34,5545$% 0.21
36,0115€% -0.63
3.002,25%1,37
5.107,00%0,51
20.364,00%0,66
2.698,67%1,02
9.468,27%1,07
ABD’nin 47’nci başkanı seçilen Donald Trump’ın ilk iktidarı döneminde Ankara-Washington hattında büyük krizler yaşanmıştı.
Peki Trump’ın ikinci döneminde iki ülke bağlarını neler bekliyor?
Uzmanlar, ikinci Trump iktidarının alakalara kısa vadede somut kazanımlar getireceğini, ancak uzun vadede bazı sorunlara yol açabileceğini düşünüyor.
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Yöneticisi Sinan Ülgen, Ankara-Washington münasebetlerinin önümüzdeki aylarda yeniden gözden geçirileceğini düşünüyor.
Seçim sonuçlarını BBC Türkçe’ye değerlendiren Ülgen’e göre bağlantılarda beklenilen ivme değişikliğinin temeli Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arasında “geçmişte var olan yüksey seviyeli ilişkiye” dayanıyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından Trump’ın seçim zaferini “Dostum Donald Trump’ı tebrik ediyorum” diyerek kutladı.
Yeditepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Deniz Tansi de Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile “özel bir diyaloğu” olduğuna dikkat çekiyor ve bunun yok sayılamayacağını söylüyor.
Ancak Tansi, Trump döneminde Ankara-Washington hattında yaşanan krizleri hatırlatarak “uluslararası bağlantılarda pürüssüz ilişki modeli yoktur” hatırlatmasını yapıyor.
Suriye politikaları
Trump’ın Beyaz Saray’daki ilk döneminde Suriye’nin kuzeyi ile ilgili ayrışan siyasetler ilgileri düğümlenme noktasına getirmişti.
Washington, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile iş birliği yaparken, Ankara bu kuvvetlere karşı 2019’da Barış Pınarı Harekatı’nı başlatmıştı.
SDG’nin omurgasını Türkiye’nin PKK’nın uzantısı saydığı ve “terörist” olarak tanımladığı Halk Savunma Birlikleri (YPG) oluşturuyor.
Sinan Ülgen, ABD’nin 2015 yılından beri sürdürdüğü bu siyasetin ve beraberinde gelen uyuşmazlığın Türkiye-Amerikan ilgileri bakımından “en büyük olumsuzluk” olduğunu vurguluyor.
EDAM yöneticisi, Ankara’da ikinci Trump döneminde Washington’ın Suriye siyasetini gözden geçirmesine yönelik bir beklenti olduğunu söylüyor.
Deniz Tansi de Washington’ın SDG ve bileşenlerine yönelik askeri dayanağının azalabileceğini düşünüyor.
Ancak Tansi, Pentagon’un bu konuda sıkı bir tavır takındığını ve Trump’ın Suriye’den tamamen çekilip çekilmeyeceğinin soru işareti olduğunu ekliyor.
Siyaset Bilimci Soli Özel ise İran’ın bölgedeki nüfuzunun zayıflaması durumunda Beşar Esad’ın Türkiye’ye karşı daha olumlu yaklaşabileceğini söylüyor.
Özel, “ABD’nin çekilmesi durumunda Suriye ve Türkiye, Kürtlerin kazandığı siyasi alanı daraltmak ya da yok etmek isteyecektir” diyor ve ekliyor:
“Türkiye ve ABD arasında bir mutabakat arayışı kesinlikle vardır. Bir anlaşmaya varılırsa çok da şaşırmam.”
İsrail ve İran
Trump’ın İsrail’e ve Başbakan Binyamin Netanyahu’ya mevcut Joe Biden idaresinden daha fazla destek vermesi bekleniyor.
Yeditepe Üniversitesi’nden Deniz Tansi, Türkiye’nin İsrail’e yönelik tavrının bu nedenle Trump iktidarı ile probleme yol açabileceğine dikkat çekiyor:
“Trump ve Netanyahu arasında özel bir siyaset bağlantısı modeli var. Türkiye’deki iktidar bu anlamda nasıl bir çıkış yolu bulur? Burada önemli soru işaretleri var.”
Sinan Ülgen de Türkiye’nin Filistinlilere takviyesinin Trump’ın İsrail siyasetleriyle “tam bir tezat” oluşturduğunu vurguluyor.
Sinan Ülgen’e göre “ABD’nin İran konusunda İsrail güdümünde yürüteceği bir siyasetin bölgesel istikrarsızlığa yol açma ihtimali çok büyük”.
Seçim döneminde Trump’ın İsrail’in İran’ın nükleer alt yapısını bombalaması yönünde mesajlar verdiğini hatırlatan Ülgen “Bu, Türkiye bakımından da olumsuzluk taşıyabilir, bir bölgesel savaş senaryosunu tetikleyebilir” diyor.
Trump, 4 Ekim’de yaptığı bir konuşmada İsrail’in İran’ın saldırısına karşılık Tahran’ın nükleer tesislerini vurması gerektiğini söylemişti.
Ancak Deniz Tansi’ye göre Trump başkanlık koltuğuna oturduktan sonra bu konuda daha itidalli davranabilir:
“İran’ın nükleer tesislerinin vurulması çevresel felaket demek. Trump adayken açık çek vermişti. Seçilmiş başkan olduktan sonra aynı şeyi tekrar eder mi onu da düşünmek lazım.”
Ekonomi politikası
İkinci Trump iktidarının Türkiye üzerindeki olası ekonomik etkileri de tartışma konusu.
ABD, 2018’de Rahip Brunson krizi sırasında Türkiye’ye yaptırımlar getirmiş, 2019’da Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasının ardından Trump Türkiye’nin “sınırı aşması” durumunda iktisadını “yok etme” tehdidinde bulunmuştu.
Sinan Ülgen, Trump’ın yeniden başa geçmesiyle ABD’nin “daha tek taraflı, daha muhafazacı, çok taraflı kuralları yok sayan bir güç iktisadı politikasına” yönelebileceğini ve bunun Türkiye’yi dış ekonomik ilişkiler bakımından “daha zorlu bir konjonktüre” itebileceğini söylüyor.
Türkiye Ekonomi Siyasetleri Araştırma Vakfı (TEPAV) analisti Selim Koru da Trump’ın ekonomik siyasetlerinin Türkiye iktisadını etkileyeceğini düşünüyor:
“Trump, hakim neoliberal paradigmada büyük değişiklikler vadediyor. Bunun tam olarak nasıl bir şekil alacağını bilmek mümkün değil, ancak yapısal değişiklikler olacağı için Türkiye de derinden etkilenir.”
Deniz Tansi ise Trump’ın iktidara gelmesi durumunda Türkiye’nin BRICS grubuna üyelik başvuru sürecini erteleyeceğini düşünüyor ve “Trump’ın bu konuda anlayışlı davranacağını sanmıyorum” yorumunu yapıyor.
Tansi, benzer şekilde Trump yönetimindeki bir Washington’ın Türkiye’nin Çin’den elektronik araç alımı ve Pekin’in Türkiye’ye yatırımlarına sempatik bakmayacağını da vurguluyor:
“Trump’ın Türkiye’ye yönelik dış politika ve savunma bakımından izafî rahatlatan bir söylemi olabilir, ama ekonomi konusunda müsamaha göstereceğini sanmıyorum.”
Ukrayna savaşı
Trump’ın seçim vaatlerinden biri de Ukrayna’daki savaşı 24 saat içinde bitirmekti.
EDAM Yöneticisi Sinan Ülgen, “Türkiye hem Trump ile hem de [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] Putin ve [Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir] Zelenski ile var olan yüksek seviyeli siyasi bağları üzerinden yakın geçmişte olduğu gibi bir diplomatik rol oynayabilir” diyor.
Türkiye, 2022’de Rusya, Ukrayna ve BM’nin parçası olduğu ve “Tahıl Koridoru” olarak da anılan Karadeniz Tahıl Girişimi müzakerelerine ev sahipliği yaptı.
Taraflar Temmuz 2022’de anlaşmaya vardı ve İstanbul’da imzalar atıldı. Ancak Rusya, ihracat pürüzlerinin kaldırılmamasını münasebet göstererek Temmuz 2023’te mutabakattan çekildi.
Deniz Tansi de Trump’ın Ukrayna’ya askeri yardımı büyük oranda kesmesini bekliyor ve savaşın bitmesi için “Ukrayna’yı hızla ikna etmek” adına Ankara’dan bir “kolaylaştırıcı” olarak yardım isteyebileceğini düşünüyor.
NATO
Trump geçmişte Türkiye’nin de parçası olduğu NATO ittifakını eleştirmiş, müttefikleri taahhüt ettikleri savunma harcamalarını yapmamakla suçlamıştı.
İkinci Trump iktidarında ABD’nin NATO’ya karşı nasıl bir yaklaşım benimseyeceği belirleyici olacak.
Sinan Ülgen, Trump’ın NATO’yu zayıflatacak bir politika yürütmesinin Türkiye’nin dezavantajına olacağını düşünüyor.
TEPAV analisti Selim Koru ise Trump’ın Türkiye’nin NATO tavrından “memnun” olduğu kanısında:
“Trump’ın NATO’ya dair sıkıntısı Avrupalı ülkelerin stratejik yetersizliğiyle ilgili. Türkiye tam tersi bir yönde ilerliyor.”
Yeditepe Üniversitesi’nden Deniz Tansi de Trump’ın etrafının Türkiye’nin NATO’daki pozisyonuna önem verdiğini vurguluyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Trump Neden Kazandı? Hangi Vaatlerin Etkisiyle Sandıktan Zaferle Çıktı