32,7055$% -0.16
35,3057€% 0.44
2.444,32%-0,23
3.984,00%-0,83
15.939,00%-0,83
2.321,70%-0,20
10.647,91%-0,31
Ekonomi idaresinin normalleşme adımlarından sonrasında kredi kuruluşlarının not iyileştirmelerinin ardından gri listeden de çıktık. Türkiye ekonomisine dair son devirdeki gelişmeleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekonomide genel manada olumlu bir gidişat var. Para siyaseti olağanlaştı ve öngörülebilirlik arttı. Yerleşiklerin ve yabancı yatırımcıların yatırım tercihlerinin giderek daha fazla TL’ye kaydığını gözlemliyoruz. son periyotta yüksek düzeyde rezervbiriktirmeye başladı. Swaplar hariç net uluslararası rezervler mart sonundaki -65.5 milyar düzeyinden 27 haziran itibariyle 10.5 milyar dolara yükseldi. Dolayısıyla, 3 aydan kısa bir sürede 76 milyar dolar civarında rezervlerde besbelli bir iyileşme oldu. Bu güzelleşmenin yaklaşık yüzde 40’ı yabancı yatırımcı girişleri kaynaklı olurken, yüzde 60’ı yerleşiklerin TL’ye dönüşleriyle gerçekleşti. Uzun vakitten beri kahrını çektiğimiz bu konu artık pozitife döndü ve inancı pekiştirmeye başladı. Artan itimatla bir arada, risk primimiz besbelli aşağı geldi. 5 yıllık CDS düzeyi, geçen yıl gördüğü 900’e yakın doruktan, bu yıl 260’ın altına gelecek şekilde düzgünleşti. Son günlerde, dış piyasalar kaynaklı tekrar 280’e yakın seyrediyor. Fakat, akranlarımıza baktığımızda, alınan önlemlerin sonuçları alındıkça bu oranın daha da aşağı geleceğine inanıyoruz. Uluslararası not kuruluşları Türkiye’nin notunu yükseltmeye başladı. 19 Temmuz’da Moody’sden de bir, tahminen iki not artışı birden olacak. Bunu takiben, yılsonuna kadar diğer kurumlardan bir not artışı daha olabilecek. Tüm bunlar, farklı paydaşlar tarafından, uygulanan programa duyulan inancın ve itibarın arttığını gösteriyor. Daha çok yeni bir gelişme olarak, gri listeden de çıktık. Gri listede yer almak, hak etmediğimiz bir durumdu. Hak ettiğimiz yere geldiğimizi
düşünüyoruz. Bundan sonra, öngörülebilirlik ve şeffaflık arttıkça, Türkiye daha fazla doğrudan yabancı yatırım alabilecek. Önümüzde nearshoring, friendshoring gibiönemli fırsatlar var. Daha fazla kalıcı yatırımın olması, hem potansiyel büyümemizi artıracak hem de verimlilik artışlarıyla bir arada dezenflasyon sürecine destek verecek.
Makro tarafta yakın ve orta vade için beklentileriniz nedir?
Bu yıl pek çok göstergede dengelenme gözlemleyeceğiz. Büyüme, ilk çeyrekteki yıllık yüzde 5.7’lik düzeyin ardından ikinci çeyrekte yüzde 4’e yakın kalabilir. Lakin, nakdî sıkılaştırmanın etkilerini yılın sonuna doğru daha net gözlemleyeceğiz ve yıllık büyüme son çeyrekte yüzde 2’ye doğru gevşeyebilir. Dolayısıyla, bu yılı yüzde 3.5 büyümeyle bitirebileceğimizi tahmin ediyoruz. Enflasyonda ise düşüşü bu ay itibariyle daha net görmeye başlayacağız ve yılsonunda enflasyonun düşük yüzde 40’lı düzeylere inebileceğini tahmin ediyoruz. İç talepteki yavaşlamayla birlikte, cari açık yılsonunda 20 milyar dolara yakın gerçekleşebilecek. Bu da milli gelire oranla yüzde 1.5-2’lik bir düzeyle, Türkiye’nin çok kolaylıkla finanse edebileceği bir düzeye karşılık geliyor. Orta vadede ise, büyümenin potansiyeline yakın yüzde
4 civarında oluşmasını, enflasyonun yüzde 20’nin altına inmesini bekliyoruz. Cari açığın milli gelire oranla yüzde 2.5 etrafında sürdürülebilir olacağını; bütçe açığı konusunda ise yüzde 3’lük oranın altında kalacağımızı tahmin ediyoruz.
GEVŞEME YIL SONUNDA
Merkez Bankası’ndan ilave sıkılaşma bekler misiniz? Buna bağlı olarak, gevşeme döngüsüne ne zaman başlanabilir?
Merkez Bankası, farklı araçlarla besbelli bir parasal sıkılaştırma uyguluyor. İhtiyaç olması halinde de, ilave adımlar atabileceğini belirtiyor. Bununla birlikte, geldiğimiz noktada, hâlihazırda yapılanların etkilerini takip etmek istediklerini anlıyoruz. Diğer yandan, gevşeme adımlarının zamanlaması ise, enflasyonun seyrine bağlı olacak. Enflasyonla mücadelede kazanımlar arttıkça normalleşme de ona paralel gerçekleşecek. Önce regülasyonlarda sadeleşmenin
devam etmesi, bu tesirlerin görülmesinin ardından faiz indirimlerinin başlaması temel beklentimiz. Bu minvalde, yılın
sonuna doğru gevşeme yönünde sonlu bir alanın oluşabileceğini kıymetlendiriyoruz.
SEKTÖR SAĞLAM
Bankacılık bölümünün genel görünümünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Son dönemde uluslar arası piyasaların kesime bakışı nasıl?
Bankacılık sektörü, güçlü sermaye yapısı ve aktif kalitesiyle sağlamlığını her ortamda kanıtladı ve sürdürüyor. Bölümün, ekonomik görünümde önemli bir çıpa rolü var. Bu bakımdan, son periyotta ekonomik görünümdeki müspet gidişata paralel olarak sektör için de dinamikler daha müspet. Bunun en önemli göstergelerinden biri de uluslar arası piyasaların bize
bakışı ve yurt dışı finansman temini. Bugün bankalar yurt dışı piyasalardan daha makul maliyetlerle ve istenen miktarlarda borçlanabiliyor.
ETKİLERİ GÖRECEĞİZ
Sektöre yönelik düzenlemeler devam ediyor. En son ticari kredilerde erken kapamalara ilişkin bir bildiri yayınlandı. Etkisi nasıl olur?
Son periyotta regülasyonlarda iktisattaki olumlu seyre paralel bir takım sadeleşme adımları atıldı. Bu adımlar piyasa sisteminin daha sağlıklı işlemesini sağlıyor. En son düzenlenen kredi erken kapamalarına ilişkin bildirimi de yerinde bir adım olarak görüyoruz. Bu yüksek faiz ortamında hem gerçek sektörü hem bankacılık dalını rahatlatacak orta bir yol bulmak elbette güç. O nedenle adımların piyasa işleyişi açısından orta uzun vadeli etkilerini görmek gerekiyor. Öngörülebilirliğin arttığı bir ortamda daha sağlıklı kararlar vermemizi sağlayan düzenekler her zaman olumlu. Bu yeni düzenleme ile de ticari kredilerde fiyat oluşumu daha sağlıklı hale gelecek. Vadelerin bir miktar uzamasına yol açabilir.
Firmalar kredi kararlarını verirken, bugünün fiyatlarıyla erken kapama maliyetlerini de göz önünde bulunduracak. Dolayısıyla kredi kullandırımlarının daha sağlıklı, daha maksatlı bir tabana oturmasını sağlayacak.
Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkış sürecini nasıl örüyorsunuz?
Tepe noktası 127 milyar dolar olan KKM hacmi 62 milyar dolara indi. Kaynağı TL olan KKM’de sona çok yaklaştık. Dövizden dönüşen KKM’nin ise, vadesi geldikçe yüzde 30’dan fazlası standart TL mevduata dönmeye başladı. Uygulanan
politikalar bu istikamette devam ettiği sürece, kurda sağlanacak istikrarla bu çözülme hızlanarak devam edecek. Bu yılın sonunda KKM bizim için kritik bir konu olmaktan çıkacak.
Sorunlu kredilerde artış beklentiye paralel
Sektörde takibe girişler de hızlanma başladı. Önümüzdeki periyotta sektörü zorlayacak bir başlık olur mu bu fotoğraf?
Türk bankacılık kesiminin kabul edilebilir risk maliyeti seviyeleri 125 bps civarıdır. Geçtiğimiz yıllarda gördüğümüz
60 bps, 80 bps gibi sayılar geçiciydi. Bu bir normalleşme süreci. Sıkıntılı krediler artıyor, ancak şu anda öngördüğümüz süratte ve beklentimize paralel olduğunu söyleyebiliriz. İlk etkiyi kredi kartı ve ferdî krediler üzerinde görmeye başladık. Denetimli bir normalleşme var.. Gerçek sektör için ise; normalleşme 2025 yılında başlayacak. Bu yıl gerçek sektör için, bu sürece hazırlanmak ismine önemli bir sene. Firmalar üretkenliklerini artırabildiği sürece karlılıklarını destekleyebilecek. Diğer yandan, ikinci yarı yılda yurtdışı faizlerin gerileyeceğini, dış talepteki toparlanmayla beraber ihracatçı sektörlerin destek göreceği bir ortam olacağını söyleyebiliriz. Dolayısıyla, bu yıl, firmalarımızın bütçelerini makul bir çerçevede yönetmesi ve risk yönetimi açısından da bankalarla iş birliklerini artırması gereken bir yıl.
Çeyrek Altın Fiyatları Bugün Ne Kadar Oldu? 1 Temmuz 2024 Aktüel Altın Kuru Fiyatları