DOLAR

38,1137$% 0.18

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
EURO

42,0543% -0.85

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
GRAM ALTIN

3.709,46%-2,27

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
ÇEYREK ALTIN

6.226,00%-0,45

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:00
TAM ALTIN

24.826,00%-0,36

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:00
ONS

3.038,10%-2,43

Created with Highcharts 8.2.216:0016:3017:0017:3018:0018:3019:0019:3020:0020:30
BİST100

9.379,83%-1,10

Created with Highcharts 8.2.210:3011:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:00
İmsak Vakti a 02:00
Bursa PARÇALI BULUTLU 10°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 38,1137

EURO 42,0543

ALTIN 3.709,46

BİST 100 9.379,83

İmsak 02:00

10°

Tarihi Yanılgıyı Fotoğraf Çözdü! Saniyenin 40 Binde Biri: Paratoner Yerine Bacaya Düştü

ad826x90

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Fırtınalı gecelerde saniyelik hatta saliselik olarak bile meskeniniz gündüz olduğu gibi aydınlanabilir. Bu ışığa gök gürültüsü ve yağış eşlik eder. Ancak herkesin basit bir doğa olayı olarak gördüğü bu aktivite, biri tarafından çok daha farklı şekilde değerlendirilmişti. 20’nci yüzyılın en önemli bilim insanlarından biri olan Nikola Tesla, bazıları için mükemmel görünümler yaratan, kimi için de korkutucu olan yıldırımları geleceğe seyahatte büyük bir basamak olarak görmüştü. Düştüğü yeri yakacak, geceyi aydınlatacak ve her hücrenizi titretecek kadar güçlü bir ses çıkaran bu enerjiyi, insanlık yararına kullanabilecek bir sistem geliştirmek, tarihin dönüm noktalarından biri olabilirdi. Ancak önce tehlikeli olabilecek bu güçten insanı ve ‘insana ait olanı’ korumak gerekiyordu. Tam da o noktada paratonerlere büyük bir görev düşüyordu. Paratonerler, düşen yıldırımı kimseye ve hiçbir şeye zarar vermeden toprağa ulaştırmak için vardı. Brezilyalı fotoğrafçı Marcelo Saba’nın çektiği fotoğrafta ise yanıtı ancak fizik bilimiyle açıklanacak bir gerçek yatıyordu. Üstelik tarihi bir yanılgının perde ardı olan bir gerçek! İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuzhan Gürlü, yıldırımların paratonerle buluştuğu anda olanları Milliyet.com.tr’ye anlattı.

TARİHİ BİR YANILGI FOTOĞRAFLA MI ÇÖZÜLDÜ?

Elektronların hareket istikametinin eksi kutuptan artıya doğru olduğunu öğrenen kimse, bu bilgide yanılmıyor. Ancak elektrik akımını oluşturan elektron hareketi söz konusu olunca bu bilgi bir ölçü eksik kalabilir. Çünkü elektrik akımı artı kutuptan eksi kutba hareket eder. Günlük hayatta kullandığımız pek çok kabloda kullanılan bakır da iletken bir tel olup, akımı bir noktadan başka noktaya iletebilir. Birkaç cümle öncesinde bahsettiğimiz detay unutulmamalı, elektrik akımının tarafı, iletken bir telin içerisinde hareket eden elektronların tersi yönünde! Ancak şimdi tam olarak bilinmeyen bir bilgi daha var, yıldırımın hangi kutup olduğu: Artı mı, eksi mi? Yıldırım, gökyüzünde belirli bir alanda elektrik yükünün birikmesiyle oluşuyor. Biriken yük de bir elektrik alanı oluşturuyor. Bu elektrik alanı yeryüzünde şimşeğin düşeceği yeri etkiliyor ve bu alana gökyüzünde oluşan yükün tersi bir yük toplanıyor. Yani artık her iki kutup da hazır duruma geliyor. Bu yüklerin birikmesinin şüphesiz bir patlama noktası olacak. Sonunda o kusursuz ve biraz da ürkütücü anlar geliyor. Geceyi aydınlatan, Marcelo Saba’nın objektifine yansıyan yıldırım düşüyor. Burada en can alıcı nokta ise yıldırım gibi yük hareketlerinde yükü elektronlar taşıdığı ve akım tarafının elektronların hareketinin tarafına ters oluşudur. Saba’nın kaydettiği imgede yıldırım düşerken, yeryüzünden ona yükselen bir ışık daha var. Peki ama nasıl, paratonerler yıldırımı çekiyor mu? Prof. Dr. Oğuzhan Gürlü, bu durumu şöyle açıklıyor:

“Bulutların birbirine sürtünmesiyle gökyüzünde bazı bölgeler yüksek miktarda elektron biriktirirler. Pek çok farklı sebeplerle bu elektronlar bir anda yere boşalmaya karar verebilir. Bu durumda elektronlar yere ve akım da üste hareket eder. Aslında o sırada havada önemli miktarda eksi yük birikmesine karşılık yerde de önemli miktarda artı yük birikir ve büyük bir elektrik alan oluşur. Sonuçta yerden üste doğru bir elektrik akımı çıkar. Bu yıldırımların pek birçoklarını oluşturan elektrik akımıdır. Bazı durumlarda tersi de olabilir. Bu akımlar o bölgedeki sıcaklıları on binlerce dereceye çıkarır. Bizlerin yıldırımlarda gördüğü ise genelde yukarı yönlü akım sebebiyle o bölgedeki havanın çok hızlı iyonize olması sayesinde gördüğümüz ve en basit hali havanın yanması olarak tanım edebileceğimiz bir durum. Aslında buna yanma yerine bir tür faz geçişi de diyebiliriz. Bu görülen hususun beş halinden birisi olan plazmadır. Geçen elektik akımı o kadar yüksektir ki geçtiği bölgedeki hava ve su moleküllerini çok hızlı bir biçimde gaz ya da sıvı fazdan plazma fazına geçirir. Hatta bazı durumlarda o bölgeden bildiğimiz en yüksek güçlü ışımalar olan ‘gama ışıması’ dahi tespit edilmektedir. Yıldırımların gözüken kolları hem yukarı hem aşağı bölgede olabilir. Sadece aşağıda olması bazen olan bir durumdur. Oluşan formlar bölgesel olarak havanın yoğunluğuna su ölçüsüne bulutları ve yerin yük çeşidine göre değişir.”

‘RADYOAKTİF KİRLİLİĞE SEBEP OLDU’

Ortalama bir yıldırım saniyede 370 km hızla hareket eder yani saniyede 300 km hızla hareket eden ışıktan daha süratlidir. 30 bin amper gücündeki bu inanılmaz enerji, vaktinde Nikola Tesla’nın ‘Tesla Bobini’ni inşa etmesini haklı çıkaracak güçteydi. Bu güçlü güce sahip olan yıldırım, aynı anda 100 watt’lık 30 bin ampülü yakabilir. O yüzden dahi mucit bu mükemmel doğa olayını, koskoca kentleri aydınlatmak için kullanmayı önermişti. Bu kadar güçlü bir elektrik akımı çok küçük bir yüzeye düştüğünde korkunç bir ısı ortaya çıkarabilir. Yıldırımın düştüğü yerin ısısı güneşten 5 kat daha sıcak hale gelebilir. Prof. Dr. Oğuzhan Gürlü’ye göre, “Yeryüzüne düşmeye karar veren bir yıldırımın, bir binanın ya da yüksek bir yapının iletkenliği kötü bölgelerinden geçerek yere ulaşmaları yangınlara sebep olabilir çünkü kötü iletkenler üzerinde yüksek akım geçmesi onları çok ısıtabilir.” Bu noktada devreye giren ve hayati bir görev üstlenen paratonerlerse tek bir tipten ibaret değil. Yani basit iletken bir çubuğun yüksek bir noktaya yerleştirilmesiyle iş bitmiyor.

Prof. Dr. Gürlü paratonerlere ilişkin, “Günümüzde kullanılan paratonerler, çok iyi iletken metalden yapılmış yere çok iyi iletkenlerle bağlanmış sivri uçlu çubuklardır. Bunların amacı, gökyüzündeki bulutların hareketi sırasında bölgesel ve yüksek ölçüdeki elektrik yüklerinin çeşitli sebeplerle yeryüzüne hareket etmesi sırasında oluşan ani yüksek akımların iyi bir iletkenle yeryüzüne denetimli bir biçimde aktarılmasını sağlar. Bunlara pasif-paratoner denebilir. Paratoner hattının daha yüksek iletken alması sebebiyle elektrik akımı doğrudan yeryüzüne iletilir ve bu yüksek akımı taşıyan bölge daha az ısınır. Bu iyi iletken çubuklar olmazsa elektrik akımı çatı kenarı, duvar gibi bulduğu herhangi bir yerden akmaya karar verebilir. Cisimlerin iletkenlikleri arttıkça da üzerlerine geçen akım sebebiyle ısınma da artar. Bu da yangınlara sebep olabilir. Kullanımları 2000’lerin başında dünya çapında yasaklanan aktif-paratonerler ise uç bölgelerinde radyoaktif bir element barındırır. 90’larda devlet binalarının doruklarında bunları görebilirdik. Bunlar hemen üzerlerindeki bölgedeki havayı iyonize ederek yeryüzüne düşecek yıldırımı daha geniş bir alandan toplamaya yarayan cihazlardı ama radyoaktif kirlilik sebebiyle yasaklandı” diyor.

BAKIR KULLANILMASININ ANLAMI VAR

Elektrik akımı, dolayısıyla yıldırım her zaman en kolay ve hızlı ilerleyebileceği yolu seçer. Yani akımın ‘aklı’ vardır desek yanılmış olmayız. Bu durumda da havada ve su damlaları üzerinde zor ilerleyen yıldırım, kendisi için daha kolay bir geçiş sağlayacak ağaçları seçip yoluna devam eder. Yıldırımlı bir havada ağaç altında bulunuyorsanız pek de şanslı sayılmazsınız. Çünkü ağacın yüzde 25’i sudur, insanınsa yüzde 70’i. Yani elektrik ağaçtan sonra insan boyu ile aynı hizaya geldiğinde artık insanı seçecektir. Bunun sonucu da insan için ölümdür. Tarihin en korkunç yıldırım çarpması olaylarının kurbanı olan insanlar da neredeyse daima ormanlık alanlarda bu bahtsız gerçekle yüzleşmişti. 2018’de Kastamonu’da evinden ayrıldıktan sonra haber alınamayan 61 yaşındaki çiftçi Vahit Atıcı, yıldırım çarpması sonucu ormanda hayatını kaybetmişti. İşte paratonerlerin de bakır gibi bir iletkenden yapılıyor olmasının bu sebeple ‘hayat kurtaran’ bir anlamı var. ABD’li park korucusu Roy Sullivan 7 sefer yıldırım çapmasına rağmen hayatta kalmayı başardığından, ona ‘yaşayan paratoner’ dense de cansız ve iletken metallerden yapılan paratonerler gerçekten de hayat kurtarıyor. Paratoner üretiminde en yaygın kullanılan gereç bakırdır. Bakır, yüksek elektrik iletkenliği sayesinde yıldırım gücünü emer ve toprağa deşarj ederek binaları ve insanları korur. Paratonerlerin yapısında, bakır çubuklar veya çelikten kaplı bakır teller bulunur. Ancak tek kurtuluş paratonerlerde değil. Bir kurtarıcı da Faraday Kafesi!

Tesla bobiniyle oluşturulan çok yüksek tansiyonla elektrostatik boşalmanın Faraday Kafesi’ndeki insana etki etmediği görülüyor.

Paratoner ya da yıldırımsavar, çok yönlü düşünür ve bilim insanı Benjamin Franklin tarafından 1752 yılında icat edildi. Franklin yaptığı onca deney sonunda, yıldırımın bir çeşit statik elektrik akımı olduğunu keşfetmişti. Bu da bugün bile tam manasıyla çözülememiş olan bu doğa olayını anlamak adına büyük ve önemli bir adımdı. Evet, paratoner insanı bu inanılmaz güçten koruyabilirdi. Franklinden 84 yıl sonra bir keşif daha dünya sahnesinde yerini almak üzereydi. Faraday kafesi, elektriksel iletken metal ile kaplanmış veya iletkenlerle ağ biçiminde örülmüş içinde kalan ve dışıyla teması olmayan her şeyi, dışarıdaki elektrik alanlardan koruyan bir zırhtı. 1836’da İngiliz Fizikçi Michael Faraday’ın buluşu olduğu için de adı ‘Faraday Kafesi’ olmuştu. Üstelik Faraday Kafesi dediğimiz şey sadece bu amaç için tasarlanan bir kafes olmak zorunda da değildi. Otomobiller da Faraday Kafesi görevi görebilirdi. Tek şart, içindeyken iletken dışına ya da bir ayağınızın ucuyla dahi toprağa temas etmemelisiniz.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Vatanseverliğin Değişmez Kitabı

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.