ASENA YATAĞAN / Ankara –Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile görüştü. Dün 3+3 formatındaki görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Fidan, şunları söyledi: “Suriye’de yeni bir sayfa açıldı. Bu fırsatın Suriye’deki yeni yönetim ve uluslararası toplum tarafından doğru kullanılması gerekiyor. Bu kapsamda Suriyelilerin öncülüğü ve sahipliğinde kapsayıcı bir siyasi süreç tesis edilmesi büyük önem taşıyor. Suriye’deki tüm dini, etnik ve mezhepsel kümelerin artık kucaklaşma vakti gelmiştir. Suriye halkının kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı olmalıyız. Suriye’yi bir rekabet alanı değil, bir işbirliği alanı olarak görmeliyiz. Geçtiğimiz hafta sonu Riyad’da düzenlenen ve Sayın Şeyban’ın da iştirak ettiği toplantıda bu konuları derinlemesine ele aldık. Öncelikle yeni idareyle temasların ve yapan mutabakatın sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Esad rejiminin kötü bir mirası olarak Suriye’ye yönelik yaptırımlar maalesef hala yürürlükteler. Yaptırımların kaldırılması için yoğun bir diplomatik çaba devam etmektedir. Bunun sonucunda Amerika’nın yaptırımlara kısmi muafiyet getirmesi mümkün oldu. Avrupa Birliği’nin de yaptırımlara muafiyet sağlama konusunda bir çalışma yürüttüğünü anlıyoruz. Temel kamu ve altyapı hizmetlerinin verilebilmesi için yaptırımların kaldırılması gerekir. Yaptırımların kalkması halinde ülkenin normalleşme süreci hızlanacaktır. Milyonlarca Suriyelinin ülkelerine geri dönmesini mümkün kılacak koşullar yaratılacaktır. Suriye’nin DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele kapasitesi artacaktır. Uluslararası toplum devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması ve kapasite inşası alanında da Suriye’ye destek olabilir. Biz Türkiye olarak bu bahislerdeki deneyimlerimizi aktarmaya hazırız.
Askeri kabiliyet
Esad rejimi Suriye’de senelerce terör örgütlerine ev sahipliği yaptı, terör ihraç etti. Yeni Suriye’de PKK, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine yer yok. Yeni idarenin terörle mücadele konusundaki azminden memnuniyet duyuyoruz. Şimdi bunun uygulamaya geçirilmesi gerekiyor. Terör örgütleriyle mücadele alanında üçüncü ülkelerle iş birliği konusunda önemli bir deneyimimiz var. Yeni Suriye idaresiyle de benzer bir iş birliği tesis etmek istiyoruz. İstihbarat paylaşımından askeri kabiliyet geliştirmeye, bu alandaki imkanlarımızı kullanmaya hazırız. Aynı şekilde DEAŞ ile mücadele konusunda da operasyonel destek sağlamaya hazır olduğumuzu kendilerine ve komşu ülkelere ifade ettik. Hakikaten bu konuda geçtiğimiz günlerde bazı adımlarımız da oldu. Her zaman söylediğimiz gibi DEAŞ kamplarının ve cezaevlerinin yönetimi konusunda yeni yönetime gereken yardım yapmaya da hazırız.
‘Rıza göstermeyeceğiz’
Terörle mücadele ve güvenlik konusunu da konuştuk, DEAŞ konusu, PKK konusu, YPG konusu. Özellikle DEAŞ ile mücadele konusunda neler yapılması gerekiyor, o konuda kendileriyle görüş alışverişinde bulunduk. İstihbarat paylaşımına, operasyonel iş birliğine kesinlikle ihtiyaç var. YPG konusu özellikle kendilerinin çok yakından ilgilendiği bir konu, o konuda da görüşlerimizi karşılıklı paylaştık. Şu hususu bir kez daha açıkça ifade etmek istiyorum. Bölgenin geleceğinde teröre yer yoktur. Suriye’nin parçalanmasına asla rıza göstermeyeceğiz.” Fidan, “12 yıllık ortanın ardından geçen ay Şam Büyükelçiliğimizi açtık. Halep Başkonsolosluğumuz da 20 Ocak günü faaliyete geçecek. Türk Hava Yolları uçuşlarına da yakında başlayacak” bilgisini verdi.
‘Suriye ve Türkiye tarih yazdı’
Şeybani ise sıcak karşılama için Bakan Fidan’a ve kabulü için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti. Şeybani, “Suriye ve Türkiye yeni bir tarih yazdılar. Kardeşlik üzerine kurulu bir tarih. Türkiye ile bağları her zaman desteklemeye devam edeceğiz” dedi. Suriye’de SDG ismini kullanan terör örgütü PKK/YPG tehdidine yönelik alacakları inisiyatiflerin ne olduğunun sorulması üzerine Şeybani, “Biz Suriye’yi kurtardıktan sonra bu varlıkların olmasına gerek yok. Dolayısıyla biz her zaman olduğu gibi şunu taahhüt ediyoruz. Suriye’nin hiçbir şekilde hiçbir ülkeye, özellikle komşu ülkemize bir tehdit teşkil etmemesi gerekir” dedi.
DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI YILMAZ, SURİYE’DEKİ DURUMU ANLATTI: ‘AYRI BLOK’ TALEBİ ÖNEMLİ RİSK TAŞIYOR
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Meclis Dışişleri Komisyonu’nda Suriye’deki gelişmeler hakkında brifing verdi ve bölgedeki riskler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Toplantının soru cevap bölümü ise “kapalı oturum” olarak gerçekleştirildi. Yılmaz basına açık kısımda özetle şunları söyledi:
ÜÇ-DÖRT YIL ALIR: Geçici hükümetin zaman içerisinde seçimlere hazırlanmasını ve bir yol haritası ortaya koymasını bekliyoruz. Bu süreçlerin gerçekleşmesi için güvenlik ortamının tesis edilmesi gerekiyor. Böyle bir sürecin yaklaşık 3-4 yıl alacağını öngörmek gerçekçi bir yaklaşım olur.
ULUSAL DİYALOG KONFERANSI: Hükümetin meşruiyeti için bir ulusal diyalog konferansı hazırlıklarının olduğunu biliyoruz. Suriye’deki yönetim bize, bin 500 kişilik bir iştirakle ülkenin bütün kısımlarının temsil edileceği bir ulusal diyalog konferansı yapılacağını, yasama kurulunun oluşturulacağını, daha sonra bir başkan seçileceğini ve ardından kabine oluşturulacağını aktardı.
KONTROLSÜZ SİLAH VARLIĞI: Savunma Bakanlığından yapılan davetle bütün kümelerin tek bir düzenli ordu altında birleşmelerini, ulusal bir Suriye ordusunun oluşmasını bekliyoruz. Bu da silahlı kümelerle muhatap olunacağı için önemli güvenlik riskleri barındırıyor. Eski devirde kritik görevde yer alan birçok kişi kendi memleketlerine veya güvenli gördükleri alanlara çekildi, bir kısmı da yurt dışına kaçtı ve ortada kontrol altında olmayan inanılmaz bir silah olduğundan bahsedebiliriz. Bu da önemli bir risk. Önümüzdeki periyotta buradan kaynaklanabilecek terör riskleri veya yine bu süreç içerisinde bir intikam operasyonlarına dönüşme ihtimali olan durumlar olabilir.
TÜRKİYE’NİN İTİRAZLARI: Dürzi cephesinde birleşmeye karşı bir direniş olduğunu görüyoruz. Her iki tarafla da bu anlamda temaslarımız devam ediyor. SDG-PKK’nın ayrı bir blok olarak Suriye ordusu içerisinde bulunma talebi var. Tek bir blok halinde bulunmalarının getireceği, önümüzdeki periyoda dönük önemli riskler var. Bizim için önemli soru işaretleri var ve bu bahisteki itirazlarımızı da, en azından buna olumlu bakmayacağımızı büyük oranda gündeme getiriyoruz.
ÜLKE İFLAS NOKTASINDA: Bir önceki rejimin giderken bankalar üzerinde 25 milyar dolarlık bir borç bırakarak ya da akıbeti belirsiz 25 milyar dolarlık bir para olduğunu biliyoruz. O yüzden de ülke şu anda iflas noktasında. Harap olmuş bir ülke var, hidrokarbon kaynaklarının tamamı diriltilse bile ülkenin yeniden ayağa kalkması yıllar alacak. / EVRİN GÜVENDİK – Ankara
02:00
02:00
News
Genel
Genel
Genel
