38,0622$% 0.31
42,6568€% 2.32
3.866,02%2,69
6.385,00%1,87
25.458,00%1,78
3.175,19%3,01
9.338,58%0,68
DOLAR 38,0622
EURO 42,6568
ALTIN 3.866,02
BİST 100 9.338,58
İmsak 02:00
Ümran Avcı – Hayatını İstanbul – Washington arasında sürdüren Yeşim Erdem’in ilk kitabı “Filedelfiya Hikâyeleri” yayımlandıktan 14 yıl sonra bir kez daha okurla buluştu. Birbiriyle ilintili dört hikayeden oluşan kitap, ilk kez 2011 yılında kadınların kurduğu Ayizi Yayınları etiketi ile yayımlanmıştı. Ancak yayınevi kapanınca Erdem’in kitabı da sadece sahaflarda bulunur oldu. “Filedelfiya Hikâyeleri” uzun yıllar sonra Can Yayınları tarafından basılınca deyiş yerindeyse yeniden can buldu. Alaşehir’deki bir mahallede geçen, karakterlerin ve öykülerin birbirlerine teyelli olduğu öyküler bir yanıyla nostaljik bir tat bırakırken, bir yanıyla da zamana direnen sıkıntıların edebi delili niteliğinde…
■Her ne kadar önsözde belirtmiş olsanız da bilmeyenler için kitabın isminin nereden geldiğini sormak isterim?
Kitaptaki öykülerin geçtiği kasabanın Bizans dönemindeki adı Filedelfiya imiş. Bir gün Yıldırım Bayezid gelmiş ve ‘Bu ne âlâ şehir’ diyerek kasabaya iltifat etmiş. Böylece adı Alaşehir olmuş! Yani kasabada ben çocukken anlatılan hikâye buydu. Buradaki kıssalar de bunun gibi biraz söylenti. Dokusu gerçek, özü kurgu. Ayrıca büyüdüğüm sokağın adı o dönem gerçekten Filedelfiya idi ve bana çok havalı gelirdi! Kitaba çok yakıştırdım çünkü özünde son derece yerel kasaba hikayeleri olsa da ruhunda Bizans entrikaları var.
■“Filedelfiya Hikâyeleri” bir kuşak için nostaljik bir yolculuk. Mahalleli olmak, komşuluk münasebetleri, ev gezmeleri, gece sohbetleri. Yeni neslin yoksun ve maruz kaldıklarına yönelik bir ayna gibi…
Evet X kuşağı için öyle gerçekten. “Müsaitseniz annem öğlenden sonra size gelecek!” Bunu çocuklarıma anlatmaya çalıştım anlamadılar. Telefon yok muydu? Kablolu vardı. Eee niçin anneanne aramıyor? Niçin reddetmek ayıp olsun… Eminim yeni kuşak bu kadarından yoksun kaldığından hoşnuttur. Onlar teknolojiye sahip. Özellikle çocukken, bizim bu teknolojiden yoksun kalmış olmamızın avantajlarına ikna olamazlar ama yetişkinlerinden tatlı bir masal gibi dinleyebilirler. Yaşadığım çocukluktan ve o ortamın bana kattıklarından çok hoşnutum ama kendi çocuklarımın bundan yoksun kalmış olmalarına üzülmüyorum. Onlar kendi çağlarının çocukluğunu yaşadılar. Bugünün dünyasının bir parçası olmaları için öyle olması bana doğru geliyor.
■Kitabın yazımının üzerinden yıllar geçse de kıssadaki ‘namus’ kodları birçok yerde aynı. Özellikle de kadınlara yönelik psikolojik ve fizikî şiddetin sürmesi…
Türkiye gibi bir ülkede doğduğun coğrafya burada çok önemli. Genel bir şey söylemek çok zor. Benim doğduğum kasabada bizden artık sadece annem sabit. Ve bazı şeylerin değiştiğini Türk dizilerinin müdavimi annemin yorumlarından dahi görebiliyorum. Evlilik öncesi beraberlik, sevgili olmak, birlikte yaşamak, kadınların bağımsız ve yalnız bir hayat yaşamaları vs. daha fazla kabul görüyor. Bunlar sevilmese de artık bir olgu olarak çok da tartışılmıyor. Türkiye’deki sorun ahlaki olmaktan çok yasal. Bunu, artık kimse ahlak bekçiliği yapmıyor manasında söylemiyorum alışılmış ki ama ahlak izafidir, kanun ise gözetici. Bizde yargı özgürlükler konusunda gereğince gözetici değil. Böyle olunca yasal düzenlemeler toplumsal değişimin gerisinde kalabiliyor. Bu da özgür olmak isteyen bireyler, özellikle kadınlar için önemli bir tehdit ve tehlike oluşturuyor.
“Bir periyodun temsili”
■“Filedelfiya Hikâyeleri” ilk olmakla birlikte tek kitabınız değil… 14 yıl sonra yazdıklarınızı yeniden kucaklamak neler hissettirdi?
Açıkçası çok mutlu hissettirdi. Bu kıssaların geçtiği kasabadan fazla, beni onları yazdığım periyoda götürdü. Hem daha günahsız olduğumu hem daha cüretkâr olduğumu düşündüm. Yaşadıklarının tartısı – çok ağır şeyler yaşadığımdan değil yaşamın kendisi bu ülkede özellikle kadınlar için yıpratıcı olduğundan – algılarını şimdi çarpıtmamış, öz kuşkularla hırpalanmamış, iddialı olmaktan çekinmeyen ama bunu meydan okur gibi yapmayan, biraz saf biraz ukala tatlı bir ruh tarafından yazılmış olduklarını düşündüm. Bana iyi geldi. Bugünden bakınca bazı şeyler bir ölçü demode gelebilir. Ama ben tamamını o günkü yazdığım hâliyle bırakmak istedim. Çünkü bu kıssalar çok eski bir dönem olmasa da bir dönemi temsil ediyor ve de bunları 14 yıl önce kaleme alan muharririn sesini.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Enerjik Olmak İçin Ne Şeker Ne Kahve! Gereksiniminiz Olan Tek Şey Nane