34,5298$% 0.1
36,1700€% -0.18
2.983,26%0,73
5.082,00%0,78
20.264,00%0,78
2.683,50%0,45
9.367,77%3,72
Kars ve etrafının çok renkli bir tarihi bulunuyor. Son 25 yılda bu Serhat kenti üzerine Sezai Yazıcı, Erkan Karagöz, Vedat Akçayöz, Murat Tuncel, Candan Badem, İsmet Konak, Ludmila Denisenko ve daha başka müellifler ve araştırmacılar faydalı çalışmalar yapmışlardır. Kars Kürtleri isimli kitabımı da bu çalışmalara dahil edebiliriz (Avesta, 2009). Bu çalışmanın ilk 180 sayfası Kars ve çevresindeki çokkültürlülüğe ayrılmıştır. Yöre kültürlerinin birbirini daima beslediği/zenginleştirdiği konusundaki tez ve hassasiyetim 570 sayfalık bu çalışmamın başından sonuna kadar devam etmektedir. Kars Vilayeti’nin Rus hakimiyeti altında bulunduğu yıllarda (1877-1918) Türkler, Kürtler, Ermeniler, Ruslar, Rumlar gibi onlarca halk burada yaşıyordu. Yörede örneğin birer Alman, Eston ve Oset köyü de vardı. Kitabın sonunda “Kars Vilayetindeki Nüfusun Etnik Dağılımı (1889 Verileri)” isimli bir Rus kaynağı da yer almıştır. Yörede bulunan 804 yerleşim ünitesinin o devirdeki eski isimleri, ahalisi/milliyeti, erkek ve kadın sayısını gösteren bu veriler bir bilgi hazinesi oluşturur. Kars üzerine çalışan araştırmacılar için çok faydalı topografik ve demografik bilgiler içeren bu Rus kaynakları sayesinde bugün Kars ve yöresini daha iyi tanıyabiliyoruz. Torınlar (Türkçe: Torunlar) bir kültürel katman olarak sözü edilen bu kitabımın uzun bir bölümünü de oluşturur.
TORIN SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE
Torın (Torun) eski Kürtçe bir sözcüktür, tov (tohum) ve rind (iyi) sözcüklerinden oluşur.
Kürt dilbilimcisi ve aydını Celadet Bedirhan, Şam’da çıkardığı Hawar mecmuasında Herekol Azizan mahlasıyla bu sözcüğün etimolojisi hakkında 90 yıl önce şu kısa açıklamada bulunur: “Konuşma lisanında tovrınd denilir. Aslı tovrınd yani tohumu iyi olan, ailesi iyi tanınan kişi. Ortadaki -v- ve sondaki -d- düşmüş: torın halini almıştır”.(1) Hülasa Torın sosyolojik bir tabakanın adı olarak bilinir, feraset ve basiretleriyle toplumun ayrıcalıklı seçkin bir kısmını oluştururlar. Sözcüğü daha 19. yüzyılda örneğin bir Fransız gazetesi Temps’de de görürüz: “Torınlar Kürt soylularını oluşturur” (Les Torouns constituent la noblesse kurde).(2) Torın sözcüğü bu tabakanın Kürtçesini, Torun da Türkçe kaynaklardaki biçimini göstermektedir. Bu metinde aynı katmandan söz ederken ele aldığımız dönem ve yere göre zaman zaman hem Torın hem de Torun sözcüklerini kullanmak zorunda kalacağız. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki metinde kullandığımız Torın/Torun sözcülerinin Türkçede çocuğunun çocuğu anlamına gelen torun sözcüğü ile bir bağlantısı yoktur.
TORINLAR KONUSU İLGİMİ ÇEKİYOR
Torınlar özellikle Osmanlı, Rus ve İran sınır uzunluklarında varlığını yüzyıllar boyunca sürdürmüş olan aristokrat bir katman olarak tanınır. 2003 yılında önce İsveç’te ”Torınlar: Kürt Aristokratları” ismiyle çıkan kitabım altı yıl sonra “Serhatın Aristokratları: Torınlar” ismiyle Türkiye’de ikinci kez yayımlanır.(3) Daha sonraki yıllarda, 21.yüzyıla girdiğimizde çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği Kağızman ve Kars gibi yöreler üzerine ağırlaştım. Türkçe yayımlanan Kars Kürtleri(4) ve Kağızman(5) kitaplarımda da Torınlar konusuna da değindim. Türkiye’deki okuyucu özellikle bu kitaplarım vasıtasıyla Torın sözcüğünün ayrı bir anlama geldiğini de saptadı: Asilzade, aristokrat, soylu… Kürt Tarihi Dergisi’nin 2012 yılında çıkan ilk sayısında yayımlanan Şemsedinov Kürtleri isimli yazım da 19. yüzyıl boyunca Rusya’da yaşayan ve aristokrat bir Kürt katmanı oluşturan Torınları konu edinir.(6) Torınların efsanevi liderlerinden olan ve Rus ordusunda general olarak görev yapmış olan Cafer Ağa’nın bir fotoğrafı da (Kürtçe: Guli Cewar Axa) bu sayının kapağında yer almıştır. Torınların 18. yüzyılda yaşamış olan ataları Şemdin Ağa veya Şemsedin Ağa’nın adına atfen Ruslar kendilerine yakın buldukları bu Kürtleri “Şemsedinov Kürtleri” olarak isimlendirmiş, Rus literatürü ve tarihinde bu isimle yer almışlardır.(7)
TORUNOĞULLARININ ÖYKÜSÜ
Kars, Kağızman ve Torınlar, bu üç konuda yazdığım kitaplarımın hazırlık evresinde kökleri Susuz’a (eski adı Cılavuz) bağlı Kızılkilise köyüne kadar uzanan Torunoğulları ailesinden pek haberdar değildim. Bu aile hakkında ilk bilgileri aynı aileden Erdal ve Aykut Torunoğulları’ndan edindim, kendilerine buradan çok teşekkür ederim. Bu aile konusunda iki kitabın geçmiş yıllarda yayımlandığını da öğrendim, biri roman, oburu biyografik bir çalışma. Susuz’a bağlı Kızılkilise köyünde yaşamış olan Torunoğulları üzerine Murat Tuncel 2014 yılında bir roman yazmış, bu katman ve Kafkasya’daki ömürlerini ele almıştır.(8) Ailenin son büyüklerinden Faik Torunoğulları’nın kısa yaşam hikayesi de oğlu Aykut Torunoğulları tarafından başka bir kitap halinde yayımlanır.(9)
AİLENİN İLK BÜYÜKLERİ
Torunoğullarının köklerinin Kars’ın Kağızman’ın ilçesine bağlı Halıkışla/lak köyüne kadar uzanması, bu bağlamda anılması, aile tarihine bir renklilik katmıştır:
“1770’li yılların başlarında kar ve soğuk havanın acımadan bütün sertliğini hissettirdiği bu bölgenin, çetin geçen bir kışında, Ermenistan’a hudut olan Kars’ın Kağızman ilçesine bağlı Halıkışla köyünde Pir Süleyman’ın oğlu Torun dünyaya gelir”.(10)
Molla Bıro’nun Kağızman’daki akrabaları bu sıralarda Halıkışla köyünde kalıyorlardı. Günümüzde Iğdır-Kars yolu üzerinde, Türkiye-Ermenistan sınırı yakınlarında bulunan köy 1953 yılına kadar Halıkışla ismiyle Kağızman sınırları içinde bulunuyordu. Daha sonra Halıkışlak ismini alarak Digor’a bağlanır. Eski yüzyıllarda Halıkışla köyünden Molla Bıro’nun yaşadığı Gürcistan’ın Mirişhan kasabasına yığınlar halinde bir göç yaşanır:
“Onun yeni bir yurda yerleştiğini duyan Kağızman’daki akrabaları ile iklim şartlarından kaynaklanan sıcak ve kuraklık nedeniyle ailenin farklı kollarından ve uzunluklarından olan Haveşler, Sarı Mıholar ve Mıheler olarak bilinen aileler ve ayrıca Benduvan köyünden aslangiller aşiretinin de iştiraki ile hepsi birlikte Mirişhan’a yerleşirler”.(11)
Daha sonraları Torun’un Alo isminde bir oğlu, ondan da Bıro, Gevro ve Alican isminde çocukları olur. Bunlardan Bıro, Torunoğulları ailesinin tüm jenerasyonları tarafından sayılan ve sevilen tarihi bir şahsiyet olarak tarihe geçer. Molla Bıro daha 1877 yılında Gürcistan’dan gelip Osmanlı topraklarına yerleşmeden önce üstte değindiğimiz gibi Gürcistan’ın Ahıska kenti yakınındaki Mirişhan’da kalıyordu. Aile şeceresinde (soyağacı) en çok tanınmış olan şahsiyet 1898 yılında yaşadığı Kızılkilise köyünde vefat eden Molla Bıro’dur.(12)
TORUNOĞULLARI: TORUN SÖZCÜĞÜNÜ YAŞATAN BİR AİLE
Torun sözcüğü aile tarafından evvelce bir erkek ismi olarak kullanılmıştır. Böylece ailenin yaklaşık olarak 250 yıllık tarihinde ortaya çıkan I. Torun ve II. Torun’un isimleri ilerde saptanacak olan ailenin ortak çatı soyadının (Torunoğulları) ortaya çıkışında da etkili olacaklardır. Torunoğulları tarihinde tanınmış ve ömürlerinde büyük başarılara imza atmış olan Molla Bıro ve Faik Torunoğulları’nın her ikisinin büyükbabalarının isimleri da bir tesadüf sonucu Torun olarak kayıtlara geçmiştir. Aykut Torunoğulları kitabında Torunoğulları soyadını daha sonraki yıllarda nasıl aldıklarını da şöyle anlatır:
“Zaman geçmiştir ve Torun, orta uzunluklu, hafif çekik gözlü, kumral ve canlı bir delikanlı olmuştur. Soyadı değişiklik kanunu döneminde, daha önce Kabakurt olarak alınan aile soyadı 1972 yılında yine yaşayan aile büyüklerinin bir araya gelmesiyle, babaları Torun’un isminden dolayı Torunoğulları olarak değiştirilecektir”.(13)
AİLENİN SON BÜYÜĞÜ: FAİK TORUNOĞULLARI (1938-2022)
Torunoğullarının köyü Kars il merkezine 44 km uzaklıktaki Kızılkilise köyüdür (Türkçe yeni adı: Erdağı). 1889 yılı Rus verilerine göre bu köy 15 haneden oluşan bir Kürt köyüdür. Nüfusu bu yıllarda 83 erkek ve 67 kadından oluşuyor, toplam 150 kişi.(14) Köylülerin büyük bir kısmı Kurdıka aşiretine mensup olup üstte değindiğimiz gibi daha sonraki yıllarda (1970li yıllar) kendilerini Torunoğulları olarak tanımlarlar. Faik Bey’in babası Şevki Bey, günümüzde Torunoğulları ailesinin iş yaşamını sürdüren kardeşlerin büyükbabaları ve 2022 yılında vefat eden son aile büyüğü Faik Bey’in de öz babasıdır:
“Günümüzde hala bu soyisim Torunoğulları tarafından kullanılmaya devam ediyor.
Soyadı ismine sebep olan Torun çok çalışkan biridir (II. Torun, R.A.) Hayvancılık ve tarım ile uğraşarak köyün en zenginleri arasına girmiştir. Artık evlenecek yaşa gelmiş. 1916 yılında Kıymet Hanım ile evlenir ve takvimler 1917’yi gösterdiğinde ilk çocukları Şevki dünyaya gelir”.(15)
Ailenin son büyüğü 8 çocuk babası Faik Bey evvelce Kars merkezine göç etmiş (1976), oradan Kocaeli ve daha sonraları Muğla’ya yerleşmiş, son yıllarını eşiyle birlikte Muğla’nın Fethiye ilçesinde geçirmiştir. Çocuklarının isimleri şöyle: Turgut, Ali, Erdal, Menşure, Ertan, Aykut, Yavuz, Leyla.
Aile, baba ve çocuklar birlik ruhuyla hareket ederek başta Türkiye ve Hollanda olmak üzere değişik Avrupa ülkelerinde büyük yatırımlar yapmış ve üstün başarılar sağlamıştır. Turizm, otelcilik, emlak, inşaat ve başka alanlarındaki yatırımları diğer bir araştırma ve yazının konusu. Hollanda’ya ilk kez giden kardeşlerin en büyüğü Turgut Torunoğulları bir dizi başarıya öncülük eder. Torunoğulları bu yatırımlar yanında, kendi köyü, Kars ve çevresinde bazı hayır kurumları da açtırmışlardır. Kars merkezinde açılan “Faik-Fikriye Torunoğulları Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisesi” bunlardan birisidir. Ailenin son büyüğü Faik Bey Kars tarihi ve folkloruna büyük bir ilgi duymuştur.
Faik Bey özellikle dengbêjlik (hikaye anlatıcılığı) geleneğine büyük önem vermiştir. Aşağıdaki bir görüntüden alınan fotoğrafta sağ elini kulağına götürerek Kars yöresinin halk tarafından çok sevilen Kürtçe müziklerinden birisini söylerken onu görüyoruz.
Kars ve aile tarihi hakkında özel bir ilgisinin olduğunu kaleme aldığı hatıra defterinden de anlıyoruz. Torunoğulları ailesinin son büyüklerinden Faik Bey 2022 yılında vefat etmeden önce kaleme aldığı anılarının bir yerinde kökenlerinin Kağızman yöresindeki Torun beyefendilerine kadar uzandığını şöyle dile getirir:
”Bir zamanlar Aramı diyarını yurt edinen Zilan aşiretinin bir kolundan olan meşhur tuz diyarı Kağızman beyefendilerine bağlı olduğumuzu, Torun dedemin paşa olmadan önce beyliğin başkatipliğini yaptığı… ”(16)
Aykut Torunoğulları yazmış olduğu kitapta babası Faik Bey ve ailesinin diğer üyelerinin yaşam hikayelerini detaylı olarak anlatır.
SONUÇ
Rusya, Osmanlı İmparatorluğu ve İran’ın sınır yörelerinin kesiştiği Serhat diyarında bulunan Kars özellikle 19. yüzyılda çıkan savaşlar sonucunda kendini bu savaşların ortasında bulmuş, birkaç kez Rusların eline geçmiştir. Kars 1877-1918 yılları arasında 40 yıl boyunca bir Rus egemenliği yaşamış, “Kars Oblastı” (Kars Vilayeti) olarak Rusya’nın bir parçası haline dönüşmüştür. Kars artık Osmanlı haritalarında gözükmez. Torınlar (Torunlar) Ruslarla birlikte Kars ve Erivan vilayeti sınırları içinde birlikte yaşamaya devam ederler. Bazı önde gelen şahsiyetleri yerel Rus idarelerinde “glava” (başkan veya reis) olarak görev alırlar. Bundan yaklaşık olarak 150 yıl evvelce Molla Biro, oğlu Aslan’ın “glava” seçilmesini onaylar, Torınlara yakışır görkemli bir yaşam sürer: “Molla Bıro da zaman zaman kendi evinin yanında kurulmuş 16 direkten oluşan kıl çadırda oğlu Aslan Bey ile bir arada, özellikle Cumartesi ve Pazar günleri köylüsünün ve halkının kaygısını dinlerdi”.(17) Yirminci yüzyıl başlarında meydana gelen Sovyet İhtilali (1917) sonrasında Torınlar bu kez yeni bir yaşam uğraşı umuduyla yeni saflarda görünürler. 3 Mart 1918 tarihinde imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması ile 40 yıllık Rus hakimiyeti Kars’ta son bulmuştur. Bu durum Torunoğulları’nın sonu anlamına gelmez, doğrusunu söylemek gerekirse Torunoğulları yeni bir yüzyıla hazırlanır. Ailenin bundan sonra başlayan ve günümüze kadar süren parlak hikayesini de Murat Tuncel’in üstte sözünü ettiğimiz romanında buluruz.
NOTLAR:
(1) Herekol Azîzan, Bêriya Botan, Hawar, nr 25/1934.
(2) Lettres de Turquie, Temps, 7-7-1878.
(3) Rohat Alakom, Arîstokratên Kurd: Torin, Apec, 2004. Rohat Alakom, Torin: Arîstokratên Serhedê, Avesta, 2009.
(4) Rohat Alakom, Kars Kürtleri, Avesta, 2009. s.369-404.
(5) Rohat Alakom, Kağızman-Kars’ın Tadı Tuzu, Kağızman Belediyesi, 2012. s.156.
(6) Rohat Alakom, Şemsedinov Kürtleri, Kürt Tarihi, nr 1/2012, s.30-35.
(7) F. Poxosyan, Derheqa tevgirêdana kurda Ûrisêtêra, Rêya Teze, 14-9-1958. Ermenistan’da Kürtçe çıkan Rêya Teze gazetesinde yayımlanan Kürt-Rusya İlgileri Hakkında isimli bu incelemede faydalı bilgiler bulunuyor.
(8) Murat Tuncel, Narinkalesi’nden Kaçış-Torunoğulları’nın Destansı Hikayesi, Altın Bilek Yayınları, Birinci Basım 2014. İkinci Basım (2015).
(9) Aykut Torunoğulları, Babamın Hikâyesi-Faik Torunoğulları, Balkan Sanat ve Yayın İmal Ticaret Limited Şirketi, 2022.t
(10) Aykut Torunoğulları, s.13.
(11) Aykut Torunoğulları, s.14.
(12) Murat Tuncel, Narinkalesi’nden Kaçış-Torunoğulları’nın Destansı Öyküsü, s.86.
(13) Aykut Torunoğulları, s.29.
(14) Rohat Alakom, Kars Kürtleri, s.461.
(15) Aykut Torunoğulları, s.29.
(16) Faik Torunoğulları, Hatıra Defteri-Babadan Oğula… (Yavuz Torunoğulları’nın arşivinde).
(17) Aykut Torunoğulları, s.16-17.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
‘Şeref Dağı’na Methiye, Zarafetin Kudreti ve Dayanışmanın Radikalliği