiliyor. Orada paylaştığımız fotoğrafların kim tarafından ne şekilde kullanılacağını bilemiyoruz. Genelde de kötü niyetle kullanılabiliyor” ifadelerini kullandı.
“HAPİS CEZASI İLE KARŞILAŞILABİLİR”
Kişisel dataların kaydedilmesinin ve paylaşılmasının hapis cezası sonucu olabileceğini söyleyen Merve Yavuz, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Böyle bir durumda TCK’nın hapis cezasına ilişkin kararları devreye giriyor. Özellikle 135. unsurda düzenlenen ‘Kişisel Bilgilerin Kayda Alınması’ ve 136. unsurda düzenlenen ‘Bu Bilgilerin Paylaşılması Yayılması’ için farklı cezalar ön görülmüş durumda. Kayıt altına alma durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile karşılaşabiliriz. Yine paylaşma ve elden ele yayma durumunda ise 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası gündeme geliyor. Kanunda bunu artıracak ve azaltacak nedenler de düzenlenmiş durumda. Her somut olay üzerinde ayrı ayrı kıymetlendirilebilir. Vatandaşlarımız sosyal medya kullanımlarını sonlandırabilirler, özellikle çocuklar için. Ya da dikkat cazip kişiler için hudutlu bir seviyede kullanıldığında daha az zarar verecektir. İlla ki kullanmamız gerekiyorsa da zımnilik tedbirlerini mümkün mertebe almamız ve sosyal medya kullanımına dikkat etmemiz gerekmektedir. Burada kişi fotoğraflarının kullanıldığını fark ettiğinde de öncelikle idari kurum ve kuruluşlara başvuru imkanları bulunmaktadır. Fakat hukuken başvurmak daha etkili sonuç doğuracaktır. Bu kapsamda da öncelikle şikayette bulunulur. Gereken araştırma soruşturma makamı tarafından yürütülür. Ceza dava belgesi açılır. Hatalıların cezalandırılması sağlanır ve ardından tazminat sorumluluğu gündeme gelir.”
Uzmanlar Uyarıyor! Midyede Fiberglas Tehlikesi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.