DOLAR

32,6645$% 0.32

EURO

35,5639% 0.42

GRAM ALTIN

2.509,16%1,72

ÇEYREK ALTIN

4.049,00%1,37

TAM ALTIN

16.220,00%1,37

ONS

2.390,92%1,48

BİST100

10.851,78%-0,19

Öğle Vakti a 13:13
Bursa AÇIK 25°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Tolga Karaçelik: Ben Zoru Sevdiğim İçin Delirdim!

ad826x90

Tolga Karaçelik sinemadaki başarılarına rağmen egodan uzak, “Çok önemli bir şey yapmıyoruz, eninde sonunda bir meteor gelecek, Dünya’ya çarpacak” başında. Onu merak edip ilgiyle dinlerseniz karşınızda konuşkan ve esprili birini buluyorsunuz. Sonbaharda vizyona girmesi planlanan sineması vesilesiyle başlıyoruz sohbete… ◊ Altın Portakal, Adana Altın Koza Film Şenliği, Sundance… Sinemaların birçok şenlikten ödül aldı. Ve geçen günlerde yeni sinemanın Tribeca Film Festivali’nde ‘Seyirci Ödülü’nü kazandı… Galiba şu ana kadarki sinemalarımda aldığım mükafatların sayısı 40’ı geçmiştir. Tribeca’da da garip bir şey oldu, müsabakasız kısma gidip şenlikten ‘Seyirci Ödülü’yle döndük. İşin en güzel tarafı da şu; sineması üç seans koymuşlardı, üçünün de biletleri satıldı. Dördüncü seansı eklemek zorunda kaldılar, o da tamamen satıldı. Sonrasındaki soru-cevaplara herkes kaldı. New York’ta geçen bir sinemanın New York’lular tarafından kabul edilmesi, bir de üstüne ‘Seyirci Ödülü’ alması çok güzel bir his. ◊ Bu kadar çok ödül toplayan Tolga Karaçelik sinemasını, hiçbir sinemasını izlememiş birine nasıl anlatırsın?Tolga Karaçelik sineması diye bir şey var mı bilmiyorum. “İnanılmaz güzel sinemaları olan birisi, kaçırırsan gerçekten çok üzülürsün, şu ana kadar diğer izlediklerini unut” derim. Şaka bir yana bir şey diyemem zira ben gerçekten izlemekten keyif aldığım sinemaları çekiyorum. Diğerine itici ve saçma da gelebilir ama ben bu sinemaları izlemek isterdim. ◊ Ödüllü direktör olmayı mı yoksa iyi gişe yapan direktör olmayı mı tercih edersin?İkisi de. Benim sinemalarım izlenebilir, özellikle ‘Sarmaşık’ ve ‘Kelebekler’i seyretmeye başlayan birinin yarıda bırakacağını hiç zannetmem. Zati sinemaları seyirci için yapıyorum ve ben de her şeyden önce bir seyirciyim. Ödül de film için önemli, sineması koruyan şey oluyor. Ama bizde ödül kavramı biraz daha farklı algılanıyor. Mesela ‘Gişe Memuru’nu Beşiktaş’ta korsan DVD satan bir yerde görmüştüm, satan adama “Bu nasıl bir film” dedim. “Ödül mödül almış ama sıkıcı değil” dedi. Ödüllüyse sıkıcı gibi bir anlayış var ülkemizde. Biraz önce sordun ya, filmlerini nasıl tanımlarsın diye, şöyle diyebilirim: Benim sinemalarım ödül mödül almış ama sıkıcı değil. ◊ Yeni film için altı sene kadar ara verdin. Bu sırada hayatını nasıl kazanıyorsun?Reklam çekiyorum. Bu beni hem kurtarıyor hem de mesleksel olarak sıcak tutuyor. ◊ Yeni film için neden bu kadar bekledin?42 yaşındayım, dördüncü sinemam, bence kötü değil. Bu sefer araya pandemi de girdi. Bir de bu film tamamen Amerikan sineması oldu, imal şirketi de Amerikan. Hikâye bunu gerektiriyordu zira bir seri katil var. Bir de film yapmayı New York’ta öğrendim. Orada her zaman bir şey yapmak istiyordum ve öyküyü direkt İngilizce yazdım. Orada iş için finans bulmak çok daha değişik işliyor. Türkiye’de Kültür Bakanlığı’ndan destek alıyor, sonra ortak üretimci arıyorsun, ulaşmaya çalıştığın meblağlar daha az. Orada o denli değil. Oyuncular büyük, herkesin programına uyması gerekiyor. Haliyle süre biraz uzadı. ◊ Sinemadaki başroller de popüler isimler, değil mi? ‘Rezervuar Köpekleri’ (Reservoir Dogs) sinemasından tanıdığımız Steve Buscemi, ‘Severance’ dizisinde izlediğimiz Britt Lower ve geçen sene rol aldığı ‘Başka Bir Hayatta’ (Past Lives) sinemasıyla en iyi film Oscar’ında yarışan John Magaro başrollerde.

BU İSMİ GÖRSEM O SİNEMAYA GİDERİM Filminin adı ‘Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Bir Muharririn Sığ Hikâyesi’. Bu çok uzun ve garip bir isim değil mi? Film hakkında fikir veriyor diye düşünüyorum. ◊ Mesela ben gişede bilet alırken bu ismi söyleyemem… Hele akşamdan kalma biriyse hiç söyleyemez. Ama ben bu ismi görsem o sinemaya giderim. Yapımcılardan biriyim,  6-7 üretimci var, itiraf edeyim, onlar da zorlandı. “Filmle bir yere başvururken forma dahi sığdıramayacağız ismi. Bize başka fikirle gel” dediler. Ama diğer seçeneği beğenmediler, bu kaldı. ◊ Alternatif isim neydi?‘Senenin En İyi Filmi’… ◊ Çok alçakgönüllü bir seçim olmuş… Bence o denli, yılın en iyi sineması diyorum, en iyi film demiyorum (gülüyor). Ama seçmediler aslında. ◊ Uzun bir film ismi, Amerika’da film çekmek; sen zoru mu seviyorsun, biraz deli misin? Ben zoru sevdiğim için delirdim!◊ Türkiye’de mi Amerika’da mı film çekmek daha zor?Orası daha zor, bir defa film yapma motivasyonu farklı. Parayı bir finansçıdan alıyorsun. Oyuncun kim? Sen kimsin? Bunu çekmemin sebebi ne? İlk sinemam (Gişe Memuru) New York Museum of Çağdaş Art’ın (MoMA) arşivine girdi.

Oraya giren 14-15 Türk sanatkardan biri oldum. İkinci sinemam (Sarmaşık) Sundance’te açılış yaptı. Üçüncüsü (Kelebekler) Sundance’te ‘Büyük Heyet Ödülü’ aldı. Dolayısıyla sen kimsin noktasını biraz aştık. O sayede Steve Buscemi senaryoyu okudu ve okey’ledi. O tamam deyince diğer oyuncuların gelmesi kolaylaştı. Bütün bunlardan sonra paranın geri kalan kısmı bulundu. ANNEM ‘NE SAÇMA SAPAN ŞEYLER’ DİYOR Bu film ne anlatıyor?Aslında ilişkiler hakkında bir film. Evli bir yazar var, bir kitap yazmış, kıymetsiz bir ödül almış. Beş yıldır ikinci kitabını yazmaya çalışıyor ama kıssası bir yere varmıyor. Bu ortada evliliği de bitmek üzere. Bir barda daima peşinde olan emekli bir seri katil var. O da bu müellife kendi kitabını yazdırmak istiyor. Hiç yakalanmamış ve kıssasını duyurmanın peşinde. Bir şekilde kendi öyküsünü yazdırmak için “Senin danışmanlığını yapacağım. Seri katiller ne yer, ne içer, bunların hepsini öğreteceğim” diyor.

Adam bir gün sarhoşken bunu evine getiriyor ve karısı seri katili evlilik danışmanı sanıyor. Seri katil evde sabahları evlilik danışmanlığı yapıyor, akşamları kitap için seri katil danışmanlığı yapıyor. Ve her iki tarafa aslında aynı sözleri kullanıyor. ◊ İlişkiler de bir çeşit cinayet mi yani?Öldürmeye çalışmıyorsun ama yeniden var etmeye çalışıyorsun. Kendini daima var etmen gereken bir yer diyelim. ◊ Cinayetler üzerine araştırmalar yaptın mı?Otopsi hakkında bilgi sahibi oldum. Bu tip araştırmalar yapan müellifler ve dedektifler var, onları inceledim. Bu cinste filmler ve diziler izledim. İlişki gözüyle diğer tarafa da bakmam gerekiyordu. Aynı sözlerle bunları anlatabilecek miyim? Yazma idmanı üzereydi. ◊ İlişkiler ve cinayetler arasında nasıl bir bağ kurdun?Esasında sineması izlemen lazım. Mesela film milattan önce 40000 yılında Slovenya’da, bir Homo sapiens kadının ve Neandertal adamın aşkını anlatarak başlıyor. ◊ Farklı bir dil ve metaforlar kullanıyorsun. Daha alışılan, düz bir biçim seçebilirdin… Benim var olma formum bu. Hiçbir zaman direktör olacağım demedim. Yarın da anlatacak öyküm yoksa sarfiyat marangozluk yaparım, balık fiyatım. Bir öyküyü nasıl anlatmak istiyorsam o şekilde anlatıyorum. ◊ Kimdir fikir danıştığın kişi?Bu sinemaların hepsinin fikrini anneme söylediğim zaman “Ne saçma sapan şeyler bunlar” diyor.

“Niye tavuk patlıyor”, “Neden adamın başından sarmaşıklar çıkıyor, saçmalama” diyor. Tamam o zaman, doğru yoldayım, ben bu sineması çekeyim diyorum. Saçmalamak için saçmalamıyorsun, bunun bir anlamı olması lazım, yoksa o başka bir üslup sinemaya gidiyor. Büyülü gerçekliği seviyorum. Hepsinin anlatmak istediğim kıssaya yardımcı olması lazım. GÜZEL BEŞERLERLE YOLUM KESİŞTİ Altı yıldır oyuncu Tuğçe Altuğ ile evlisiniz. Oyuncu-yönetmen evliliği, evde nasıl işliyor? Birbirimize fikir veriyoruz. Bir şey yazdığım zaman ilk gösterdiğim insanlardan biri o. Aynı işi yapmak, birbirinin ne yaptığını bilmek beşere çok yardımcı oluyor. Bir arada üretmek keyifli, bu sinemada de Tuğçe kırmadı beni sağ olsun, küçük bir rolü var. Her zaman çalışmak istediğim bir oyuncu. ◊ Madem sinemada münasebetleri anlattın, yılların aşka etkisi ne?Aşkta olması gereken en önemli özelliklerden biri vefa. İlişki alışılmış dönüşüyor, değişiyor, hoşluğu de o. Şayet hapsolduğunu hissetmiyorsan ve özgürlüğünü koruyabiliyorsan, o zaman sen de değişiyor, gelişiyorsun. Herkesin kendine has kokusu vardır ya… İki insan bir araya geldiği zaman sen kendine has kokunu getiriyorsun, o da kendisininkini ve o evde var olmayan bir koku yaratıyorsunuz. ◊ Sen hayatta kaç aşkın katili oldun veya kaç aşk seni öldürdü?Uf, yani bayağı bir cinayet olmuştur! Güzel beşerlerle yolum kesişti, cinayet diyemem hiçbirine, birçoğuyla güzel ayrıldık. Hepsi çok şey kattı bana. Beni öldürmediler ama büyüttüler.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

‘Kadınlar Mahkeme Salonunda Bir Kez Daha Öldürülüyor, Bununla Baş Edemiyorum’

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.