2 Temmuz Sivas Katliamının yıldönümüne ilişkin, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet İhsan Taşkınsel bir basın açıklaması yaptı.
Taşkınsel tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Gerici güçler, 2 Temmuz 1993 tarihinde, bir kültür şöleni için Sivas’ta Madımak Oteli’nde bulunan 35’i aydın, sanatçı, yurtsever, 37 insanımızı güvenlik güçlerinin gözlerinin önünde canlı diri yaktılar ve katliamı saatlerce yırtıcı bir histeri içinde seyrettiler.
Gerici güruhların yaktığı toplumcu, demokrat muharrir ve ozanlarımızı sevgiyle, hürmetle anıyoruz. Onları unutmadık, unutturmayacağız. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak, Sivas katliamını, ilerici güçlere ve kadınlara yönelik tüm katliam ve cinayetleri lanetliyoruz.
Aydınlara, sanatkarlara, bilim beşerlerine, ilerici niyete tahammülü olmayan gericilik, şeriatçısından kontr-gerilla güçlerine faşistlerine dek ülkemizde linççi bir katliam geleneği yaratmıştır. Sivas katliamı bu kara gelenek içinde önemli bir halka olmuştur. Gericiliğin katliam sicili 1930 yılındaki Menemen-Kubilay olayından 1969’da İstanbul’da Kanlı Pazar’a, 1978’de Kahramanmaraş’a, 1980’de Çorum’a, 1993’te Sivas’a, 2015’te Urfa Suruç’a, Ankara Garı’na, 2017’de Reina katliamlarına dek uzanmaktadır. Gerici faşist güçler, toplu katliamların yanı sıra birçok değerli aydınımızı ve gençlerimizi de öldürmüştür.
Bu katliam ve cinayetlerle toplumun aydınlanma kanallarının, toplumsal muhalefetin, toplumcu güçlerin önünün terörle kesilmesi amaçlanmış ve gelinen noktada laik Cumhuriyete, demokrasiye ve bu istikametteki tüm kazanımlara düşmanlık resmî politika olmuştur.
Sivas‘ta aydın ve sanatkarlarımıza katleden gerici faşist güçler “Şeriat isteriz”, “Laik Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak”, “Laiklik gidecek, şeriat gelecek” sloganları atıyordu. Bu istemleri açıktan ve bâtın olarak savunanlar dünden bugüne uzaklık kat etmiş, hedef büyütmüştür. Laik Cumhuriyet düşmanlığı ve şeriat istemleri artık özgürdür.
Dinselleştirme eğitimde, kamusal, toplumsal ömürde mezhepçi stilde hâkim kılınmaktadır. Mezhepçilik, iç ve dış siyasette özel bir yere sahip olmuş, emperyalizmin ve yerli gericiliğin beslediği çağdışı şeriatçı yapılar, toplu katliamlarla ülkemizi ve bölgemizi kana bulamıştır.
Diğer yandan belirtmek gerekir ki; din-mezhep, inanma inanmama, etnik köken, siyasi düşünce farklılıklarını halk arasında düşmanlık tohumları ekmek için kullanmak, sömürü ve baskı tertibinin sürekliliğini sağlamada başvurulan daimi bir siyasettir.
Dini ibadet mekânlarının sayısının okul sayısını geçtiği, çocuklarımızın gerici eğitim sistemine teslim edilerek dindar-kindar kuşaklar yetiştirilmeye başlandığı, çocuk-ergen tüm kadınların evlere ve ucuz işgücü depolarına hapsedilmek istendiği, kadın ve çocuk vücutlarının mülkiyet/sahiplik-tecavüz ve cinayet alanı olarak görüldüğü, gerici ideolojiler ile nüfus planlamasının buluşturulduğu, gençliği işsizlik ve geleceksizliğin beklediği bugünkü Türkiye’de laiklik, toplumcu aydınlanma savunusu, demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük istemleri ve bu yönde mücadele, her zamankinden daha fazla ehemmiyet taşımaktadır.
Tüm aksiliklere rağmen toplumdaki laik ilerici toplumcu damarlar canlıdır, kurutulamayacaktır. Sömürünün, işsizliğin, yoksulluğun olmayacağı aydınlık Türkiye uğraşı sürmektedir. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, demokratik, laik, emeğin ve bilimin aydınlattığı başka bir Türkiye çabasına kararlılıkla devam edecektir.”
17:11
