32,9023$% 0.68
35,6581€% 0.67
2.500,38%0,91
4.060,00%0,51
16.263,00%0,51
2.366,86%0,34
10.793,87%-0,65
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN), 2023/2024 eğitim-öğretim yılına ait eğitim-öğretim raporunu yayınladı.
TÖB-SEN‘in raporu şöyle;
2023/24 eğitim-öğretim yılı 14 Haziran Cuma günü sona erdi. MEB’in örgün eğitim datalarına göre Türkiye’de örgün eğitimde;
17.5 milyon ( resmi + özel ) öğrenci bulunmaktadır.
75 bin 19 eğitim kurumu/okulu içinde devlete ait kurum/okul sayısı 60 bin 734 (yüzde 81)
Özel okulların sayısı 14 bin 281 (yüzde 19)’dir.
Devlet okullarında okuyan öğrenci sayısı 15 milyon 887 bin 296 (yüzde 80),
Özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 670 bin 729 (yüzde 8);
Açık öğretimde okuyan toplam öğrenci sayısı ise 2 milyon 346 bin 654 (yüzde 12)’dir.
Devlet ve özel okullarda toplam 1 milyon 154 bin 383 öğretmen görev yapmaktadır.
Devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin sayısı 974 bin;
Özel okullarda çalışan öğretmenlerin sayısı 180 bin civarındadır.
2023/2024 eğitim öğretim yılında sözleşmeli istihdam edilen öğretmen sayısı 50 bin 182’dir.
Ek ders karşılığı çalıştırılan ve asgari fiyatın altında ücret alan fiyatlı öğretmenlerin sayısı 90 bine yakındır.
TÖB-SEN‘in 2023/2024 eğitim-öğretim yılına ait eğitim-öğretim raporundan başlıklar şöyle;
“EĞİTİMDE SORUNLAR ÇÖZÜLMEMİŞ SORUNLAR KALICI BİR HALE GELMİŞTİR”
Eğitimin sınıfsallaştığı bir periyotta çocuklar okula aç gitmekte kâfi beslenememekte hatta fizikî ve zihinsel gelişimleri sağlıklı olmamaktadır.
“ÇOCUĞUN ÜSTÜN FAYDASI UNSURU YOK SAYILMAKTA ÇOCUK HAKLARINA TEHDİTLER DEVAM ETMEKTEDİR”
21 yüzyılda çocuklar sağlıklı besine, pak suya, eğitime, sıhhate kâfi biçimde erişememektedir. Türkiye’de eğitim alanında yaşanan laiklik ve bilim karşıtı siyasetler ve uygulamalar çocukların küçük yaşta suça sürüklenmeleri ve çocuk cinayetlerinin artması gibi sonuçları doğmaktadır.
“BESLENME SORUNU ÖNEMLİ BİR SORUN HALİNE GELMİŞTİR”
Türkiye’de çok sayıda öğrenci öğün atlayarak günü tamamladığı yatağa girdiğinde kâfi bir beslenme ile girmediği somut bir gerçekliktir. Yetersiz beslenmekten ötürü fizikî ve zihinsel gelişim sağlıklı olmamaktadır.
“YÜZYIL MAARİF MODELİ OLARAK SUNULAN YENİ MÜFREDAT KABUL EDİLEMEZ”
Bir ülkede müfredat değişikliği oluyorsa bu müfredat tüm kademelerde derslerin içeriği ve bunlarla ilgili toplumun tüm bileşenlerini ilgilendirecek düzenlemeler yapılıyor demektir. Maalesef toplumun tüm bileşenlerini ilgilendiren müfredat değişikliği hiç kimseye sorulmadan hiç kimseden görüş alınmadan hazırlanmıştır.
“DAYATILAN ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU BU HALİYLE KABUL EDİLEMEZ”
Büyük çoğunluğu öğretmen akademisi ve öğretmenlere verilecek disiplin cezalarıdan oluşmaktadır.
Tek olumlu madde eğitimciye yönelik şiddetin Cezasının %50 artırımlı olacak olması ve seçenek yaptırımlara çevrilmeyecek olmasıdır.
ÜCRETLİ öğretmenlere yönelik bir çalışma yok.
Haklı bir talep olan özel kesimde çalışan öğretmenlerin taban maaş talebine yönelik bir çalışma yok.
Özlük, sosyal, demokratik hakların güzelleştirilmesine yönelik bir çalışma yok haklar geriye gidiyor.
Meslek hastalıkları ve yıpranma payı ile alakalı çalışma yok.
Güvencesiz istihdam yasallaşıyor.
Ek ders fiyatlarına düzgünleştirme yok.Yoksulluk sınırı altında olan maaşlara yönelik bir çalışma yok.
Eğitim işçilerine yönelik kira, giysi, beslenme ve ulaşım desteği ile alakalı bir çalışma yok.
ÖĞRETMENİN TEFTİŞ SONRASI GENEL YÖNETİM SINIFINA ALINMASI
Öğretmene yapılan teftiş sonrası yetersiz bulunan öğretmenin genel yönetim sınıfına alınarak akademiye alınma durumu var. Bu son derece yanlış ve sübjektif değerlendirme kriterini kabul etmiyoruz. Bakanlık bu mevzuda da yanlış bilgilendirme yapmaktadır. Avrupa ve gelişmiş ülkeleri örneklendirmekte yanlış bir algı yaratmaktadır.
KARİYER BASAMAKLARI
Sınavla yapılan meslek basamaklarına karşıyız. Öğretmenler arasında ekonomik ayrım yaratacak statüleri değil herkesin hakkettiği emeğin karşılığını kazanmasını istiyoruz. Maaşlar yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır. Kademe ve derece üzerinden maaş hesaplamaları devam etmelidir. Bir kesitin çok kazanması değil herkesin çok kazanmasını savunuyoruz.
“ÇEDES GERİCİLİĞE HİZMET ETMEKTEDİR”
Laik eğitimi tehlikeye atan ve uzmanların tüm ikazlarına rağmen neredeyse tüm kademelerdeki okullarda uygulamaya konan Etrafıma Hassasım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesigiderek yaygınlaşıyor. Okullarda “maket” mezarlar kurulup ağıt yakılıyor, öğrencilere cami temizliği yaptırılıyor. “Okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilsin” davetine kulak tıkanırken bu proje kapsamında okullarda askıda simit uygulaması yaygınlaşıyor.
Bu projeyi değerlendirirken sırf eğitim bilimi ve pedagojik açıdan kıymetlendirmek de eksikolacaktır. Asıl sorun, düşünen, sorgulayan, eleştiren jenerasyonlar yetiştirmek yerine, biat eden nesilleryetiştirmek için laik, bilimsel ve kamusal eğitimle sıkıntısı olanların Cumhuriyet karşıtı uygulamalar peşinde olmasıdır.
“BAŞTA DEPREM BÖLGESİ OLMAK ÜZERE ÜLKEDE OKULLAŞMA SORUNU VARDIR”
6 Şubat sarsıntısının ardından 15 ay geçmiş olmasına rağmen deprem bölgesinde yaşayan çocukların eğitimi aksayarak devam etmektedir. Yaşanan sorunlar kalıcı bir hale gelmiş, deprem bölgesinde eğitimde yaşanan sorunların tahlile kavuşmaması da düşündürücü olmuştur. Deprem bölgesinde yaklaşık bir buçuk yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hala okul okul yapılamamıştır.
“MÜLAKAT SİSTEMİNİ KABUL ETMİYORUZ ANTİ DEMOKRATİK OLDUĞU KADAR GAYRİ AHLAKİDİR”
Kamuda Tasarruf Önlemleri adı altında açıklanan pakette öğretmenlerin atamalarında sadece emekli sayısı kadar atamanın yapılması kararı ayrıyeten tartışılması gereken bir öbür karardır.
“MİLLİ EĞİTİMDE İŞÇİ ÖDÜLLERİ YANDAŞ SENDİKA ÜYELİĞİ VE SİYASİ TERCİHLERE GÖRE YAPILMAKTADIR”
Başarı Belgesi MEB kapsamında 81 ilde ödül kazanan eğitim işçisinin listesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlandı. Milli Eğitim Bakanlığı İşçi Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan listede,2023 yılında üstün başarı belgesi bulunan ve ödüllendirilen öğretmenlerin isimleri yer alıyor. Toplamda üç adet başarı belgesi bulunan öğretmenlere bir adet üstün başarı belgesi verilir. Üstün başarı belgesi bulunan öğretmenler ise Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığına bildirilir.
“EĞİTİM DİNİ TARİKAT VE CEMAATLERE TESLİM EDİLEMEZ”
TBMM’de devam eden 2024 bütçe görüşmelerinde Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi görüşülürken söz alan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, tarikat ve cemaatleri sivil toplum örgütü olarak tanımlayarak, “Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz” formunda bir ifade kullanmıştır. Bu telaffuz; yıllardır eğitim sistemi üzerinden sürdürülen “eğitimi dinselleştirme” uygulamalarını bakanlık siyaseti olarak sürdüreceklerini itirafıdır.
“İKTİDAR SİYASETLERİNİN TEMEL HEDEFİ LAİKLİK UNSURUNUN KALDIRILMASIDIR”
Eğitim müfredatı içinde 9 yıl boyunca birer zorunlu ve 8 yıl içerde seçmeli olmak üzere toplam 33 din dersi bulunmaktadır. Dünyada 12 yıllık Zorlu Eğitim uygulamasına sahip olan ülkelerin hiçbirinde 33 din dersi bulamazsınız. Molla rejim dediğimiz İran’da dahi bu kadar din dersi bulunmamaktadır.
Bursa’da Tüfekli Düğün Konvoyu!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.