DOLAR

32,7235$% 0.18

EURO

35,4763% 0.08

GRAM ALTIN

2.496,38%-0,59

ÇEYREK ALTIN

4.053,00%0,74

TAM ALTIN

16.238,00%0,73

ONS

2.374,03%-0,71

BİST100

10.920,11%0,63

Akşam Vakti a 20:44
Bursa AÇIK 30°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Suriye ile Normalleşmede Öso Sorunu Nasıl Çözülecek?

ad826x90

Suriye’de Beşar Esad idaresine karşı Türkiye ve ABD gibi ülkelerin dayanağıyla kurulan ve kamuoyunda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) olarak bilinen Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Ankara ile Şam arasında muhtemel bir normalleşme durumunda ne olacağı belirsizliğini koruyor. Suriye sorunu ile ilgili son haftalarda başta Ankara ve Şam olmak üzere Moskova ile bazı bölge başşehirlerinde bir hareketlilik gözleniyor. Türkiye ile Suriye arasında 2022 yılının sonlarında başlayan, önce istihbarat ardından diğer devlet kurumları arasında devam eden fakat sonradan özellikle Esad tarafından öne sürülen kaidelerin da etkisiyle sekteye uğrayan normalleşme sürecinde şu ana kadar büyük bir ilerleme kaydedilemedi. Esad, Erdoğan ile görüşme için TSK’nın Suriye’den çekilmesini ve silahlı kümelere verilen dayanağın kesilmesini isterken, Erdoğan ise bölgedeki “terör tehdidi” bertaraf edilmedikçe çekilmenin olmayacağını açıklamıştı. Ancak son günlerde önce Esad’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev’le yaptığı görüşmede verdiği ölçülü mesaj, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı sıcak açıklamalar mevzuyu yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı. Erdoğan ile Putin’in en son 3 Temmuz’da Astana’daki görüşmesinde de konu gündemdeydi. Erdoğan gerek Kazakistan gerekse Almanya’daki maç dönüşünde uçakta yaptığı açıklamalarla da yakında “Putin ile birlikte Esad’a bir davette bulunabilecekleri” mesajını verdi. Bu arada iki ülke yetkililerinin Irak’ın başkenti Bağdat’ta bir araya gelmesinin söz konusu olabileceği kulislerde konuşuluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta sonunda yaptığı açıklamada Esad’a bir davet çağrısı yapabileceklerini söyledi (Arşiv fotoğrafı)Fotoğraf: BULENT KILIC/AFP/Getty Images Rusya’nın yanı sıra ABD ve bölge ülkelerini de içine almasıyla yıllar içinde daha da çetrefilleşen Suriye sıkıntısının tahlilinin çok kolay ve kısa vadede olmayacağı öngörülürken, çözüm bekleyen en önemli ögelerinden birisi de Suriye Milli Ordusu’nun geleceği olarak görülüyor.

Suriye Milli Ordusu’nun yapısı nasıl?
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan’a göre Suriye Milli Ordusu’nun yapısı en üstte siyasi yapı olarak Suriye’de muhalif güçler tarafından kurulan Suriye Geçici Hükümeti ile bunun içindeki Savunma Bakanlığına bağlı “milli ordu” şeklinde. Yani teknik olarak normal bir devlet teşkilatlanmasında olduğu gibi siyasi üst otoriteye bağlı olan askeri bir yapı ve bu askeri yapı içinde ise farklı gruplar mevcut. Orhan, ordudaki farklı kümelere dair ise şunları söylüyor: “Bu kâğıt üzerindeki yapılanma. Ama fiiliyatta bu gruplar arasında hiyerarşik bir ilişki oluşamadı. Tam manasıyla profesyonel bir ordu yapısına şimdi sahip değil. Geçmişe göre biraz daha merkezde toplandı ve belli gruplar elimine olurken, belli gruplar güçlendi. Ama hala bakıldığında bu gruplar fiiliyatta bölünmüş bir yapılanmaya sahip.” Suriye’nin kuzeyindeki bölgelerde faal olan Suriye Milli Ordusu’nun finansmanının ve eğitim faaliyetlerinin Türkiye tarafından karşılanmasına ise devam ediliyor. ÖSO’nun geçirdiği evreleri iyi bilen farklı tarafsız kaynaklar şu anda içinde radikal bazı ögeler bulunmakla birlikte ordunun tamamen bu kümelerden oluştuğunu söylemenin doğru olmadığını, zira içinde aynı zamanda laik ögelerin da bulunduğunu belirtiyor. Orhan, kamuoyunda bilinenin bilakis şu anda Suriye Milli Ordusu içinde cihatçı kümelerin bulunmadığını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ama muhaliflerin denetimindeki bu bölgelerde Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği gruplar var. Bunlar cihatçı gruplar ve Türkiye ile bunlar karşı karşıya geliyor, TSK’ya karşı saldırılar gerçekleştirebiliyor.” Ankara ve Şam’dan gelen son normalleşme sinyallerinin ardından Milli Suriye Ordusu denetimindeki bazı bölgelerde geçen hafta protesto olayları yaşandı. Bu olaylar birkaç gün içinde yatıştırıldı. Olaylar sırasında bazı gruplarca Türkiye’den giden tırlar, PTT binaları, Türkiye’nin kontrol noktalarına saldırılar düzenlenirken, Türk bayrakları indirildi ve parçalandı. Orhan sahada Suriye Milli Ordusu’na dahil olmayan ama cihatçı olmayan kümelerin da bulunduğunu, bunların Türkiye ile bağlantısının çok kötü değil ama çok iyi de olmadığını söyleyerek, son saldırıları bunların da yapmış olabileceğini belirtiyor.

Orhan, gruplar arasındaki dengeyi şöyle aktarıyor: “Suriye’nin farklı bölgesinden birçok silahlı grup kalktı güvenli bölgeye geldi. Kentlere göre olduğu gibi etnisiteye göre de farklılıklar söz konusu. Türkmen, Arap, İslamcı gibi gruplar var. Ama gruplar arasındaki en büyük rekabet konusu bölge ve gelir paylaşımı.” Suriye’nin kuzeyinde geçen haftaki olaylarda bazı gruplar Türkiye’yi protesto ettiFotoğraf: Bakr Alkasem/AFP/Getty Images Bölgede daha önce de olaylar yaşanmış, eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Suriye Dışişleri Bakanı ile görüştüğünü açıklamasının ardından 2022 yılında da bazı bölgelerde Türkiye karşıtı hareketler düzenlenmişti.

Erdoğan ile Esad anlaşırsa ne olacak?
Peki Erdoğan ile Esad uzun vadede de olsa uzlaşırsa bu kümelere ne olacak? Orhan, Türkiye ile Suriye’nin mutabakatının güvenli bölgedeki hem halkı hem de silahlı ve sivil muhalif kümeleri huzursuz edeceğini söyleyerek, bunun nedenlerini şöyle sıralıyor: “Birincisi bu insanlar aslında Esad’dan kaçmışlar. Türkiye anlaşırsa yeniden Esad’ın insafına kalacaklarını düşünerek korkuyorlar. İkincisi bu insanların birçoğu yakın akrabalarını, çocuğunu, annesini, babasını Esad hücumlarında kaybetmiş. Dolayısıyla Esad ile anlaşmayı bir kırmızı çizgi olarak görüyor, katiyetle kabul etmiyorlar. Aynı devlet çatısı altında bir arada yaşamayız diyorlar. Bir neden de yıllar içinde burada kendilerince bir ekosistem oluşturmuşlar.

Bu bölgeyi kontrol ediyor ve gelir elde ediyorlar. Son olayların ardından ortaya çıkan tasalardan birisi de Esad ile anlaşılması durumunda bu ordudan Türkiye’ye yönelik bir tehdit gelip gelemeyeceği oldu. Türkiye’nin protesto edildiği olaylar kısa sürede yatıştırıldıFotoğraf: Bakr Alkasem/AFP/Getty Images Orhan’a göre Suriye Milli Ordusu içindekiler Türkiye’ye çok bağlı gruplar ve son protestolar olduğunda Suriye Milli Ordusu Türkiye lehine açıklamalar yaptı ve olayları bastırmak için çaba sarf etti. Orhan, “Kaygıları devam da etse Türkiye’ye hâlâ güveniyorlar. Zira açıkçası Türkiye dışında güvenebilecekleri başka dış aktör de kalmadı” yorumu yapıyor. Bu arada Erdoğan’ın son kabine toplantısından sonra yaptığı “Türkiye dostlarını yarı yolda bırakan bir devlet değildir ve olmayacaktır” açıklaması da bu kümeleri sakinleştirmeye yönelik olarak yorumlanıyor. Suriye’nin kuzeybatısında, Türkiye hududundaki İdlib Türkiye için güvenlik açısından en riskli bölge olarak gösteriliyor.

Şam ile muhalifler arasındaki hassas denge
Öte yandan Suriye’nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) denetimindeki bölgede Ankara’nın PKK’nın uzantısı olarak gördüğü YPG-PYD’nin yerel seçim düzenleme çabası ve ABD dayanağıyla “federal bir otonom bölge” kurmak istemesi de Türkiye’yi kaygılandırıyor. Suriye Milli Ordusu denetimindeki bölgelerin hem Suriyelileri orada karşılamak ve yeni göç akınlarını engellemek, hem de sınır güvenliğini sağlamak açısından Esad rejimine karşı bir koz olarak önemli olduğunu belirten Orhan, ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) terör örgütü olarak tanıdığı PKK ile mücadele için de değerine dikkat çekiyor.

Orhan, “Türkiye bu bölgeleri kontrol etmeseydi PKK, El-Bab’ı da alıp Afrin’e ulaşıp daha geniş bir coğrafyada Kuzey Suriye’nin tamamında fiili otonomisini kuracaktı” görüşünü dile getiriyor. Orhan, Türkiye’nin bu tehdide karşı Şam rejimi ile iş birliği niyeti içinde olduğunu ama bunu yaparken de Suriyeli muhalifleri ve desteklediği insanları da yarı yolda bırakmayacağı bir orta yol bulmaya çalıştığını söyleyerek, “Bu doğal çok zor bir süreç. Çok hassas bir denge gerektiriyor” diyor. Olası bir uzlaşı durumunda silahlı kümelerin sivil hayata dönüp dönmeyeceği de şu anda belirsiz. Türkiye’nin muhaliflere dayanağını bir anda kesmesinin söz konusu olmayacağını belirten Orhan, lakin kademeli bir şekilde en nihayetinde silah bırakmaya kadar gidecek bir sürecin uygulamaya konabileceğini düşünüyor. Orhan “Belki yerel güvenlik ünitesine de dönüşebilirler ya da farklı seçenekler düşünülebilir. Mesela güneyde Dara’da Suriyeli muhalifler rejimle anlaştı, eski muhalifler şu anda oranın yerel güvenlik üniteleri. Önemli sıkıntılar var ama yine de bir çözüm yolu, farklı yollar da denenebilir” diye konuşuyor.

ÖSO nasıl kurulmuştu?
Özgür Suriye Ordusu’nun kuruluşu 2011 yılına kadar gidiyor. Geçen 13 yıl içinde yapısı ve ismi tekraren değişen ve son olarak Suriye Milli Ordusu ismini alan silahlı güçler Suriye’de protestoların silahlı çatışmalara dönmeye başlamasıyla 2011 yılının yaz aylarında kurulan ilk örgütlerden. Özgür Suriye Ordusu, daha sonra Suriye Milli Ordusu ismini aldıFotoğraf: picture-alliance/AA/A. H. Hatib Emekli Büyükelçi Ömer Önhon, ÖSO’nun kurulduğu sırada Şam’da büyükelçiydi.

Önhon, “Büyükelçinin Gözünden Suriye” isimli kitabında o günleri şu sözlerle anlatıyor: “Esad yönetiminin halka karşı silah kullanması ve eziyet etmesi özellikle Sünni askerler arasında yansılara yol açmıştı. Ordudan firarlar başladığı duyuldu. 29 Temmuz tarihinde de Suriye ordusundan ayrılan ilk subaylardan olan Albay Riad Asad tarafından ÖSO’nun kurulduğu açıklandı.” Şam’daki orduda daha da fazla çözülmeler olması umuluyordu lakin geçen yıllar içinde orduda muhaliflerin ve destekçi ülkelerin beklediği büyük bir çözülme yaşanmadı. Orhan, ÖSO’nun geçirdiği evreleri şu sözlerle anlatıyor: “ÖSO ilk kurulduğunda daha çok farklı kentlerde, hatta aynı şehir içinde farklı bölgelerde kendi içinde örgütlenmiş, farklı ideolojik yaklaşımları olan ve farklı dış aktörler tarafından desteklenen son derece atomize bir yapıdaydı. Sonradan daha çok Türkiye’nin dayanağıyla ayakta kalabildi ve Batı’nın ve ardından Körfez ülkelerinin çekilmesi, kuzeyde de Türkiye’nin güvenli bölgeleri inşa etmesiyle tamamen Türkiye dayanağına bağımlı bir yapı haline geldi.” IŞİD’in de devreye girmesiyle sorun yumağı büyürken, Suriyeli muhaliflerin eğitilmesi amaçlı “eğit-donat” projesi için Türkiye ile ABD arasında 2015’te protokol imzalandı. Lakin bu proje muhalifler ve Ankara açısından beklenen sonucu vermedi. ÖSO’nun bazı kumandanları yaptıkları açıklamalarla ABD’nin eğit-donat ile kendilerini değil Kürt milisleri eğittiğini savundu. Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin’e 2018 yılında Zeytin Dalı operasyonu başlatıldığı sırada Erdoğan ÖSO için tartışmalı bir benzetme yaparak “Özgür Suriye Ordusu, kendi vatanlarını korumak için bir araya gelip organize olmuş, bizim de desteklediğimiz, tıpkı Kurtuluş Savaşımızdaki Kuvayi Ulusala güçleri gibi sivil oluşumdur” diye konuşmuştu.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Evden Çıkmayın: Artarak Devam Edecek Tehlike Kapımızda!

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.